Katılımcı Sulama Yönetimi Irak'a Da Model Oldu
Türkiye’de Sulama Birlikleri’nin yerine yeni bir yönetim anlayışının getirilmeye çalışıldığı bir dönemde DSİ İşletme ve Bakım Dairesi Başkanlığının yönlendirmesi ile, Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansından bir heyet ve ’’Irak Cumhuriyetinde Sulama Birlikleri Aracılığıyla Sürdürülebilir Sulama Yönetimi’’ modeli arayışındaki Irak Cumhuriyetinden bir heyet, tecrübelerinden yararlanmak üzere Güney Yüreğir Sulama Birliği (GYSB)’ne teknik ziyarette bulundu.
Adana DSİ 6. Bölge Müdürlüğü’nden yetkililerin eşlik ettiği Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansından ve Irak’ tan gelen heyeti ağırlayan GYSB Başkanı İhsan Oğuz Beyarslan, dünyanın gelişmiş bütün ülkelerinde uygulanan "katılımcı sulama yönetiminin" avantajları hakkında açıklamalarda bulundu.
GYSB’nin kurulduğu 1994’den bu yana başkanlığını yapan Beyarslan, Türkiye’de DSİ’nin tarımda açtığı alanların yüzde 92’sinin birlikler tarafından sulandığını söyledi.
“Katılımcı Sulama Yönetimi, devlet işletmeciliği, kooperatifler, şahıs, köy grup sulamaları, belediye, il özel idare ve yap-işlet-devret” gibi farklı sulama modellerinden bahseden Beyarslan, dünyada ağırlıklı olarak en iyi sistem olarak belirlenen ‘katılımcı sulama yönetiminin’ benimsendiğini kaydetti.
Bu modelde suyu kullanan çiftçilerin aynı zamanda yönetiminde de söz sahibi olduğuna dikkat çeken Beyarslan, “Dünyada tüm Sulama Birlikleri ilk açıldıklarında ‘devlet işletmeciliğiyle’ işe başlamışlardır. Ancak ağır devlet yapısı, bürokrasi ve yetkilerin çoğunlukla merkeze bağlanması gibi nedenlerle sistem daha sonra ‘katılımcı sulama yönetimine’ dönüşmüştür.” dedi.
“Suya gözümüz gibi bakıyoruz”
GYSB’nin Çukurova’da yaklaşık 40 bin hektar arazide sulama yaptığını ifade eden Beyarslan, bu sahada hizmet veren tesis ve ekipmanların tamamının birlik tarafından alındığını belirtti.
Aynı zamanda Sulama Birliklerinde yönetici olan çiftçilerin, suyun kıymetini daha iyi bildiğini vurgulayan Beyarslan, “Hiç kimse bebeğine annesinden daha iyi bakamaz. Bize ait olan tesis ve suya anne misali gibi gözümüz gibi bakıyoruz. Kurumun çiftçi başkanı olarak en büyük hassasiyeti de ben göstermek zorundayım. Çünkü lüzumsuz yapılan her harcama bizlerin cebinden çıkıyor. Günün şartlarına göre birlik geliştikçe yönetim sistemimizde ve araç, gereç parkımızda önemli değişiklikler oldu. İlk kurulduğumuzda çiftçilere ait kayıtları kartonlar üzerinde tutarken şimdi mühendislerimizin geliştirdiği Akıllı Sulama Yönetimi (SUBİR) Projesi ile bütün işlemlerin, uydudan cep telefonu ve tabletler üzerinden takibini yapıyoruz. Hangi parselde ne ekildiğini, ne kadar su verildiğini, sahadaki arızaları, çiftçinin ödemeleri ve borçları otomasyon ortamında anlık olarak sağlıyoruz” şeklinde konuştu.
“Bölge kapalı ve basınçlı sulama sistemine geçmeli"
Konuk Irak heyetinin sorularını cevaplayan Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bülent Özekici, Türkiye’de Sulama Birlikleri ilk kurulduğunda yaşanan sorunlar ve bunların çözüm yöntemleri, suyun daha verimli kullanılması gibi konularda bilgiler sundu.
Türkiye’de sulama yönetiminin DSİ’den alınıp nihai kullanıcıları olan çiftçilere devir edilmesinin olumlu sonuçları üzerinde duran Özekici, konuşmasına şöyle devam etti:
“Her platformda ifade ediyoruz; dünyanın en gelişmiş ülkelerinde en başarılı sulama yönetimi katılımcı; yani suyun son kullanıcısı olan çiftçiler tarafından kurulan Sulama Birlikleridir. Elimizdeki veriler, suyu tüketen çiftçilerin dört yılda bir toplanarak ‘kim tarafından, nasıl yönetileceklerine’ karar vermeleri demokrasi ve suyun etkin bir şekilde
kullanılması açısından önemli faydalar sağladığını gösteriyor. Suyun daha verimli kullanılması bakımından bölgenin bir an önce kapalı basınçlı sisteme geçmesi gerekiyor. Kapalı ve basınçlı sistemle, çiftçilerin daha randımanı yüksek ‘yağmurlama sulama veya damla sulama’ gibi çağdaş yöntemleri kullanmasıyla hem verim ve kalite artacak, hem de sudan büyük tasarruf sağlanmış olacaktır.”
“Irak’daki yaygın aşiret yapısının su yönetimine olan etkilerine” ilişkin bir soruyu yanıtlayan Prof. Dr. Özekici, Türkiye’deki başarısız bazı Sulama Birlikleri’ni örnek göstererek, çözüm önerisi olarak; “Devlet daha fazla etkin ve yönlendirici olmalı ve denetimlerini arttırmalıdır. Ayrıca Birliklerin Genel Müdürlüğü görevinde mutlaka üniversitelerin Sulama Bölümü’nden mezun olmuş uzman bir kişi olmalıdır.” diye konuştu.
Aralarında mühendislerin de bulunduğu Irak heyeti de bol miktarda not aldıkları ve GYSB yöneticilerini soru yağmuruna tuttukları görüşmede, “Irak’ta 110 Sulama Birliği hizmet veriyor. Bu birliklerin işleyişini daha etkin hale getirebilmek için Türkiye’nin bu konudaki teorik ve pratik birikimlerinden yararlanmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
GYSB’nin kurulduğu 1994’den bu yana başkanlığını yapan Beyarslan, Türkiye’de DSİ’nin tarımda açtığı alanların yüzde 92’sinin birlikler tarafından sulandığını söyledi.
“Katılımcı Sulama Yönetimi, devlet işletmeciliği, kooperatifler, şahıs, köy grup sulamaları, belediye, il özel idare ve yap-işlet-devret” gibi farklı sulama modellerinden bahseden Beyarslan, dünyada ağırlıklı olarak en iyi sistem olarak belirlenen ‘katılımcı sulama yönetiminin’ benimsendiğini kaydetti.
Bu modelde suyu kullanan çiftçilerin aynı zamanda yönetiminde de söz sahibi olduğuna dikkat çeken Beyarslan, “Dünyada tüm Sulama Birlikleri ilk açıldıklarında ‘devlet işletmeciliğiyle’ işe başlamışlardır. Ancak ağır devlet yapısı, bürokrasi ve yetkilerin çoğunlukla merkeze bağlanması gibi nedenlerle sistem daha sonra ‘katılımcı sulama yönetimine’ dönüşmüştür.” dedi.
“Suya gözümüz gibi bakıyoruz”
GYSB’nin Çukurova’da yaklaşık 40 bin hektar arazide sulama yaptığını ifade eden Beyarslan, bu sahada hizmet veren tesis ve ekipmanların tamamının birlik tarafından alındığını belirtti.
Aynı zamanda Sulama Birliklerinde yönetici olan çiftçilerin, suyun kıymetini daha iyi bildiğini vurgulayan Beyarslan, “Hiç kimse bebeğine annesinden daha iyi bakamaz. Bize ait olan tesis ve suya anne misali gibi gözümüz gibi bakıyoruz. Kurumun çiftçi başkanı olarak en büyük hassasiyeti de ben göstermek zorundayım. Çünkü lüzumsuz yapılan her harcama bizlerin cebinden çıkıyor. Günün şartlarına göre birlik geliştikçe yönetim sistemimizde ve araç, gereç parkımızda önemli değişiklikler oldu. İlk kurulduğumuzda çiftçilere ait kayıtları kartonlar üzerinde tutarken şimdi mühendislerimizin geliştirdiği Akıllı Sulama Yönetimi (SUBİR) Projesi ile bütün işlemlerin, uydudan cep telefonu ve tabletler üzerinden takibini yapıyoruz. Hangi parselde ne ekildiğini, ne kadar su verildiğini, sahadaki arızaları, çiftçinin ödemeleri ve borçları otomasyon ortamında anlık olarak sağlıyoruz” şeklinde konuştu.
“Bölge kapalı ve basınçlı sulama sistemine geçmeli"
Konuk Irak heyetinin sorularını cevaplayan Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bülent Özekici, Türkiye’de Sulama Birlikleri ilk kurulduğunda yaşanan sorunlar ve bunların çözüm yöntemleri, suyun daha verimli kullanılması gibi konularda bilgiler sundu.
Türkiye’de sulama yönetiminin DSİ’den alınıp nihai kullanıcıları olan çiftçilere devir edilmesinin olumlu sonuçları üzerinde duran Özekici, konuşmasına şöyle devam etti:
“Her platformda ifade ediyoruz; dünyanın en gelişmiş ülkelerinde en başarılı sulama yönetimi katılımcı; yani suyun son kullanıcısı olan çiftçiler tarafından kurulan Sulama Birlikleridir. Elimizdeki veriler, suyu tüketen çiftçilerin dört yılda bir toplanarak ‘kim tarafından, nasıl yönetileceklerine’ karar vermeleri demokrasi ve suyun etkin bir şekilde
kullanılması açısından önemli faydalar sağladığını gösteriyor. Suyun daha verimli kullanılması bakımından bölgenin bir an önce kapalı basınçlı sisteme geçmesi gerekiyor. Kapalı ve basınçlı sistemle, çiftçilerin daha randımanı yüksek ‘yağmurlama sulama veya damla sulama’ gibi çağdaş yöntemleri kullanmasıyla hem verim ve kalite artacak, hem de sudan büyük tasarruf sağlanmış olacaktır.”
“Irak’daki yaygın aşiret yapısının su yönetimine olan etkilerine” ilişkin bir soruyu yanıtlayan Prof. Dr. Özekici, Türkiye’deki başarısız bazı Sulama Birlikleri’ni örnek göstererek, çözüm önerisi olarak; “Devlet daha fazla etkin ve yönlendirici olmalı ve denetimlerini arttırmalıdır. Ayrıca Birliklerin Genel Müdürlüğü görevinde mutlaka üniversitelerin Sulama Bölümü’nden mezun olmuş uzman bir kişi olmalıdır.” diye konuştu.
Aralarında mühendislerin de bulunduğu Irak heyeti de bol miktarda not aldıkları ve GYSB yöneticilerini soru yağmuruna tuttukları görüşmede, “Irak’ta 110 Sulama Birliği hizmet veriyor. Bu birliklerin işleyişini daha etkin hale getirebilmek için Türkiye’nin bu konudaki teorik ve pratik birikimlerinden yararlanmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.