Yıldırım, İş Dünyası Ve Sivil Toplum Kuruluşlarıyla Buluştu

Başbakan Yıldırım: (1) 'IMF'nin en son yaptığı araştırmaya göre Türkiye, satın alma gücü paritesine göre dünyanın 13. büyük ekonomisi. Avrupa'da 6'ncıydık 5'inciliğe yükseldik, İspanya bizim arkamıza düştü. Türkiye her bakımdan büyüyor, gelişiyor. Siz öyle kulak asmayın, moral bozmaya çalışanlara, felaket tellallığı yapanlara aldırış etmeyin, işinizi büyütün, daha çok çalışın. Ne kadar çok istihdam yaparsanız ülkemiz o kadar daha sorunlarından kurtulmuş olur' 'Türkiye, Avrupa gibi değil, nüfus ortalaması 30. Doğuya, güneydoğuya gittiğimizde bu 20'ye düşüyor. Dolayısıyla genç ve dinamik bir nüfusumuz var. Bu, bizim hem avantajımız hem sorunumuz. Geçtiğimiz yıllarda, yılda 3 binin üzerinde genç dağa çıkarılıyordu o bölgemizde. Şu anda 35 tane bile bulamıyorlar. Niye? Gençler artık geleceğin dağda değil, Türkiye'nin birliğinde, beraberliğinde ve kardeşliğinde olduğunu gördü, teröre olan alakaları tamamen kayboldu, teröre sırtını döndü, ülkesine sırtını yasladı'

Başbakan Binali Yıldırım, IMF'nin en son yaptığı araştırmaya göre Türkiye'nin, satın alma gücü paritesine göre dünyanın 13. büyük ekonomisi olduğunu belirterek, "Avrupa'da 6'ncıydık 5'inciliğe yükseldik, İspanya bizim arkamıza düştü. Türkiye her bakımdan büyüyor, gelişiyor. Siz öyle kulak asmayın, moral bozmaya çalışanlara, felaket tellallığı yapanlara aldırış etmeyin, işinizi büyütün, daha çok çalışın. Ne kadar çok istihdam yaparsanız ülkemiz o kadar daha sorunlarından kurtulmuş olur." dedi.

Yıldırım, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda, Türkiye ekonomisinin, istihdamının, ihracatının, ticaretinin önemli bir bölümünün yapıldığı Kocaeli'yi, "ürettiği ekonomik değer bakımından Türkiye'nin gözbebeği bir şehir" şeklinde tanımladı.

Küçük bir alanda fazla tesis, insan ve üretimin bir arada bulunmasının zorlukları da beraberinde getirdiğine değinen Yıldırım, "Bu, sadece Kocaeli'nin problemi değil, büyükşehirlerin hemen hemen hepsinde var olan bir problem. Türkiye'nin de problemi değil, dünyada mega kentler denilen şehirlerde alt yapı, trafik her zaman sorundur. Amaç, bu sorunu tamamen gidermek değil, sürdürülebilir bir hale dönüştürmektir." diye konuştu.

Binali Yıldırım, son 15 yıla Kocaeli'ye yapılanlara işaret ederek, şu bilgileri verdi:

"Eğer bugüne kadar yapılanlar yapılmamış olsaydı, Kocaeli'de arabalarınızla adım atamazdınız, 1 metre bile hareket edemezdiniz. Çünkü Kocaeli'de son 15 yılda yüzde 40 araç sayısında artış oldu. Yüzde 40 artış demek, o günkü trafiğin neredeyse yarısına yakın yeni bir trafik yükünün şehre yüklenmesi demektir. Peki biz ne yaptık, belediyemiz ne yaptı? Ankara-İstanbul hattını hızlı tren standardına yükselttik ve orada ciddi yük almasını sağladık. Bunun dışında yıllardan beri Türkiye'nin gündeminde olan Körfez Geçiş Köprüsü var. 70'li yıllardan beri ihale ediliyor, iptal ediliyor ve sürekli her seçimde siyasetçilerin en önemli konularından biri. Geldik bu köprüyü de yaptık. Onun devamı olan otoyolunu Bursa'ya kadar da açtık. Şu anda o yolun açılmasıyla birlikte Kocaeli üzerindeki trafik baskısını yüzde 25 oranına bu proje tek başına azalttı."

Ekonomi büyüdükçe, refah arttıkça araç sayısının da artacağını belirten Yıldırım, "O halde ne yapmamız lazım? Tedbir almamız lazım. Tedbirlerden bir diğeri de Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden gelen otoyolunu TEM'e bağlamıyoruz, şu anda TEM'e, E5'e bağlı, Kuzey Marmara Yolu dediğimiz Kocaeli'nin kuzeyinden geçen üç şerit gidişli, üç şerit gelişli otoyol yapıyoruz. Bunun da yapımı süratle devam ediyor. Akyazı'ya kadar bu yol yapılmış olacak. Böylece Kocaeli'nin içinde üretilmeyen trafik, transit trafiği şehrin içinden çıkarmış olacağız." dedi.

Binali Yıldırım, Kocaeli'deki E5'in bölünmüş yol haline getirildiğini hatırlatarak, şehre nefes aldıracak köprü çözümleri üretilmesi gerektiğini vurguladı.

Yapılanlarla Kocaeli'nin trafiğinin bir ölçüde sürdürülebilir hale getirildiğini, Kuzey Marmara Yolu tamamlandığında rahatlamanın daha iyi hissedileceğini ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:

"Yeter mi? Yetmez. 35 limanımız var, yüzlerce sanayi tesisimiz var, burada çalışanlar var. Yeni tesisler kurulacak, Bilişim Vadisi açılacak, orada büyük istihdam olacak. O bakımdan Kocaeli'de daha yapmamız gereken işler olduğunu biliyoruz. Ne yapacağız? Artık Kocaeli'nin toplu ulaşımda metroya daha fazla önem vermesi gerekiyor. Büyükşehir Belediye Başkanımız İbrahim Bey söyledi. İlk 12-13 kilometrelik bir etabı Gebze'den inşallah belediye başlatıyor ve devamını da daha sonra Ulaştırma Bakanlığı planlayıp yapacak. Toplu ulaşımı, raylı sistemi, yeraltına aldığımız zaman şehrin uzun vadede sürdürülebilir bir trafik sorunu ortadan kalkmış olacak. Bunlar tabii büyük paralar, büyük yatırımlar. Bu yatırımlar şehrin gelecek 100 yılına yapılan yatırımlardır."

Başbakan Binali Yıldırım, Kocaeli'nin ürettiğini ve ürettiğiyle de ihtiyacı olan bölgeleri beslediğini belirterek, şöyle devam etti:

"Türkiye'de üreten, katma değer sağlayan 13-14 il var. Bu illerde üretilen katma değerler, diğer illerin eksiğini gideriyor, açığını kapatıyor. Onun için buraya ne kadar çok alt yapı yatırımı yaparsak, üretim, istihdam daha fazla olacak ve kalkınma açığı olan diğer bölgelerimizdeki fark da makas da kapanacak. Böylece toplumsal barış, kardeşlik tesis edilmiş olacak. Kocaeli'nin bir şanssızlığı var. Tesisler Kocaeli'de, merkezler İstanbul'da. O yüzden de hesap yapılırken, emeği olmadan İstanbul'un hanesine yazılıyor. Örnek vermek gerekirse, bu yılın başından itibaren Kredi Garanti Fonu kefaletinde işletmelerimizin nakit ihtiyacını karşılamak için bir karar aldık ve yürürlüğe koyduk. Bugüne kadar bu kredilerden yararlanan firma sayısı, 322 bin, verilen kredi miktarı 206 milyar lira, Türkiye çapında. Bu, büyük bir kaynak. Firmalar işlerini büyütmek, borçlarını yeniden yapılandırmak, nakit ihtiyaçlarını karşılamak için aldılar ve dolayısıyla yaşadıkları sıkıntıları ortadan kaldırdılar. Bunun sonucu ne oldu? İlk çeyrek büyümesi yüzde 5,1, ikinci çeyrek büyümesi yine aynı şekilde. Üçüncü çeyrek büyümesi yüzde 7 ve üzerinde olacak belki de. Dolayısıyla ekonomi konusunda alınan her karar, topluma, ülkeye kaynak, katma değer olarak dönüyor. Mesela KGF'den bugüne kadar Kocaeli'de 7 bin 854 firma yararlanmış ve ödenen toplam miktar 4 milyar 987 milyon lira. Geçen 6 ay içinde 5 milyar lira girmiş bu bölgeye, ekonomiye, üretime cansuyu olmuş, destek olmuş. Aslında bu miktar daha fazla. Burada, İstanbul'da merkezi olup da kaydı olmayan firmaları dahil ettiğimizde 7,5 milyar lirayı aşıyor. Firma sayısı ise 10 bini buluyor."

- "Bütün zorlukların üstesinden geldik"

Başbakan Binali Yıldırım, son 1 yılda çok büyük badirelerden geçildiğini dile getirerek, "15 Temmuz, hiçbirimizin beklediği, hayal ettiği, düşündüğü bir şey değildi, ama 15 Temmuz gibi bir hainliği bu ülke yaşadı. Allah'tan milletimiz, sizler, hepimiz, hangi görüşten, düşünceden olursa olsun mesele bayrak, istiklal, ülkenin bekası olunca bir olduk, beraber olduk, sokaklara indik, alçaklara geçit vermedik. Allah hepinizden razı olsun." dedi.

15 Temmuz sonrası ekonominin daraldığına, küçüldüğüne değinen Yıldırım, şunları söyledi:

"Bunun üzerine bir de ABD başkanlık seçimi ve dünyadaki belirsizlik eklenince aslında biz 2017'ye çok iyi girmedik. Bir de referandum meselemiz vardı. Bütün bu zorlukların üstesinden geldik ve 2017'nin birinci çeyreğinden itibaren tekrar büyüme yaşamaya başladık. Şu anda geldiğimiz nokta itibarıyla dünyada büyümede 3'üncü sıradayız, Avrupa'nın 2 katı büyüyoruz. IMF'nin en son yaptığı araştırmaya göre Türkiye, satın alma gücü paritesine göre dünyanın 13. büyük ekonomisi. Avrupa'da 6'ncıydık 5'inciliğe yükseldik, İspanya bizim arkamıza düştü. Türkiye her bakımdan büyüyor, gelişiyor. Siz öyle kulak asmayın, moral bozmaya çalışanlara, felaket tellallığı yapanlara aldırış etmeyin, işinizi büyütün, daha çok çalışın. Ne kadar çok istihdam yaparsanız ülkemiz o kadar daha sorunlarından kurtulmuş olur. Türkiye, Avrupa gibi değil, nüfus ortalaması 30. Doğuya, güneydoğuya gittiğimizde bu 20'ye düşüyor. Dolayısıyla genç ve dinamik bir nüfusumuz var. Bu, bizim hem avantajımız hem sorunumuz. Geçtiğimiz yıllarda, yılda 3 binin üzerinde genç dağa çıkarılıyordu o bölgemizde. Şu anda 3-5 tane bile bulamıyorlar. Niye? Gençler artık geleceğin dağda değil, Türkiye'nin birliğinde, beraberliğinde ve kardeşliğinde olduğunu gördü, teröre olan alakaları tamamen kayboldu, teröre sırtını döndü, ülkesine sırtını yasladı."

(Sürecek)
Kaynak: AA