Başbakan Yıldırım'dan 'Kuzey Irak'a Operasyon' Açıklaması
Başbakan Binali Yıldırım, "Kuzey Irak bölgesine sürekli, ne zaman ihtiyaç duyulsa o zaman operasyonlar yapılıyor. Bu konuda Irak hükümetiyle de yakın temas halindeyiz” dedi.
Başbakan Yıldırım, Ankara’da Hasan Tanık Camii’nde cuma namazının ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Kuzey Irak bölgesine sürekli, ne zaman ihtiyaç duyulsa o zaman operasyonların yapıldığını belirten Yıldırım, “Bu konuda Irak hükümetiyle de yakın temas halindeyiz. Gerek DEAŞ’ın tamamen bölgede yok edilmesi gerekse PKK’nın yok edilmesi konusunda ümit ederim ki yakın bir gelecekte, önümüzdeki dönemde daha iyi bir iş birliği gerçekleştirmiş oluruz” diye konuştu.
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi tartışmalarına ilişkin soruya Yıldırım, "14 şeker fabrikası özelleştirme için ilana çıktı. Nisan ayında teklifler alınacak. Ondan sonra duruma göre karar verilecek. Bilende konuşuyor, bilmeyende. Şeker fabrikaları özelleştirilince kapatılacakmış, şeker pancarı üretimi yok olacakmış, azalacakmış. Bütün bunlar yalan dolan. Bu fabrikalar daha fazla kapasiteyle çalışacak. Daha çok pancar üreticimiz bu işten yararlanacak” ifadelerini kullandı.
“NİŞASTA BAZLI ŞEKER ÜRETİMİNİ SIKI BİR DENETİM ALTINA ALACAĞIZ”
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle bütün çalışanların haklarının sonuna kadar korunacağını vurgulayan Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Fabrikaların özelleştikten sonra kapanması diye bir şey yok. En az 5 sene boyunca üretim yapacak. Fabrikaların değerli arsaları var bunun için satılıyor. Aslında alan kapatacak arsayı da ranta çevirecek. Bu da külliyen yalandır. İşin doğrusu nedir? Fabrikanın ihtiyacı kadar arsa verilecek diğer arsa zaten bu işin dışında tutulacak özelleştirme kapsamında olacak. Nişasta bazlı şeker üretimini sıkı bir denetim altına alacağız. Bunun için düzenlemeler getireceğiz, ayrıca kotasını da kısacağız. Bu konu da düzenleme hazırlığındayız. Vatandaşlarımız rahat olsun. Ne pancar ekicimiz ne pancar çiftçimiz ne şeker pancarı fabrikalarında çalışanlar asla mağduriyet yaşamayacak. Bu iş üzerinden siyaset yapmaya çalışanlar memlekete hizmet etmiyor. Biz istiyoruz ki bu fabrikalar daha verimli çalışsın. Devlet elindeki kurumlar istediğimiz verimde çalışamıyor. Çünkü devlet üretim, ticaret yapamaz. Devletin asli işleri var. Eskiden özel sektör yoktu. Şimdi devlet adaleti güvenliği sağlayacak. Devlet denetimi, kontrolü havale edemez, bizzat kendisi yapması lazım. Bizim bu bakış açısı ile çok daha güzel, çok daha verimli, milletin kaynağına yeni kaynaklar katan bir sistemi böylece getirmiş olacağız.”
“DELİ SAÇMASI ŞEYLER BUNLAR"
Din adamlarının yaptığı açıklamalarla ilgili soru üzerine Yıldırım, “Bu ara mikrofonu eline alan, internetin başına geçen, YouTube’un başına oturan ahkam kesiyor. Milletin duyguları ile oynamaya hiç kimsenin hakkı yok. Din hakkında konuşacak bellidir, Diyanet İşleri Başkanı, Din İşleri Yüksek Kurulu. Yalan yanlış, yalan yanlış eksik gedik bilgilerle kalkıp ’kadınlarla erkekler asansörde bir arada çıkarsa şöyle olur, böyle olur’ Deli saçması şeyler bunlar. Bunu söyleyenlerin kendi itikadını sorgulaması lazım. Kadın ile erkek birbirini tamamlar. Yan yana, omuz omuza ülkemiz geleceğimiz için çalışacağız. Cumhurbaşkanımızın dediği açık ve seçik. Bizim yüce Rabbimiz var, hepimizin inandığı. Bir kitabımız var, Kur’an hepimiz için rehber. Bir de Peygamberimiz var onun sünnetimiz var. Bunlar bizim için ölçüdür. Bunun dışındaki şeyler hiçbir şekilde dinin özünü teşkil etmez. Bir takım insanların yorumları, yorumdan da öte şunu yaparsan böyle olur diyerek korku salmaları asla kabul edilemez. Hepimiz aynı yaratanın kullarıyız. Allah’a giden kullar nefes alıp veren canlıların sayısı kadar. Herkes dinini imanını yaşayacak. Konuşacak kim var, bu işte salahiyeti olanlar. İslam kolaylık dinidir. İnsan aklına, mantığına uymayan hiçbir şey İslam’a da uymaz. Bu kadar açık. Hurafelerle, temeli, mesnedi olmayan bilgilerle hiç kimse din hakkında yargılama yapmasın, ahkam kesmesin” değerlendirmesinde bulundu.
(Pelin Üzek Kılıç/İHA)
Kaynak: İHA
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi tartışmalarına ilişkin soruya Yıldırım, "14 şeker fabrikası özelleştirme için ilana çıktı. Nisan ayında teklifler alınacak. Ondan sonra duruma göre karar verilecek. Bilende konuşuyor, bilmeyende. Şeker fabrikaları özelleştirilince kapatılacakmış, şeker pancarı üretimi yok olacakmış, azalacakmış. Bütün bunlar yalan dolan. Bu fabrikalar daha fazla kapasiteyle çalışacak. Daha çok pancar üreticimiz bu işten yararlanacak” ifadelerini kullandı.
“NİŞASTA BAZLI ŞEKER ÜRETİMİNİ SIKI BİR DENETİM ALTINA ALACAĞIZ”
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle bütün çalışanların haklarının sonuna kadar korunacağını vurgulayan Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Fabrikaların özelleştikten sonra kapanması diye bir şey yok. En az 5 sene boyunca üretim yapacak. Fabrikaların değerli arsaları var bunun için satılıyor. Aslında alan kapatacak arsayı da ranta çevirecek. Bu da külliyen yalandır. İşin doğrusu nedir? Fabrikanın ihtiyacı kadar arsa verilecek diğer arsa zaten bu işin dışında tutulacak özelleştirme kapsamında olacak. Nişasta bazlı şeker üretimini sıkı bir denetim altına alacağız. Bunun için düzenlemeler getireceğiz, ayrıca kotasını da kısacağız. Bu konu da düzenleme hazırlığındayız. Vatandaşlarımız rahat olsun. Ne pancar ekicimiz ne pancar çiftçimiz ne şeker pancarı fabrikalarında çalışanlar asla mağduriyet yaşamayacak. Bu iş üzerinden siyaset yapmaya çalışanlar memlekete hizmet etmiyor. Biz istiyoruz ki bu fabrikalar daha verimli çalışsın. Devlet elindeki kurumlar istediğimiz verimde çalışamıyor. Çünkü devlet üretim, ticaret yapamaz. Devletin asli işleri var. Eskiden özel sektör yoktu. Şimdi devlet adaleti güvenliği sağlayacak. Devlet denetimi, kontrolü havale edemez, bizzat kendisi yapması lazım. Bizim bu bakış açısı ile çok daha güzel, çok daha verimli, milletin kaynağına yeni kaynaklar katan bir sistemi böylece getirmiş olacağız.”
“DELİ SAÇMASI ŞEYLER BUNLAR"
Din adamlarının yaptığı açıklamalarla ilgili soru üzerine Yıldırım, “Bu ara mikrofonu eline alan, internetin başına geçen, YouTube’un başına oturan ahkam kesiyor. Milletin duyguları ile oynamaya hiç kimsenin hakkı yok. Din hakkında konuşacak bellidir, Diyanet İşleri Başkanı, Din İşleri Yüksek Kurulu. Yalan yanlış, yalan yanlış eksik gedik bilgilerle kalkıp ’kadınlarla erkekler asansörde bir arada çıkarsa şöyle olur, böyle olur’ Deli saçması şeyler bunlar. Bunu söyleyenlerin kendi itikadını sorgulaması lazım. Kadın ile erkek birbirini tamamlar. Yan yana, omuz omuza ülkemiz geleceğimiz için çalışacağız. Cumhurbaşkanımızın dediği açık ve seçik. Bizim yüce Rabbimiz var, hepimizin inandığı. Bir kitabımız var, Kur’an hepimiz için rehber. Bir de Peygamberimiz var onun sünnetimiz var. Bunlar bizim için ölçüdür. Bunun dışındaki şeyler hiçbir şekilde dinin özünü teşkil etmez. Bir takım insanların yorumları, yorumdan da öte şunu yaparsan böyle olur diyerek korku salmaları asla kabul edilemez. Hepimiz aynı yaratanın kullarıyız. Allah’a giden kullar nefes alıp veren canlıların sayısı kadar. Herkes dinini imanını yaşayacak. Konuşacak kim var, bu işte salahiyeti olanlar. İslam kolaylık dinidir. İnsan aklına, mantığına uymayan hiçbir şey İslam’a da uymaz. Bu kadar açık. Hurafelerle, temeli, mesnedi olmayan bilgilerle hiç kimse din hakkında yargılama yapmasın, ahkam kesmesin” değerlendirmesinde bulundu.
(Pelin Üzek Kılıç/İHA)