Konya Şeker Üreticiye Tek Seferde 477,5 Milyon TL Ödeme Yapacak
Konya ve Çumra’daki iki şeker fabrikasında yaptığı üretimle ülkenin pancar şekeri üretiminin beşte birinden fazlasını üreten Konya Şeker, alımını gerçekleştirdiği 3 milyon 865 bin 263 ton pancar karşılığı üreticiye yaklaşık 885 milyon 146 bin liralık ödeme gerçekleştirdi.
Pancar bedelinin yüzde 46’sını henüz pancarı teslim almadan avanslarla erken ödeyen Konya Şeker, 2017-18 Kampanya Döneminde 14 kez ayni ve nakdi avans ödemesi gerçekleştirdi. Konya Şeker’in avans ödemesiyle üreticiye verdiği finans desteği ton başına 8,53 TL’yi bulurken, avanslarla sağlanan finansman desteğinin kredi maliyeti karşılığı olan meblağ üreticinin cebinde kaldı. Üreticilerini üretimin her aşamasında avanslarla destekleyen ve avans uygulamasını kurumsallaştırarak aylara yaymasıyla üretici ile piyasalara düzenli nakit akışı sağlayan Konya Şeker, pancar taşıma bedeli olarak nakliye sektörüne 86 Milyon 700 Bin TL ödeme yaparken, avanslar düşüldükten sonra bakiye kalan ve pancar bedeli olarak tek seferde ödediği 477 milyon 576 bin lirayla da hem üreticilerinin ekonomik olarak rahatlamasına hem de yüksek miktarda para girişiyle bölge ekonomisinin hareketlenmesine vesile oluyor.
"Konya Şeker’in yegane amacı daha çok üretim ve üretene destektir"
Üreticinin ürettiği ürünün hakkı olan bedeli alın teri kurumadan almasını Konya Şeker’in değişmez ilkesi olarak ilan eden AK Parti Karaman Milletvekili ve Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, Konya Şeker’in nitelikli ve kaliteli üretimi teşvik etmek, işine özen gösteren üreticiyi desteklemek ve bölgedeki tarımsal verimliliği arttırarak sektörün rekabetçi yapısını tarımsal üretimden başlayarak güçlendirmek ve bu sayede de şeker sektöründe ve şeker pancarı üretiminde sürekliliği ve sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla ürüne en iyi fiyat politikasını prim desteklerine yansıtarak sürdürdüğünü söyledi.
Konuk, “Konya Şeker’in yegane amacı daha çok üretim ve üretene destektir. Daha çok üretmenin de tek yolu üretileni işleyecek tesislere sahip olmak ve ürünü üretim sürecinden başlayarak desteklemektir. Yani tohum tarlaya düşmeden üretici desteği arkasında hisseder, tarladaki bütün süreçlerde üretici yalnızlık yaşamaz, ürününün de karşılığını alırsa hem üretmeye devam eder hem de daha çok üretmek için şevki artar. Konya Şeker’in yıllardır tavizsiz uyguladığı üretim ve sanayileşme stratejisinin özü budur. Üretim tesisleri, fabrikalar araç, daha çok üretim ve daha çok ürün amaçtır. Ancak unutmamak lazım ki, daha çok üretim ve daha çok ürün söylemekle olmaz. Ya ne yapacaksınız? Üreticinin daha çok üretmesi için elini rahatlatacak, imkanlarını genişleteceksiniz. Üretileni üreticinin elinde bırakmayacak, ürünün yere düşmesine, tarlada kalmasına müsaade etmeyeceksiniz. Bugün git yarın gel düzenini değiştirecek ürünün bedelini çiftçinin alın teri kurumadan ödeyeceksiniz. Ürünün karşılığını hak terazisinden sapmadan vereceksiniz. Yani Konya Şeker gibi olacaksınız, Konya Şeker modelini uygulayacaksınız. Tarım sektörünün verimliliğini arttırmak, rekabetçi yapısını güçlendirmek, geleceği inşa etmek için bir şeyi daha yapacaksınız nitelikli ve kaliteli üretimi, üretirken azami özeni gösteren üreticiyi ödüllendirecek, nitelikli, kaliteli üretimi teşvik edeceksiniz. Biz bunu bu ülkenin topraklarına karşı bir mesuliyet, tarım sektörümüzün geleceğine hizmet olarak da görüyoruz. O nedenle aldığımız ürünlerin tamamında standart fiyatın üzerine yaptığımız prim ödemeleriyle hem toprağımızı koruyor hem de kaliteli üretimi teşvik ediyoruz. Mesela temiz pancara prim dediğimiz zaman daha az toprak tarladan taşınıyor, pancarın yaprağı heder olmuyor. Örneğin, pancarda yüksek polara pirim verdiğimiz zaman bu toprakların diğer topraklarla verimlilik yarışına girebileceği, dünya sıralamasında hektara şeker veriminde dünyada ilk sıralara bizi taşıyan bir polar oranı yakalanıyor. Yani pancar şekeri ve pancar istatistiklerinde Konya’nın adı listeye üst sıralardan giriyor, girebiliyor. Nakliye, geç söküm primleri hem işletme verimliliğimizi hem de tarımsal üretimde kaliteyi yükseltiyor. Bunların yerleşmesi, üretimdeki kalitenin yükselmesi bu topraklarda gelecekte de şeker pancarı üretilmesinin hatta bugünkünden de çok üretilmesinin teminatıdır. Mesela 2017-18 Kampanya Döneminde 16 polar pancarın fiyatını 210 TL belirledik bu pancarın standart fiyatıdır. Temiz pancar, geç söküm, nakliye gibi primlerle bu rakam 16 polar pancar için ortalamada 238, 59 TL’ye ulaştı. Üreticimiz bu sene polar ortalamasında da iyi bir rakam yakaladı ve yüksek polarlı pancar üretti. Polar ortalaması 17,06 olarak gerçekleşti ve biz primler de dahil edildiğinde alımını yaptığımız pancar için üreticilerimize ortalama ton başına 254,40 TL ödeme yaptık. Bu ortalama fiyat, bu ortalamanın üstünde ve altında ürün bedeli alan üreticimiz elbette vardır. Yüksek polarlı üretim yapan ve prim sisteminin teşvik ettiği şekilde üretim yapan çiftçilerimizden mesela 106 çiftçimiz ürününü ton başına 300 TL’nin üstünde fiyatla bize teslim etti. Hatta daha müşahhas örnek vereyim Kulu’dan bir üreticimiz yüksek polarlı pancar üretti ve primlerle birlikte biz bu üreticimize ton başına 340,42 TL ödeme yaptık. Bizim oturtmak istediğimiz sistem de zaten bu. Kaliteli ürün özenli üretim yerleşsin ve her üreticimiz ürününü 300 TL’ye hatta 400 TL’ye bize versin. 106 değil 1006 hatta 16 bin 996 üreticimizin tamamı hem yüksek polarlı ürün üretsin hem de tüm primleri alacak şekilde üretsin. Zaten bizim de hedefimiz buna ulaşmak. Bu hedefe yaklaştıkça hem topraklarımız daha az yorulacak, hem üreticimiz daha çok kazanacak, hem de fabrikamızın işletme verimliliği daha yukarılara çıkacak" diye konuştu.
"Üretime destek olan en iddialı kurum Konya Şeker’dir"
Bu sistemin bir faydasının daha olduğunu kaydeden Konuk, "Sanayide her şeyi körün gözüne parmak şeklinde yapamazsınız. Fiyatı primlerle destekleyen bu yaklaşımımızın bir yandan nitelikli üretimi özendirirken diğer yandan Konya Şeker’in ürüne iyi fiyat politikası sebebiyle hedef tahtasına konulmasının da önüne geçtiğini unutmamak lazım. Kaldı ki bizim üreticiye tek desteğimiz ürün fiyatından da ibaret değil. Mesela daha çok üretmek için birinci şart olarak üretime destek olacaksınız demiştim. Bu konuda Türkiye’de en iddialı kurum Konya Şeker’dir. Üretimin finansmanında Konya Şeker’le bırakın yarışanı Konya Şeker’in verdiği destek miktarlarına yaklaşanı bile bulamazsınız. Bu kurum, bu sene henüz pancarı almadan alacağı pancar karşılığında üreticiye 10 ay önceden avans ödemeye başlamış. Bu sürede 14 kez yani hemen hemen 3 haftada bir ayni ve nakdi avans ödemesi yapmış. Toplamda ürün bedelinin yüzde 46’sını avans olarak ödemiş. Yani üreticinin üzerindeki finans yükünü omuzlamış, üreticinin yükünü hafifletmiş. Bu üreticinin cebine giren para değildir, ama unutmamak lazım ki bu Konya Şekerin üreticinin cebinden çıkmasına izin vermediği paradır ve bunun bir ton pancara düşen payı 8,53 TL’dir. Bu pancar üretiminin finansman maliyetidir ve eğer biz bu desteği vermeyip, yani avans uygulamasını yapmayıp 407 milyon 570 bin lirayı bankaya koysak sadece onun getirisi ile pancara ton başına ilave 14 TL ödeme yapabilirdik. Kurumun bir kazancı da kaybı da olmazdı ancak muhtemelen yüksek borçlanma maliyetleri nedeniyle üreticinin cebinden bunun birkaç kat fazlası çıkardı. Malum her üreticinin cebinde, tarlaya tohumu atmak için, gübresiydi, mazotuydu, ilacıydı, çapasıydı, sulamasıydı, sökümüydü tüm bunlar için ayrılmış hazır parası yok. Konya Şeker devrede olmasa ne yapacak hazır parası olmayan çiftçi, ya temlik kredisi alacak, ya bankaya müracaat edecek ya da kredi kullanma imkânı yoksa tefeciye el açacak. Allah’a şükür kurumumuzun gücü var ve şükür ki yıllardır tefecinin bu topraklarda el ovuşturmasına müsaade etmedik, etmeyiz. Başka ne yapacaksınız üretimi desteklemek için ürünün bedelini üreticinin alnının teri kurumadan ödeyeceksiniz. Birkaç kampanya önce Nisan ayında yapılan ürün bedeli ödemesini yaklaşık 1,5 ay öne çektik, bu kısa zaman diliminde. Bir de ne yapacaksınız, üreticinin elinde bir gram bile ürün kalmasına, bin bir zahmetle üretilen ürünün tarlada kalmasına müsaade etmeyeceksiniz. Etmeyeceksiniz ki, üretici elde kalacak korkusuna kapılmayacak. Bizim varlık sebebimiz ne? Biz üretici daha fazla üretsin diye varız. 2017-18 Kampanya Dönemi çiftçimiz açısından verimli geçti, öngörülenin üzerinde pancar üretildi. Elbette şükrediyoruz bu verime. Kontrol edilemeyen verimlilik artışı kaynaklı bu pancarları çiftçinin elinde bırakmadık. Konya Şeker devreye girdi ve bereketi değerlendirdi. Bizim öncelik sıralamamızda ilk sıra daima üreticinin ve üretimindir. Bu öncelik sıralaması kurumun iklim şartları nedeniyle oluşan her durumda kurumun çiftçinin yanında olmasının sebebidir. Konya Şeker için üretici ve üretim birinci öncelik olduğu için geçmişte bu kurum pancara hastalık geldiğinde bu hastalıkla mücadelede çiftçinin yükünü omuzlamış, iklim şartları iyi gitmeyip, pancar tonajı düşük olduğunda ticari maliyeti yüklenmiş, hatta afet yıllarında pancar bedeline iklim farkı ödemesi bile ilave etmişti. Bu kampanya döneminde farklı bir durumla karşı karşıya kaldık. Bu sene iklim şartları pancara yaradı, tonaj onlarca yıllık ortalamaları alt üst edecek miktarda arttı. Aynı tohum, aynı miktarda gübre ile aynı topraklardan 63 yıllık tarihimizde görülmemiş kadar ürün alındı. Yani Rabbim yüzümüze baktı pancar için bol ve bereketli bir yıl oldu. O kadar ki, uzun dönemli iklim verilerine göre hesaplanan ve ancak A Kotası için yetecek kadar pancar alınması beklenen araziden A Kotasının yüzde 20’sine tekabül eden C kotasının da üzerinde ürün hasadı yapıldı. Konya Şeker olarak bizim üreticimize taahhüdümüz A Kotasının yüzde 20’sini C Kotası olarak almaktı. Sözleşme de bu yazıyor ama bizim üretici ile bir de gönül akdimiz var ve o akitleşme de üreticinin her daim yanında olmak var. Biz de nasıl üretimin beklentiyi karşılamadığı yıllarda üreticimizi desteksiz bırakmıyorsak, bollukta da üretimi ve ürünü desteksiz bırakmadık. Ürün üreticinin elinde kalmayacak ki gelecek yıllarda da üretmekten çekinmeyecek, daha cesaretle üretmeye devam edecek. Bu sene şartlar iyi gitti, ürün fazlası oldu. Bu sene ürüne destek zamanı dedik ve o ürünü tarlada bırakmadık. Çünkü bizim önceliğimiz üretici ve üretim. Biz üreticimizin C kotasını da aşan üretim fazlasını önceliğimiz üretici ve üretim olduğu için üreticinin elinde bırakmadık, o ürüne de sahip çıktık. Berekete sırtımızı dönmedik, bolluk ve bereketten üreticimizin daha çok istifade etmesi için kurumumuzun imkânlarını seferber ettik. İşletme verimliliği hesaplarına dalmadık. Biz üreticimiz için yapmamız gerekeni yaptık. A kotası pancar taahhüdünün yüzde 20 fazlasını zaten alıyorduk, Rabbim daha fazlasını vermiş o da kabulümüz dedik. Ürünün tarlada çürümesine izin vermedik ve üreticimiz için yaklaşık 57 milyon 298 bin TL’lik ilave bir gelir imkanı oluşturduk" dedi.
"Bizim mesuliyetimiz sadece bugüne değil yarınadır da"
Konuk açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Bütün bunları yani hem üreticiyi üretirken desteksiz bırakmamak, hem de ürünü yere düşürmemek hem de sektörün geleceğini inşa etmek, yani gelecekte de bu topraklarda üreticinin hem şeker pancarı üretmeye hem de diğer ürünleri üretmeye devam edebilmesini sağlamak, buna imkan verecek yatırımları yapmak için kurumunuzun güçlü olması, fırtınalarda sendelememesi lazım. Bizim kurumumuz güçlü olacak ki, şeker pancarına teminat olacak. Bizim kurumumuz güçlü olacak ki, tarlaya kol kanat gerecek. Yani bizim mesuliyetimiz sadece bugüne değil yarınadır da. Biz günü kurtarmak değil geleceği de kurmak zorundayız. O nedenle şeker pancarından şeker üretmek yetmez, pancar şekerinin girdi olarak kullanıldığı şekerli mamullerde de olmalıyız dedik ve gereğini yaptık. Pancardan şekeri aldıktan sonra yan ürünleri işleyecek sanayiye de sahip olacağız ki pancarı hedefe koyanlar olursa pancar üreticisine bu tesisler zırh olsun dedik o zırhı birkaç kat inşa ettik. Bugün şeker sektörüyle ilgili çok şey söyleniyor. Gündemde yine özelleştirme var. Bu konuda bizim tavrımız bellidir. Bu fabrikalar tabiatı gereği üreticinin içinde olduğu modelle işletilmelidir. Bugün her ne olursa olsun eninde sonunda geleceğimiz nokta şeker pancarı üretenlerin şeker sanayinde de işletmeci olarak yer alacağı bir üretim organizasyonudur. Hiçbir üreticimiz de endişeye kapılmasın, dünyadaki tüketim eğilimleri pancar şekerinin lehinedir. Pancar şekeri yerine ikame edilen ürünler bugün gıda sanayinde her ne kadar fiyat avantajı sunuyor diye lanse edilse de bu sırları dökülmeye başlayan bir ambalajdan ibarettir. Çünkü pancar şekeri yerine kullanılan bu alternatif ürünlere pek çok ülke yüzde 15 - yüzde 20’lere varan ek tüketim veya obezite vergileri uygulamaya başlamıştır ve bu uygulama gittikçe yaygınlaşmaktadır. Tam da bu noktada gıda sanayimiz için de bir uyarıda bulunmak istiyorum. Eğer gıda sanayimizde, tüketici sağlığına olumsuz etkileri tartışmalı bu ürüne bağımlı hale gelirsek uzun olmayan bir gelecekteki ihracat pazarlarımız beslenmeyi önceleyen yüksek gelir grubu pazarlar yerine sadece doymayı önceleyen pazarlardan ibaret olur. Bugün vergiyle korunan pazarların yarın sağlıklı tüketim kaygısıyla ürün içeriğiyle de korunacağını unutmamak lazım. Konya Şeker olarak biz sağlıklı ürüne üst gelir grubu pazarların açık olacağı geleceğe hazırlıklıyız ve üretim standardımızı geleceğin tüketim eğilimlerini dikkate alarak belirledik ve o yoldan sapmayacak, pancar üretiminde de pancar şekeri üretiminde de ısrarımızı sürdüreceğiz. Bu özelleştirme öncesi bir diğer önerimiz de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızadır. Özelleştirilir yâda özelleştirilmez gündemden bağımsız olarak söylüyorum; bu öneri, şeker pancarı üretiminin en önemli teminatı olacaktır. Biz diyoruz ki milletimiz ne yediğini içtiğini bilsin. Yapılması gereken ne? Ürün ambalajlarında kullanılan şekerin kökeninin yazılması. Bu bugün yazılamıyor. Yasak. Yazarsanız cezası var. Yani pancar şekeri kullanıldığını ürün ambalajında belirtemiyorsunuz. Kimyasal tatlandırıcı kullananlar da, NBŞ kullananlar da pancar şekeri kullananlar da içindekiler kısmında ortak ibare kullanıyor; şeker. Üretici olarak biz pancar şekeri sanayinde sürdürülebilirliğin hatta pazarın büyümesinin en önemli teminatlarından birinin pastaneler, oteller dâhil ambalajlı, ambalajsız şekerin girdi olarak kullanıldığı tüm mamul ürünlerde kullanılan şekerin kaynağının açıkça yazılmasının zorunlu hale getirilmesini istiyor, şeker sanayinin ve pancar üretiminin geleceği açısından bunu önemli bir adım olarak görüyoruz. Kaldı ki, bu tür bir düzenleme hem bu fabrikalar ve bu sektörde yer alacaklar için özendirici olacak hem de eğer gündemimizi dikkate alır ve bu özelleştirme süreci devam ederse ihale rakamını yukarı itecektir.”
Kaynak: İHA
"Konya Şeker’in yegane amacı daha çok üretim ve üretene destektir"
Üreticinin ürettiği ürünün hakkı olan bedeli alın teri kurumadan almasını Konya Şeker’in değişmez ilkesi olarak ilan eden AK Parti Karaman Milletvekili ve Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, Konya Şeker’in nitelikli ve kaliteli üretimi teşvik etmek, işine özen gösteren üreticiyi desteklemek ve bölgedeki tarımsal verimliliği arttırarak sektörün rekabetçi yapısını tarımsal üretimden başlayarak güçlendirmek ve bu sayede de şeker sektöründe ve şeker pancarı üretiminde sürekliliği ve sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla ürüne en iyi fiyat politikasını prim desteklerine yansıtarak sürdürdüğünü söyledi.
Konuk, “Konya Şeker’in yegane amacı daha çok üretim ve üretene destektir. Daha çok üretmenin de tek yolu üretileni işleyecek tesislere sahip olmak ve ürünü üretim sürecinden başlayarak desteklemektir. Yani tohum tarlaya düşmeden üretici desteği arkasında hisseder, tarladaki bütün süreçlerde üretici yalnızlık yaşamaz, ürününün de karşılığını alırsa hem üretmeye devam eder hem de daha çok üretmek için şevki artar. Konya Şeker’in yıllardır tavizsiz uyguladığı üretim ve sanayileşme stratejisinin özü budur. Üretim tesisleri, fabrikalar araç, daha çok üretim ve daha çok ürün amaçtır. Ancak unutmamak lazım ki, daha çok üretim ve daha çok ürün söylemekle olmaz. Ya ne yapacaksınız? Üreticinin daha çok üretmesi için elini rahatlatacak, imkanlarını genişleteceksiniz. Üretileni üreticinin elinde bırakmayacak, ürünün yere düşmesine, tarlada kalmasına müsaade etmeyeceksiniz. Bugün git yarın gel düzenini değiştirecek ürünün bedelini çiftçinin alın teri kurumadan ödeyeceksiniz. Ürünün karşılığını hak terazisinden sapmadan vereceksiniz. Yani Konya Şeker gibi olacaksınız, Konya Şeker modelini uygulayacaksınız. Tarım sektörünün verimliliğini arttırmak, rekabetçi yapısını güçlendirmek, geleceği inşa etmek için bir şeyi daha yapacaksınız nitelikli ve kaliteli üretimi, üretirken azami özeni gösteren üreticiyi ödüllendirecek, nitelikli, kaliteli üretimi teşvik edeceksiniz. Biz bunu bu ülkenin topraklarına karşı bir mesuliyet, tarım sektörümüzün geleceğine hizmet olarak da görüyoruz. O nedenle aldığımız ürünlerin tamamında standart fiyatın üzerine yaptığımız prim ödemeleriyle hem toprağımızı koruyor hem de kaliteli üretimi teşvik ediyoruz. Mesela temiz pancara prim dediğimiz zaman daha az toprak tarladan taşınıyor, pancarın yaprağı heder olmuyor. Örneğin, pancarda yüksek polara pirim verdiğimiz zaman bu toprakların diğer topraklarla verimlilik yarışına girebileceği, dünya sıralamasında hektara şeker veriminde dünyada ilk sıralara bizi taşıyan bir polar oranı yakalanıyor. Yani pancar şekeri ve pancar istatistiklerinde Konya’nın adı listeye üst sıralardan giriyor, girebiliyor. Nakliye, geç söküm primleri hem işletme verimliliğimizi hem de tarımsal üretimde kaliteyi yükseltiyor. Bunların yerleşmesi, üretimdeki kalitenin yükselmesi bu topraklarda gelecekte de şeker pancarı üretilmesinin hatta bugünkünden de çok üretilmesinin teminatıdır. Mesela 2017-18 Kampanya Döneminde 16 polar pancarın fiyatını 210 TL belirledik bu pancarın standart fiyatıdır. Temiz pancar, geç söküm, nakliye gibi primlerle bu rakam 16 polar pancar için ortalamada 238, 59 TL’ye ulaştı. Üreticimiz bu sene polar ortalamasında da iyi bir rakam yakaladı ve yüksek polarlı pancar üretti. Polar ortalaması 17,06 olarak gerçekleşti ve biz primler de dahil edildiğinde alımını yaptığımız pancar için üreticilerimize ortalama ton başına 254,40 TL ödeme yaptık. Bu ortalama fiyat, bu ortalamanın üstünde ve altında ürün bedeli alan üreticimiz elbette vardır. Yüksek polarlı üretim yapan ve prim sisteminin teşvik ettiği şekilde üretim yapan çiftçilerimizden mesela 106 çiftçimiz ürününü ton başına 300 TL’nin üstünde fiyatla bize teslim etti. Hatta daha müşahhas örnek vereyim Kulu’dan bir üreticimiz yüksek polarlı pancar üretti ve primlerle birlikte biz bu üreticimize ton başına 340,42 TL ödeme yaptık. Bizim oturtmak istediğimiz sistem de zaten bu. Kaliteli ürün özenli üretim yerleşsin ve her üreticimiz ürününü 300 TL’ye hatta 400 TL’ye bize versin. 106 değil 1006 hatta 16 bin 996 üreticimizin tamamı hem yüksek polarlı ürün üretsin hem de tüm primleri alacak şekilde üretsin. Zaten bizim de hedefimiz buna ulaşmak. Bu hedefe yaklaştıkça hem topraklarımız daha az yorulacak, hem üreticimiz daha çok kazanacak, hem de fabrikamızın işletme verimliliği daha yukarılara çıkacak" diye konuştu.
"Üretime destek olan en iddialı kurum Konya Şeker’dir"
Bu sistemin bir faydasının daha olduğunu kaydeden Konuk, "Sanayide her şeyi körün gözüne parmak şeklinde yapamazsınız. Fiyatı primlerle destekleyen bu yaklaşımımızın bir yandan nitelikli üretimi özendirirken diğer yandan Konya Şeker’in ürüne iyi fiyat politikası sebebiyle hedef tahtasına konulmasının da önüne geçtiğini unutmamak lazım. Kaldı ki bizim üreticiye tek desteğimiz ürün fiyatından da ibaret değil. Mesela daha çok üretmek için birinci şart olarak üretime destek olacaksınız demiştim. Bu konuda Türkiye’de en iddialı kurum Konya Şeker’dir. Üretimin finansmanında Konya Şeker’le bırakın yarışanı Konya Şeker’in verdiği destek miktarlarına yaklaşanı bile bulamazsınız. Bu kurum, bu sene henüz pancarı almadan alacağı pancar karşılığında üreticiye 10 ay önceden avans ödemeye başlamış. Bu sürede 14 kez yani hemen hemen 3 haftada bir ayni ve nakdi avans ödemesi yapmış. Toplamda ürün bedelinin yüzde 46’sını avans olarak ödemiş. Yani üreticinin üzerindeki finans yükünü omuzlamış, üreticinin yükünü hafifletmiş. Bu üreticinin cebine giren para değildir, ama unutmamak lazım ki bu Konya Şekerin üreticinin cebinden çıkmasına izin vermediği paradır ve bunun bir ton pancara düşen payı 8,53 TL’dir. Bu pancar üretiminin finansman maliyetidir ve eğer biz bu desteği vermeyip, yani avans uygulamasını yapmayıp 407 milyon 570 bin lirayı bankaya koysak sadece onun getirisi ile pancara ton başına ilave 14 TL ödeme yapabilirdik. Kurumun bir kazancı da kaybı da olmazdı ancak muhtemelen yüksek borçlanma maliyetleri nedeniyle üreticinin cebinden bunun birkaç kat fazlası çıkardı. Malum her üreticinin cebinde, tarlaya tohumu atmak için, gübresiydi, mazotuydu, ilacıydı, çapasıydı, sulamasıydı, sökümüydü tüm bunlar için ayrılmış hazır parası yok. Konya Şeker devrede olmasa ne yapacak hazır parası olmayan çiftçi, ya temlik kredisi alacak, ya bankaya müracaat edecek ya da kredi kullanma imkânı yoksa tefeciye el açacak. Allah’a şükür kurumumuzun gücü var ve şükür ki yıllardır tefecinin bu topraklarda el ovuşturmasına müsaade etmedik, etmeyiz. Başka ne yapacaksınız üretimi desteklemek için ürünün bedelini üreticinin alnının teri kurumadan ödeyeceksiniz. Birkaç kampanya önce Nisan ayında yapılan ürün bedeli ödemesini yaklaşık 1,5 ay öne çektik, bu kısa zaman diliminde. Bir de ne yapacaksınız, üreticinin elinde bir gram bile ürün kalmasına, bin bir zahmetle üretilen ürünün tarlada kalmasına müsaade etmeyeceksiniz. Etmeyeceksiniz ki, üretici elde kalacak korkusuna kapılmayacak. Bizim varlık sebebimiz ne? Biz üretici daha fazla üretsin diye varız. 2017-18 Kampanya Dönemi çiftçimiz açısından verimli geçti, öngörülenin üzerinde pancar üretildi. Elbette şükrediyoruz bu verime. Kontrol edilemeyen verimlilik artışı kaynaklı bu pancarları çiftçinin elinde bırakmadık. Konya Şeker devreye girdi ve bereketi değerlendirdi. Bizim öncelik sıralamamızda ilk sıra daima üreticinin ve üretimindir. Bu öncelik sıralaması kurumun iklim şartları nedeniyle oluşan her durumda kurumun çiftçinin yanında olmasının sebebidir. Konya Şeker için üretici ve üretim birinci öncelik olduğu için geçmişte bu kurum pancara hastalık geldiğinde bu hastalıkla mücadelede çiftçinin yükünü omuzlamış, iklim şartları iyi gitmeyip, pancar tonajı düşük olduğunda ticari maliyeti yüklenmiş, hatta afet yıllarında pancar bedeline iklim farkı ödemesi bile ilave etmişti. Bu kampanya döneminde farklı bir durumla karşı karşıya kaldık. Bu sene iklim şartları pancara yaradı, tonaj onlarca yıllık ortalamaları alt üst edecek miktarda arttı. Aynı tohum, aynı miktarda gübre ile aynı topraklardan 63 yıllık tarihimizde görülmemiş kadar ürün alındı. Yani Rabbim yüzümüze baktı pancar için bol ve bereketli bir yıl oldu. O kadar ki, uzun dönemli iklim verilerine göre hesaplanan ve ancak A Kotası için yetecek kadar pancar alınması beklenen araziden A Kotasının yüzde 20’sine tekabül eden C kotasının da üzerinde ürün hasadı yapıldı. Konya Şeker olarak bizim üreticimize taahhüdümüz A Kotasının yüzde 20’sini C Kotası olarak almaktı. Sözleşme de bu yazıyor ama bizim üretici ile bir de gönül akdimiz var ve o akitleşme de üreticinin her daim yanında olmak var. Biz de nasıl üretimin beklentiyi karşılamadığı yıllarda üreticimizi desteksiz bırakmıyorsak, bollukta da üretimi ve ürünü desteksiz bırakmadık. Ürün üreticinin elinde kalmayacak ki gelecek yıllarda da üretmekten çekinmeyecek, daha cesaretle üretmeye devam edecek. Bu sene şartlar iyi gitti, ürün fazlası oldu. Bu sene ürüne destek zamanı dedik ve o ürünü tarlada bırakmadık. Çünkü bizim önceliğimiz üretici ve üretim. Biz üreticimizin C kotasını da aşan üretim fazlasını önceliğimiz üretici ve üretim olduğu için üreticinin elinde bırakmadık, o ürüne de sahip çıktık. Berekete sırtımızı dönmedik, bolluk ve bereketten üreticimizin daha çok istifade etmesi için kurumumuzun imkânlarını seferber ettik. İşletme verimliliği hesaplarına dalmadık. Biz üreticimiz için yapmamız gerekeni yaptık. A kotası pancar taahhüdünün yüzde 20 fazlasını zaten alıyorduk, Rabbim daha fazlasını vermiş o da kabulümüz dedik. Ürünün tarlada çürümesine izin vermedik ve üreticimiz için yaklaşık 57 milyon 298 bin TL’lik ilave bir gelir imkanı oluşturduk" dedi.
"Bizim mesuliyetimiz sadece bugüne değil yarınadır da"
Konuk açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Bütün bunları yani hem üreticiyi üretirken desteksiz bırakmamak, hem de ürünü yere düşürmemek hem de sektörün geleceğini inşa etmek, yani gelecekte de bu topraklarda üreticinin hem şeker pancarı üretmeye hem de diğer ürünleri üretmeye devam edebilmesini sağlamak, buna imkan verecek yatırımları yapmak için kurumunuzun güçlü olması, fırtınalarda sendelememesi lazım. Bizim kurumumuz güçlü olacak ki, şeker pancarına teminat olacak. Bizim kurumumuz güçlü olacak ki, tarlaya kol kanat gerecek. Yani bizim mesuliyetimiz sadece bugüne değil yarınadır da. Biz günü kurtarmak değil geleceği de kurmak zorundayız. O nedenle şeker pancarından şeker üretmek yetmez, pancar şekerinin girdi olarak kullanıldığı şekerli mamullerde de olmalıyız dedik ve gereğini yaptık. Pancardan şekeri aldıktan sonra yan ürünleri işleyecek sanayiye de sahip olacağız ki pancarı hedefe koyanlar olursa pancar üreticisine bu tesisler zırh olsun dedik o zırhı birkaç kat inşa ettik. Bugün şeker sektörüyle ilgili çok şey söyleniyor. Gündemde yine özelleştirme var. Bu konuda bizim tavrımız bellidir. Bu fabrikalar tabiatı gereği üreticinin içinde olduğu modelle işletilmelidir. Bugün her ne olursa olsun eninde sonunda geleceğimiz nokta şeker pancarı üretenlerin şeker sanayinde de işletmeci olarak yer alacağı bir üretim organizasyonudur. Hiçbir üreticimiz de endişeye kapılmasın, dünyadaki tüketim eğilimleri pancar şekerinin lehinedir. Pancar şekeri yerine ikame edilen ürünler bugün gıda sanayinde her ne kadar fiyat avantajı sunuyor diye lanse edilse de bu sırları dökülmeye başlayan bir ambalajdan ibarettir. Çünkü pancar şekeri yerine kullanılan bu alternatif ürünlere pek çok ülke yüzde 15 - yüzde 20’lere varan ek tüketim veya obezite vergileri uygulamaya başlamıştır ve bu uygulama gittikçe yaygınlaşmaktadır. Tam da bu noktada gıda sanayimiz için de bir uyarıda bulunmak istiyorum. Eğer gıda sanayimizde, tüketici sağlığına olumsuz etkileri tartışmalı bu ürüne bağımlı hale gelirsek uzun olmayan bir gelecekteki ihracat pazarlarımız beslenmeyi önceleyen yüksek gelir grubu pazarlar yerine sadece doymayı önceleyen pazarlardan ibaret olur. Bugün vergiyle korunan pazarların yarın sağlıklı tüketim kaygısıyla ürün içeriğiyle de korunacağını unutmamak lazım. Konya Şeker olarak biz sağlıklı ürüne üst gelir grubu pazarların açık olacağı geleceğe hazırlıklıyız ve üretim standardımızı geleceğin tüketim eğilimlerini dikkate alarak belirledik ve o yoldan sapmayacak, pancar üretiminde de pancar şekeri üretiminde de ısrarımızı sürdüreceğiz. Bu özelleştirme öncesi bir diğer önerimiz de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızadır. Özelleştirilir yâda özelleştirilmez gündemden bağımsız olarak söylüyorum; bu öneri, şeker pancarı üretiminin en önemli teminatı olacaktır. Biz diyoruz ki milletimiz ne yediğini içtiğini bilsin. Yapılması gereken ne? Ürün ambalajlarında kullanılan şekerin kökeninin yazılması. Bu bugün yazılamıyor. Yasak. Yazarsanız cezası var. Yani pancar şekeri kullanıldığını ürün ambalajında belirtemiyorsunuz. Kimyasal tatlandırıcı kullananlar da, NBŞ kullananlar da pancar şekeri kullananlar da içindekiler kısmında ortak ibare kullanıyor; şeker. Üretici olarak biz pancar şekeri sanayinde sürdürülebilirliğin hatta pazarın büyümesinin en önemli teminatlarından birinin pastaneler, oteller dâhil ambalajlı, ambalajsız şekerin girdi olarak kullanıldığı tüm mamul ürünlerde kullanılan şekerin kaynağının açıkça yazılmasının zorunlu hale getirilmesini istiyor, şeker sanayinin ve pancar üretiminin geleceği açısından bunu önemli bir adım olarak görüyoruz. Kaldı ki, bu tür bir düzenleme hem bu fabrikalar ve bu sektörde yer alacaklar için özendirici olacak hem de eğer gündemimizi dikkate alır ve bu özelleştirme süreci devam ederse ihale rakamını yukarı itecektir.”