Anne Sütü Bebek İle Anne Arasındaki Bağı Güçlendiriyor

Acıbadem Eskişehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Pınar Erdoğan Özgür anne sütünün bebek ile anne arasındaki bağı güçlendirdiğini ifade etti.

Anne Sütü Bebek İle Anne Arasındaki Bağı Güçlendiriyor
Dr. Özgür, proteinler, karbonhidratlar, mineraller, vitaminler ve yağların kısacası bebeğin ihtiyacı olan tüm besin öğelerini içeren anne sütünün doğanın en güzel mucizesi olduğunu kaydetti.

Özellikle ilk 6 ayda yeterli kilo alan bebekte anne sütü dışında hiçbir ek gıdaya da gerek olmadığını belirten Dr. Özgür, "Anne sütünün en önemli etkilerinden biri, anne ve bebek arasındaki bağı güçlendirmesi. Bu nedenle doğumdan hemen

sonra bebeğin anne memesiyle tanıştırılması en kısa zamanda sağlanmalı.Dünya Sağlık Örgütü anne sütü ile beslenmenin doğumdan hemen sonra başlanmasını, ilk altı ayda sadece anne sütü verilmesini ve emzirmenin altı aydan sonra uygun besin takviyeleriyle iki yaş ve üzerine kadar devam etmesini öneriyor. Anne sütü ile beslenen çocukların zekasının daha yüksek olduğunu belirten Özgür, "Anne sütü sindirimi kolay, her zaman taze, temiz ve bebeğe verilmeye hazır bir besindir. Anne sütü ile beslenme ucuz ve basit bir yöntemdir. Anne sütü bebeğin büyüme ve gelişme için gerekli olan tüm sıvı, enerji ve besin ögelerini içeren doğal bir besindir. Anne sütünün hem bebek, hem de anne için başta beslenme olmak üzere, sağlık, bağışıklık, gelişimsel, psikolojik, sosyal ve ekonomik yönden pek çok sayıda yararları vardır. Yapılan araştırmalarda bebekliklerinde anne sütü ile beslenen gençlerin mama ile beslenenlere göre zeka düzeylerinin daha yüksek olduğu ve okulda daha çok başarı gösterdikleri saptanmıştır. Emzirme anne ile bebek arasında güçlü bir duygusal bağ oluşmasını sağlar. Bu güven bağı çocukluk dönemine kadar devam eder. Yeni doğan doğumdan hemen sonra anne sütü verilmeli ve devamında emzirme sıklığı ve süresi bebeğin isteğine göre ayarlanmalıdır. İlk emzirmelerde süt hemen gelmeyebileceğinden, bebeğe başka bir besin vermeden emzirmeye devam edilmelidir. Özellikle ilk 2 ay her istediğinde bebek emzirilmelidir. Başlangıçta her emzirmede sırası değiştirilerek her iki memenin de emzirilmesi sütün artması açısından yararlı olsa da, süt miktarı arttığında her öğünde bir memenin emzirilmesi yeterli olabilmektedir. Her öğünde etkin bir şekilde emzirme sağlanmalıdır. Bu süre genellikle 10-15 dakika kadardır. İlk dönemden sonra emzirme aralıkları 2-3 saate uzayabilmektedir" dedi.



"Emziren annelerde meme kanseri, yumurtalık kanseri, osteoporoz ve kansızlık daha az görülüyor"

Anne sütünün faydalarını sıralayan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Pınar Erdoğan Özgür, açıklamasına şöyle devam etti:

"Anne sütü bebeğin su ihtiyacını tam olarak karşılar, ayrıca su verilmesine gerek yoktur. Anne sütündeki proteinlerin yüzde 60-80’i biyolojik değeri ve kullanımı yüksek olan whey

proteinidir. Anne sütü proteinlerinin vücut proteinlerine dönüşüm oranı yüzde 100’dür. Protein konsantrasyonu inek sütünden az olmasına rağmen süt çocuğunun protein gereksinimini ilk 6 ay tek başına karşılar. Anne sütünün probiyotik özelliklere sahip olması, bileşiminde bulunan laktobasillus bifidusun etkisi ile süt çocuğunu E.coli gibi enfeksiyonlardan korur. Anne sütünün yağ miktarının emzirmenin sonuna doğru artması doygunluk oluşturmakta, bebeğin daha fazla besin tüketmesine engel olarak obezite gelişimi önlenmektedir. Bu nedenle anne sütü ile beslenenlerde obezite oranı daha azdır. İnek sütündeki demirin yüzde 5-10’u emilirken anne sütünde bu oran yüzde 50-60 olup demirin biyoyararlılığı yüksektir. Anne sütünün kalsiyum içeriği inek sütüne oranla düşük olmasına karşın, kalsiyum fosfordan iki kat daha fazladır ve emilimi daha yüksektir. Bu özelliği ile kemik mineralizasyonu için uygundur. Anne sütü ile beslenen bebeklerde enfeksiyon hastalıkları daha az görülmekte, beyin gelişimi daha iyi olmakta, allerjik hastalıklar, ishal ve solunum yolu hastalıkları ve hatta ileri yaşlarda ateroskleroz, kanser ve multipl skleroz gibi hastalıklar daha az bildirilmektedir. Emziren annelerde ise meme kanseri, yumurtalık kanseri, osteoporoz ve kansızlık daha az görülmektedir."
Kaynak: İHA