OMÜ'de 'Fikri Mülkiyet Ve Patent Prosedürleri' Konferansı
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi “Fikri Mülkiyet ve Patent Prosedürleri” konulu bir konferans düzenledi. Konferansa patent ve marka vekilliğinin duayen ismi Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğretim görevlisi Mehmet Kaan Dericioğlu konuşmacı olarak katıldı.
Ankara Patent Bürosu Yönetim Kurulu Başkanlığı, TOBB Türkiye Patent ve Marka Vekilleri Meclisi Başkanlığı görevleri de bulunan Mehmet Kaan Dericioğlu’nun verdiği konferansa; Tıp Fakültesi Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Özcan Yılmaz ve Prof. Dr. Levent Güngör, Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Sinan Engin, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
"Türkiye altyapıda AR-GE’ye daha fazla bütçe ayırmalı"
Konuşmasında Türkiye’nin patent ve AR-GE konularında gerilerde kaldığını ifade eden Mehmet Kaan Dericioğlu, "AR-GE’ye ayrılan bütçe ile patent sayısı arasında bir oran yapıldığında; bu oran, Avrupa’nın herhangi bir ülkesi 6 değerde çıkarken Türkiye’de ise 0.3 civarında bir değerde çıkıyor. En son 2016 yılının istatistiklerine baktığımızda da dünya çapında toplam 3 milyon 100 bin civarında patent başvurusu yapılmış. Bu sayının içinde Türkiye’nin payı sadece 6 bin adet. Türkiye’den daha az gelişmiş bazı ülkelerde, sayının daha fazla olduğunu görüyoruz. Tabii burada önemli olan nokta altyapıda ARGE’ye ayrılabilen bütçedir. Mesela bu konuda öne çıkan Almanya, ulusal gelirinin yüzde 3’ünü AR-GE’ye ayırabiliyorken Türkiye sadece yüzde 1’ini ayırabiliyor” dedi.
"2012’de patent başvurusunda Çin öne geçti"
AR-GE’ye ayrılan bütçe, patent ve faydalı model başvuruları bakımından lider olan ülkeler hakkında bilgi veren Dericioğlu, "2012 yılına kadar Japonya ve ABD liderlikte yarışırken 2012 yılında Çin öne geçti. 2016 yılında Çin’de 1 milyon 300 bin patent başvurusu, 1 milyon 400 bin de faydalı model başvurusu yapılmış. Bu durum, Çin’deki gelişimin ne kadar hızlı olduğunun bir göstergesi. Kısacası, istatistiklere baktığımızda Çin, ABD, Japonya, Güney Kore ve Almanya’nın en çok patent başvurusu yapan ülkeler olduğu görüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye patent kanunu konusunda tutuk davranıyor"
Türkiye’nin fikri haklar konusunda tutuk davrandığına dikkat çeken Dericioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de patent veren kanun, 1844 yılı Fransa kanununun bir çevirisiydi. II. Abdülhamid döneminde yürürlüğe giren bu kanun, 1995 yılına kadar yürürlükte kaldı. Bu yıla kadar bir sürü patent kanunu hazırlansa da hiçbiri TBMM’den geçmemiş. Ana gerekçe de patent verirsek taklide yöneliriz ve sanayimiz gelişmez endişesiydi. Eskimiş kanunu değiştirmek de bana nasip oldu. 6. Kalkınma Planı’nda önerdim. Devlet Planlama Teşkilatında özel ihtisas komisyonu kurduk. Raportörlüğünü ve başkanvekilliğini yapıp yepyeni bir kanun metni hazırladık. Şu anda uygulanan sınai mülkiyet kanunun yüzde 95’i bu metnin içinden alınmadır."
"Rekabet gücünü enerji sağlık çevre alanlarında çalışarak kazanabiliriz"
Dünya genelindeki patent başvurularının enerji, sağlık ve çevre alanlarında ön plana çıktığının altını çizen Dericioğlu, "Rekabet gücü kazanmamıza yol açacak olan bu üç alandır. Bu üç alan da içlerinde dallara ayrılıyor. Mesela güneş, deniz, rüzgâr enerjisi gibi alternatif enerji alanları var. Bizim AR-GE çalışmalarımızı bu alternatif enerji alanlarına yönlendirmemiz gerek. Türkiye güneş alan, rüzgârı bol, 3 tarafı denizle çevrili bir ülke ama daha az güneş alan Hollanda’da bizden daha çok güneş enerjisi üretiliyor. Yine deniz suyunun yakın bir zamanda elektrik ve rüzgâr enerjisi kullanılarak içme ve kullanma suyu olarak kullanabileceği haberi var. İleride su sıkıntısı yaşamamak için Türkiye’nin de bu konuda çalışma yapması lazım” şeklinde konuştu.
"Patent ve kalkınmada atılım için yapılması gerekenler"
Mehmet Kaan Dericioğlu, Türkiye’nin patent ve kalkınma konusunda atılım yapabilmesi için yapması gerekenleri şu şekilde özetledi: "Belirli konulara odaklanılacak, o konularda AR-GE faaliyetinde bulunulacak ve o faaliyetler sonucu ortaya çıkacak yenilikler de ticarileşebilir katma değer yaratan ürünlere veya hizmetlere dönüşecek."
Konferans, Mehmet Kaan Dericioğlu’nun “Fikri mülkiyet nedir? Patent, Faydalı Model ve Marka Prosedürleri” hakkında yaptığı sunumun ardından sona erdi.
Kaynak: İHA
"Türkiye altyapıda AR-GE’ye daha fazla bütçe ayırmalı"
Konuşmasında Türkiye’nin patent ve AR-GE konularında gerilerde kaldığını ifade eden Mehmet Kaan Dericioğlu, "AR-GE’ye ayrılan bütçe ile patent sayısı arasında bir oran yapıldığında; bu oran, Avrupa’nın herhangi bir ülkesi 6 değerde çıkarken Türkiye’de ise 0.3 civarında bir değerde çıkıyor. En son 2016 yılının istatistiklerine baktığımızda da dünya çapında toplam 3 milyon 100 bin civarında patent başvurusu yapılmış. Bu sayının içinde Türkiye’nin payı sadece 6 bin adet. Türkiye’den daha az gelişmiş bazı ülkelerde, sayının daha fazla olduğunu görüyoruz. Tabii burada önemli olan nokta altyapıda ARGE’ye ayrılabilen bütçedir. Mesela bu konuda öne çıkan Almanya, ulusal gelirinin yüzde 3’ünü AR-GE’ye ayırabiliyorken Türkiye sadece yüzde 1’ini ayırabiliyor” dedi.
"2012’de patent başvurusunda Çin öne geçti"
AR-GE’ye ayrılan bütçe, patent ve faydalı model başvuruları bakımından lider olan ülkeler hakkında bilgi veren Dericioğlu, "2012 yılına kadar Japonya ve ABD liderlikte yarışırken 2012 yılında Çin öne geçti. 2016 yılında Çin’de 1 milyon 300 bin patent başvurusu, 1 milyon 400 bin de faydalı model başvurusu yapılmış. Bu durum, Çin’deki gelişimin ne kadar hızlı olduğunun bir göstergesi. Kısacası, istatistiklere baktığımızda Çin, ABD, Japonya, Güney Kore ve Almanya’nın en çok patent başvurusu yapan ülkeler olduğu görüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye patent kanunu konusunda tutuk davranıyor"
Türkiye’nin fikri haklar konusunda tutuk davrandığına dikkat çeken Dericioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de patent veren kanun, 1844 yılı Fransa kanununun bir çevirisiydi. II. Abdülhamid döneminde yürürlüğe giren bu kanun, 1995 yılına kadar yürürlükte kaldı. Bu yıla kadar bir sürü patent kanunu hazırlansa da hiçbiri TBMM’den geçmemiş. Ana gerekçe de patent verirsek taklide yöneliriz ve sanayimiz gelişmez endişesiydi. Eskimiş kanunu değiştirmek de bana nasip oldu. 6. Kalkınma Planı’nda önerdim. Devlet Planlama Teşkilatında özel ihtisas komisyonu kurduk. Raportörlüğünü ve başkanvekilliğini yapıp yepyeni bir kanun metni hazırladık. Şu anda uygulanan sınai mülkiyet kanunun yüzde 95’i bu metnin içinden alınmadır."
"Rekabet gücünü enerji sağlık çevre alanlarında çalışarak kazanabiliriz"
Dünya genelindeki patent başvurularının enerji, sağlık ve çevre alanlarında ön plana çıktığının altını çizen Dericioğlu, "Rekabet gücü kazanmamıza yol açacak olan bu üç alandır. Bu üç alan da içlerinde dallara ayrılıyor. Mesela güneş, deniz, rüzgâr enerjisi gibi alternatif enerji alanları var. Bizim AR-GE çalışmalarımızı bu alternatif enerji alanlarına yönlendirmemiz gerek. Türkiye güneş alan, rüzgârı bol, 3 tarafı denizle çevrili bir ülke ama daha az güneş alan Hollanda’da bizden daha çok güneş enerjisi üretiliyor. Yine deniz suyunun yakın bir zamanda elektrik ve rüzgâr enerjisi kullanılarak içme ve kullanma suyu olarak kullanabileceği haberi var. İleride su sıkıntısı yaşamamak için Türkiye’nin de bu konuda çalışma yapması lazım” şeklinde konuştu.
"Patent ve kalkınmada atılım için yapılması gerekenler"
Mehmet Kaan Dericioğlu, Türkiye’nin patent ve kalkınma konusunda atılım yapabilmesi için yapması gerekenleri şu şekilde özetledi: "Belirli konulara odaklanılacak, o konularda AR-GE faaliyetinde bulunulacak ve o faaliyetler sonucu ortaya çıkacak yenilikler de ticarileşebilir katma değer yaratan ürünlere veya hizmetlere dönüşecek."
Konferans, Mehmet Kaan Dericioğlu’nun “Fikri mülkiyet nedir? Patent, Faydalı Model ve Marka Prosedürleri” hakkında yaptığı sunumun ardından sona erdi.