Diyanet-Sen'den Din Görevlilerine Şiddete Tepki

Türkiye Diyanet ve Vakıf Görevlileri Sendikası (Diyanet-Sen) Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, din görevlilerine şiddete tepki göstererek, “Edebimize ve hayamıza sığınırken, insanlık dışı tavırlar sergileyenler için sabır çizgimizi korumakta zorlanıyor. Ezandan, seladan rahatsız olacak kadar kin bürümek neden? Din görevlilerimiz 15 Temmuz’da nasıl ki sorumluluk üstlenmişse, bundan sonra da sorumluluk üstlenmeye devam edecektir” dedi.

Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, son günlerde din görevlilerine yönelik şiddete sert tepki gösterdi. Bayraktutar, “Edebimize ve hayamıza sığınırken, insanlık dışı tavırlar sergileyenler için sabır çizgimizi korumakta zorlanıyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığımızın birer ferdi olarak verilen görevleri en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Fakat bu görevlerimiz bazılarının zoruna gidiyor olmalı ki camilere saldırılıyor, imamlarımız darp ediliyor, verilen görevi yapmamaları hususunda ciddi bir tehdit mekanizması oluşturuluyor. Daha önce Artvin’de bir imamımız siyasi tercihinden ve okuduğu ezandan dolayı darp edildi. Sonrasında Ankara’da cami cemaatinin camiye girmesini engellemek isteyen birileri imamımızı hastahanelik etti, Ordu’da bir din görevlisi 15 Temmuz gecesi sela okudu diye dövüldü. Tekirdağ’da bir meslektaşımız da sela okudu diye darp edildi. Bu rahatsızlık neden? Ezandan, seladan rahatsız olacak kadar kin bürümek neden? Toplumu kışkırtmaya çalışan karanlık odakların telkinlerine kulak asmadan, doğrularımızdan taviz vermeden yolumuza devam ediyoruz. Sendikal ayırım yapmadan din görevlilerine uzatılan her türlü şiddetin karşısında olacağımız bilinmelidir’ ifadelerini kullandı.

Din görevlilerinin ülkenin en ücra yerlerinde görev yaptığını, toplumun değer yargılarını, inanç unsurlarını canlı tutmak için örnek olduklarını söyleyen Bayraktutar, “Din gönüllüsü ahlak abidesidir. Manevi dinamiklerimizi canlı tutmak adına ne gerekiyorsa yapacağız. Din görevlilerimiz 15 Temmuz’da nasıl ki sorumluluk üstlenmişse, bundan sonra da sorumluluk üstlenmeye devam edecektir. Bizler daha iyisini yapmak için zaman mevhumunu tanımadan çalışmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.



“Bu ülkede nice alimler, nice büyük zatlar yetişmiştir ve bunlar kitabını, bayrağını, inancını asla tartışmaya açmamıştır”

Özellikle inanç unsurlarını ayakta tutmak isterken bazılarının bundan rahatsızlık duymaya başladığını belirten Bayraktutar, şunları kaydetti:

“Çok kısa bir süre önce buza yazı yazmaya çalışan hadsizler, Kur’an’ın Arapça okunmasının anlaşılamamaya sebep olduğunu söyleyip, sözlerini ‘Ne mutlu Türküm diyerek sonlandırdı. Gök Tanrı inancının yer yüzündeki temsilcileri Kur’an’ı anlayamıyorlarsa saygı duymayı da öğrenemedi ne yazık ki. Biz onların tengrilerine, inançlarına saygı duymayı biliriz. Fakat onlar İslam’ın sadece bir millete gönderildiğini, o millet haricinde olanların İslam’a inanmaması gerektiğini aşılamaya çalışıyorlar. Bilmeliler ki tarih boyunca bu ülkede nice alimler, nice büyük zatlar yetişmiştir. Bunlar kitabını, bayrağını, inancını asla tartışmaya açmamıştır. Bir milletin mensubu olmak evrensel olanı reddetmek değildir. Evrensel olanın milletlere ulaşması için sorumluluk almasıdır. İşte bizler bu sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyoruz. 126 ülkede Diyanet İşleri Başkanlığının her bir ferdi İslam’ın güzelliğini ve ayrıcalığını anlatmaktadır. Bunun doğrudan orantı kurduğu, doğrudan beslendiği tek alan inancımızdır. Kalemşörlerin, ezan ve sela düşmanlarının aykırı tutumu, kardeşliğimize zarar vermemelidir. Bu sebeple bizler doğruyu anlatmaya, edebimizden ve hayamızdan taviz vermemeye devam edeceğiz. Siyasi devinimler, inançlar arasındaki farklılıklar ne olursa olsun vatan, bayrak, millet diyerek yol almasını bilmeliyiz. Bir kişinin İslam’ı tanıyamaması ya da yanlış tanımasını dert edinmeli, doğruyu görmeleri için uğraşmalıyız. Onlar bilmiyorlar, bilselerdi böyle olmazdı diyerek ümidimizi yitirmemeliyiz.”
Kaynak: İHA