Fatih Altaylı yazdı: Dünyanın en şanslı partisi AK Parti

Habertürk Gazetesi Yazarı Fatih Altaylı, dünyanın en şanslı partisinin AK Parti olduğunu söyledi.

Fatih Altaylı yazdı: Dünyanın en şanslı partisi AK Parti
Fatih Altaylı yazdı: Dünyanın en şanslı partisi AK Parti
Habertürk Gazetesi Yazarı Fatih Altaylı, bugünkü köşesine AK Parti'yi taşıdı.

Altaylı, AK Parti için, 'İktidarlarını korumalarının temel nedeni, “çok çalışkan” olmaları, çok becerikli olmaları, siyaseti çok iyi okumaları, çok iyi manevra yapabiliyor olmaları, liderlerinin siyaseti çok iyi okuyor olması' yorumunda bulundu.

Yazısında, AK Parti tabanınına ve seçmenine yer veren Altaylı, 'Böyle bir taban seçmen dünyada hiçbir siyasi harekete nasip olmamış bir şanstır. Ama bu şans, Erdoğan tarafından ilmek ilmek örülmüş bir şanstır' ifadelerini kullandı.

İşte Altaylı'nın yazısının o bölümü:

Dünyanın en şanslı partisi



BAŞLIK ilginizi çekti mi bilmiyorum.

Evet bir parti ve o partinin lideri, dünyanın en şanslı partisi ve dünyanın en şanslı lideri.

Ve hem bu partiyi, hem de bu lideri çok çok iyi tanıyorsunuz.

O parti, Türkiye'nin iktidar partisi olan AK Parti.

Sakın yanlış anlamayın, iktidara gelmelerini, iktidarlarını 16 yıldır korumalarını ve bu 16 yılın sonunda hâlâ Türkiye'nin en fazla oy alan partisi olmalarını şansa bağlamıyorum.

İktidarlarını korumalarının temel nedeni, “çok çalışkan” olmaları, çok becerikli olmaları, siyaseti çok iyi okumaları, çok iyi manevra yapabiliyor olmaları, liderlerinin siyaseti çok iyi okuyor olması...

Şansları ise “seçmenleri”.

Böyle bir seçmen kitlesine sahip partinin, iktidarını kaybetmesi kolay iş değil.

Çünkü seçmenleri bu partiyi desteklemiyor, bu partiye “inanıyor”.

Bağlılıkları bir siyasal bağlılıktan öte, bir “inanç” gibi.

Aşağıda vereceğim iki örnek bile bunu açıkça gösteriyor.

Abdullah Gül, muhalefet blokunun ortak adayı olarak konuşulurken, hatta ondan da önce hafiften AK Parti politikalarına dokundururken, AK Parti'nin tabanı şöyle diyor:

“Bu adam İngilizlerin adamı. Kraliçe'nin emrinde. Masonlar tarafından kontrol ediliyor. Erdoğan'a boyun eğdiremediklerini görünce Gül üzerinden Türkiye'yi kontrol etmek istiyorlar.”

Aradan çok değil üç-beş gün geçiyor.

Erdoğan'a İngiltere'den davet geliyor. Cumhurbaşkanı doğal bir biçimde gidiyor, Kraliçe ile de görüşüyor.

Aynı taban şöyle diyor:

“Erdoğan öyle güçlü bir lider ki, İngilizler bile pes etmek zorunda kaldı.”

Almanya Başbakanı Merkel, AK Parti'nin ülkesinde miting yapmasına izin verilmeyeceğini açıklıyor.

AK Parti'nin tabanı öfkeli: “Bunlar AK Parti düşmanı, Erdoğan'dan nefretleri öylesine büyük ki, Erdoğan'dan öylesine korkuyorlar ki, mitingine izin vermiyorlar. Seçimleri kaybetmesini istiyorlar. Kahrolsun bu faşist, Nazi Almanlar.”

Aradan birkaç hafta geçiyor. Bu kez Merkel, Erdoğan'ı davet ediyor.

Aynı taban, “Almanya da boyun eğdi. Liderimizin gücü karşısında çaresiz kaldılar. Almanya'yı bile dize getirdik” diyor.

Böyle bir seçmen tabanı olan bir partinin kaybetmesi zordur. Çok zordur.

Böyle bir taban seçmen dünyada hiçbir siyasi harekete nasip olmamış bir şanstır.

Ama bu şans, Erdoğan tarafından ilmek ilmek örülmüş bir şanstır.

Herkes kendi şansını kendi yaratır.