Aronya Yalova'nın 'İksir'i Olacak
Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Yılmaz Boz: 'Nasıl ki 1980'li yıllarda hiç yokken şu anda kivide 40 bin tonları geçtiysek aronyada da bunun aynı derecede başarılı olacağına inancımız tam' 'Gıdacı arkadaşlarımız bir çalışma yaptı. Meyvenin suyunu ürettiler. 'İksir 77' adı altında bir ön isim koyduk. Bunun isim hakkı tesciliyle ilgili çalışmalar şu anda devam ediyor'
YAVUZ EMRAH SEVER - Yalova, ana vatanı Kuzey Amerika olan, antioksidan açısından zengin, mor üzümsü çalı meyvesi "aronya"nın üretiminde iddialı.
Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsünde 2012 yılından itibaren adaptasyon çalışmaları yapılan, 10 dekar alanda yetiştirilen aronyadan "İksir 77" isimli meyve suyu üretildi.
İsim tescil çalışmaları devam eden meyve suyunun, kente önemli bir katma değer sağlaması bekleniyor.
Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Yılmaz Boz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, meyve kalitesinin yanı sıra hastalık ve zararlılara olan direncinden dolayı aronyayı organik ölçülerde yetiştirdiklerini söyledi.
Boz, bu meyveyi değerlendirme şekilleri konusunda projeler geliştirdiklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Dünyada meyve suyu olarak çok kullanılıyor. Hatta diğer meyve sularına karıştırıldığı zaman önemli bir de doğal gıda boyası olarak da kullanılıyor. Meyve suyu açısından araştırmacı arkadaşlarımızla 'Ne yapabiliriz, nasıl çıkalım?' diye konuştuk. Gıdacı arkadaşlarımız bir çalışma yaptı. Meyvenin suyunu ürettiler. 'İksir 77' adı altında bir ön isim koyduk. Bunun isim tesciliyle ilgili çalışmalar şu anda kurumumuzda devam ediyor."
Celal Bayar Üniversitesi ile yapılan ortak bir çalışmayla aronyadan dondurma elde ettiklerini de anlatan Boz, meyvenin kullanım çeşitliliğiyle kendilerini heyecanlandırdığını dile getirdi.
Boz, aronyanın geniş alanlarda yetiştirilme kabiliyeti olduğuna işaret ederek, "Toprak açısından çok seçici değil. Çok sıcak bölgeler hariç hemen her bölgede yetişebilecek. Nasıl ki 1980'li yıllarda hiç yokken şu anda kivide 40 bin tonları geçtiysek aronyada da bunun aynı derecede başarılı olacağına inancımız tam. Niye? Yetişme kapasitesi, yelpazesi çok fazla olduğu için." ifadelerini kullandı.
Aronyanın bir sanayi ürünü olarak da değerlendirilmesi gerektiğini anlatan Boz, "Özellikle gıda boyası diyebileceğimiz konularda sanayinin çok rahat işleyebileceği bir madde olduğu için gelecekte nasıl ki kivi ülkemizde şu anda tarımsal gündemde, aronyanın da böyle olacağını ve bu sürenin çok daha kısa olacağını düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Boz, aronyanın "viking" ve "nero" adındaki çeşitlerini, kurumları adına Türkiye'de tescil ettirdiklerini belirterek, "Bu çok önemli bir konu hakikaten. Artık bizim tescilli çeşitlerimizden bir tanesi aronya. Üzerinde de ilk Ar-Ge çalışması yapılan bir kurumdayız. Dolayısıyla çok kısa sürede güzel sonuçların alınacağına inanıyorum." dedi.
- 5 yaşında tam verime ulaşıyor
Enstitünün meyvecilik bölümünde "üzümsü meyveler" üzerine çalışan Ziraat Yüksek Mühendisi Sevgi Poyraz Engin de aronyanın dikiminin ardından ikinci yılında verime başladığını, 5 yaşında da tam verim çağına ulaştığını belirtti.
Engin, bir aronya bitkisinin ortalama 5-15 kilogram arasında meyve verdiğini kaydederek, şunları aktardı:
"Aronya, elle veya makineyle hasat yapılması durumuna göre 1,5'a 3, 2'ye 3, 1,5'a 4 metre aralıklarla dikilebilmektedir. Fidanları yeşil çelikle veya doku kültürüyle çok hızlı şekilde üretilebilmektedir. Hastalığı, zararlısı şu ana kadar 2012 yılından bu yana enstitümüzdeki plantasyonda görülmemiştir. Herhangi bir kimyasal ilaçlamaya gerek duyulmamaktadır. Oldukça verimli, yazın su isteği fazla olan bir tür. Özellikle meyve tutumundan hasada kadar olan dönemde sulamaya dikkat edilmesi gerekmektedir."
Aronyanın düzenli olarak tüketilmesinin insan sağlığına çok faydalı olduğuna işaret eden Engin, şöyle devam etti:
"Taze ve kuru meyve olarak birer avuç konsantre meyve suyu olarak yarım çay bardağı veya karışık meyve suyu olarak da günde iki su bardağına kadar tüketildiği takdirde günlük olarak vücudumuzda oluşan serbest radikalleri yok etme özelliğine sahiptir. Bu da metabolik hastalıklarla mücadelede oldukça önemlidir. Özellikle kanser türleri üzerine dünyada da yapılan çalışmalarda olumlu sonuçlar alınmaktadır."
Engin, proje kapsamında aronyanın Tokat, Edirne, Malatya ve Yalova'da yetiştirildiğini belirterek, "Projede, aronya meyvelerinin karakteristik bileşenlerinin yanında biyokimyasal özellikleri ve biyo yararlılıkları incelenecektir. Ayrıca 4 tip kanser hücresi üzerindeki durdurma-küçültme etkileri incelenecek. Bu kapsamda Celal Bayar Üniversitesi ile iş birliği yapmaktayız." diye konuştu.
- Yüksek gelir getiren meyve
Dört yıldan bu yana farklı illerde ve bölgelerde bahçeleri kurulmaya başlanan aronyanın taze meyve fiyatının 25 lira, kuru meyve fiyatının da 130-140 lira civarında alıcı bulduğunu belirten Engin, "Aronya taze ve kuru meyve tüketiminin dışında gıda sanayinde pasta, reçel, meyve suyu, dondurma yapımında farklı şekillerde kullanılabildiği gibi ilaç sanayinde de kullanılıyor. Yurt dışında günlük tüketim doz tabletleri yer almaktadır. Aynı zamanda doğal gıda boyası olarak da değerli bir üründür." görüşünü dile getirdi.
Kaynak: AA
Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsünde 2012 yılından itibaren adaptasyon çalışmaları yapılan, 10 dekar alanda yetiştirilen aronyadan "İksir 77" isimli meyve suyu üretildi.
İsim tescil çalışmaları devam eden meyve suyunun, kente önemli bir katma değer sağlaması bekleniyor.
Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Yılmaz Boz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, meyve kalitesinin yanı sıra hastalık ve zararlılara olan direncinden dolayı aronyayı organik ölçülerde yetiştirdiklerini söyledi.
Boz, bu meyveyi değerlendirme şekilleri konusunda projeler geliştirdiklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Dünyada meyve suyu olarak çok kullanılıyor. Hatta diğer meyve sularına karıştırıldığı zaman önemli bir de doğal gıda boyası olarak da kullanılıyor. Meyve suyu açısından araştırmacı arkadaşlarımızla 'Ne yapabiliriz, nasıl çıkalım?' diye konuştuk. Gıdacı arkadaşlarımız bir çalışma yaptı. Meyvenin suyunu ürettiler. 'İksir 77' adı altında bir ön isim koyduk. Bunun isim tesciliyle ilgili çalışmalar şu anda kurumumuzda devam ediyor."
Celal Bayar Üniversitesi ile yapılan ortak bir çalışmayla aronyadan dondurma elde ettiklerini de anlatan Boz, meyvenin kullanım çeşitliliğiyle kendilerini heyecanlandırdığını dile getirdi.
Boz, aronyanın geniş alanlarda yetiştirilme kabiliyeti olduğuna işaret ederek, "Toprak açısından çok seçici değil. Çok sıcak bölgeler hariç hemen her bölgede yetişebilecek. Nasıl ki 1980'li yıllarda hiç yokken şu anda kivide 40 bin tonları geçtiysek aronyada da bunun aynı derecede başarılı olacağına inancımız tam. Niye? Yetişme kapasitesi, yelpazesi çok fazla olduğu için." ifadelerini kullandı.
Aronyanın bir sanayi ürünü olarak da değerlendirilmesi gerektiğini anlatan Boz, "Özellikle gıda boyası diyebileceğimiz konularda sanayinin çok rahat işleyebileceği bir madde olduğu için gelecekte nasıl ki kivi ülkemizde şu anda tarımsal gündemde, aronyanın da böyle olacağını ve bu sürenin çok daha kısa olacağını düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Boz, aronyanın "viking" ve "nero" adındaki çeşitlerini, kurumları adına Türkiye'de tescil ettirdiklerini belirterek, "Bu çok önemli bir konu hakikaten. Artık bizim tescilli çeşitlerimizden bir tanesi aronya. Üzerinde de ilk Ar-Ge çalışması yapılan bir kurumdayız. Dolayısıyla çok kısa sürede güzel sonuçların alınacağına inanıyorum." dedi.
- 5 yaşında tam verime ulaşıyor
Enstitünün meyvecilik bölümünde "üzümsü meyveler" üzerine çalışan Ziraat Yüksek Mühendisi Sevgi Poyraz Engin de aronyanın dikiminin ardından ikinci yılında verime başladığını, 5 yaşında da tam verim çağına ulaştığını belirtti.
Engin, bir aronya bitkisinin ortalama 5-15 kilogram arasında meyve verdiğini kaydederek, şunları aktardı:
"Aronya, elle veya makineyle hasat yapılması durumuna göre 1,5'a 3, 2'ye 3, 1,5'a 4 metre aralıklarla dikilebilmektedir. Fidanları yeşil çelikle veya doku kültürüyle çok hızlı şekilde üretilebilmektedir. Hastalığı, zararlısı şu ana kadar 2012 yılından bu yana enstitümüzdeki plantasyonda görülmemiştir. Herhangi bir kimyasal ilaçlamaya gerek duyulmamaktadır. Oldukça verimli, yazın su isteği fazla olan bir tür. Özellikle meyve tutumundan hasada kadar olan dönemde sulamaya dikkat edilmesi gerekmektedir."
Aronyanın düzenli olarak tüketilmesinin insan sağlığına çok faydalı olduğuna işaret eden Engin, şöyle devam etti:
"Taze ve kuru meyve olarak birer avuç konsantre meyve suyu olarak yarım çay bardağı veya karışık meyve suyu olarak da günde iki su bardağına kadar tüketildiği takdirde günlük olarak vücudumuzda oluşan serbest radikalleri yok etme özelliğine sahiptir. Bu da metabolik hastalıklarla mücadelede oldukça önemlidir. Özellikle kanser türleri üzerine dünyada da yapılan çalışmalarda olumlu sonuçlar alınmaktadır."
Engin, proje kapsamında aronyanın Tokat, Edirne, Malatya ve Yalova'da yetiştirildiğini belirterek, "Projede, aronya meyvelerinin karakteristik bileşenlerinin yanında biyokimyasal özellikleri ve biyo yararlılıkları incelenecektir. Ayrıca 4 tip kanser hücresi üzerindeki durdurma-küçültme etkileri incelenecek. Bu kapsamda Celal Bayar Üniversitesi ile iş birliği yapmaktayız." diye konuştu.
- Yüksek gelir getiren meyve
Dört yıldan bu yana farklı illerde ve bölgelerde bahçeleri kurulmaya başlanan aronyanın taze meyve fiyatının 25 lira, kuru meyve fiyatının da 130-140 lira civarında alıcı bulduğunu belirten Engin, "Aronya taze ve kuru meyve tüketiminin dışında gıda sanayinde pasta, reçel, meyve suyu, dondurma yapımında farklı şekillerde kullanılabildiği gibi ilaç sanayinde de kullanılıyor. Yurt dışında günlük tüketim doz tabletleri yer almaktadır. Aynı zamanda doğal gıda boyası olarak da değerli bir üründür." görüşünü dile getirdi.