Binali Yıldırım, Bilal Ve Burak Erdoğan'a Yönelik Eylem İçin Keşif Yapmışlar
BeşiktaşBursaspor arasında 10 Aralık 2016'da oynanan maçın ardından terör örgütü PKK tarafından Vodafone Park çevresinde gerçekleştirilen ve 39'u emniyet mensubu 46 kişinin şehit olduğu, 245 kişinin de yaralandığı saldırıya ilişkin 22'si tutuklu 40 şüpheli hakkında ikinci iddianame hazırlandı İddianamede, saldırıyı organize ettiği tespit edilen şüpheli Zozan Kutum'dan ele geçirilen dokümanlarda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğulları Burak ve Bilal Erdoğan'ın ismi ve ortağı olduğu şirket isimlerinin bulunduğu belirtilerek, şüpheli Kutum'un Beşiktaş'ta meydana gelen bombalı saldırının faillerinden olduğu dikkate alındığında; Bilal ve Burak Erdoğan'a yönelik suikast veya sabotaj türü eylem yapmak için keşif istihbarat çalışmasının yapıldığına işaret edildi İddianamede, etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen bir şüphelinin ifadesinde, o dönem Başbakan olan TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ın kaldığı otele saldırı amaçlı keşif çalışması yaptığını, keşif talimatını da terör saldırısını organize eden Kutum'dan aldığını anlattığı belirtildi İddianamede, şüpheliler hakkında 'devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak', 'silahlı terör örgütüne üye olmak', 'kasten öldürme', 'öldürmeye teşebbüs', 'mala zarar vermek', 'tehlikeli madde bulundurmak' suçlarından 15 yıl ile kırk yedişer kez ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen oranlarda hapis cezası istendi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca, Beşiktaş-Bursaspor arasında 10 Aralık 2016'da oynanan maçın ardından terör örgütü PKK tarafından Vodafone Park çevresinde gerçekleştirilen ve 39'u emniyet mensubu 46 kişinin şehit olduğu, 245 kişinin de yaralandığı saldırıya ilişkin ikinci iddianame hazırlandı.
İddianamede, saldırıda şehit olan 39'u emniyet mensubu 46 kişi maktul, yine saldırıda yaralanan ve zarar gören 245 kişi müşteki, 22'si tutuklu 40 şahıs da şüpheli sıfatıyla yer alıyor. Daha önce aynı saldırıya ilişkin 33 sanığın yargılandığı davaya bakan İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'ne birleştirme talepli olarak gönderilen iddianame kabul edildi.
Şüpheliler hakkında rekor hapis cezaları istenen iddianamede, saldırıyı organize ettiği tespit edilen şüpheli Zozan Kutum'un ''devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak'' ile 46 kişiyi ''kasten öldürme'' suçlarından 47 kez ağırlaştırılmış müebbet, ''silahlı terör örgütüne üye olmak'', 245 kez ''kasten öldürmeye teşebbüs'', 25 kez ''mala zarar vermek'' ve ''tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi'' suçlarından 5 bin 27 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. İddianamede, diğer şüpheliler hakkında 15 yıl hapis ila kırk yedişer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 5 bin 15 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezalarına çarptırılması istendi.
- Şifre tablosu bulundu
İddianamede, şüpheli Kutum'un ikametinde yapılana aramalarda çok sayıda doküman ele geçirildiği bilgisine yer verilirken, bu dokümanlardan kahverengi bir not defteri içerisinde Kiril alfabesine karşılık gelen Latin alfabesini gösteren şifre tablosu bulunduğu kaydedildi.
Bu şifre tablosuna göre dokümanın çözümünün yapıldığı anlatılan iddianamede, dokümanda isimleri ve adresleri geçen şüphelilerin terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım ve yataklık yapan milis/iş birlikçiler olduğu belirtildi.
Kutum'dan ele geçen dokümanlardaki kişilerle ilgili de inceleme yapıldığı ifade edilen iddianamede, bu kişiler hakkında açık kaynaklardan yapılan araştırmalar neticesinde, dokümanda aralarında o dönem Genelkurmay 2. Başkanı olan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in de bulunduğu bazı komutanlara yönelik eylem, suikast veya sabotaj türü eylem için keşif istihbarat çalışması amaçlı bilgi toplandığının anlaşıldığı aktarıldı.
Ele geçen dokümanlarda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğulları Burak ve Bilal Erdoğan'ın ismi ve ortağı olduğu şirket isimlerinin bulunduğu kaydedilen iddianamede, şüpheli Kutum'un Beşiktaş'ta meydana gelen bombalı saldırının faillerinden olduğu dikkate alındığında; Bilal ve Burak Erdoğan'a yönelik suikast veya sabotaj türü eylem yapmak için keşif istihbarat çalışmasının yapıldığına işaret edildi.
- Maçların listesini tutmuşlar
Şüpheliden ele geçirilen not defterinde yapılan incelemede, "Galatasaray-Bursaspor, Beşiktaş- Medipol Başakşehir, Fenerbahçe- Beşiktaş, Kasımpaşa-Galatasaray, Galatasaray-G. Antep, Kasımpaşa- Beşiktaş, Fenerbahçe- Gençlerbirliği, Fenerbahçe- Zorya Luhansk" ibarelerinin bulunduğuna değinilen iddianamede, Kutum'un 2016 yılının Kasım ayı ortalarından, Aralık ayının son günlerine kadar kentte oynanacak Süper Lig maçlarının tarih ve oynanma saatlerini not aldığı belirtildi.
İddianamede, bir kişinin fanatik taraftar olması halinde dahi tuttuğu takımın maçlarını not alabileceği ifade edilerek, "Ancak dokümanda belirtilen spor müsabakalarının bir takımı baz almadığı, sadece İstanbul‘da Süper lig içerisinde mücadele eden Beşiktaş, Fenerbahçe, Kasımpaşa ve Medipol Başakşehir olmak üzere toplam beş futbol takımını içerdiği görülmektedir. Hatta ve hatta dokümanda Fenerbahçe ile Zorya Luhansk arasında oynanan karşılaşmanın da not alındığı anlaşılmaktadır. Söz konusu spor karşılaşmalarından en büyüğü olan 3 Aralık Cumartesi günü Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadyumu'nda oynanacak olan derbi maçın altının çizilmesindeki amacın, bu spor karşılaşmasında çok sayıda emniyet unsurunun görev yapacak olması nedeni ile bu maçta görev alacak emniyet unsurlarına saldırı düzenlemek olduğu anlaşılmıştır. Ancak Beşiktaş Vodafone Stadyumu'ndaki hain saldırıda kullanılan 34 UG 0838 plakalı aracın Tufan Beyhan tarafından saldırının yapıldığı gün temin edilerek canlı bombalara verildiği dikkate alındığında şüphelilerin Fenerbahçe-Beşiktaş maçının olduğu gün saldırıda kullanılacak araç temin edememeleri nedeni ile saldırıyı gerçekleştiremedikleri değerlendirilmiştir." denildi.
İddianamede, TÜRGEV- KADEM vakıflarının pazar günü düzenlediği organizasyon ve etkinliklere yönelik keşif çalışması yapıldığının da tespit edildiği bildirilerek, söz konusu tespitin ele geçirilen bir ajandada yazıldığı, söz konusu yazının da şüpheli Zozan Kutum'un el yazısı olduğunun belirlendiği kaydedildi.
- ''Canlı bombanın yeleği, Kutum'da ele geçirildi''
Olaya ilişkin hazırlanan ilk iddianamede bombalı saldırı sırasında kullanılan 34 UG 0838 plakalı aracın içerisinde canlı bombalar Kadri Kılınç ve Burak Yavuz'un yanında bir kadın olduğu, saldırıdan kısa bir süre önce bu kadının araçtan indiği ancak açık kimlik bilgilerinin tespit edilemediğinden bahsedildiği hatırlatılan iddianamede, zanlı Kutum ile ilgili şu bilgilere yer verildi:
"Maçka Parkı'na girerek izini kaybettiren bu bayan şahsın suç tarihinde kameralara yansıyan görüntüsü ile şüpheli Zozan Kutum arasında yürüyüş biçimleri, boy ölçüleri, vücut yapıları, yürürken sağ kolunu sallamaması, yürürken ayaklarını dışa doğru açarak yürümesi gibi hususlarda benzerlik görüldüğü, şüpheli Zozan Kutum'un ikametinden elde edilen ve kamera görüntülerindeki bayan terör örgütü mensubunun giydiği, İspanyol paçalı kot pantolonunun, altı beyaz (krem) çizgili bot ayakkabının, berenin, montun ve sırt çantasının aynı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca şüpheli Zozan Kutum'un üzerinde çıkan dokümanlardan ulaşılan adreste canlı bomba Kadri Kılınç'ın DNA örneğinin bulunduğu hücum yeleği ele geçirilmiştir."
- Yıldırım'ın kaldığı otele yönelik keşif talimatı
Şüphelilerden Ayhan Suni'nin etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyerek ifade verdiği belirtilen iddianamede, Suni'nin ifadesinde, 2015 ve 2016 yıllarında HDP (Halkların Demokratik Partisi) içerisinde legal faaliyet yürüttüğünü, parti içerisinde legal faaliyetler yürüten F.A'nın şüpheli Mesut Avras'la tanıştığını, Avras'a parti içerisinde daha aktif olarak faaliyet yürütmek ve ideolojik eğitimler almak istediğini söylediğini anlattığı kaydedildi.
İddianamede, şüpheli Avras'ın da kendisini Beşiktaş saldırısını organize eden terörist Zozan Kutum ile tanıştırdığını anlatan şüpheli Suni'nin, "Kutum ile görüşmeye başladığını, birkaç kez görüştükten sonra Beşiktaş'ta saldırı olduğunu, saldırıdan yaklaşık 2 hafta önce görüştüğünü ve kendisine 'Şayet bir dahaki buluşmaya gelemezsem bir süre ortalıkta gözükmeyeceğim' dediğini, saldırının ardından 3 ay sonra Kutum ile tekrar görüştüğünü" söylediği bildirildi.
Şüpheli Suni'nin, Zozan'ın kendisine bir yerden aldığı bilgiye göre Tuzla'da E-5 yolundan Aydınlı‘ya çıkan yan yol üzerinde büyük bir otel olduğunu, bu otelin etrafında polislerin beklediğini, burada önemli bir kişinin olduğunu tahmin ettiğini, bu nedenle de polislerin bu otel etrafında beklediğini anlattığı ifadesi de iddianamede yer aldı.
Suni'nin ifadesinde, bu bölgeyi bilmesi nedeni ile şüpheli Zozan'a, o dönem Başbakan olan Binali Yıldırım'ın bu otelde kaldığını, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bu otelin etrafında güvenlik önlemlerinin arttırılarak ağırlıklı olarak Özel Harekat polislerinin beklediğini söylediği aktarılan iddianamede, şüpheli Zozan'ın kendisine "Git bu otel ve civarında bir keşif istihbarat çalışması yap, yanında kesinlikle telefon götürme, güvenlik kameralarının nerede olduğunu iyice hafızana yerleştir." dediğini anlattığı belirtildi.
İddianamede, daha sonra otelde keşif ve istihbarat çalışması yaptığını anlatan Suni'nin otelin önünde beton bariyerlerin olduğunu, zırhlı araç bulunduğunu, zırhlı araca yaklaşık 5-10 metre mesafede 20 kadar Özel Harekat polisi olduğunu, otelden 80-100 metre ileride TOMA aracı bulunduğunu, aracın etrafında da 3-4 kadar çevik kuvvet polisinin olduğunu gördüğünü, burada durması halinde şüphe çekeceğinden yaya olarak keşif ve istihbarat çalışması yapmadığını, otele yönelik sadece bir sefer araç ile keşif yaptığını, keşif çalışmasını herhangi bir yere not almadığını öne sürdüğü bilgisi verildi.
Suni'nin ifadesinde, Zozan'a otele yönelik yaptığı keşif ve istihbarat çalışmasını anlattığı belirten iddianamede, bu sırada şüpheli Zozan'ın kendisine "bomba yüklü bir araç ile oraya girilip girilemeyeceğini, bariyerlerin polislerin zarar görmesine engel olup olmayacağını, bariyerler ile Özel Harekat polisleri arasındaki mesafeyi sorduğunu" söylediği bildirildi.
İddianamede, Suni'nin de ''Otele rahatlıkla müşteri gibi girilebileceğini, özel harekat polislerinin toplu halde durduklarını, bu otelin olduğu yere araç ile saldırı yapılabileceğini ancak yaya yapılmasının mümkün olmadığını, zira yaya olarak insanların geçmediği bir yer olduğu için gelen canlı bombanın hemen deşifre olabileceğini ve Özel Harekat tarafından etkisiz hale getirileceğinden eylemin başarısız olacağı'' cevabını verdiği kaydedildi.