Bu Tat 162 Yıldır Hiç Değişmedi
Trabzon’da 1856 yılında padişahın pilavcıbaşı Süleyman Ağa tarafından başlatılan pilav serüveni 5 kuşaktır sürüyor.
Tarihi Kalkanoğlu Pilavcısı 162 yıldır Pazarkapı mahallesindeki yerinde müşterilerine hiç aksatmadan hizmet verirken, aradan 1,5 asrın üzerinde bir zaman geçse de pilavın yapılışı hiç değişmiyor.
Pilavı tıpkı 162 yıl önce olduğu gibi terazide tartarak sattıklarını belirten 5. kuşak Kalkanoğlu Pilavcısı Arda Kalkanoğlu, kimsenin kimseye hak geçmemesi için bu yöntemi sürdürdüklerini söyledi.
Kalkanoğlu “Kalkanoğlu Pilavının 5. kuşak temsilcisiyim. Kalkanoğlu Pilavı bize dedemizden miras 1856 yılında az ilerde caminin karşısında küçük bir dükkanda başladı.
O zamanlar tereyağı ve pirinç bulmak çok zordu. Şu an biz pirincin ve tereyağının en iyisini kullanıyoruz. O zamandan bugüne kadar pilavın malzemesinde değişiklik oldu ancak yapılışında hiç değişiklik olmadı. Babama, dedesi öğretmiş ki ’oğlum şöyle yap böyle yap’ diye. Bana da babam öğretti. Sağlık konusunda sıkıntı yaşayan insanlar biraz yağsız tarafına kaçıyor ancak normalde bizim pilav yağlı olur. Dolayısıyla tereyağını az yavan pilav yediği zaman ’Bu Kalkanoğlu pilavı değil’ diyor. Pilavımızın altında tereyağı göl gibi duruyor. Şimdilerde piyasalara ithal pirinç girdi. Çok karışık pirinç çeşitleri var ancak biz yine de yerli tohumlardan olan Samsun yöresine ait pirinçlerden kullanıyoruz. Yani Türkiye’nin en iyi pirincini kullanıyoruz” dedi.
162 yıllık serüven pilav serüveni
Kalkanoğlu pilavının serüveni 162 yıl önce padişahın pilavcı başı Süleyman Ağa tarafından küçük bir dükkanda başladığını kaydeden Kalkanoğlu, “Kalkanoğlu Pilavı’nı ilk başlatan dedemin dedesi padişahın pilavcıbaşı olan Süleyman Ağa. Daha sonraları Pazarkapı Camisi’nin imamı Hafız Ahmet Kalkanoğlu, ondan sonra benim dedem, babamın babası Hüseyin Rüştü Kalkanoğlu. Sonra bu işi babam yapmış. Sonra biz de ağabeyimle beraber bu işi devraldık. Yani 5’inci kuşak biziz. Dükkanımıza gelen insanlar pilav yemeye geliyor. Dolayısıyla etrafımızdaki restoranlar bizi fazla etkilemiyor. Gelenler pilav, kavurma, kuru fasulye ve komposto tüketiyor. Zaten menüde başka bir şey de yok” diye konuştu.
"Eskiden yarım kilo pilav yiyen vardı şimdi insanlar ise..."
Pilavı hep tartarak verdiklerini böylece kimsenin kimseye hakkı geçmediğini ifade eden Kalkanoğlu, “Biz pilavı tartarak veriyoruz. Kimsenin kimseye hakkı geçmesin diye bu yolu izliyoruz. Eskiden insanlar daha fazla yani yarım kiloya kadar pilav yerdi. Bugün ise normalde 300 gram standart pilav veriyoruz. Artık insanlar daha az yemeye başladı.
150- 160 yıldır bu bölgede hizmet veriyoruz” şeklinde konuştu.
Müşterilerden Özkan Öztürk ise pilavı ya kalkanoğlu’nda yada evde yediğini belirterek “Küçüklüğümden beri pilav yemeye hep buraya gelirim. Pilavın tadı hiçbir zaman değişmedi. Başka yerde pilav yemem. Eğer yiyeceksem ya burada ya da evimde yerim” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Pilavı tıpkı 162 yıl önce olduğu gibi terazide tartarak sattıklarını belirten 5. kuşak Kalkanoğlu Pilavcısı Arda Kalkanoğlu, kimsenin kimseye hak geçmemesi için bu yöntemi sürdürdüklerini söyledi.
Kalkanoğlu “Kalkanoğlu Pilavının 5. kuşak temsilcisiyim. Kalkanoğlu Pilavı bize dedemizden miras 1856 yılında az ilerde caminin karşısında küçük bir dükkanda başladı.
O zamanlar tereyağı ve pirinç bulmak çok zordu. Şu an biz pirincin ve tereyağının en iyisini kullanıyoruz. O zamandan bugüne kadar pilavın malzemesinde değişiklik oldu ancak yapılışında hiç değişiklik olmadı. Babama, dedesi öğretmiş ki ’oğlum şöyle yap böyle yap’ diye. Bana da babam öğretti. Sağlık konusunda sıkıntı yaşayan insanlar biraz yağsız tarafına kaçıyor ancak normalde bizim pilav yağlı olur. Dolayısıyla tereyağını az yavan pilav yediği zaman ’Bu Kalkanoğlu pilavı değil’ diyor. Pilavımızın altında tereyağı göl gibi duruyor. Şimdilerde piyasalara ithal pirinç girdi. Çok karışık pirinç çeşitleri var ancak biz yine de yerli tohumlardan olan Samsun yöresine ait pirinçlerden kullanıyoruz. Yani Türkiye’nin en iyi pirincini kullanıyoruz” dedi.
162 yıllık serüven pilav serüveni
Kalkanoğlu pilavının serüveni 162 yıl önce padişahın pilavcı başı Süleyman Ağa tarafından küçük bir dükkanda başladığını kaydeden Kalkanoğlu, “Kalkanoğlu Pilavı’nı ilk başlatan dedemin dedesi padişahın pilavcıbaşı olan Süleyman Ağa. Daha sonraları Pazarkapı Camisi’nin imamı Hafız Ahmet Kalkanoğlu, ondan sonra benim dedem, babamın babası Hüseyin Rüştü Kalkanoğlu. Sonra bu işi babam yapmış. Sonra biz de ağabeyimle beraber bu işi devraldık. Yani 5’inci kuşak biziz. Dükkanımıza gelen insanlar pilav yemeye geliyor. Dolayısıyla etrafımızdaki restoranlar bizi fazla etkilemiyor. Gelenler pilav, kavurma, kuru fasulye ve komposto tüketiyor. Zaten menüde başka bir şey de yok” diye konuştu.
"Eskiden yarım kilo pilav yiyen vardı şimdi insanlar ise..."
Pilavı hep tartarak verdiklerini böylece kimsenin kimseye hakkı geçmediğini ifade eden Kalkanoğlu, “Biz pilavı tartarak veriyoruz. Kimsenin kimseye hakkı geçmesin diye bu yolu izliyoruz. Eskiden insanlar daha fazla yani yarım kiloya kadar pilav yerdi. Bugün ise normalde 300 gram standart pilav veriyoruz. Artık insanlar daha az yemeye başladı.
150- 160 yıldır bu bölgede hizmet veriyoruz” şeklinde konuştu.
Müşterilerden Özkan Öztürk ise pilavı ya kalkanoğlu’nda yada evde yediğini belirterek “Küçüklüğümden beri pilav yemeye hep buraya gelirim. Pilavın tadı hiçbir zaman değişmedi. Başka yerde pilav yemem. Eğer yiyeceksem ya burada ya da evimde yerim” ifadelerini kullandı.