'Türkiye'de 13 Hastalığa Karşı Aşı Uygulanıyor'
Sağlık Bakanlığı Aşı ile Önlenebilir Hastalıklar Daire Başkanı Dr. Osman Topaç: 'Türkiye, aşılama konusunda Dünya Sağlık Örgütü tarafından örnek gösterilen ülkeler arasında yer alıyor. 2018 yılı itibarıyla 13 hastalığa karşı aşı uygulanıyor, bir çocuğa 21 doz aşı yapılıyor'
Sağlık Bakanlığı Aşı ile Önlenebilir Hastalıklar Daire Başkanı Dr. Osman Topaç, Türkiye'nin aşılama konusunda Dünya Sağlık Örgütü tarafından örnek gösterilen ülkeler arasında yer aldığını belirterek, "2018 yılı itibariyle 13 hastalığa karşı aşı uygulanıyor, bir çocuğa 21 doz aşı yapılıyor." dedi.
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) ile Erciyes Teknopark tarafından Kayseri'de bir otelde düzenlenen "Milli Aşı ve İlaç Çalıştayı"nda aşının tarihçesine ilişkin sunum yapan Topaç, aşı üretimi ifadesinin Türkiye için yeni bir kavram olmadığına dikkati çekti.
Osmanlı döneminde 1700'lü yıllarda İngiliz Büyükelçisinin eşinin mektuplarından Osmanlı döneminde çiçek hastalığına karşı varilasyon yöntemiyle aşı üretimi yapıldığının anlaşıldığını aktaran Topaç, "İngiltere'de büyük salgınlara ve ölümlere neden olan çiçek hastalığından korunmak amacıyla kendi ürettiğimiz aşı İngiltere'ye büyükelçinin eşi tarafından götürülüyor. İngiltere'deki ölümler büyük ölçüde bu aşı sayesinde engelleniyor." diye konuştu.
Varilasyon yönteminden bir süre sonra modern aşı üretimine geçildiğini belirten Topaç, kuduz aşısını üreten Louis Pasteur'un aşıyı geliştirmek ve yaymak istediğini ancak gerekli parayı bulamadığını ve 2. Abdülhamit'in bir rivayete göre kendisine 800 Osmanlı akçesi gönderdiğini hatta çok nadir kişiye verilen Mecidiye nişanı takdim ettiğini kaydetti.
Topaç, "Abdülhamit'in tek şartı var, 'Bilim insanlarını göndereceğim, kuduz aşısının üretimini öğreteceksiniz.' diyor. Bilim insanları üretimi öğrenmek için Fransa'ya gidiyor. Osmanlı döneminde 1900'lü yıllara doğru kuduz aşısı da üretiliyor. Bakteriyolojihane kuruluyor daha sonra aşı üretimi için. Cumhuriyet döneminde ise Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü aşı üretimi için Ankara'da kuruluyor." ifadelerini kullandı.
Kurtuluş Savaşı sırasında da aşı üretim merkezine çok önem verildiğini vurgulayan Topaç, düşman yaklaştıkça aşı üretim tesislerinin iç şehirlere kadar taşındığını dile getirdi.
"1953 yılında ülkemizde 18 hastalığa karşı aşı üretiliyordu" diyen Topaç, şunları kaydetti:
"Hatta Çin'de kolera salgını oluyor, Çin'e aşı gönderiliyor, Rusya'da tifo salgını oluyor, Rusya'ya aşı gönderiliyor. 1998'e geldiğimizde ise BCG aşısının üretimine son verilmesiyle ülkemizde aşı üretimi sona eriyor. Türkiye aşılama konusunda Dünya Sağlık Örgütü tarafından örnek gösterilen ülkeler arasında yer alıyor. 2018 yılı itibarıyla 13 hastalığa karşı aşı uygulanıyor, bir çocuğa 21 doz aşı yapılıyor. 2018 yılı aşı bütçesi 1 milyar lira. 2019 yılı bütçesi tahminen 1 milyar 100 milyon lira civarında ama kur dalgalanması nedeniyle bunun artacağını ön görüyoruz. 2002 yılında 20 milyon liraya yakın bir para harcaması varken aşı için bu yıl 1 milyar Türk lirasına yakın para harcıyoruz. Suriye'den ülkemize gelen göçmenleri ücretsiz aşılıyoruz. Ülkemizdeki çocuklara uyguladığımız gibi birebir Suriyeli çocuklara da aşı uyguluyoruz. Yaklaşık çocuk başına 170 dolarlık aşı maliyetimiz var."
Topaç, aşının biyolojik bir silah olduğuna dikkati çekerek, zaman zaman siyasi, politik çeşitli kararlar sonrası aşı temininde sıkıntı çekildiğinin, bu nedenle aşı üretiminin stratejik bir önem taşıdığının altını çizdi.
Aşının, hükümet tarafından stratejik ürünler arasına alındığını belirten Topaç, Türkiye'nin en kısa sürede aşı teknolojisi transferini gerçekleştirmeyi ve ürettiği aşıları ihraç etmeyi hedeflediğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Erciyes Üniversitesi (ERÜ) ile Erciyes Teknopark tarafından Kayseri'de bir otelde düzenlenen "Milli Aşı ve İlaç Çalıştayı"nda aşının tarihçesine ilişkin sunum yapan Topaç, aşı üretimi ifadesinin Türkiye için yeni bir kavram olmadığına dikkati çekti.
Osmanlı döneminde 1700'lü yıllarda İngiliz Büyükelçisinin eşinin mektuplarından Osmanlı döneminde çiçek hastalığına karşı varilasyon yöntemiyle aşı üretimi yapıldığının anlaşıldığını aktaran Topaç, "İngiltere'de büyük salgınlara ve ölümlere neden olan çiçek hastalığından korunmak amacıyla kendi ürettiğimiz aşı İngiltere'ye büyükelçinin eşi tarafından götürülüyor. İngiltere'deki ölümler büyük ölçüde bu aşı sayesinde engelleniyor." diye konuştu.
Varilasyon yönteminden bir süre sonra modern aşı üretimine geçildiğini belirten Topaç, kuduz aşısını üreten Louis Pasteur'un aşıyı geliştirmek ve yaymak istediğini ancak gerekli parayı bulamadığını ve 2. Abdülhamit'in bir rivayete göre kendisine 800 Osmanlı akçesi gönderdiğini hatta çok nadir kişiye verilen Mecidiye nişanı takdim ettiğini kaydetti.
Topaç, "Abdülhamit'in tek şartı var, 'Bilim insanlarını göndereceğim, kuduz aşısının üretimini öğreteceksiniz.' diyor. Bilim insanları üretimi öğrenmek için Fransa'ya gidiyor. Osmanlı döneminde 1900'lü yıllara doğru kuduz aşısı da üretiliyor. Bakteriyolojihane kuruluyor daha sonra aşı üretimi için. Cumhuriyet döneminde ise Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü aşı üretimi için Ankara'da kuruluyor." ifadelerini kullandı.
Kurtuluş Savaşı sırasında da aşı üretim merkezine çok önem verildiğini vurgulayan Topaç, düşman yaklaştıkça aşı üretim tesislerinin iç şehirlere kadar taşındığını dile getirdi.
"1953 yılında ülkemizde 18 hastalığa karşı aşı üretiliyordu" diyen Topaç, şunları kaydetti:
"Hatta Çin'de kolera salgını oluyor, Çin'e aşı gönderiliyor, Rusya'da tifo salgını oluyor, Rusya'ya aşı gönderiliyor. 1998'e geldiğimizde ise BCG aşısının üretimine son verilmesiyle ülkemizde aşı üretimi sona eriyor. Türkiye aşılama konusunda Dünya Sağlık Örgütü tarafından örnek gösterilen ülkeler arasında yer alıyor. 2018 yılı itibarıyla 13 hastalığa karşı aşı uygulanıyor, bir çocuğa 21 doz aşı yapılıyor. 2018 yılı aşı bütçesi 1 milyar lira. 2019 yılı bütçesi tahminen 1 milyar 100 milyon lira civarında ama kur dalgalanması nedeniyle bunun artacağını ön görüyoruz. 2002 yılında 20 milyon liraya yakın bir para harcaması varken aşı için bu yıl 1 milyar Türk lirasına yakın para harcıyoruz. Suriye'den ülkemize gelen göçmenleri ücretsiz aşılıyoruz. Ülkemizdeki çocuklara uyguladığımız gibi birebir Suriyeli çocuklara da aşı uyguluyoruz. Yaklaşık çocuk başına 170 dolarlık aşı maliyetimiz var."
Topaç, aşının biyolojik bir silah olduğuna dikkati çekerek, zaman zaman siyasi, politik çeşitli kararlar sonrası aşı temininde sıkıntı çekildiğinin, bu nedenle aşı üretiminin stratejik bir önem taşıdığının altını çizdi.
Aşının, hükümet tarafından stratejik ürünler arasına alındığını belirten Topaç, Türkiye'nin en kısa sürede aşı teknolojisi transferini gerçekleştirmeyi ve ürettiği aşıları ihraç etmeyi hedeflediğini sözlerine ekledi.