Yüzbaşı Akın'ın Emniyet İfadesi Ortaya Çıktı
FETÖ itirafçısı olan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Güler’in koruma subayı Burak Akın, emniyetteki ifadesinde, Ankara’da 700 kişilik bir ekibe "ankesör operasyonu" yapılacağını öğrendiğini, kendisinin de ankesörde görüşmeler yaptığı için tedirgin olduğunu söylediği öğrenildi. Akın, "Koruma Müdürü Yüzbaşı G.E., bana hitaben ’gece eğlencelerinde Berk veya Cenk kod adını kullanırım’ dedi. Benim örgütteki kod ismim Cenk olduğu için onun bu beyanından son derece tedirgin oldum, benim örgüt içinde olduğumu bildiğini düşündüm" dedi.
FETÖ üyesi olduğunu itiraf etmesinin ardından gözaltına alınan Akın ile Akın’ın ifadeleri doğrultusunda gözaltına alınan Yüzbaşı Fuat Söylemez ve Abdülkadir Koçyiğit emniyetteki işlemlerinin ardından dün Ankara Adliyesine getirildi.
İfadelerinin ardından Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilen Akın, Söylemez ve Koçyiğit adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Akın, emniyette verdiği ifadede ilkokul ve ortaokulu ailesinin yanında Adana’da okuduğunu, 1997 yılında da Kuleli Askeri Lisesi’ni kazandığını söyledi.
2015’de eski Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak’ın koruma müdürü olarak seçildiğini belirten Akın, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Çolak’ın derdest edilmesini engellemeye çalıştığı esnada iki bacağından vurularak yaralandığını kaydetti.
"Bu terör örgütünün gerçek yüzünü görememiştim"
2017 yılı Ağustos ayına kadar koruma müdürü olarak görevine devam ettiğini ifade eden Akın, Kara Kuvveti Komutanının değişmesiyle Orgeneral Yaşar Güler’in koruma müdür yardımcısı görevini yürüttüğünü söyledi.
27 Aralık 2017’de Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne kendi isteğiyle geldiğini anlatan Akın, FETÖ hakkında bildiklerini ve yaşadıklarını anlatmak istediğini, geçmiş yapıda böyle bir yapının içinde bulunduğu için pişman olduğunu öne sürerek, "Bu terör örgütünün gerçek yüzünü görememiştim. Ancak geçmiş zamanda yaşadıklarım ile 15 Temmuz hain darbe girişimi günü yaşadıklarım beni sürekli rahatsız ediyordu. Halen hain darbe gecesinde yaşadıklarımı unutamıyorum. Çünkü ülkemize en büyük ihanetin yapıldığı geceydi. Uzun zamandır gelip ifade vermeyi düşünüyordum ancak bir türlü buna cesaret edemiyordum" diye konuştu.
"Benim örgütteki kod ismim Cenk"
Akın, hain darbe girişiminin ardından Koruma Müdürü Yüzbaşı G.E.’nin kendisine sürekli örgütten olduğuna dair imalarda bulunduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Geçtiğimiz aralık ayında bana hitaben ’Soy ismini neden değiştirdin’ diye sordu. Ben de kendisine evlenmeden önce eşimin isteği olduğunu, soyadım olan Acıbucu kelimesinin çok komik ve bir anlamı olmadığını, bu nedenle 2011 yılında değiştirdiğimi söyledim. Irak’ta kullanmış olduğum resmi kod adım Akın olduğundan, mahkeme kararı ile resmi kod adımı soyadım olarak değiştirdim. Kendisine ’Siz kod isim nedir bilmezsiniz. Irak’ta biz kod isim kullanırız’ dedim. Kendisi de bana hitaben ’Ben de kod adı kullanmayı bilirim. Gece eğlencelerinde Berk veya Cenk kod adını kullanırım’ dedi.
Benim örgütteki kod ismim Cenk olduğu için onun bu beyanından son derece tedirgin oldum, benim örgüt içinde olduğumu bildiğini düşündüm ve değerlendirdim."
"Benim de ankesörde görüşmelerim oldu, tedirgin oldum"
Hakim Albay M.Y.’den 700 kişilik ekibe Ankara’da "ankesör operasyonu" yapılacağını öğrendiğini ifade eden Akın, bu olaydan bir gün sonra iki savcının Güler’i ziyarete geldiğini söyledi.
Akın, gözaltına alınacak 700 kişinin Kara Kuvvetleri personeli olduğunu öğrendiğini, kendisinin de ankesörde görüşmeleri olduğu için tedirgin olduğunu anlattı.
FETÖ ile 1996’da Adana’da gittiği dershanede "Ali" isimli kişi aracılığıyla tanıştığını anlatan Akın, "Ali adlı kişinin evinde tanıştığım M.Ç. isimli kişi ve evde kalan üniversite öğrencileri bana ve başka öğrencilere sınavlara hazırlanmada yardımcı oldu. Fen lisesi sınavlarına hazırlamak için ders çalıştırmanın yanında dini bilgiler öğrenmemiz ve uygulamamız için bizi yönlendirdiler. Birlikte namaz kılma, Risale-i Nur külliyatını okuma, Fetullah Gülen’in kitaplarını okuma ve kasetlerini dinleme şeklinde faaliyetler yapılırdı. Ben bu dönemlerde 13-14 yaşlarındaydım" dedi.
Akın, bu kişilerin kendisini askeri liselere yönlendirdiğini ve Kuleli Askeri Lisesini kazandığını ifade ederek, kendisinden sorumlu olan M.Ç.’nin ailesine kendileri ile görüşmeyi kestiğini söylemesini istediğini kaydetti.
Akın 2000 yılında M.Ç.’nin kendisiyle ilgili sorumluluğu H.Ç. adlı kişiye devrettiğini dile getirerek, "Kuleli Askeri Lisesi ve Kara Harp Okulunda eğitim gördüğüm dönemde, FETÖ mensuplarıyla kalabalık yerlerde görüştüm. Daha sonra sohbetler için belirtilen saatlerde göz teması sağlayarak benimle ilgilenen şahsı takip ediyor, onun bizi götürdüğü eve gidiyorduk. Hafta sonu dışarı çıkışlarımız üniformalı olduğu için Üsküdar ve Kadıköy’de esnaf lokantalarında sivil kıyafetlerimizi giydikten sonra buluşma yerlerine gidiyorduk" ifadelerini kullandı.
"İş yerinde sorun yaşayıp yaşamadığımı öğrenmek istiyordu"
Kuleliden mezun olduktan sonra Tuzla Piyade Okuluna devam ettiğini ve bu dönemde "Ahmet" ve "Hakan" kod adlarıyla bildiği kişilerin kendisinden sorumlu olduğunu kaydeden Akın, ilk görev yerinin Ankara’daki Özel Kuvvetler Komutanlığı olduğunu söyleyerek şunları kaydetti:
"Burada ’Sadık’ kod adlı kişi ile tanıştırıldım. Ben, Serdar Tekin ve daha sonra bize eklenen Fuat Söylemez ile 2006 ile 2009 arasında bu kişi ilgilendi. Sadık, İspanya’ya gideceğini söyleyerek Kerem kod adlı E.D. isimli örgüt mensubuna beni devretti. Sadık’ın benimle ilgilendiği dönemde Etlik’teki bir eve gidiyordum. 2009 ile 2014 yıllarında benden E.D. sorumlu oldu. Görüşmek için Siteler’de ailesinin evine, evlendikten sonra da Şehit Osman Avcı Mahallesi’ndeki eve gidiyordum. Kerem ile buluşmaya Serdar Tekin ile gidiyorduk. Eve, bazen birlikte bazen ayrı ayrı giderdik. Bu dönemde Kerem’in üstü konumunda olduğunu düşündüğüm ’İhsan’ ve ’Hami’ kod adlı kişilerle tanıştım. Bu kişiler arada görüşmelere gelip bize dini sohbetler yapıyorlardı. Bu kişilerin örgüt içindeki tam konumunu bilmiyorum. Özellikle Hami, işle ilgili bana sorular sorup, iş yerinde sorun yaşayıp yaşamadığımı öğrenmek istiyordu."
"Allah’ın şefkat tokadını yersin"
Akın ifadesine şöyle devam etti:
"2010’da Fuat ve Serdar, Dikmen’de bekar evine çıktılar. Ben onlarla aynı evde kalmadım. Bu yapıya mensup olmayan bir devre arkadaşımla Cevizlidere’de ev tutmuştum. Bu dönemde örgütle görüşmeyi sonlandırmayı düşündüm. Bu kararı belli bir süre uyguladım, görüşmelere katılmadım. Ancak 2011’de devre arkadaşım Fuat Söylemez, anne ve babasının geldiğini söyleyerek beni Dikmen’deki evlerine çağırdı. Onları görmek için eve gittim. Eve gittiğimde Söylemez’in anne ve babası evdeydi. Biraz konuştuktan sonra Söylemez beni başka bir odaya çağırdı. Odada Hami vardı. Bana neden görüşmelere gitmediğimi sordu. Görüşmelere gelmek istemediğimi söyledim. Bana ’Allah’ın şefkat tokadını yersin.’ şeklinde imalı tehditlerde bulundu. Bunun üzerine korktum. Mesleki olarak sıkıntılar yaşayacağımı düşünerek tekrar Ekrem ile görüşmelere devam ettim."
"Muhtemelen gözaltına alınacağımı anlattım"
Darbe girişiminin ardından gözaltına alınıp serbest bırakılan Abdülkadir Koçyiğit ile görüştüklerini ifade eden Akın, "Bana, ’Seninle tekrar görüşmek istiyorlar. Benim sağlayacağım temasla görüşebilirsin’ dedi.
Darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını, bu yapıdaki insanlarla görüşmek istemediğimi söyledim. En son Aralık 2017’de Bahçelievler’de görüştük. Bu yapının içindeki kişilerle görüştüğünü söyledi.
Bu yapıdan uzak durması yönünde onu uyardım. İş yerinde kod adımı dahi öğrendiklerini belirterek muhtemelen gözaltına alınacağımı anlattım" diye konuştu.
Kaynak: İHA
İfadelerinin ardından Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilen Akın, Söylemez ve Koçyiğit adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Akın, emniyette verdiği ifadede ilkokul ve ortaokulu ailesinin yanında Adana’da okuduğunu, 1997 yılında da Kuleli Askeri Lisesi’ni kazandığını söyledi.
2015’de eski Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak’ın koruma müdürü olarak seçildiğini belirten Akın, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Çolak’ın derdest edilmesini engellemeye çalıştığı esnada iki bacağından vurularak yaralandığını kaydetti.
"Bu terör örgütünün gerçek yüzünü görememiştim"
2017 yılı Ağustos ayına kadar koruma müdürü olarak görevine devam ettiğini ifade eden Akın, Kara Kuvveti Komutanının değişmesiyle Orgeneral Yaşar Güler’in koruma müdür yardımcısı görevini yürüttüğünü söyledi.
27 Aralık 2017’de Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne kendi isteğiyle geldiğini anlatan Akın, FETÖ hakkında bildiklerini ve yaşadıklarını anlatmak istediğini, geçmiş yapıda böyle bir yapının içinde bulunduğu için pişman olduğunu öne sürerek, "Bu terör örgütünün gerçek yüzünü görememiştim. Ancak geçmiş zamanda yaşadıklarım ile 15 Temmuz hain darbe girişimi günü yaşadıklarım beni sürekli rahatsız ediyordu. Halen hain darbe gecesinde yaşadıklarımı unutamıyorum. Çünkü ülkemize en büyük ihanetin yapıldığı geceydi. Uzun zamandır gelip ifade vermeyi düşünüyordum ancak bir türlü buna cesaret edemiyordum" diye konuştu.
"Benim örgütteki kod ismim Cenk"
Akın, hain darbe girişiminin ardından Koruma Müdürü Yüzbaşı G.E.’nin kendisine sürekli örgütten olduğuna dair imalarda bulunduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Geçtiğimiz aralık ayında bana hitaben ’Soy ismini neden değiştirdin’ diye sordu. Ben de kendisine evlenmeden önce eşimin isteği olduğunu, soyadım olan Acıbucu kelimesinin çok komik ve bir anlamı olmadığını, bu nedenle 2011 yılında değiştirdiğimi söyledim. Irak’ta kullanmış olduğum resmi kod adım Akın olduğundan, mahkeme kararı ile resmi kod adımı soyadım olarak değiştirdim. Kendisine ’Siz kod isim nedir bilmezsiniz. Irak’ta biz kod isim kullanırız’ dedim. Kendisi de bana hitaben ’Ben de kod adı kullanmayı bilirim. Gece eğlencelerinde Berk veya Cenk kod adını kullanırım’ dedi.
Benim örgütteki kod ismim Cenk olduğu için onun bu beyanından son derece tedirgin oldum, benim örgüt içinde olduğumu bildiğini düşündüm ve değerlendirdim."
"Benim de ankesörde görüşmelerim oldu, tedirgin oldum"
Hakim Albay M.Y.’den 700 kişilik ekibe Ankara’da "ankesör operasyonu" yapılacağını öğrendiğini ifade eden Akın, bu olaydan bir gün sonra iki savcının Güler’i ziyarete geldiğini söyledi.
Akın, gözaltına alınacak 700 kişinin Kara Kuvvetleri personeli olduğunu öğrendiğini, kendisinin de ankesörde görüşmeleri olduğu için tedirgin olduğunu anlattı.
FETÖ ile 1996’da Adana’da gittiği dershanede "Ali" isimli kişi aracılığıyla tanıştığını anlatan Akın, "Ali adlı kişinin evinde tanıştığım M.Ç. isimli kişi ve evde kalan üniversite öğrencileri bana ve başka öğrencilere sınavlara hazırlanmada yardımcı oldu. Fen lisesi sınavlarına hazırlamak için ders çalıştırmanın yanında dini bilgiler öğrenmemiz ve uygulamamız için bizi yönlendirdiler. Birlikte namaz kılma, Risale-i Nur külliyatını okuma, Fetullah Gülen’in kitaplarını okuma ve kasetlerini dinleme şeklinde faaliyetler yapılırdı. Ben bu dönemlerde 13-14 yaşlarındaydım" dedi.
Akın, bu kişilerin kendisini askeri liselere yönlendirdiğini ve Kuleli Askeri Lisesini kazandığını ifade ederek, kendisinden sorumlu olan M.Ç.’nin ailesine kendileri ile görüşmeyi kestiğini söylemesini istediğini kaydetti.
Akın 2000 yılında M.Ç.’nin kendisiyle ilgili sorumluluğu H.Ç. adlı kişiye devrettiğini dile getirerek, "Kuleli Askeri Lisesi ve Kara Harp Okulunda eğitim gördüğüm dönemde, FETÖ mensuplarıyla kalabalık yerlerde görüştüm. Daha sonra sohbetler için belirtilen saatlerde göz teması sağlayarak benimle ilgilenen şahsı takip ediyor, onun bizi götürdüğü eve gidiyorduk. Hafta sonu dışarı çıkışlarımız üniformalı olduğu için Üsküdar ve Kadıköy’de esnaf lokantalarında sivil kıyafetlerimizi giydikten sonra buluşma yerlerine gidiyorduk" ifadelerini kullandı.
"İş yerinde sorun yaşayıp yaşamadığımı öğrenmek istiyordu"
Kuleliden mezun olduktan sonra Tuzla Piyade Okuluna devam ettiğini ve bu dönemde "Ahmet" ve "Hakan" kod adlarıyla bildiği kişilerin kendisinden sorumlu olduğunu kaydeden Akın, ilk görev yerinin Ankara’daki Özel Kuvvetler Komutanlığı olduğunu söyleyerek şunları kaydetti:
"Burada ’Sadık’ kod adlı kişi ile tanıştırıldım. Ben, Serdar Tekin ve daha sonra bize eklenen Fuat Söylemez ile 2006 ile 2009 arasında bu kişi ilgilendi. Sadık, İspanya’ya gideceğini söyleyerek Kerem kod adlı E.D. isimli örgüt mensubuna beni devretti. Sadık’ın benimle ilgilendiği dönemde Etlik’teki bir eve gidiyordum. 2009 ile 2014 yıllarında benden E.D. sorumlu oldu. Görüşmek için Siteler’de ailesinin evine, evlendikten sonra da Şehit Osman Avcı Mahallesi’ndeki eve gidiyordum. Kerem ile buluşmaya Serdar Tekin ile gidiyorduk. Eve, bazen birlikte bazen ayrı ayrı giderdik. Bu dönemde Kerem’in üstü konumunda olduğunu düşündüğüm ’İhsan’ ve ’Hami’ kod adlı kişilerle tanıştım. Bu kişiler arada görüşmelere gelip bize dini sohbetler yapıyorlardı. Bu kişilerin örgüt içindeki tam konumunu bilmiyorum. Özellikle Hami, işle ilgili bana sorular sorup, iş yerinde sorun yaşayıp yaşamadığımı öğrenmek istiyordu."
"Allah’ın şefkat tokadını yersin"
Akın ifadesine şöyle devam etti:
"2010’da Fuat ve Serdar, Dikmen’de bekar evine çıktılar. Ben onlarla aynı evde kalmadım. Bu yapıya mensup olmayan bir devre arkadaşımla Cevizlidere’de ev tutmuştum. Bu dönemde örgütle görüşmeyi sonlandırmayı düşündüm. Bu kararı belli bir süre uyguladım, görüşmelere katılmadım. Ancak 2011’de devre arkadaşım Fuat Söylemez, anne ve babasının geldiğini söyleyerek beni Dikmen’deki evlerine çağırdı. Onları görmek için eve gittim. Eve gittiğimde Söylemez’in anne ve babası evdeydi. Biraz konuştuktan sonra Söylemez beni başka bir odaya çağırdı. Odada Hami vardı. Bana neden görüşmelere gitmediğimi sordu. Görüşmelere gelmek istemediğimi söyledim. Bana ’Allah’ın şefkat tokadını yersin.’ şeklinde imalı tehditlerde bulundu. Bunun üzerine korktum. Mesleki olarak sıkıntılar yaşayacağımı düşünerek tekrar Ekrem ile görüşmelere devam ettim."
"Muhtemelen gözaltına alınacağımı anlattım"
Darbe girişiminin ardından gözaltına alınıp serbest bırakılan Abdülkadir Koçyiğit ile görüştüklerini ifade eden Akın, "Bana, ’Seninle tekrar görüşmek istiyorlar. Benim sağlayacağım temasla görüşebilirsin’ dedi.
Darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığını, bu yapıdaki insanlarla görüşmek istemediğimi söyledim. En son Aralık 2017’de Bahçelievler’de görüştük. Bu yapının içindeki kişilerle görüştüğünü söyledi.
Bu yapıdan uzak durması yönünde onu uyardım. İş yerinde kod adımı dahi öğrendiklerini belirterek muhtemelen gözaltına alınacağımı anlattım" diye konuştu.