'Hasta Bir Kimse, Hastalığının Artmasından Korkarsa, Oruç Tutmayıp Sonra Kaza Eder'
İlahiyatçı Yazar Osman Ünlü, hasta bir kimsenin oruç konusunda yapması gerekenler hakkında bilgi verdi.
Ünlü, "Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde deniyor ki: ’Hasta, hastalığının artmasından veya iyi olmasının gecikmesinden yahut şiddetli ağrı gelmesinden veya hasta bakıcı, hastalanarak, onlara bakamayıp helak olmalarından korkar ise, oruç tutmayıp sonra kaza eder. Sağlam kimse, hasta olacağını çok zan ederse ve nehir temizlemek gibi ağır bir iş yaparken veya devletin emri ile çalışırken, çok sıcak veya soğuk tesiri ile helak olacağını ve kimsesiz olup hiçbir yerden yardım görmeyen kadın nafakasını kazanmak için çamaşır yıkamak, yemek pişirmek ile helak olacağını, çok zan ederek anlarsa, oruç tutmaması ve niyetli orucu bozması caiz olur, başka zaman kaza eder. Çok zan etmek, ölüm alametlerini görmekle, kendi tecrübesi ile yahut tabib-i müslim-i hazıkın haber vermesi ile anlaşılır. Hazık, mütehassıs, uzman olmak demektir. Kafir ve fasık doktora muayene ve tedavi caizdir. Fakat bunların sözleri ile ibadet bozulmaz. Orucunu bozarsa, kefaret lazım olur’" dedi.
Ünlü, "Çoluk çocuğunun nafakası için ağır işte çalışan bir kimse, orucunu tutmayıp, daha sonra kaza edebilir mi?" sorusuna ise, "Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde deniyor ki: ’Nafakaya muhtaç kimse, çalışınca hasta olacağını anlarsa, orucu bozar. Ücret ile çalışmayı sözleşmiş ise ve iş sahibi, ramazanda izin vermiyorsa, kendinin ve ailesinin nafakası mevcut olan, orucu bozmaz. Çünkü böyle kimsenin dilenmesi haramdır. Kendinin ve ailesinin nafakasına malik değilse, orucun zarar vermeyeceği başka hafif iş bulması lazım olur. Hafif iş bulamazsa, işinde çalışarak, orucu bozması caiz olur. Bunun gibi, ekin biçen kimseye ramazan ayının orucu ziyan verirse, yani oruçtan dolayı, ekini biçemeyip, ekin telef olursa yahut çalınırsa veya bina yapılamayıp da yağmurdan yıkılmak tehlikesi muhakkak olursa ve bunları ücret ile yapacak kimse bulamazsa, oruç tutmayıp, bu işlerini yapmak caiz olur. İş bitince, orucunu tutar ve ramazandan sonra da, tutamadığı günleri kaza eder, günah olmaz. Susuzluktan hasta olması, ölmesi muhakkak olan herkes de, orucu bozup, kaza edebilir, kefaret yapmazlar’" cevabını verdi.
Kaynak: İHA
Ünlü, "Çoluk çocuğunun nafakası için ağır işte çalışan bir kimse, orucunu tutmayıp, daha sonra kaza edebilir mi?" sorusuna ise, "Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde deniyor ki: ’Nafakaya muhtaç kimse, çalışınca hasta olacağını anlarsa, orucu bozar. Ücret ile çalışmayı sözleşmiş ise ve iş sahibi, ramazanda izin vermiyorsa, kendinin ve ailesinin nafakası mevcut olan, orucu bozmaz. Çünkü böyle kimsenin dilenmesi haramdır. Kendinin ve ailesinin nafakasına malik değilse, orucun zarar vermeyeceği başka hafif iş bulması lazım olur. Hafif iş bulamazsa, işinde çalışarak, orucu bozması caiz olur. Bunun gibi, ekin biçen kimseye ramazan ayının orucu ziyan verirse, yani oruçtan dolayı, ekini biçemeyip, ekin telef olursa yahut çalınırsa veya bina yapılamayıp da yağmurdan yıkılmak tehlikesi muhakkak olursa ve bunları ücret ile yapacak kimse bulamazsa, oruç tutmayıp, bu işlerini yapmak caiz olur. İş bitince, orucunu tutar ve ramazandan sonra da, tutamadığı günleri kaza eder, günah olmaz. Susuzluktan hasta olması, ölmesi muhakkak olan herkes de, orucu bozup, kaza edebilir, kefaret yapmazlar’" cevabını verdi.