Küresel Isınma Ve Türkiye'ye Etkileri

Prof. Dr. Murat Türkeş: 'Çeşitli nedenlerle 20. yüzyılın ikinci yarısıyla birlikte son çeyreğinde giderek hızlanan ve günümüzde de hızını sürdüren 1 santigrat dereceye ulaşan bir küresel ısınma düzeyi var' 'Türkiye'de istasyonlarda yaklaşık 0,5 ile 33,5 santigrat derece sıcaklık artışı yaklaşık 8090 yıl içerisinde çoktan gerçekleşmiş durumda. Küresel değerlendirmelerdeki 1,5 santigrat derecelik artış hakkımızı çoktan kullanmış durumdayız'

TEMA Vakfı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, 20. yüzyılın ikinci yarısıyla başlayan ve günümüzde hızını sürdüren 1 santigrat derecelik küresel ısınmanın yaşandığını belirterek, küresel ısınmanın olumsuz etkilerinden korunmak için Türkiye'nin Paris Anlaşması'nda etkili bir ülke olarak yer alması gerektiğini belirtti.

İklim değişikliği tehdidine karşı küresel tepkinin güçlendirilmesi, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması ve yoksulluğun azaltılma bağlamında hazırlanan 1,5 derecelik Küresel Isınma Özel Raporu, TEMA Vakfı'nca düzenlenen basın toplantısında Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş ile Çevre Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Özgül Erdemli Mutlu tarafından değerlendirildi.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin başyazarlarından da olan Türkeş, raporun en kuvvetli mesajının 1,5 derece ısınma olduğunu belirterek, "Çeşitli nedenlerle 20. yüzyılın ikinci yarısıyla birlikte son çeyreğinde giderek hızlanan ve günümüzde de hızını sürdüren 1 santigrat dereceye ulaşan bir küresel ısınma düzeyi var. Günümüzde çeşitli model ve gözlem sonuçları verilerine göre, 1 ile 1,2 santigrat derece arasında değişen bir küresel ısınma aslında sanayi öncesine göre şu anda gerçekleşmiş durumda. Bu artış, bütün yeryüzünün aletli ölçüm kayıtlarına göre yüzey ortalama sıcaklıklarındaki artışı gösteriyor." diye konuştu.

Türkeş, 1 santigrat derece ısınmayla yaşanan iklim değişikliğinin çeşitli etkilerinin görülmeye başladığını ifade ederek, şöyle devam etti:

"Küresel sıcaklıklardaki artış, ekstrem hava olaylarındaki artış, sıcak hava dalgalarının sıklığı ve süresindeki artış, yeryüzünün birçok yerinde orman yangınlarının sıklığı, süresi ve yanan alanın artışı, deniz seviyesinin yükselmesi, kutup, kıta buzullarının erimesi, yeryüzünün hemen her coğrafyasında yüksek dağlık alanlardaki vadi buzullarının yok olmak üzere olması, biyolojik çeşitliliğin, ekosistemin etkilenmesi, su kaynaklarının azalması gibi etkiler zaten yaşanıyor. Küresel ısınmayı eğer 1,5 derecede tutarsak mutlu olacağız."

Türkeş, Türkiye'de yıllık ortalamalarda maksimum ve minimum sıcaklarda 1930'dan günümüze kadar artış yaşandığını vurgulayarak, yaz ve tropikal günlerin sayısında ülkenin hemen her tarafında ciddi bir artış olduğunu dile getirdi.

En yüksek sıcaklıklardaki artışın çok kuvvetli olduğunu, en düşük hava sıcaklıklarında ise ise azalış yaşandığını dile getiren Türkeş, şunları kaydetti:

"Donlu gün sayılarındaki azalma bununla bağlantılı. Gece hava sıcaklıklarındaki artış özellikle kentleşme ve iklim değişikliğiyle daha da belirgin. Hemen her yıl bir önceki yıla göre rekor denecek şekilde yıllık ortalama tropik gece hava sıcaklıklarında çok kuvvetli bir artış var. Dünyaya ve Türkiye'ye baktığımızda hava sıcaklıkları ciddi derecede artıyor. İklim sistemindeki değişiklik özellikle Türkiye ve bölgesinde sıcaklık rejiminde farklı bir iklim özelliğinin çoktan ortaya çıkmasını sağlamış durumda. Türkiye'de istasyonlarda yaklaşık 0,5 ile 3-3,5 santigrat derece sıcaklık artışı yaklaşık 80-90 yıl içerisinde çoktan gerçekleşmiş durumda. Küresel değerlendirmelerdeki 1,5 santigrat derecelik artış hakkımızı çoktan kullanmış durumdayız." diye konuştu.

Akdeniz ülkesi olan Türkiye'nin iklim değişikliğinden etkilendiğini vurgulayan Türkeş, şöyle devam etti:

"Kendine özel iklim değişikliği sorunları vardır. Uzun sıcak kurak bir yaz mevsimi vardır. İklimsel değişkenlik çok yüksektir. Bu rapor Türkiye açısından da çok önemlidir. Bizim beklediğimiz TEMA Vakfı ve bilim insanı olarak Türkiye'de karar vericilerin, politikacıların, ilgili bakanlıkların raporun bulgularının ülke açısından da dikkate alarak, iklim değişikliğiyle savaş konusunda hem yasal düzenlemeleri belirlemesi, hem de Paris Anlaşması'nda etkili bir ülke olarak yer almasıdır."

Türkeş, iklim değişikliği konusunda sera gazı salınımlarına daha az dayanan, fosil yakıtlara dayalı sanayi ve enerji sisteminden daha az fosil yakıt tüketen, yenilenebilir enerji kaynaklarını artıran yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini kaydetti.

TEMA Vakfı Çevre Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Özgül Erdemli Mutlu da, iklim değişikliği politikalarının katılımcı, demokratik ve şeffaf şekilde hayata geçirilmesi için çaba harcanması gerektiğini belirtti.
Kaynak: AA