Gölyazı'da Tehlike Çanları
Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, dünya üzerinde 30 gezilecek yerden biri olan Gölyazı’da alt yapı çalışmalarının uzamasının turizmi baltaladığını söyledi.
Bozbey, kurumlar arası koordinasyondan çevre kirliliğine kadar bir çok konunun ele alınması gerektiğini belirterek, “Alt yapı kurumları bir araya gelmelidir. Ama kaç yıldır maalesef topu bir birine atarak iş yapmıyorlar. Yerli ve yabancı turistlerden bir gelen bir daha gelmiyor. Çünkü alt yapı çalışması dediğin en geç 6 ayda bitmesi gerekirken, 4 seneye sarkıtılıyor. Bununla birlikte turistler de kaçmış oluyor. Geçen sene Japonlar 30 gezilecek yer arasında Gölyazı’yı gösterdi. Ancak oraya gelen bir Japon kafilesiyle karşılaştığımda tanışmatan kaçtım. Yollar berbat, her taraf çamur ve kazık içinde diye utandım. Buna rağmen kültürel zenginliklerimizi açığa çıkarmaya çalışıyoruz” dedi.
Gölyazı’da tarihin korunmasına yönelik çalışmaların 15 yıl evvel başlatılması gerektiği yönündeki sözlerini savunan Başkan Bozbey, “Bu söylemim, altın koruma kültürünün yavaş yavaş gelişmeye başladığı yıllar olarak değerlendirildiği içindi. Yoksa 1940’lardan itibaren, hatta baştan itibaren korunması gerekiyordu. Orada öyle güzel yapılar vardı ki.... Ama biz kitaplarda olan fotoğrafları tekrar oluşturmak için çalışmalar içerisindeyiz. Ancak bunun çok zor olduğunu biliyoruz. O fotoğrafların günümüze kadar gelmesini beklerdik. Örneğin surlar hemen hemen görünmez duruma gelmiş. Aslında adanın tamamı surmuş. Zamanında gölün daha yüksekte olduğunu görüyoruz. Çünkü kayıkların bağlanacağı yerler yapmışlar. Daha sonra ada kısmının etrafı kayalar kırılarak açılmış. Kışın vuran dalgalar surların altlarını oyarak yıkılmalarına sebep olmuş” şeklinde konuştu.
Göle gelen atıkların ve pisliklerin bir an önce önünün kesilmesi gerektiğine işaret eden Bozbey, “Kirmasti çayı üzerinden gelen pisliklerin önüne kesilmesi gerekiyor. Aslında bu Kütahya’dan itibaren geliyor. Gölün 3 metre yakın dolduğu söyleniyor. Yazın hava sıcaklıklarıyla çekilen göl, 1,5 metreye kadar iniyor. Onun için buraya atıkların atılması ve göl kirliliği de son derece önemli. Demir yönünden maalesef metali yoğun olan bir gölümüz var. Çünkü balıkları tutmak için ağırlıklı olarak kurşun kullanılıyor. Kurşun da gölü kirletiyor. Yaşayan canlılara da etkisi oluyor. Kerevitin ortadan kalkmasının sebebi hastalıklardır. Ancak yapılan araştırmalardan bir sonuç çıkmadı. Gölün etrafında 17 yerleşim alanı var. Yerleşim bölgelerinin tamamının atıkları bu göle gidiyordu. Şu anda yeni yeni daha çalışmalar yapılıyor. Bazı yerlerde doğal arıtmalarla korunmaya çalışılıyor. Hatta bir dönem sanayi atıkları bile göle gitti” diye konuştu.
Şu anda yaşayan göller içinde Gölyazı’nın tek olduğunu belirten Bozbey, “Avrupa da bunu böyle kabul ediyor. Ramsar sözleşmesiyle korunuyor. Ama son zamanlarda maalesef imar palanları ve diğer etkenlerle Ramsar sözleşmesinin de delinmesi gündemde. Biz bir taraftan korumaya kollamaya çalışıyoruz. Ancak delinirse, birileri oralarda villa yapmaya başlarsa hiç kimse şaşırmasın. Buna toplumun ve Gölyazılıların karşı durması gerekiyor. Çünkü çocuklarının da, torunlarının da gelecekleri oradaki turizmdedir” dedi.
Kaynak: İHA
Gölyazı’da tarihin korunmasına yönelik çalışmaların 15 yıl evvel başlatılması gerektiği yönündeki sözlerini savunan Başkan Bozbey, “Bu söylemim, altın koruma kültürünün yavaş yavaş gelişmeye başladığı yıllar olarak değerlendirildiği içindi. Yoksa 1940’lardan itibaren, hatta baştan itibaren korunması gerekiyordu. Orada öyle güzel yapılar vardı ki.... Ama biz kitaplarda olan fotoğrafları tekrar oluşturmak için çalışmalar içerisindeyiz. Ancak bunun çok zor olduğunu biliyoruz. O fotoğrafların günümüze kadar gelmesini beklerdik. Örneğin surlar hemen hemen görünmez duruma gelmiş. Aslında adanın tamamı surmuş. Zamanında gölün daha yüksekte olduğunu görüyoruz. Çünkü kayıkların bağlanacağı yerler yapmışlar. Daha sonra ada kısmının etrafı kayalar kırılarak açılmış. Kışın vuran dalgalar surların altlarını oyarak yıkılmalarına sebep olmuş” şeklinde konuştu.
Göle gelen atıkların ve pisliklerin bir an önce önünün kesilmesi gerektiğine işaret eden Bozbey, “Kirmasti çayı üzerinden gelen pisliklerin önüne kesilmesi gerekiyor. Aslında bu Kütahya’dan itibaren geliyor. Gölün 3 metre yakın dolduğu söyleniyor. Yazın hava sıcaklıklarıyla çekilen göl, 1,5 metreye kadar iniyor. Onun için buraya atıkların atılması ve göl kirliliği de son derece önemli. Demir yönünden maalesef metali yoğun olan bir gölümüz var. Çünkü balıkları tutmak için ağırlıklı olarak kurşun kullanılıyor. Kurşun da gölü kirletiyor. Yaşayan canlılara da etkisi oluyor. Kerevitin ortadan kalkmasının sebebi hastalıklardır. Ancak yapılan araştırmalardan bir sonuç çıkmadı. Gölün etrafında 17 yerleşim alanı var. Yerleşim bölgelerinin tamamının atıkları bu göle gidiyordu. Şu anda yeni yeni daha çalışmalar yapılıyor. Bazı yerlerde doğal arıtmalarla korunmaya çalışılıyor. Hatta bir dönem sanayi atıkları bile göle gitti” diye konuştu.
Şu anda yaşayan göller içinde Gölyazı’nın tek olduğunu belirten Bozbey, “Avrupa da bunu böyle kabul ediyor. Ramsar sözleşmesiyle korunuyor. Ama son zamanlarda maalesef imar palanları ve diğer etkenlerle Ramsar sözleşmesinin de delinmesi gündemde. Biz bir taraftan korumaya kollamaya çalışıyoruz. Ancak delinirse, birileri oralarda villa yapmaya başlarsa hiç kimse şaşırmasın. Buna toplumun ve Gölyazılıların karşı durması gerekiyor. Çünkü çocuklarının da, torunlarının da gelecekleri oradaki turizmdedir” dedi.