Dr. Aydın Açıklaması 'Eğitimde Değişimi Yakalayamayan Çağın Gerisinde Kalır'
Dicle Üniversitesi’nde “Dünya Üniversitesi Olma Vizyonu Üzerine” başlıklı bir konferans veren İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, eğitimdeki değişimi yakalayamayanların çağın gerisinde kalacağını söyledi.
İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve BİL Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Aydın, Diyarbakır BİL Okulları’nın açılış töreninde “değişim” mesajı verdi.
Diyarbakır’a vakıf üniversitesi geliyor
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Ebubekir Bal, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve velilerin katıldığı törende konuşan Dr. Aydın, “Dünyada her şey değişiyor. Dünyanın bir diğer adı da değişimdir diyebiliriz. Bu değişime de en çok ayak uydurması gereken sektör eğitim sektörüdür. Çünkü eğitim sektörü, tüm sektörlerin önünde gelir. Eğitim kurumları dünyadaki değişimi doğru algılayıp kendi iç bünyelerine doğru uygulayabilirlerse, gelecekte dünyanın ihtiyaç duyacağı insan kaynaklarını yetiştirebilir. BİL Okulları da bu konuda öncü kuruluşlardan biridir” diye konuştu.
Diyarbakır’ın çok önemli bir merkez olduğunun altını çizen Dr. Aydın, “BİL Okulları 1994’ten beri eğitim sektörünün içinde. Diyarbakır’da okul açmak da bugüne nasipmiş. Bizim Diyarbakır hakkındaki en büyük temennimiz de, buraya bir vakıf üniversitesi açmaktır. Konuyla ilgili incelemelere ve çalışmalara başladık. İnşallah en kısa zamanda da bu konudaki temennilerimizi gerçeğe dönüştürmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Dicle Üniversitesi’nde ‘Dünya Üniversitesi’ konferansı
Dr. Aydın daha sonra Dicle Üniversitesi’nde “Dünya Üniversitesi Olma Vizyonu Üzerine” konulu bir konferans verdi. Konferansta dünyanın politik, sosyal, siyasi ve coğrafi olarak sancılı bir süreçten geçtiğine dikkat çeken Dr. Aydın, “Hepimiz görüyoruz, dünyanın iç dinamikleri yeniden yapılanmakta ve tümüyle şekil değiştirmektedir. Bu engellenemez değişimde zamanın önümüze koyduğu ile yetinmeyerek, bizler de geleceğe dair değişim oluşturmalıyız. Ulusal bütünlüğümüzü korumak asli görevimizdir, ancak çağdaşlaşma ve insan haklarından taviz vermeden, farklılıklarımızı birer zenginlik olarak değerlendirerek, onlara en üst düzeyde saygı göstererek, Nazım Hikmet’in ‘Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine’ düsturu çizgisinde ilerlemeliyiz” dedi.
“Hedefi olmayanlar yaşayan ölüler gibidir” diyen Dr. Aydın, “İstanbul Aydın Üniversitesi, 2023 yılına kadar Türkiye’nin ilk 5, dünyanın ise ilk 500 üniversitesinden biri olma hedefine emin adımlarla ilerlemektedir” dedi.
“Mazeret değil, marifet üretin”
Eğitimde hedeflerin neler olması gerektiğini de sıralayan Dr. Mustafa Aydın, şöyle konuştu:
“Eğitim, en az bir yabancı dil bilen, araştıran, sorgulayan, üreten, kendini yenileyen, katılımcı, bağımsız düşünebilen, iletişim becerileri yüksek, sosyal olarak kendini tanıyan, çözüm üretebilen, yenilikçi, girişimci, toplumsal sorumluluğun bilincinde insanlar yetiştirecek bir şekilde dizayn edilmelidir. Hayali, umudu ve hırsı olan, hedefi ve özgüveni ile fark peşinde koşan insan kaynakları üretmelidir. Unutulmamalıdır ki insan yarattığı fark kadar vardır. Doğru eğitimden geçen insanlar, hata yapmaktan korkmayan, disiplinli ve planlı, köklerinden kopmadan dünyayı kucaklayan, dünyanın her yerinde mesleğini icra edebilen, dünyaya entegre, ülkesinin, dünyanın sorunlarında haberdar ve çözüm odaklı insanlar olmalıdır."
Sözlerini öğrencilere çeşitli tavsiyelerle tamamlayan Dr. Aydın, “Hiçbir zaman yetinmeyin. Hep daha fazlasını arayın. Arayan değil, aranan insanlar olun. Mazeret değil marifet üretin. Ayrımın yeni ayrımları doğuracağını, aklın zekayı kontrol ettiğini aklınızdan çıkarmayın. Kararsız olmaktan kaçının. Unutmayın ki en kötü karar dahi kararsızlıktan iyidir” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, Diyarbakır’da özel bir televizyon kanalına da konuk olan Dr. Aydın, Yaşar İçen ve Vedat Kızıl’ın sorularını yanıtladı. Eğitimin akşamdan sabaha değişen bir özelliğinin olduğunu hatırlatan Dr. Aydın, “Eğer sizler bu değişimi yakalayamazsınız, çağı yakalamak şöyle dursun, geriye doğru gidersiniz. Bu yüzden çağın ötesinde bir eğitim metodolojisini öğrencilerimize aktarmak zorundayız" diye konuştu.
Dr. Aydın, Diyarbakır’a vakıf üniversitesi kurma hedefinin tekrar altını çizerek, “Burada siyasi erke de iş düşüyor. Ayrım yapmaksızın tüm siyasi çevreler bu düşünceye el vermelidir” dedi.
Kaynak: İHA
Diyarbakır’a vakıf üniversitesi geliyor
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Ebubekir Bal, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve velilerin katıldığı törende konuşan Dr. Aydın, “Dünyada her şey değişiyor. Dünyanın bir diğer adı da değişimdir diyebiliriz. Bu değişime de en çok ayak uydurması gereken sektör eğitim sektörüdür. Çünkü eğitim sektörü, tüm sektörlerin önünde gelir. Eğitim kurumları dünyadaki değişimi doğru algılayıp kendi iç bünyelerine doğru uygulayabilirlerse, gelecekte dünyanın ihtiyaç duyacağı insan kaynaklarını yetiştirebilir. BİL Okulları da bu konuda öncü kuruluşlardan biridir” diye konuştu.
Diyarbakır’ın çok önemli bir merkez olduğunun altını çizen Dr. Aydın, “BİL Okulları 1994’ten beri eğitim sektörünün içinde. Diyarbakır’da okul açmak da bugüne nasipmiş. Bizim Diyarbakır hakkındaki en büyük temennimiz de, buraya bir vakıf üniversitesi açmaktır. Konuyla ilgili incelemelere ve çalışmalara başladık. İnşallah en kısa zamanda da bu konudaki temennilerimizi gerçeğe dönüştürmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Dicle Üniversitesi’nde ‘Dünya Üniversitesi’ konferansı
Dr. Aydın daha sonra Dicle Üniversitesi’nde “Dünya Üniversitesi Olma Vizyonu Üzerine” konulu bir konferans verdi. Konferansta dünyanın politik, sosyal, siyasi ve coğrafi olarak sancılı bir süreçten geçtiğine dikkat çeken Dr. Aydın, “Hepimiz görüyoruz, dünyanın iç dinamikleri yeniden yapılanmakta ve tümüyle şekil değiştirmektedir. Bu engellenemez değişimde zamanın önümüze koyduğu ile yetinmeyerek, bizler de geleceğe dair değişim oluşturmalıyız. Ulusal bütünlüğümüzü korumak asli görevimizdir, ancak çağdaşlaşma ve insan haklarından taviz vermeden, farklılıklarımızı birer zenginlik olarak değerlendirerek, onlara en üst düzeyde saygı göstererek, Nazım Hikmet’in ‘Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine’ düsturu çizgisinde ilerlemeliyiz” dedi.
“Hedefi olmayanlar yaşayan ölüler gibidir” diyen Dr. Aydın, “İstanbul Aydın Üniversitesi, 2023 yılına kadar Türkiye’nin ilk 5, dünyanın ise ilk 500 üniversitesinden biri olma hedefine emin adımlarla ilerlemektedir” dedi.
“Mazeret değil, marifet üretin”
Eğitimde hedeflerin neler olması gerektiğini de sıralayan Dr. Mustafa Aydın, şöyle konuştu:
“Eğitim, en az bir yabancı dil bilen, araştıran, sorgulayan, üreten, kendini yenileyen, katılımcı, bağımsız düşünebilen, iletişim becerileri yüksek, sosyal olarak kendini tanıyan, çözüm üretebilen, yenilikçi, girişimci, toplumsal sorumluluğun bilincinde insanlar yetiştirecek bir şekilde dizayn edilmelidir. Hayali, umudu ve hırsı olan, hedefi ve özgüveni ile fark peşinde koşan insan kaynakları üretmelidir. Unutulmamalıdır ki insan yarattığı fark kadar vardır. Doğru eğitimden geçen insanlar, hata yapmaktan korkmayan, disiplinli ve planlı, köklerinden kopmadan dünyayı kucaklayan, dünyanın her yerinde mesleğini icra edebilen, dünyaya entegre, ülkesinin, dünyanın sorunlarında haberdar ve çözüm odaklı insanlar olmalıdır."
Sözlerini öğrencilere çeşitli tavsiyelerle tamamlayan Dr. Aydın, “Hiçbir zaman yetinmeyin. Hep daha fazlasını arayın. Arayan değil, aranan insanlar olun. Mazeret değil marifet üretin. Ayrımın yeni ayrımları doğuracağını, aklın zekayı kontrol ettiğini aklınızdan çıkarmayın. Kararsız olmaktan kaçının. Unutmayın ki en kötü karar dahi kararsızlıktan iyidir” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, Diyarbakır’da özel bir televizyon kanalına da konuk olan Dr. Aydın, Yaşar İçen ve Vedat Kızıl’ın sorularını yanıtladı. Eğitimin akşamdan sabaha değişen bir özelliğinin olduğunu hatırlatan Dr. Aydın, “Eğer sizler bu değişimi yakalayamazsınız, çağı yakalamak şöyle dursun, geriye doğru gidersiniz. Bu yüzden çağın ötesinde bir eğitim metodolojisini öğrencilerimize aktarmak zorundayız" diye konuştu.
Dr. Aydın, Diyarbakır’a vakıf üniversitesi kurma hedefinin tekrar altını çizerek, “Burada siyasi erke de iş düşüyor. Ayrım yapmaksızın tüm siyasi çevreler bu düşünceye el vermelidir” dedi.