'İnme, Önlenebilir Ve Tedavi Edilebilir Bir Hastalık'
Türk Nöroloji Derneği İnme Grubu Moderatörü Prof. Dr. Topçuoğlu: 'İnme geçirmemek için sağlıklı beslenmeli, kullandığımız yağ ve tuz miktarını azaltmalı, meyve ve sebze miktarını ise artırmalıyız. Kilo almamalı, düzenli egzersiz yapmalı ve kendimizi stresten korunmalıyız' 'İnme önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Damardan verilen tedavi ilk 4,5 saat içinde; anjiyo tedavisi ise ilk 6 saatte başlanırsa faydalı olabilmektedir. O nedenle yüzde çarpılma, kol ve bacakta güçsüzlük, konuşmada bozulma, çift görme ve/veya ani bilinç bozukluğu gelişirse asla düzelmesi beklenmemeli ve hemen harekete geçilmeli, 112 aranmalı'
Türk Nöroloji Derneği İnme Grubu Moderatörü Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu, inmenin, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirterek, inme geçirmemek için sağlıklı beslenmek, kullanılan yağ ve tuz miktarını azaltmak, meyve ve sebze miktarını artırmak, kilo almamak, düzenli egzersiz yapmak ve stresten korunmak gerektiğine işaret etti.
Topçuoğlu, "10 Mayıs İnme Farkındalık Günü" kapsamında yaptığı açıklamada, inmenin, yaşlı nüfusun giderek yükseldiği Türkiye'de oldukça sık görülen bir hastalık olduğunu ve sıklığının artığını kaydetti.
İnmenin, beyin damarlarının tıkanması veya kanaması sonucu geliştiğini, ancak hastaların çoğunda nedenin "ani tıkanma" olduğunu belirten Topçuoğlu, şunları kaydetti:
"Ülkemizde, 2016'da yaklaşık 40 bin kişi inmeden öldü, 100 binden fazla tıkanma ve 40 binden fazla beyin kanaması tedavi edildi. Bu sayılara göre her 14 dakika birimiz inme sebebiyle ölmüş oluyor. Bunun 10 katı da beyin damar hastalıklarına bağlı olarak yürüme ve konuşma yetisini kaybetti, yiyemiyor, içemiyor, mesleğini ve işini yapamıyor, bakıma muhtaç kalıyor."
Topçuoğlu, inmenin önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna değinerek, "Bunun için öncelikle sayılarımızı bilmeliyiz. Sadece boy ve kilo değil kan basıncımızı, kolesterol ve kan şekerimizi de öğrenmeli ve takip etmeliyiz. Orta yaştan başlayarak düzenli aralıklarla sağlık kuruluşlarına damar sağlığı kontrolü için gitmeliyiz. Bu sadece inmeden değil kalp hastalıkları başta olmak üzere her türlü damar hastalığına karşı koruyacaktır. İnme geçirmemek için sağlıklı beslenmeli, kullandığımız yağ ve tuz miktarını azaltmalı, meyve ve sebze miktarını ise artırmalıyız. Kilo almamalı, düzenli egzersiz yapmalı ve kendimizi stresten korunmalıyız. Sigara içmemeli ve içirmemeliyiz. Alkolü ise hiç kullanmamalıyız." önerilerinde bulundu.
İnmeden şüphe edildiğinde 112'nin aranması gerektiğinin altını çizen Topçuoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ambülans, sizi inmenin tedavi edilebileceği en yakın ve en uygun hastaneye götürecektir. Damar tıkanmasını yapan pıhtının hem damardan verilen ilaçla eritilmesi hem de anjiyo ile doğrudan girilerek çıkarılması mümkündür. Fakat damardan verilen tedavi ilk 4,5 saat içinde; anjiyo tedavisi ise ilk 6 saatte başlanırsa faydalı olabilmektedir. O nedenle yüzde çarpılma, kol ve bacakta güçsüzlük, konuşmada bozulma, çift görme ve/veya ani bilinç bozukluğu gelişirse asla düzelmesi beklenmemeli ve hemen harekete geçilmelidir, yani 112 aranmalıdır. İnmede etkin tedavi olabilmek için belirtilerin ne olduğu ve ne yapılması gerektiğinin öğrenilmesi gerekir. İnme her hastanede tedavi edilmez. Vakit kaybetmemek şarttır. 'Zaman beyindir' sözü hep akılda olmalıdır."
Kaynak: AA
Topçuoğlu, "10 Mayıs İnme Farkındalık Günü" kapsamında yaptığı açıklamada, inmenin, yaşlı nüfusun giderek yükseldiği Türkiye'de oldukça sık görülen bir hastalık olduğunu ve sıklığının artığını kaydetti.
İnmenin, beyin damarlarının tıkanması veya kanaması sonucu geliştiğini, ancak hastaların çoğunda nedenin "ani tıkanma" olduğunu belirten Topçuoğlu, şunları kaydetti:
"Ülkemizde, 2016'da yaklaşık 40 bin kişi inmeden öldü, 100 binden fazla tıkanma ve 40 binden fazla beyin kanaması tedavi edildi. Bu sayılara göre her 14 dakika birimiz inme sebebiyle ölmüş oluyor. Bunun 10 katı da beyin damar hastalıklarına bağlı olarak yürüme ve konuşma yetisini kaybetti, yiyemiyor, içemiyor, mesleğini ve işini yapamıyor, bakıma muhtaç kalıyor."
Topçuoğlu, inmenin önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna değinerek, "Bunun için öncelikle sayılarımızı bilmeliyiz. Sadece boy ve kilo değil kan basıncımızı, kolesterol ve kan şekerimizi de öğrenmeli ve takip etmeliyiz. Orta yaştan başlayarak düzenli aralıklarla sağlık kuruluşlarına damar sağlığı kontrolü için gitmeliyiz. Bu sadece inmeden değil kalp hastalıkları başta olmak üzere her türlü damar hastalığına karşı koruyacaktır. İnme geçirmemek için sağlıklı beslenmeli, kullandığımız yağ ve tuz miktarını azaltmalı, meyve ve sebze miktarını ise artırmalıyız. Kilo almamalı, düzenli egzersiz yapmalı ve kendimizi stresten korunmalıyız. Sigara içmemeli ve içirmemeliyiz. Alkolü ise hiç kullanmamalıyız." önerilerinde bulundu.
İnmeden şüphe edildiğinde 112'nin aranması gerektiğinin altını çizen Topçuoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ambülans, sizi inmenin tedavi edilebileceği en yakın ve en uygun hastaneye götürecektir. Damar tıkanmasını yapan pıhtının hem damardan verilen ilaçla eritilmesi hem de anjiyo ile doğrudan girilerek çıkarılması mümkündür. Fakat damardan verilen tedavi ilk 4,5 saat içinde; anjiyo tedavisi ise ilk 6 saatte başlanırsa faydalı olabilmektedir. O nedenle yüzde çarpılma, kol ve bacakta güçsüzlük, konuşmada bozulma, çift görme ve/veya ani bilinç bozukluğu gelişirse asla düzelmesi beklenmemeli ve hemen harekete geçilmelidir, yani 112 aranmalıdır. İnmede etkin tedavi olabilmek için belirtilerin ne olduğu ve ne yapılması gerektiğinin öğrenilmesi gerekir. İnme her hastanede tedavi edilmez. Vakit kaybetmemek şarttır. 'Zaman beyindir' sözü hep akılda olmalıdır."