Plastik Cerrahlardan 'Yüzünüzü Kaybetmeyin' Uyarısı
Plastik cerrahlar, baş ve boyun tümörlerinin ilerlemeden tedavi edilmesi konusunda vatandaşları uyararak, deri kanserlerinin sinsi bir şekilde başlayıp, hastaların yüzüne çok ciddi hasar verip doku kayıplarına yol açabileceğini, ilerlemiş vakalarda yüzün tamamına yakınının kaybedilebileceğini ve hastanın, yaşamını sürdürse bile sosyal yaşamda var olmasının çok zorlaştığını belirtti.
Dünyada en sık görülen kanser türleri arasında deri kanserleri geliyor. Deri kanserleri, sinsi bir şekilde başlayıp, hastaların yüzüne çok ciddi hasar verip doku kayıplarına yol açabiliyor. Bu hastalık, ileri evrelere taşınmadan tedavi edilirse yaşam kalitesi ve süresi uzarken, ilerlemiş vakalarda yüzün tamamına yakını kaybedilebiliyor ve hasta, yaşamını sürdürse bile sosyal yaşamda var olması çok zorlaşıyor. Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneğinin (TPRECD) Konya’da düzenlediği toplantıda bir araya gelen plastik cerrahlar, baş-boyun tümörleri ve tedavilerini tartıştı.
Hastalık hakkında bilgi veren TPRECD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sühan Ayhan, erken teşhis ve tedavinin önemine değinerek, baş ve boyun bölgesinde görülen deri farklılıklarına dikkat edilmesi uyarısında bulundu. Prof. Dr. Ayhan, "Önemli olan bu tümörleri çok küçük boyutlardayken ve erken evrede yakalamak, basit cerrahi girişimlerle tedaviyi tamamlamaktır. Geç kalındığı durumlarda, tümör genişlemekte, derine yayılmakta ve önemli organlara sıçramaktadır. Basit bir deri tümörü; göze, ağza, buruna, derinde bulunan önemli damar ve sinirlere sıçrayabilir ve cerrahi tedaviyle yüzün yarısı hatta tümü alınmak zorunda kalabilir. Yüzünüzü kaybetmeyin, tüm deri değişimlerini dikkatle takip edin ve farklı bir oluşuma rastladığınızda hemen doktora gidin” şeklinde konuştu.
Aynı toplantıda görüşlerini aldığımız Konya Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zekeriya Tosun ise derideki hangi değişimlerin tehlikeli sayılabileceği konusunda bilgi verdi.
Vatandaşa uyarı: Yüzünüzdeki her değişime dikkat edin
Prof. Dr. Tosun, deride ortaya çıkan kanamalı, kabuklu, koyu renkli yara ve sivilce benzeri oluşumların ciddi bir hastalık belirtisi olabileceğini belirterek, "Böyle bir oluşumla karşılaşırsanız ihmal etmeyin, bu oluşumları kopartmayın, yakmaya çalışmayın. En kısa zamanda bir dermatoloji ya da plastik cerrahi uzmanına görünün” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Tosun, 3-4 haftada iyileşmeyen bir yaranın, aksi kanıtlanana dek kötü huylu olduğundan kuşkulanmak gerektiğini söyledi ve zamanın öneminin altını çizdi.
Kimler risk altında
Prof. Dr. Tosun, uzun süre güneşe maruz kalanlar, açık cilt renkli, sarışın ve mavi gözlü olanlar, ayakkabı ve boya sanayi gibi yoğun kimyasal ajanlara maruz kalan iş kollarında çalışanların bu hastalık için risk altında olduğunu da dile getirdi.
Plastik cerrahlar nasıl müdahale ediyor
Plastik cerrahinin günümüzde geldiği noktada, vücudun formunu, estetiğini ve işlevlerini koruyarak tümör çıkarılmasını ve kaza sonucu olan doku eksiklerini onarmak mümkün. Bu gibi durumlarda biyopsiyle tanının konarak oluşumun kötü huylu olduğu tespit edilirse, geniş doku çıkarımlarıyla cerrahi tedavi yapılması gerekiyor. Eğer tümör çok büyükse mikro cerrahi yöntemleri kullanarak vücudun başka bölgelerinden doku nakilleri yapmak gerekebiliyor.
Kaynak: İHA
Hastalık hakkında bilgi veren TPRECD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sühan Ayhan, erken teşhis ve tedavinin önemine değinerek, baş ve boyun bölgesinde görülen deri farklılıklarına dikkat edilmesi uyarısında bulundu. Prof. Dr. Ayhan, "Önemli olan bu tümörleri çok küçük boyutlardayken ve erken evrede yakalamak, basit cerrahi girişimlerle tedaviyi tamamlamaktır. Geç kalındığı durumlarda, tümör genişlemekte, derine yayılmakta ve önemli organlara sıçramaktadır. Basit bir deri tümörü; göze, ağza, buruna, derinde bulunan önemli damar ve sinirlere sıçrayabilir ve cerrahi tedaviyle yüzün yarısı hatta tümü alınmak zorunda kalabilir. Yüzünüzü kaybetmeyin, tüm deri değişimlerini dikkatle takip edin ve farklı bir oluşuma rastladığınızda hemen doktora gidin” şeklinde konuştu.
Aynı toplantıda görüşlerini aldığımız Konya Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zekeriya Tosun ise derideki hangi değişimlerin tehlikeli sayılabileceği konusunda bilgi verdi.
Vatandaşa uyarı: Yüzünüzdeki her değişime dikkat edin
Prof. Dr. Tosun, deride ortaya çıkan kanamalı, kabuklu, koyu renkli yara ve sivilce benzeri oluşumların ciddi bir hastalık belirtisi olabileceğini belirterek, "Böyle bir oluşumla karşılaşırsanız ihmal etmeyin, bu oluşumları kopartmayın, yakmaya çalışmayın. En kısa zamanda bir dermatoloji ya da plastik cerrahi uzmanına görünün” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Tosun, 3-4 haftada iyileşmeyen bir yaranın, aksi kanıtlanana dek kötü huylu olduğundan kuşkulanmak gerektiğini söyledi ve zamanın öneminin altını çizdi.
Kimler risk altında
Prof. Dr. Tosun, uzun süre güneşe maruz kalanlar, açık cilt renkli, sarışın ve mavi gözlü olanlar, ayakkabı ve boya sanayi gibi yoğun kimyasal ajanlara maruz kalan iş kollarında çalışanların bu hastalık için risk altında olduğunu da dile getirdi.
Plastik cerrahlar nasıl müdahale ediyor
Plastik cerrahinin günümüzde geldiği noktada, vücudun formunu, estetiğini ve işlevlerini koruyarak tümör çıkarılmasını ve kaza sonucu olan doku eksiklerini onarmak mümkün. Bu gibi durumlarda biyopsiyle tanının konarak oluşumun kötü huylu olduğu tespit edilirse, geniş doku çıkarımlarıyla cerrahi tedavi yapılması gerekiyor. Eğer tümör çok büyükse mikro cerrahi yöntemleri kullanarak vücudun başka bölgelerinden doku nakilleri yapmak gerekebiliyor.