Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hatırlattığı 'Kızıl Elma' nedir?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin hatırlattığı "Kızıl Elma" merak konusu olmuştu. Engin Ardıç Kızıl Elma hakkında merak edilenleri yazdı...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afrin operasyonuyla ilgili kendisine sorulan, 'İstikamet neresi' sorusuna 'Kızıl elma' yanıtını vermişti. Erdoğan'ın bu açıklaması sonrasında Kızıl Elma merak konusu oldu.
Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç köşesinde Kızıl Elma'yı yazdı.
İşte Engin Ardıç'ın o yazısı;
Türkiye'de milliyetçilik yükseliyor. Üzerimize o kadar alçakça, o kadar namussuzca geldiler ki, yükselecektir tabii. Her etki bir tepkiyi doğurur.
Milliyetçiliği bir 'hastalık' olarak niteleyen Batıcı liberallerin hoşuna gitmese de, yükselecektir. Teslim olmaya çok gönüllü davranmışlardı, şimdi yenilgiye de katlanacaklar.
Bu arada, bu yükselen dalgada 'Kızılelma' kavramı da yeniden ortaya atıldı.
Unutulmuş bir kavramdı bu, cumhurbaşkanımız yeniden hatırlattı. Kızılelma, yüz yıl kadar önce Ziya Gökalp'in 'ısıttığı' bir kavramdır.
O zamanlar da tam olarak anlaşılamamış olmalı ki, Ömer Seyfettin 'Kızılelma neresi?' diye bir öykü yazmıştı... Fakat o da tam olarak açıklayamıyordu, onun da kafası karışıktı. Bunun 'asla ulaşılamayacak ama hep ulaşmaya çalışılması gereken bir hedef' olduğu kanısına varmıştı.
Çünkü Kızılelma diye bir 'yer' yoktu. Kızılelma, soyut bir kavram, bir 'mefkure', bir idealdir. Türkçesi: Ülkü.
Somut bir 'yer ismi' değildir.
Fakat o zamanlar Orta Asya, daha doğrusu 'Turan İmparatorluğu' şeklinde mütalaa ediliyordu... Ziya Gökalp uçmuş, Enver'i de uçurmuştu. Almanlar da bunu 'fiştekliyorlardı' tabii, emperyalist paylaşım kavgalarında Osmanlı'yı 'kullanabilmek' için...
Bu olmayacak bir hayaldi. Bugün de öyledir. Günümüzde 'Komünist Turan İmparatorluğu' hayalini besleyenler bile var ama ciddiye alınmıyorlar.
Bizim bu hayalimize karşılık Anadolu'ya çıkan Yunanlılar da 'Türkler'i Kızılelma'ya kadar kovalayacağız' diyorlardı (tha tous dioksoun stin kokkini milia)... Onlar da havalarını aldılar.
Kızılelma, 'Türk'ün ulaşmak istediği, isteyeceği her türlü hedef' olarak özetlenebilir.
Her şekle sokulabilir. Her türlü yorumlanabilir. Her yana çekmeye müsaittir.
Fakat bu 'agresif' bir simgedir.
'Savunmayla' irtibatlandırılamaz.
Kurtuluş savaşına bir 'Kızılelma öyküsü' denilebilir mi? Denilebilir tabii.
Eh, Turan'dan gerileye gerileye Sakarya'ya, Polatlı'ya kadar gelmemiz de tarihin bir cilvesi olsa gerek!
Yazının tamamını okumak için tıklayınız
Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç köşesinde Kızıl Elma'yı yazdı.
İşte Engin Ardıç'ın o yazısı;
Türkiye'de milliyetçilik yükseliyor. Üzerimize o kadar alçakça, o kadar namussuzca geldiler ki, yükselecektir tabii. Her etki bir tepkiyi doğurur.
Milliyetçiliği bir 'hastalık' olarak niteleyen Batıcı liberallerin hoşuna gitmese de, yükselecektir. Teslim olmaya çok gönüllü davranmışlardı, şimdi yenilgiye de katlanacaklar.
Bu arada, bu yükselen dalgada 'Kızılelma' kavramı da yeniden ortaya atıldı.
Unutulmuş bir kavramdı bu, cumhurbaşkanımız yeniden hatırlattı. Kızılelma, yüz yıl kadar önce Ziya Gökalp'in 'ısıttığı' bir kavramdır.
O zamanlar da tam olarak anlaşılamamış olmalı ki, Ömer Seyfettin 'Kızılelma neresi?' diye bir öykü yazmıştı... Fakat o da tam olarak açıklayamıyordu, onun da kafası karışıktı. Bunun 'asla ulaşılamayacak ama hep ulaşmaya çalışılması gereken bir hedef' olduğu kanısına varmıştı.
Çünkü Kızılelma diye bir 'yer' yoktu. Kızılelma, soyut bir kavram, bir 'mefkure', bir idealdir. Türkçesi: Ülkü.
Somut bir 'yer ismi' değildir.
Fakat o zamanlar Orta Asya, daha doğrusu 'Turan İmparatorluğu' şeklinde mütalaa ediliyordu... Ziya Gökalp uçmuş, Enver'i de uçurmuştu. Almanlar da bunu 'fiştekliyorlardı' tabii, emperyalist paylaşım kavgalarında Osmanlı'yı 'kullanabilmek' için...
Bu olmayacak bir hayaldi. Bugün de öyledir. Günümüzde 'Komünist Turan İmparatorluğu' hayalini besleyenler bile var ama ciddiye alınmıyorlar.
Bizim bu hayalimize karşılık Anadolu'ya çıkan Yunanlılar da 'Türkler'i Kızılelma'ya kadar kovalayacağız' diyorlardı (tha tous dioksoun stin kokkini milia)... Onlar da havalarını aldılar.
Kızılelma, 'Türk'ün ulaşmak istediği, isteyeceği her türlü hedef' olarak özetlenebilir.
Her şekle sokulabilir. Her türlü yorumlanabilir. Her yana çekmeye müsaittir.
Fakat bu 'agresif' bir simgedir.
'Savunmayla' irtibatlandırılamaz.
Kurtuluş savaşına bir 'Kızılelma öyküsü' denilebilir mi? Denilebilir tabii.
Eh, Turan'dan gerileye gerileye Sakarya'ya, Polatlı'ya kadar gelmemiz de tarihin bir cilvesi olsa gerek!
Yazının tamamını okumak için tıklayınız