Turkish Heritage Organization Başkanı Çınar Açıklaması
'Gülen'in iadesi konusunda ABD tarafından hızlı bir adım beklenmiyor çünkü Trump yönetimi istese de hukuka müdahale edemez. Ayrıca kendi sorunları da var. Ancak ağırdan aldıkları da çok belli. FETÖ’ye bağlı gruplar da bunu bildikleri için, tüm güçleri ile her alanda Türkiye’yi karalamaya devam ediyorlar' 'Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin 'samimiyet' derecesine yaklaşması ABD yönetimini rahatsız ediyor'
Turkish Heritage Organization (THO) Başkanı Ali Çınar, 'Gülen'in iadesi konusunda ABD tarafından hızlı bir adım beklenmiyor çünkü Trump yönetimi istese de hukuka müdahale edemez. Ayrıca kendi sorunları da var. Ancak ağırdan aldıkları da çok belli. FETÖ’ye bağlı gruplar da bunu bildikleri için, tüm güçleri ile her alanda Türkiye’yi karalamaya devam ediyorlar.' değerlendirmesini yaptı.
Merkezi Washington DC’de bulunan Turkish Heritage Organization (THO) Bşakanı Çınar, yaptığı yazılı açıklamayla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump ile yapacağı görüşmede öne çıkması beklenen konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İki ülke arasındaki ilişkilerin kritik bir dönemden geçtiğini belirten Çınar, 'ABD ile AB’yi kıyaslarsak, ABD’nin Türkiye için çok daha önemli bir konumda bulunduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’nin haklı tezlerini farklı metotlar kullanarak ifade etmesi ve ince diplomasi uygulaması önem taşıyor. Özellikle Kongre, Senato, basın ve düşünce kuruluşları ile yakın ilişki içinde olmak, kasıtlı olarak yanlış aktarılan konularda ülkemizin haklılığını kanıtları ile aktarabilmek önemli. THO olarak bu anlamda biz yoğun bir şekilde çalışıyoruz.' ifadelerini kullandı.
Erdoğan-Trump görüşmesinde özellikle dört başlık üzerinde durulmasını beklediklerini ifade eden, Çınar şunları kaydetti:
'Gülen'in iadesi konusunda ABD tarafından hızlı bir adım beklenmiyor çünkü Trump yönetimi istese de hukuka müdahale edemez. Ayrıca kendi sorunları da var. Ancak ağırdan aldıkları da çok belli. FETÖ’ye bağlı gruplar da bunu bildikleri için, tüm güçleri ile her alanda Türkiye’yi karalamaya devam ediyorlar. Ayrıca Türkiye’de gündeme gelen, FETÖ elebaşının Türk vatandaşlığından çıkarılması ve ardından ABD’nin Gülen’i Türkiye’ye iade edecek olması da sorgulanıyor. Türk yetkililer ABD’yi daha sık ziyaret ederek, ikili diyaloglara ağırlık vererek adımlarını sıklaştırmalılar. Ayrıca her zaman ifade ettiğimiz gibi, Türkiye’nin halkla ilişkiler faaliyetlerini yoğunlaştırması da FETÖ’cülerin karalamalarına karşı koymak adına büyük bir öneme sahip.'
Çınar, Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşmasının ABD'yi rahatsız ettiğini belirterek, 'Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin 'samimiyet' derecesine yaklaşması ABD yönetimini rahatsız ediyor. Öyle ki Kongre’de Türkiye’yi kızdıracak bazı adımlar atılması bile söz konusu. Son dönemde gündemde olan S400’ler konusunda ise, Türkiye’nin ABD’den füze ve silah alımına yönelik açık isteklerinin kabul görmediğini ve NATO üyesi Yunanistan’ın Rus füzesi kullandığını ABD tarafına sürekli vurgulamak gerekiyor. Ne olursa olsun, Türk Silahlı Kuvvetleri NATO’nun en büyük ikinci ordusu konumunda ve Türkiye de NATO’nun en önemli üyelerinden biri.' değerlendirmesini yaptı.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) 25 Eylül'de gerçekleştirmek istediği referandum konusunda ise ABD ile Türkiye'nin bu konuda aynı sayfada yer aldığını kaydeden Çınar, 'ABD de Irak’ın toprak bütünlüğünü savunuyor. Hatta ABD Dışişleri Bakanı Tillerson, Barzani’ye referandumun ertelenmesi yönünde çağrı yaptı. Türkiye’nin de bu konuda hassasiyeti çok açık ve net. Bölgede bir Kürt devletinin kurulması Türk düşmanlarının işine yarar. NATO, üye ülkelerinin ortak çıkarları doğrultusunda, Irak ve Suriye’nin bölünmesine izin vermemeli.' ifadelerini kullandı.
ABD’nin PYD/YPG’ye desteği konusuna da değinen THO Başkanı Çınar, PYD ve YPG’ye destek olma konusunda ABD’li askeri yetkililerin ısrarının devam edeceğini söyledi.
Bu konuda ABD Savunma Bakanı’nın Türkiye ziyaretinde verdiği sözler Türk yetkililerin endişelerini ortadan kaldırmadığını belirten Çınar, şunları kaydetti:
'Bu süreçte Türkiye’nin PYD-YPG’nin PKK ile olan bağını vurgulamaya devam etmesi ve Türk askeri kanadının Washington DC’yi daha sık ziyaret etmesi önemli. Askeri alandaki iletişimin daha da güçlenmesi lazım. Konu ile ilgili olarak, Beyaz Saray tamamen ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM) güdümünde demek yanlış olmaz. CENTCOM da ye yazık ki YPG-PYD tarafında olduğu için, Türkiye’nin tezlerini dikkate alan çok yok. Bu anlamda Trump’ın askeri kanat üzerindeki yaptırım gücünün Obama’dan daha az olduğunu görüyoruz. Belki Obama da çok etkili olamadı ama en azından orta yolu bulmaya çalışıyordu diyebiliriz. Şu anda CENTCOM’un YPG-PYD stratejisi tamamen ABD hükümeti tarafından kabullenilmiş bir durumda.'
Kaynak: AA
Merkezi Washington DC’de bulunan Turkish Heritage Organization (THO) Bşakanı Çınar, yaptığı yazılı açıklamayla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump ile yapacağı görüşmede öne çıkması beklenen konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İki ülke arasındaki ilişkilerin kritik bir dönemden geçtiğini belirten Çınar, 'ABD ile AB’yi kıyaslarsak, ABD’nin Türkiye için çok daha önemli bir konumda bulunduğunu söyleyebiliriz. Türkiye’nin haklı tezlerini farklı metotlar kullanarak ifade etmesi ve ince diplomasi uygulaması önem taşıyor. Özellikle Kongre, Senato, basın ve düşünce kuruluşları ile yakın ilişki içinde olmak, kasıtlı olarak yanlış aktarılan konularda ülkemizin haklılığını kanıtları ile aktarabilmek önemli. THO olarak bu anlamda biz yoğun bir şekilde çalışıyoruz.' ifadelerini kullandı.
Erdoğan-Trump görüşmesinde özellikle dört başlık üzerinde durulmasını beklediklerini ifade eden, Çınar şunları kaydetti:
'Gülen'in iadesi konusunda ABD tarafından hızlı bir adım beklenmiyor çünkü Trump yönetimi istese de hukuka müdahale edemez. Ayrıca kendi sorunları da var. Ancak ağırdan aldıkları da çok belli. FETÖ’ye bağlı gruplar da bunu bildikleri için, tüm güçleri ile her alanda Türkiye’yi karalamaya devam ediyorlar. Ayrıca Türkiye’de gündeme gelen, FETÖ elebaşının Türk vatandaşlığından çıkarılması ve ardından ABD’nin Gülen’i Türkiye’ye iade edecek olması da sorgulanıyor. Türk yetkililer ABD’yi daha sık ziyaret ederek, ikili diyaloglara ağırlık vererek adımlarını sıklaştırmalılar. Ayrıca her zaman ifade ettiğimiz gibi, Türkiye’nin halkla ilişkiler faaliyetlerini yoğunlaştırması da FETÖ’cülerin karalamalarına karşı koymak adına büyük bir öneme sahip.'
Çınar, Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşmasının ABD'yi rahatsız ettiğini belirterek, 'Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin 'samimiyet' derecesine yaklaşması ABD yönetimini rahatsız ediyor. Öyle ki Kongre’de Türkiye’yi kızdıracak bazı adımlar atılması bile söz konusu. Son dönemde gündemde olan S400’ler konusunda ise, Türkiye’nin ABD’den füze ve silah alımına yönelik açık isteklerinin kabul görmediğini ve NATO üyesi Yunanistan’ın Rus füzesi kullandığını ABD tarafına sürekli vurgulamak gerekiyor. Ne olursa olsun, Türk Silahlı Kuvvetleri NATO’nun en büyük ikinci ordusu konumunda ve Türkiye de NATO’nun en önemli üyelerinden biri.' değerlendirmesini yaptı.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) 25 Eylül'de gerçekleştirmek istediği referandum konusunda ise ABD ile Türkiye'nin bu konuda aynı sayfada yer aldığını kaydeden Çınar, 'ABD de Irak’ın toprak bütünlüğünü savunuyor. Hatta ABD Dışişleri Bakanı Tillerson, Barzani’ye referandumun ertelenmesi yönünde çağrı yaptı. Türkiye’nin de bu konuda hassasiyeti çok açık ve net. Bölgede bir Kürt devletinin kurulması Türk düşmanlarının işine yarar. NATO, üye ülkelerinin ortak çıkarları doğrultusunda, Irak ve Suriye’nin bölünmesine izin vermemeli.' ifadelerini kullandı.
ABD’nin PYD/YPG’ye desteği konusuna da değinen THO Başkanı Çınar, PYD ve YPG’ye destek olma konusunda ABD’li askeri yetkililerin ısrarının devam edeceğini söyledi.
Bu konuda ABD Savunma Bakanı’nın Türkiye ziyaretinde verdiği sözler Türk yetkililerin endişelerini ortadan kaldırmadığını belirten Çınar, şunları kaydetti:
'Bu süreçte Türkiye’nin PYD-YPG’nin PKK ile olan bağını vurgulamaya devam etmesi ve Türk askeri kanadının Washington DC’yi daha sık ziyaret etmesi önemli. Askeri alandaki iletişimin daha da güçlenmesi lazım. Konu ile ilgili olarak, Beyaz Saray tamamen ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM) güdümünde demek yanlış olmaz. CENTCOM da ye yazık ki YPG-PYD tarafında olduğu için, Türkiye’nin tezlerini dikkate alan çok yok. Bu anlamda Trump’ın askeri kanat üzerindeki yaptırım gücünün Obama’dan daha az olduğunu görüyoruz. Belki Obama da çok etkili olamadı ama en azından orta yolu bulmaya çalışıyordu diyebiliriz. Şu anda CENTCOM’un YPG-PYD stratejisi tamamen ABD hükümeti tarafından kabullenilmiş bir durumda.'