Çukur'un İdris Babası Ercan Kesal'dan Eleştirilere Yanıt
"Çukur" dizisinde "İdris baba" karakterini canlandıran oyuncu Ercan Kesal, dizide neden oynadığı eleştirilerine cevap verdi. Kesal, "Çukur’dan öğrendiklerimi asla unutmayacağım. Müthiş bir laboratuvar. Çukur’da oynadım diye bazı kişilerden eleştiri alıyorum. Bu ülkenin televizyonlarındaki bazı tartışma programları Çukur’dan daha çok zarar veriyor bu ülkenin gençlerine. Asıl mesele reyting belasına düşmüş bir yapı olmamakta yatıyor" dedi.
İzmir’in Konak ilçesinde her ay farklı bir isimle düzenlenen "Yazarlar Yazarları Ağırlıyor" söyleşilerinin ilk konuğu son dönemde oynadığı televizyon dizisindeki "İdris baba" rolü ile büyük bir hayran kitlesine ulaşan Ercan Kesal oldu. Konak Belediyesi Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde düzenlenen söyleşi büyük ilgi gördü. 350 kişilik salon tamamen dolarken, ayakta kalan konuklar için salon içerisine ek sandalyeler konuldu. Etkinliği izleyenler arasında Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş da yer aldı.
Ercan Kesal, söyleşide Barış İnce’nin soruları ışığında çocukluk yılları, yazarlık serüveni ve sinemayla nasıl tanıştığını anlattı. Hikaye anlatıcılık özelliğinin daha çocuk yaşlarda başladığını söyleyen Kesal, "Ben annemi taklit ettim; çünkü bizim evin anlatıcısı annemdi" dedi.
Kesal, çocukluk yıllarında okuduğu romanların kendisini zenginleştirdiğini de belirtti.
İlk üniversiteye Ankara’da Siyasal Bilgiler Fakültesinde başladığını ancak babasının ısrarları nedeniyle yeniden sınava girerek Ege Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandığını anlatan Kesal, İzmir’in hayatında ayrı bir yeri olduğunu belirterek, "İzmir’e gelip de kendini iyi hissetmeyen var mı? Bu özelliği sanırım bu kentin habitatıyla ilgili. İzmir’in bir hafızası var, kendine ait bin yıllık bir kültürü var" diye konuştu.
"Çukur’da oynadım diye bazı kişilerden eleştiri alıyorum ama.."
"Hayatınızdaki kötü olaylara kapılmayın, onlar size mutlaka yeni kapılar açacaktır" diyen Kesal, edebiyatın da her zaman kendisi için ön açıcı olduğunu söyledi.
Kesal, "Benim okuduğum kitaplar hayatıma yeni kapılar açmış ve beni zenginleştirmiş. Kitaplara müteşekkirim, edebiyata ve kelimelere minnettarım. İnsan okudukça bir süre sonra da yazıyor. Yazarlık aslında sizden öncekilerin yazdıklarıyla beslendiğiniz bir süreç. Okuduklarınızla yeniden üretiyorsunuz" dedi.
Sinemaya geçişinin Nuri Bilge Ceylan’la tanıştıktan sonra olduğunu dile getiren Kesal, "Ben sinemaya hikaye anlatıcı sıfatımla girdim. Bende rol yapma becerisi yok. Rol yapmak yerine oradaki roldeki insan oluyorum” diyerek oyunculuğa bakışını anlattı. Şu sıralar rol aldığı televizyon dizisi Çukur’dan çok şey öğrendiğini dile getiren Kesal, "Çukur’dan öğrendiklerimi asla unutmayacağım. Müthiş bir laboratuvar. Çukur’da oynadım diye bazı kişilerden eleştiri alıyorum. Bu ülkenin televizyonlarındaki bazı tartışma programları Çukur’dan daha çok zarar veriyor bu ülkenin gençlerine. Asıl mesele reyting belasına düşmüş bir yapı olmamakta yatıyor. Kendimizin de haz alacağı işleri popüler anlayışla sunabiliriz. Daha iyi projeler yaparak, internet mecrasını kullanarak, daha kısa projeler hazırlayarak bunu başarabiliriz” dedi.
"Benim en güçlü silahım samimiyet"
Söyleşide, "Doktor olmasaydım sinema yapamazdım" diyerek sinema sektörünün içinde bulunduğu zorluklara da değinen Kesal, oynadığı sinema filmlerinin birçoğundan para almadığını belirterek, "Hekimlik beni çok özgürleştiren, maddi ve manevi hayatımı kolaylaştıran bir meslek oldu. Bu kadar rahat senaryo yazabilmekle uğraşabildim, oyunculuk seçimi yaptım" dedi.
Oynadığı İdris baba rolü ile büyük bir hayran kitlesi kazanmasına da değinen Kesal, oyunculuktaki en güçlü silahının samimiyet olduğunu dile getirerek şunları söyledi:
"Ben içimden geldiği gibi samimi, hiç sakınmadan bir şeyler anlatmak istiyorum. Oyunculuğumda da bunun peşine düştüm. Seyirciye inandırıcı olmak için kendi içimdeki kahramanın peşine düşmem gerektiğini fark ettim. Ben kendi içimdeki İdris Koçovalı’yı da anlamak istiyorum. Benim en güçlü silahım samimiyet. Ben bundan vazgeçmemeliyim. Bunu okuyucuma, izleyicime geçirirsem yolculuğumu devam ettirebilirim.”
Söyleşi sonunda Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Ercan Kesal ve Barış İnce’ye teşekkür ederek, çiçek takdim etti.
Kaynak: İHA
Ercan Kesal, söyleşide Barış İnce’nin soruları ışığında çocukluk yılları, yazarlık serüveni ve sinemayla nasıl tanıştığını anlattı. Hikaye anlatıcılık özelliğinin daha çocuk yaşlarda başladığını söyleyen Kesal, "Ben annemi taklit ettim; çünkü bizim evin anlatıcısı annemdi" dedi.
Kesal, çocukluk yıllarında okuduğu romanların kendisini zenginleştirdiğini de belirtti.
İlk üniversiteye Ankara’da Siyasal Bilgiler Fakültesinde başladığını ancak babasının ısrarları nedeniyle yeniden sınava girerek Ege Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandığını anlatan Kesal, İzmir’in hayatında ayrı bir yeri olduğunu belirterek, "İzmir’e gelip de kendini iyi hissetmeyen var mı? Bu özelliği sanırım bu kentin habitatıyla ilgili. İzmir’in bir hafızası var, kendine ait bin yıllık bir kültürü var" diye konuştu.
"Çukur’da oynadım diye bazı kişilerden eleştiri alıyorum ama.."
"Hayatınızdaki kötü olaylara kapılmayın, onlar size mutlaka yeni kapılar açacaktır" diyen Kesal, edebiyatın da her zaman kendisi için ön açıcı olduğunu söyledi.
Kesal, "Benim okuduğum kitaplar hayatıma yeni kapılar açmış ve beni zenginleştirmiş. Kitaplara müteşekkirim, edebiyata ve kelimelere minnettarım. İnsan okudukça bir süre sonra da yazıyor. Yazarlık aslında sizden öncekilerin yazdıklarıyla beslendiğiniz bir süreç. Okuduklarınızla yeniden üretiyorsunuz" dedi.
Sinemaya geçişinin Nuri Bilge Ceylan’la tanıştıktan sonra olduğunu dile getiren Kesal, "Ben sinemaya hikaye anlatıcı sıfatımla girdim. Bende rol yapma becerisi yok. Rol yapmak yerine oradaki roldeki insan oluyorum” diyerek oyunculuğa bakışını anlattı. Şu sıralar rol aldığı televizyon dizisi Çukur’dan çok şey öğrendiğini dile getiren Kesal, "Çukur’dan öğrendiklerimi asla unutmayacağım. Müthiş bir laboratuvar. Çukur’da oynadım diye bazı kişilerden eleştiri alıyorum. Bu ülkenin televizyonlarındaki bazı tartışma programları Çukur’dan daha çok zarar veriyor bu ülkenin gençlerine. Asıl mesele reyting belasına düşmüş bir yapı olmamakta yatıyor. Kendimizin de haz alacağı işleri popüler anlayışla sunabiliriz. Daha iyi projeler yaparak, internet mecrasını kullanarak, daha kısa projeler hazırlayarak bunu başarabiliriz” dedi.
"Benim en güçlü silahım samimiyet"
Söyleşide, "Doktor olmasaydım sinema yapamazdım" diyerek sinema sektörünün içinde bulunduğu zorluklara da değinen Kesal, oynadığı sinema filmlerinin birçoğundan para almadığını belirterek, "Hekimlik beni çok özgürleştiren, maddi ve manevi hayatımı kolaylaştıran bir meslek oldu. Bu kadar rahat senaryo yazabilmekle uğraşabildim, oyunculuk seçimi yaptım" dedi.
Oynadığı İdris baba rolü ile büyük bir hayran kitlesi kazanmasına da değinen Kesal, oyunculuktaki en güçlü silahının samimiyet olduğunu dile getirerek şunları söyledi:
"Ben içimden geldiği gibi samimi, hiç sakınmadan bir şeyler anlatmak istiyorum. Oyunculuğumda da bunun peşine düştüm. Seyirciye inandırıcı olmak için kendi içimdeki kahramanın peşine düşmem gerektiğini fark ettim. Ben kendi içimdeki İdris Koçovalı’yı da anlamak istiyorum. Benim en güçlü silahım samimiyet. Ben bundan vazgeçmemeliyim. Bunu okuyucuma, izleyicime geçirirsem yolculuğumu devam ettirebilirim.”
Söyleşi sonunda Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Ercan Kesal ve Barış İnce’ye teşekkür ederek, çiçek takdim etti.