Bakan Soylu'dan Aysel Tuğluk'un Annesinin Cenazesinde Yaşananlarla İlgili Açıklama
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Orada bir 15-20 kişilik grup, ilk önce 5, sonra 10, sonra 15, sonra 20, sonra 25 kişilik bir grup maalesef, hiçbirimizin kabul etmeyeceği, hepimizin eleştirdiği, bir anneye yapılmaması gereken ve hepimizin de üzerinde ciddi bir şekilde durduğu bir olayla karşılaşıldı” dedi.
Soylu, Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesinde yaşananlarla ilgili açıklama yaptı. Soylu, şöyle konuştu:
“Emniyet müdürleri, bütün görevliler cenazedeki defin gerçekleştikten sonra oradan ayrıldılar. Fakat orada bir 15-20 kişilik grup, ilk önce 5, sonra 10, sonra 15, sonra 20, sonra 25 kişilik bir grup Maalesef, hiç birimizin kabul etmeyeceği ve hepimizin de eleştirdiği, bir anneye yapılmaması gereken ve hepimizin de üzerinde ciddi bir şekilde durduğu bir olayla karşılaşıldı. Yine arkadaşlar beni aradılar, dediler ki: "Burada kötü olaylar oluyor, lütfen müdahale edin." Birkaç arkadaşımızla konuştuk: Sırrı Süreyya Önder, Osman Baydemir, Pervin Hanım Yani bunlar yaklaşık bir on-on beş dakika içerisinde gerçekleşen olaylar. Ankara Valisini, Ankara Emniyet Müdürünü hemen aradık, olay yerine sevk ettik. Dedik ki: ‘Burada ne varsa hemen burada tedbir alacaksınız’ Ardından Sırrı Süreyya Bey tekrar aradı, dedi ki: ‘Burada çok kötü olaylar olacak’ .Ben dedim ki: Ben hemen oraya geliyorum. Hemen arabaya atladık, oraya gittik. İlk önce mezarlığa gittik, ‘Bu merhume burada defnedilsin. Biz devlet olarak bunu sağlarız. Burada bir hadise söz konusu oldu, bunu tasvip etmemiz mümkün değil. Bu birliğimiz açısından burada defnedilmesi doğrudur’ dedik. Sonra tekrar tezekkür ettik. Sonra Aysel Tuğluk’u sorduk nerede diye. ‘Karakolda’ dediler. Kalktık, karakolun dışındaki ring arabasının içerisindeydi, cezaevi arabasının içerisinde, aldık karakola götürdük ve yaklaşık kırk dakika, kırk beş dakika hem başsağlığı diledik hem de konuştuk. Hiç merak etmeyin, buraya defnetmek istiyorsanız buraya, Karşıyaka’ya götürmek istiyorsanız Karşıyaka’ya, memleketine götürmek istiyorsanız memleketine. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı oldu, uçak. ‘Ne istiyorsanız, nasıl istiyorsanız, kendi memleketine gitmek istiyorsa, burada defnedilmek istiyorsa burada’. Biz elimizden geleni yaptık. Sonra birtakım iddialar söz konusu oldu. İddialar şunlardı: ’Bize burada küfrettiler, hakaret ettiler, bilmem ne ettiler’. Ben İçişleri Bakanıyım, ben bunları araştırmakla sorumluyum ve mükellefim. Hemen arkadaşlarıma talimat verdim. Böyle bir soruşturmada nasıl, kaç kişi bunu bilmiyorum.”
Soylu, devletin görevini yerine getirdiğini belirterek, “Şimdi, bunun üzerinden ‘Hatun Tuğluk’un cenazesinde şöyle bir şey oldu, böyle bir şey oldu’ veya burada siz, sanki biz bunun koordinatörüyüz, sanki biz bunun yapanıyız. El insaf deriz ya. Yani, bu olayın her hâlini eğer birlikte yaşamamışsak, birlikte bunu santim santim, adım adım nasıl bir şekilde dediniz ki: ‘İki gün evinde kalsın.’ Evet, bu olay da olmamıştı o zaman. ‘Aysel Tuğluk iki gün evinde kalsın.’ Normalde evinde kalamaz, kalması gereken yer akşam cezaevidir. ‘Annesi vefat etti, evinde kalsın.’ Biz burada insani olarak da hukuki olarak da elimizden gelen her şeyi yaptık. Toplumsal olaylar olur mu? Olur” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
“Emniyet müdürleri, bütün görevliler cenazedeki defin gerçekleştikten sonra oradan ayrıldılar. Fakat orada bir 15-20 kişilik grup, ilk önce 5, sonra 10, sonra 15, sonra 20, sonra 25 kişilik bir grup Maalesef, hiç birimizin kabul etmeyeceği ve hepimizin de eleştirdiği, bir anneye yapılmaması gereken ve hepimizin de üzerinde ciddi bir şekilde durduğu bir olayla karşılaşıldı. Yine arkadaşlar beni aradılar, dediler ki: "Burada kötü olaylar oluyor, lütfen müdahale edin." Birkaç arkadaşımızla konuştuk: Sırrı Süreyya Önder, Osman Baydemir, Pervin Hanım Yani bunlar yaklaşık bir on-on beş dakika içerisinde gerçekleşen olaylar. Ankara Valisini, Ankara Emniyet Müdürünü hemen aradık, olay yerine sevk ettik. Dedik ki: ‘Burada ne varsa hemen burada tedbir alacaksınız’ Ardından Sırrı Süreyya Bey tekrar aradı, dedi ki: ‘Burada çok kötü olaylar olacak’ .Ben dedim ki: Ben hemen oraya geliyorum. Hemen arabaya atladık, oraya gittik. İlk önce mezarlığa gittik, ‘Bu merhume burada defnedilsin. Biz devlet olarak bunu sağlarız. Burada bir hadise söz konusu oldu, bunu tasvip etmemiz mümkün değil. Bu birliğimiz açısından burada defnedilmesi doğrudur’ dedik. Sonra tekrar tezekkür ettik. Sonra Aysel Tuğluk’u sorduk nerede diye. ‘Karakolda’ dediler. Kalktık, karakolun dışındaki ring arabasının içerisindeydi, cezaevi arabasının içerisinde, aldık karakola götürdük ve yaklaşık kırk dakika, kırk beş dakika hem başsağlığı diledik hem de konuştuk. Hiç merak etmeyin, buraya defnetmek istiyorsanız buraya, Karşıyaka’ya götürmek istiyorsanız Karşıyaka’ya, memleketine götürmek istiyorsanız memleketine. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı oldu, uçak. ‘Ne istiyorsanız, nasıl istiyorsanız, kendi memleketine gitmek istiyorsa, burada defnedilmek istiyorsa burada’. Biz elimizden geleni yaptık. Sonra birtakım iddialar söz konusu oldu. İddialar şunlardı: ’Bize burada küfrettiler, hakaret ettiler, bilmem ne ettiler’. Ben İçişleri Bakanıyım, ben bunları araştırmakla sorumluyum ve mükellefim. Hemen arkadaşlarıma talimat verdim. Böyle bir soruşturmada nasıl, kaç kişi bunu bilmiyorum.”
Soylu, devletin görevini yerine getirdiğini belirterek, “Şimdi, bunun üzerinden ‘Hatun Tuğluk’un cenazesinde şöyle bir şey oldu, böyle bir şey oldu’ veya burada siz, sanki biz bunun koordinatörüyüz, sanki biz bunun yapanıyız. El insaf deriz ya. Yani, bu olayın her hâlini eğer birlikte yaşamamışsak, birlikte bunu santim santim, adım adım nasıl bir şekilde dediniz ki: ‘İki gün evinde kalsın.’ Evet, bu olay da olmamıştı o zaman. ‘Aysel Tuğluk iki gün evinde kalsın.’ Normalde evinde kalamaz, kalması gereken yer akşam cezaevidir. ‘Annesi vefat etti, evinde kalsın.’ Biz burada insani olarak da hukuki olarak da elimizden gelen her şeyi yaptık. Toplumsal olaylar olur mu? Olur” ifadelerini kullandı.