Piknik Alanlarında 'Keneye' Dikkat
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Abdulkadir Yıldırım, kene ısırması vakalarında, piknikçilerin 1. Risk grubunda yer aldığını belirtti.
Sivas Medicana Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Abdulkadir Yıldırım, kene ısırması vakalarının Haziran ve Temmuz aylarında pik yaptığı belirtip piknikçilerin 1. Risk grubunda yer aldığını söyledi.
Belirti ve tedavi yöntemlerinin bilinmesinin önemine değinen Yıldırım, “İlkbaharın gelmesi ile havalar ısınmaya ve doğa canlanmaya başladı.
Bununla ile birlikte de pek çok insan park, bahçe ve kırlara giderek güzel havanın tadını çıkarmaya başladı.
Ancak önlem almadan yeşillik alanlara çıkanlar, kötü sürprizlerle karşılaşabiliyor. Çünkü bu aylarda özellikle de Tokat, Çorum, Yozgat, Erzurum, Erzincan, Gümüşhane, Bayburt, Sivas, Amasya, Çankırı, Bolu, Kastamonu, Artvin, Giresun, Ardahan, Tunceli, Bingöl, Karabük ve Samsun illerinde kene ısırmalarına bağlı ‘Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi’ (KKKA) vakaları artış gösteriyor. Kene ısırmasının belirtilerini ve nasıl tedavi olmamız gerektiğini bilmek, olası KKKA hastalığı riskinden korur ve acil bir müdahale ihtiyacında nasıl davranılması gerektiği konusunda da yol gösterir.”dedi.
Haziran-Temmuz aylarında pik yapıyor
Yıldırım, kenelerin hayvan ve kenelere zarar vermeyen ancak insanlar için öldürücü olabilen virüsleri hayvanlardan insanlara taşıdığı açıklayıp, “KKKA, ‘Nairovirus’ keneler arasında enfeksiyon yaparak yayılır. Keneler, küçükbaş hayvanlardan kan emerken aldıkları virüsleri büyükbaş hayvanlara ve insanlara bulaştırır. Hastalığı yapan virüs kenelerin konakladığı hayvanlara bulaşmasına rağmen hayvanlarda ve kenelerde hastalık belirtisi göstermemektedir. İnsanlarda ise virüs ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ilerleyen vakalarda vücudun değişik yerlerinde kanama gibi bulgularla seyreden ölümle sonuçlanan, kanamalarla seyreden KKKA isimli ciddi bir hastalığa neden olmaktadır. Türkiye’de ilk kez 2002 yılında görülen hastalık, her yıl Mart-Kasım ayları arasında görülmekte ve Haziran-Temmuz aylarında pik yapmaktadır.”dedi.
Piknikçiler dikkat
Yıldırım yaptığı açıklamada kene ısırmaları ve KKKA bulaşma risk gruplarını bu şekilde sıraladı, “Birinci risk grubunda; kırsal kesimde yaşayan, hayvanlarla ilişkisi olanlara, kırsal kesimde özellikle çalılıklar ve otların olduğu yerlerde piknik, av veya çeşitli amaçlarla bulunanlar yer almaktadır. İkinci risk grubunda; veterinerler, avcılar, kasaplar ve çiftçiler, hayvanların etlerinin hazırlanması sırasında ev hanımları ve bu işle uğraşanlar yer alır. Üçüncü grupta ise doktor, hemşireler, sağlık memurları ve laborantlar gibi sağlık görevlileri ile evde hasta bakan hasta yakınları yer alır.”
Şüpheli temaslar takip altına alınmalı
Yıldırım, KKKA’lı hastalarla teması bulunan kişilerin 14 gün süre ile takip edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, hastalığın belirtilerinden bahsetti. Yıldırım, “Eğer bahsedilen risk gruplarındaysanız kene ısırmasının belirtilerinin neler olduğunu mutlaka bilinmesi gerekir. Vücuda tutunan kenenin, hiç vakit kaybedilmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla, eldiven, naylon poşet veya bez parçası ile tutularak ya da ince uçlu bir pens veya varsa kene çıkartma kartı ile ezilmeden çıkarılmalıdır. Çıkartılamıyorsa en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla, üzerine sigara basmak, kolonya, gazyağı, alkol ve benzeri kimyasal ürünler dökmek gibi yöntemlere kesinlikle başvurulmamalıdır. Bir kenenin insandan kan emmesi ile Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi belirtilerinin ortaya çıkması arasında ortalama 1-3 günlük bir kuluçka zamanı vardır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin ilk belirtileri iştahsızlık, baş ağrısı, yüksek ateş, yaygın kas ağrıları, mide ağrısı, kusma ve bazen de ishal şikayetleri ile kendisini gösterir. Birkaç gün içinde gözlerde ve yüzde kızarıklık, göğüste noktasal kanamalar, vücutta yaygın cilt altı kanamaları, burun kanaması, dışkıda ve idrarda kan bulunması gibi ciddi kanama bozukluğu bulguları görülebilir. Belirtileri fark ettiğiniz anda kene tedavisi yapan hastanelere ulaşmanız gerekir.”dedi.
KKKA öldürücü olabilir
KKKA’nın damarlarda oluşturduğu pıhtı bozukluğu nedeni ile ölümcül olabileceğinin altını çizip, “Ağır vakalarda, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığın beşinci gününden sonra karaciğer ve böbrek yetmezliği ile akciğer yetmezliği ve santral sinir sistemi bozuklukları gelişebilir. Hastalar genellikle hastalığın 2. haftasında karaciğer, akciğer veya böbrek yetmezliği tablosu ya da yaygın damar içi pıhtılaşma bozukluğu nedeni ile kaybedilirler. Kene ısırması tedavisinde en önemlisi en kısa zamanda kene tedavisi yapan hastanelere başvurmaktır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’de etkene yönelik bir tedavi ajanı olarak ilaçlardan faydalanılabilir. Hastalara destekleyici tedavi yapılarak organizma hastalığı atlatana kadar bozulan fizyolojik dengeyi korumak ve hastanın ihtiyacı olan destek sağlanmalıdır. Bu amaçla yapılacak tedavi girişimleri arasında; sıvı ve elektrolit dengesinin korunması, pıhtılaşma bozukluğu gelişenlere taze kan ve pıhtılaşma faktörü verilmesi, ağızdan beslenemeyen hastaların uygun yöntemlerle beslenmelerinin sağlanması, yüksek olan ateşin kontrol altına alınması ve şikâyetlerin giderilmesi için gereken tedavilerin yapılması sayılabilir. Kontrol altında tutulan hastalardı iyileşme süreci 10. günden sonra başlar bu süreç bazı vakalarda dört haftaya kadar uzayabilmektedir. Kene ısırmasından emin olur olmaz, kene tedavisi yapan hastanelere vakit kaybetmeden ulaşmak, tedavi sürecinin daha hızlı ve başarılı olmasını sağlar.” Şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Belirti ve tedavi yöntemlerinin bilinmesinin önemine değinen Yıldırım, “İlkbaharın gelmesi ile havalar ısınmaya ve doğa canlanmaya başladı.
Bununla ile birlikte de pek çok insan park, bahçe ve kırlara giderek güzel havanın tadını çıkarmaya başladı.
Ancak önlem almadan yeşillik alanlara çıkanlar, kötü sürprizlerle karşılaşabiliyor. Çünkü bu aylarda özellikle de Tokat, Çorum, Yozgat, Erzurum, Erzincan, Gümüşhane, Bayburt, Sivas, Amasya, Çankırı, Bolu, Kastamonu, Artvin, Giresun, Ardahan, Tunceli, Bingöl, Karabük ve Samsun illerinde kene ısırmalarına bağlı ‘Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi’ (KKKA) vakaları artış gösteriyor. Kene ısırmasının belirtilerini ve nasıl tedavi olmamız gerektiğini bilmek, olası KKKA hastalığı riskinden korur ve acil bir müdahale ihtiyacında nasıl davranılması gerektiği konusunda da yol gösterir.”dedi.
Haziran-Temmuz aylarında pik yapıyor
Yıldırım, kenelerin hayvan ve kenelere zarar vermeyen ancak insanlar için öldürücü olabilen virüsleri hayvanlardan insanlara taşıdığı açıklayıp, “KKKA, ‘Nairovirus’ keneler arasında enfeksiyon yaparak yayılır. Keneler, küçükbaş hayvanlardan kan emerken aldıkları virüsleri büyükbaş hayvanlara ve insanlara bulaştırır. Hastalığı yapan virüs kenelerin konakladığı hayvanlara bulaşmasına rağmen hayvanlarda ve kenelerde hastalık belirtisi göstermemektedir. İnsanlarda ise virüs ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ilerleyen vakalarda vücudun değişik yerlerinde kanama gibi bulgularla seyreden ölümle sonuçlanan, kanamalarla seyreden KKKA isimli ciddi bir hastalığa neden olmaktadır. Türkiye’de ilk kez 2002 yılında görülen hastalık, her yıl Mart-Kasım ayları arasında görülmekte ve Haziran-Temmuz aylarında pik yapmaktadır.”dedi.
Piknikçiler dikkat
Yıldırım yaptığı açıklamada kene ısırmaları ve KKKA bulaşma risk gruplarını bu şekilde sıraladı, “Birinci risk grubunda; kırsal kesimde yaşayan, hayvanlarla ilişkisi olanlara, kırsal kesimde özellikle çalılıklar ve otların olduğu yerlerde piknik, av veya çeşitli amaçlarla bulunanlar yer almaktadır. İkinci risk grubunda; veterinerler, avcılar, kasaplar ve çiftçiler, hayvanların etlerinin hazırlanması sırasında ev hanımları ve bu işle uğraşanlar yer alır. Üçüncü grupta ise doktor, hemşireler, sağlık memurları ve laborantlar gibi sağlık görevlileri ile evde hasta bakan hasta yakınları yer alır.”
Şüpheli temaslar takip altına alınmalı
Yıldırım, KKKA’lı hastalarla teması bulunan kişilerin 14 gün süre ile takip edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, hastalığın belirtilerinden bahsetti. Yıldırım, “Eğer bahsedilen risk gruplarındaysanız kene ısırmasının belirtilerinin neler olduğunu mutlaka bilinmesi gerekir. Vücuda tutunan kenenin, hiç vakit kaybedilmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla, eldiven, naylon poşet veya bez parçası ile tutularak ya da ince uçlu bir pens veya varsa kene çıkartma kartı ile ezilmeden çıkarılmalıdır. Çıkartılamıyorsa en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla, üzerine sigara basmak, kolonya, gazyağı, alkol ve benzeri kimyasal ürünler dökmek gibi yöntemlere kesinlikle başvurulmamalıdır. Bir kenenin insandan kan emmesi ile Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi belirtilerinin ortaya çıkması arasında ortalama 1-3 günlük bir kuluçka zamanı vardır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin ilk belirtileri iştahsızlık, baş ağrısı, yüksek ateş, yaygın kas ağrıları, mide ağrısı, kusma ve bazen de ishal şikayetleri ile kendisini gösterir. Birkaç gün içinde gözlerde ve yüzde kızarıklık, göğüste noktasal kanamalar, vücutta yaygın cilt altı kanamaları, burun kanaması, dışkıda ve idrarda kan bulunması gibi ciddi kanama bozukluğu bulguları görülebilir. Belirtileri fark ettiğiniz anda kene tedavisi yapan hastanelere ulaşmanız gerekir.”dedi.
KKKA öldürücü olabilir
KKKA’nın damarlarda oluşturduğu pıhtı bozukluğu nedeni ile ölümcül olabileceğinin altını çizip, “Ağır vakalarda, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığın beşinci gününden sonra karaciğer ve böbrek yetmezliği ile akciğer yetmezliği ve santral sinir sistemi bozuklukları gelişebilir. Hastalar genellikle hastalığın 2. haftasında karaciğer, akciğer veya böbrek yetmezliği tablosu ya da yaygın damar içi pıhtılaşma bozukluğu nedeni ile kaybedilirler. Kene ısırması tedavisinde en önemlisi en kısa zamanda kene tedavisi yapan hastanelere başvurmaktır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’de etkene yönelik bir tedavi ajanı olarak ilaçlardan faydalanılabilir. Hastalara destekleyici tedavi yapılarak organizma hastalığı atlatana kadar bozulan fizyolojik dengeyi korumak ve hastanın ihtiyacı olan destek sağlanmalıdır. Bu amaçla yapılacak tedavi girişimleri arasında; sıvı ve elektrolit dengesinin korunması, pıhtılaşma bozukluğu gelişenlere taze kan ve pıhtılaşma faktörü verilmesi, ağızdan beslenemeyen hastaların uygun yöntemlerle beslenmelerinin sağlanması, yüksek olan ateşin kontrol altına alınması ve şikâyetlerin giderilmesi için gereken tedavilerin yapılması sayılabilir. Kontrol altında tutulan hastalardı iyileşme süreci 10. günden sonra başlar bu süreç bazı vakalarda dört haftaya kadar uzayabilmektedir. Kene ısırmasından emin olur olmaz, kene tedavisi yapan hastanelere vakit kaybetmeden ulaşmak, tedavi sürecinin daha hızlı ve başarılı olmasını sağlar.” Şeklinde konuştu.