Uluslararası Dostluk Kısa Film Festivali Bosna Hersek'te
Festival Başkanı Faysal Soysal: 'Osmanlı'nın geçmişte, tarihi arka planda ilişkide bulunduğu, dostluk bağlarının olduğu ülkelerle birlikte bu festivali yürütmekle bir dostluk bağı kurmak istiyorduk. Balkanlarda da ilk olarak aklımıza gelecek olan yer tabii ki Bosna'ydı'
Gönül adamlığı, dostluğu, derinliği, samimiyeti ve inceliğiyle insanları etkileyen şair ve yazar Fethi Gemuhluoğlu'nun "dostluk" anlayışından yola çıkılarak bu yıl ilki düzenlenen Uluslararası Dostluk Kısa Film Festivali, Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'da sinemaseverler ile buluştu.
Cumhurbaşkanlığının himayelerinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesinin desteklediği festival, Bosnalı sanatseverlere iki gün film şöleni yaşatacak.
Başkentte faaliyet gösteren Saraybosna Yunus Emre Enstitüsünde (YEE), Deniz Telek'in "Fethi Gemuhluoğlu Özel Ödülü"ne layık görülen "Gümüş" filminin gösterimiyle başlayan festivalde, Dostluk Ödüllü Filmler seçkisi sunuldu.
Saraybosnalı sinemaseverler, bu kapsamda, İranlı yönetmen Amir Gholami'nin "The Sea Swells", Kazak yönetmen Alan Rakhmetaliyev'in "The Last Teacher" ve İranlı yönetmen Sahar Sotoodeh'in "Hedieh" filmlerini izleme fırsatı buldu.
Etkinlikte, Dostluk Ödüllü Filmler seçkisinin ardından aynı zamanda Jüri Başkanı da olan yönetmen Yüksel Aksu'nun "Dondurmam Gaymak" filmi de gösterildi.
- "Aklımıza gelecek ilk yer tabii ki Bosna'ydı"
Saraybosnalıların yoğun ilgi gösterdiği film gösteriminin ardından Uluslararası Dostluk Kısa Film Festivali Başkanı Faysal Soysal, Jüri Başkanı Aksu ve Görüntü Yönetmeni Mirsad Herovic'in konuşmacı olarak katıldığı "Sinemada Dostluk" konulu söyleşi düzenlendi.
Söyleşi öncesi AA muhabirine açıklamada bulunan Soysal, festivalin yurt dışında ilk kez Bosna Hersek'e taşınmasında, Festival Başkanı olmasının etkili olduğunu ifade etti.
Bosna Hersek'i ikinci memleketi olarak benimsediğini kaydeden Soysal, "Biz dostluk festivali ile bir dostluk köprüsü kurmak istiyoruz. O yüzden Osmanlı'nın geçmişte, tarihi arka planda ilişkide bulunduğu, tarihi eserlerin olduğu, tarihi kardeşlik bağlarının olduğu, dostluk bağlarının olduğu ülkelerle birlikte bu festivali yürütmekle bir dostluk bağı kurmak istiyorduk. Balkanlarda da ilk olarak aklımıza gelecek olan yer tabii ki Bosna'ydı." diye konuştu.
Soysal, Bosna Hersek'e ilk kez tarihi Mostar Köprüsü'nün açılışı vesilesiyle geldiğini belirterek, "Ondan önce de takip ediyordum Bosna'yı, savaş döneminden beri. Buraya yardım etme, hatta buraya gelme gibi duygularımız da vardı lise yıllarında. Savaş bittikten sonra da 2003 yılında gelmek nasip oldu." ifadelerini kullandı.
Kendi başına kısa bir belgesel çekme fikriyle Bosna'ya geldiğini söyleyen Soysal, "Burada bir sürü insanla tanıştım. Bir sürü yere gidip gezdim. Birçok hikaye dinledim, çok da etkilendim. Bir kısa film senaryom vardı, bunu Bosna ile birleştirmeye karar verip Üç Yol diye bir film çektim." dedi.
Soysal, El Cezire Türk ile yaptığı Kayıp Zamanlar belgeselinde de Srebrenitsa ve Prijedor şehirlerinde yaşanan soykırımları ve yakınlarını arayan Boşnakları anlattığını hatırlatarak, "Srebrenitsa anneleri bizim annelerimizin hemen hemen muadili aslında. Hatice Mehmedovic de benim ikinci annemdi." şeklinde konuştu.
- "Sinema bir hayat turşusu"
"Dondurmam Gaymak" filminin yönetmeni Aksu da söyleşide yaptığı konuşmada, sinemanın hayatın bir yansıması olduğunu kaydetti.
Türkiye sinemasında kimlik bunalımı sorunu olduğunu söyleyen Aksu, "Ben hayatta ümit ve güzelliğin peşine düştüm ve benim sinemamın bunların dışında olduğunu düşünüyorum." dedi.
Aksu, seyirci dostu sinema oluşturmaya çalıştığını aktararak, "Bana göre sinema bir hayat turşusu, hayat konservesidir. Eğer seyirci filmden çıkınca bir şey hissetmediyse üzülürüm." diye konuştu.
Herovic ise Türk sinemasıyla tanıştığı yıllarda, bir Türk yönetmene "Türk filmlerinin neden hep hüzünlü hikayeler anlattığını" sorduğunu ve "Türk halkı ağlamayı sever" cevabını aldığını ancak ucuz komedilerin çekilmeye başlandığı dönemde aynı soruyu sorunca, "Türk halkı aynı zamanda gülmeyi de sever" yanıtıyla karşılaştığını söyledi.
Aksu'nun filmlerinde hem hüzün hem neşeye yer verdiğini kaydeden Herovic, "Yüksel Aksu, hayatı yansıtan nadir yönetmenlerden biridir." dedi.
Herovic, Bosna söz konusu olunca Srebrenitsa'nın işlendiği filmlerin beklendiğini vurgulayarak, "Neden Srebrenitsa'yı anlatan filmler çekmediğimizi soruyorlar. Hayal gücümüzün yetmediğini söylüyorum. O insanların yaşadıkları şeyler o kadar korkunç ki bunları tahayyül etmek bile zor." değerlendirmesinde bulundu.
İkinci gününde sinemaseverleri Kırk Yıllık Hatır Seçkisi ile buluşturacak festival, Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Lütfi Şen ve Fethi Gemuhluoğlu'nun oğlu Ali Gemuhluoğlu'nun konuşmacı olacağı söyleşi ile sona erecek.
Kaynak: AA
Cumhurbaşkanlığının himayelerinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesinin desteklediği festival, Bosnalı sanatseverlere iki gün film şöleni yaşatacak.
Başkentte faaliyet gösteren Saraybosna Yunus Emre Enstitüsünde (YEE), Deniz Telek'in "Fethi Gemuhluoğlu Özel Ödülü"ne layık görülen "Gümüş" filminin gösterimiyle başlayan festivalde, Dostluk Ödüllü Filmler seçkisi sunuldu.
Saraybosnalı sinemaseverler, bu kapsamda, İranlı yönetmen Amir Gholami'nin "The Sea Swells", Kazak yönetmen Alan Rakhmetaliyev'in "The Last Teacher" ve İranlı yönetmen Sahar Sotoodeh'in "Hedieh" filmlerini izleme fırsatı buldu.
Etkinlikte, Dostluk Ödüllü Filmler seçkisinin ardından aynı zamanda Jüri Başkanı da olan yönetmen Yüksel Aksu'nun "Dondurmam Gaymak" filmi de gösterildi.
- "Aklımıza gelecek ilk yer tabii ki Bosna'ydı"
Saraybosnalıların yoğun ilgi gösterdiği film gösteriminin ardından Uluslararası Dostluk Kısa Film Festivali Başkanı Faysal Soysal, Jüri Başkanı Aksu ve Görüntü Yönetmeni Mirsad Herovic'in konuşmacı olarak katıldığı "Sinemada Dostluk" konulu söyleşi düzenlendi.
Söyleşi öncesi AA muhabirine açıklamada bulunan Soysal, festivalin yurt dışında ilk kez Bosna Hersek'e taşınmasında, Festival Başkanı olmasının etkili olduğunu ifade etti.
Bosna Hersek'i ikinci memleketi olarak benimsediğini kaydeden Soysal, "Biz dostluk festivali ile bir dostluk köprüsü kurmak istiyoruz. O yüzden Osmanlı'nın geçmişte, tarihi arka planda ilişkide bulunduğu, tarihi eserlerin olduğu, tarihi kardeşlik bağlarının olduğu, dostluk bağlarının olduğu ülkelerle birlikte bu festivali yürütmekle bir dostluk bağı kurmak istiyorduk. Balkanlarda da ilk olarak aklımıza gelecek olan yer tabii ki Bosna'ydı." diye konuştu.
Soysal, Bosna Hersek'e ilk kez tarihi Mostar Köprüsü'nün açılışı vesilesiyle geldiğini belirterek, "Ondan önce de takip ediyordum Bosna'yı, savaş döneminden beri. Buraya yardım etme, hatta buraya gelme gibi duygularımız da vardı lise yıllarında. Savaş bittikten sonra da 2003 yılında gelmek nasip oldu." ifadelerini kullandı.
Kendi başına kısa bir belgesel çekme fikriyle Bosna'ya geldiğini söyleyen Soysal, "Burada bir sürü insanla tanıştım. Bir sürü yere gidip gezdim. Birçok hikaye dinledim, çok da etkilendim. Bir kısa film senaryom vardı, bunu Bosna ile birleştirmeye karar verip Üç Yol diye bir film çektim." dedi.
Soysal, El Cezire Türk ile yaptığı Kayıp Zamanlar belgeselinde de Srebrenitsa ve Prijedor şehirlerinde yaşanan soykırımları ve yakınlarını arayan Boşnakları anlattığını hatırlatarak, "Srebrenitsa anneleri bizim annelerimizin hemen hemen muadili aslında. Hatice Mehmedovic de benim ikinci annemdi." şeklinde konuştu.
- "Sinema bir hayat turşusu"
"Dondurmam Gaymak" filminin yönetmeni Aksu da söyleşide yaptığı konuşmada, sinemanın hayatın bir yansıması olduğunu kaydetti.
Türkiye sinemasında kimlik bunalımı sorunu olduğunu söyleyen Aksu, "Ben hayatta ümit ve güzelliğin peşine düştüm ve benim sinemamın bunların dışında olduğunu düşünüyorum." dedi.
Aksu, seyirci dostu sinema oluşturmaya çalıştığını aktararak, "Bana göre sinema bir hayat turşusu, hayat konservesidir. Eğer seyirci filmden çıkınca bir şey hissetmediyse üzülürüm." diye konuştu.
Herovic ise Türk sinemasıyla tanıştığı yıllarda, bir Türk yönetmene "Türk filmlerinin neden hep hüzünlü hikayeler anlattığını" sorduğunu ve "Türk halkı ağlamayı sever" cevabını aldığını ancak ucuz komedilerin çekilmeye başlandığı dönemde aynı soruyu sorunca, "Türk halkı aynı zamanda gülmeyi de sever" yanıtıyla karşılaştığını söyledi.
Aksu'nun filmlerinde hem hüzün hem neşeye yer verdiğini kaydeden Herovic, "Yüksel Aksu, hayatı yansıtan nadir yönetmenlerden biridir." dedi.
Herovic, Bosna söz konusu olunca Srebrenitsa'nın işlendiği filmlerin beklendiğini vurgulayarak, "Neden Srebrenitsa'yı anlatan filmler çekmediğimizi soruyorlar. Hayal gücümüzün yetmediğini söylüyorum. O insanların yaşadıkları şeyler o kadar korkunç ki bunları tahayyül etmek bile zor." değerlendirmesinde bulundu.
İkinci gününde sinemaseverleri Kırk Yıllık Hatır Seçkisi ile buluşturacak festival, Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Lütfi Şen ve Fethi Gemuhluoğlu'nun oğlu Ali Gemuhluoğlu'nun konuşmacı olacağı söyleşi ile sona erecek.