'Sanal bağımlılık tehlikesi giderek büyüyor'
Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Noyan, "Bağımlılık yaşı çok düştü ama bu sadece ergenlerin sorunu değil, artık yetişkin insanların da sorun. Yani internet bağımlılığı sebebiyle üniversiteyi bitiremeyen bir sürü insan var." dedi.
Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Onur Noyan, teknoloji bağımlılığı yaşının düştüğünü belirterek, 'Ama bu sadece ergenlerin sorunu değil, artık yetişkin insanların da sorunu. Yani internet bağımlılığı sebebiyle üniversiteyi bitiremeyen bir sürü insan var. İnternet bağımlılığı sebebiyle yurtta, okulda, evinde kendi başına yaşayan insanlar var.' dedi.
Doç. Dr. Noyan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kişinin bağımlı olup olmadığının bazı kriterlere göre değerlendirildiğini söyledi.
İnternetten, teknolojiden, oyunlardan kopamayacak bir noktaya gelindiğinde artık 'oyun ya da internet bağımlılığı' gibi kavramlardan söz etmenin kolaylaştığını aktaran Noyan, aile içerisinde saygı görmeyen bireyin, sanal alemde kendisine yapay bir güven ortaya çıkardığını kaydetti.
Noyan, bu yapay güvenin de kişinin 'oyun olarak gözüken cinayet ya da intihar araçları'nın peşinden sürüklenmesine sebep olduğunu işaret ederek, bağımlı olunan nesneyle olan ilişkinin seviyesinin çok önemli olduğunu vurguladı.
Teknoloji bağımlılığının beyinde yaptığı zararların neredeyse uyuşturucu madde kadar fazla olduğunun görüldüğüne dikkati çeken Noyan, şöyle devam etti:
'Bu, bence en kritik nokta. Teknoloji ve internet bağımlılığını önlemek amacıyla ailelere düşen bazı görevler var. 0-2 yaş aralığında çocukların hiçbir şekilde internet, televizyon, bilgisayar ve telefonla temas etmemesi lazım. 2 yaştan sonrasında da ailenin belirlemiş olduğu zaman dilimleri içerisinde, bu tabii ki 5-10 dakikayı geçmeyen aralıklarla, yaşa göre giderek yavaş yavaş artırılabilecek şekilde düzenlenmeli. Çocuğun okul çağı başladıktan sonra da aileyle birlikte, planlanan zaman dilimleri dahilinde internetle ya da teknolojik aletlerle temas etmesi gerekiyor.
Öncelikle bu konuda ailenin eğitilmesi gerekiyor. Aile bir şekilde çocuğun hangi internet sitesine girdiğini, neler yaptığını bilmeli. Bilmiyorsa da interneti öğrenmeli mutlaka. İnterneti kullanmayı bilmeyen bir aile, çocuğuyla ilgili hiçbir şey yapamaz. Bilgisayar mümkünse çocuğun odasından çıkarılmalı, ortak bir alana konulmalı.'
Noyan, internet bağımlılığının gelişmesiyle izlenecek yollara ilişkin de bilgi vererek, ''Bağımlılık yaşı çok düştü ama bu sadece ergenlerin sorunu değil, artık yetişkin insanların da sorunu. Yani internet bağımlılığı sebebiyle üniversiteyi bitiremeyen bir sürü insan var. İnternet bağımlılığı sebebiyle yurtta, okulda, evinde kendi başına yaşayan insanlar var. Bu nedenle fiziksel sağlığını kaybedenler var. Bu sorunun en büyük sonuçlarından biri obezite. Son dönemlerde çocuk ve ergenlerde uzun süre oturmaya bağlı olarak romatizmal sorunların arttığı görülüyor. El bileğinde sinir sıkışmaları görülebiliyor.' değerlendirmesinde bulundu.
''Bu konuda kontrol sağlamanın önemi büyük''
Yetişkin ve çocuklarda önemli olanın, kontrol kaybının fark ettirilmesi olduğunu dile getiren Noyan, uzun süre bilgisayar başında olmanın çeşitli psikiyatrik sorunlara da sebep olduğunu kaydetti.
Noyan, internet bağımlılığının çocuklarında tehlikeli boyuta ulaştığını gören ailelerin yapması gerekenlerden bahsederek, 'Ailelerin bu sorunu bir kere öncelikle fark etmeleri önemli. Bundan sonra karşılarına çocuklarını alıp bir anlaşma ve kontrat yapmaları gerekiyor. Çocukla durumu anlatan sağlıklı bir sohbet yapılması gerekiyor. Bu durum önlemlere rağmen geliştiyse artık daha katı bir anlaşma kuralları çerçevesinde ilerlemek gerekiyor.' diye konuştu.
''Aile bir şeyi kontrol etmediğinde çocuk da kendine çok büyük bir alan belirlemiş oluyor.'' diyen Noyan, aslında internet bağımlılığının gelişimindeki sorunun çocukta değil, ailede olduğunu, ailenin sınırları gevşek bırakmasının buna sebep olduğunu ifade etti.
'İnternet yerine başka bir aktivite bulunmalı'
Doç. Dr. Noyan, ailelere çocuğunu boş kaldığı zamanlarda internet yerine başka faaliyetlere yönlenme önerisinde bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Öncelikle ailenin eğitilmesi gerekiyor. Aile televizyonunu kapatacak, kendisi ilgilendiği şeyi yapacak. Aile istiyor ki 'Benim çocuğum otursun, kitap okusun ben de telefonumla oynayayım'. Bu çok mümkün değil. Öncelikle ailenin çocuğundaki internet ve oyun bağımlılığı ile baş etmek için kendisini eğitmesi gerekiyor. Birlikte ne yapılabilir? Sohbetler, geziler, aileyle birlikte oynanacak masa oyunları, yer oyunları… Birçok farklı aktivite yapması gerekiyor ki çocuk boş kaldığında aile de onu istesin 'Hadi şu oyunu oynayalım, şunu yapalım, bunu yapalım' gibi isteklerle gelsin.'
Noyan, tedavi konusunda da bilgi vererek, internet bağımlılığı nedeniyle yatarak tedavi edilen kişilerde 'internet detoksu' uygulandığını anlattı.
Doç. Dr. Noyan, 'Hastanın, yaklaşık 3 hafta hiçbir şekilde elektronik, teknolojik alet, internet olmadan zaman geçirmesini ve bu süreçte kişinin ilgileneceği başka alanlar bulup onları çıkartmasını sağlıyoruz.' diyerek, tedavinin, hem ilaç hem psikoterapi hem de grup terapileri gibi farklı yöntemlerin dahil edilmesiyle planlandığını sözlerine ekledi.
Doç. Dr. Noyan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kişinin bağımlı olup olmadığının bazı kriterlere göre değerlendirildiğini söyledi.
İnternetten, teknolojiden, oyunlardan kopamayacak bir noktaya gelindiğinde artık 'oyun ya da internet bağımlılığı' gibi kavramlardan söz etmenin kolaylaştığını aktaran Noyan, aile içerisinde saygı görmeyen bireyin, sanal alemde kendisine yapay bir güven ortaya çıkardığını kaydetti.
Noyan, bu yapay güvenin de kişinin 'oyun olarak gözüken cinayet ya da intihar araçları'nın peşinden sürüklenmesine sebep olduğunu işaret ederek, bağımlı olunan nesneyle olan ilişkinin seviyesinin çok önemli olduğunu vurguladı.
Teknoloji bağımlılığının beyinde yaptığı zararların neredeyse uyuşturucu madde kadar fazla olduğunun görüldüğüne dikkati çeken Noyan, şöyle devam etti:
'Bu, bence en kritik nokta. Teknoloji ve internet bağımlılığını önlemek amacıyla ailelere düşen bazı görevler var. 0-2 yaş aralığında çocukların hiçbir şekilde internet, televizyon, bilgisayar ve telefonla temas etmemesi lazım. 2 yaştan sonrasında da ailenin belirlemiş olduğu zaman dilimleri içerisinde, bu tabii ki 5-10 dakikayı geçmeyen aralıklarla, yaşa göre giderek yavaş yavaş artırılabilecek şekilde düzenlenmeli. Çocuğun okul çağı başladıktan sonra da aileyle birlikte, planlanan zaman dilimleri dahilinde internetle ya da teknolojik aletlerle temas etmesi gerekiyor.
Öncelikle bu konuda ailenin eğitilmesi gerekiyor. Aile bir şekilde çocuğun hangi internet sitesine girdiğini, neler yaptığını bilmeli. Bilmiyorsa da interneti öğrenmeli mutlaka. İnterneti kullanmayı bilmeyen bir aile, çocuğuyla ilgili hiçbir şey yapamaz. Bilgisayar mümkünse çocuğun odasından çıkarılmalı, ortak bir alana konulmalı.'
Noyan, internet bağımlılığının gelişmesiyle izlenecek yollara ilişkin de bilgi vererek, ''Bağımlılık yaşı çok düştü ama bu sadece ergenlerin sorunu değil, artık yetişkin insanların da sorunu. Yani internet bağımlılığı sebebiyle üniversiteyi bitiremeyen bir sürü insan var. İnternet bağımlılığı sebebiyle yurtta, okulda, evinde kendi başına yaşayan insanlar var. Bu nedenle fiziksel sağlığını kaybedenler var. Bu sorunun en büyük sonuçlarından biri obezite. Son dönemlerde çocuk ve ergenlerde uzun süre oturmaya bağlı olarak romatizmal sorunların arttığı görülüyor. El bileğinde sinir sıkışmaları görülebiliyor.' değerlendirmesinde bulundu.
''Bu konuda kontrol sağlamanın önemi büyük''
Yetişkin ve çocuklarda önemli olanın, kontrol kaybının fark ettirilmesi olduğunu dile getiren Noyan, uzun süre bilgisayar başında olmanın çeşitli psikiyatrik sorunlara da sebep olduğunu kaydetti.
Noyan, internet bağımlılığının çocuklarında tehlikeli boyuta ulaştığını gören ailelerin yapması gerekenlerden bahsederek, 'Ailelerin bu sorunu bir kere öncelikle fark etmeleri önemli. Bundan sonra karşılarına çocuklarını alıp bir anlaşma ve kontrat yapmaları gerekiyor. Çocukla durumu anlatan sağlıklı bir sohbet yapılması gerekiyor. Bu durum önlemlere rağmen geliştiyse artık daha katı bir anlaşma kuralları çerçevesinde ilerlemek gerekiyor.' diye konuştu.
''Aile bir şeyi kontrol etmediğinde çocuk da kendine çok büyük bir alan belirlemiş oluyor.'' diyen Noyan, aslında internet bağımlılığının gelişimindeki sorunun çocukta değil, ailede olduğunu, ailenin sınırları gevşek bırakmasının buna sebep olduğunu ifade etti.
'İnternet yerine başka bir aktivite bulunmalı'
Doç. Dr. Noyan, ailelere çocuğunu boş kaldığı zamanlarda internet yerine başka faaliyetlere yönlenme önerisinde bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Öncelikle ailenin eğitilmesi gerekiyor. Aile televizyonunu kapatacak, kendisi ilgilendiği şeyi yapacak. Aile istiyor ki 'Benim çocuğum otursun, kitap okusun ben de telefonumla oynayayım'. Bu çok mümkün değil. Öncelikle ailenin çocuğundaki internet ve oyun bağımlılığı ile baş etmek için kendisini eğitmesi gerekiyor. Birlikte ne yapılabilir? Sohbetler, geziler, aileyle birlikte oynanacak masa oyunları, yer oyunları… Birçok farklı aktivite yapması gerekiyor ki çocuk boş kaldığında aile de onu istesin 'Hadi şu oyunu oynayalım, şunu yapalım, bunu yapalım' gibi isteklerle gelsin.'
Noyan, tedavi konusunda da bilgi vererek, internet bağımlılığı nedeniyle yatarak tedavi edilen kişilerde 'internet detoksu' uygulandığını anlattı.
Doç. Dr. Noyan, 'Hastanın, yaklaşık 3 hafta hiçbir şekilde elektronik, teknolojik alet, internet olmadan zaman geçirmesini ve bu süreçte kişinin ilgileneceği başka alanlar bulup onları çıkartmasını sağlıyoruz.' diyerek, tedavinin, hem ilaç hem psikoterapi hem de grup terapileri gibi farklı yöntemlerin dahil edilmesiyle planlandığını sözlerine ekledi.