Edirne'nin Tescilli Lezzeti Açıklaması 'Keşan Satır Eti'
Türk Patent ve Marka Kurumunca coğrafi işaret belgesiyle tescillenen Keşan satır etinde tuz dışında hiçbir katkı maddesi bulunmuyor Yol üstü lezzetler arasında baş köşede yerini alan satır etini, güzergahta yolculuk yapan vatandaşlar tatmadan geçmiyor.
Kıvırcık koyununun lezzetinin ateşte tavıyla servis edilen 'Keşan satır eti' adlı lezzet damaklarda unutulmaz bir tat bırakıyor.
Kuşbaşı etin satırla kütüklerde kıyma kıvamına gelinceye kadar dövülmesi sonrası içerisine yalnızca tuz katılan satır et, tel ızgarada kor ateşle buluşuyor. Ustasının kıvamına gelinceye kadar pişirdiği kare şeklinde servis ediliyor.
Yol üstü lezzetler arasında baş köşede yerini alan satır etini özellikle İstanbul'dan Ege sahillerine gitmek için ya da İpsala Sınır Kapısı'ndan yurda girenler tatmadan geçmiyor.
Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Keşan satır etinin Türkiye'de etle yapılan 150 tescilli ürünün içerisinde yer aldığını, 2008 yılında coğrafi işaretle tescillendiğini söyledi.
Yapım işlemi ve lezzet açısından etin doğal halini sergilediklerini anlatan Helvacıoğlu, şunları kaydetti:
'Tadı lokum gibi. Ne bir baharat ne de bir kimyasal katkı maddesi var. Tamamen et. Eti alıyoruz kestikten sonra orijinal satırla nohut tanesi büyüklüğünde dövüyoruz. Kıyma makinesi kullanmıyoruz. Tamamen el emeği bir ürün. Bunu 250 gramlık porsiyonlarda tamamen mangal ateşinde pişiriyoruz, gelene gidene satır et ikram diyoruz. Ana yolar üzerinde bulunan ilçemizdeki restoranlar Türkiye'nin en iyi yol lokantaları oldu. O nedenle Ticaret ve Sanayi Odası olarak satır etine tescil aldık ve ulusal pazara tanıtmaya başladık. Birçok tanıtımlar yaptık. Bu çalışmalara devam ediyoruz. Ekonomik yönden ise tescil aldıktan sonra bir marka oldu ve satışı arttı. İstihdama ve ekonomiye fayda sağladı. Misafirlerimiz satır et yemek için bu yollardan geçer oldu. Çocuklarımıza ve şehrimize bir miras bırakacaksak o bölgenin en önemli ürünlerini tescillettirmek bizim boynumuzun borcudur.'
Avrupa'ya açılan İpsala Sınır Kapısı yolunun Keşan üzerinden geçtiğini dile getiren Halvacıoğlu, 'Buradan milyonlarca araç geçiyor. Bu araçlarda gelenlere satır et yemeden hoş geldin demiyoruz. Herkese satır et yediriyoruz. Yurtdışından gelen misafirlerimiz satır eti yedikten sonra biz Türkiye'ye geldik mesajı alıyorlar. Onları öyle bir misafir ediyoruz ki lokum gibi et sunuyoruz. Saros Körfezi'ne giden, İzmir'e geçen, Yunanistan'dan gelen misafirlerimiz yol boyundaki lokantalarımızda satır eti yediklerinde Türkiye'ye geldiklerin anlıyorlar.' diye konuştu.
- 'Püf noktası etin satırla dövülmesidir'
Satır et ustası Volkan Kuru, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasından öğrendiği mesleğini 20 yıldır sürdürdüğünü söyledi.
Satır etin 1950'lerden bu yana bir gelenek olduğunu belirten Kuru, 'Satır et bölgemizde özel yetişen kuzuların etinden yapılıyor. İki üç gün dinlendirildikten sonra sadece tuz koyuyoruz. Tescilli satır etimizde sebze, ekmek, soğan ve baharat gibi herhangi bir katkı maddesi yoktur. Etin satırla kıyılma kıvamını tutturmak önemli. Bu tadın ortaya çıkmasının püf noktası etin satırla dövülmesidir.' dedi.
Vatandaşları Trakya'nın tatlarını tatmaya ve doğal güzelliklerini görmeye beklediklerini ifade eden Kuru, 'Ben mesleğimi babamdan devraldım. Ailecek bölgemize gelen misafirlere lezzetli ürünler yedirmeye çalışıyoruz. İlçemizden geçerek yurt dışına, Yunanistan'a giden yada İstanbul yolunu kullanan tüm vatandaşlarımızı bir öğle ve akşam yemeği yemeye davet ediyoruz.' ifadelerini kullandı.
Kuru'nun eşi, satır et ustası Ayşe Kuru da 16 yıllık evli olduklarını ve evlendikten sonra eşinden satır et yapmayı öğrendiğini ifade etti. Kuru, evlendikten sonra restoranda çalışmaya başladığını ve eşine yardımcı olduğunu kaydetti.
Kaynak: AA
Kuşbaşı etin satırla kütüklerde kıyma kıvamına gelinceye kadar dövülmesi sonrası içerisine yalnızca tuz katılan satır et, tel ızgarada kor ateşle buluşuyor. Ustasının kıvamına gelinceye kadar pişirdiği kare şeklinde servis ediliyor.
Yol üstü lezzetler arasında baş köşede yerini alan satır etini özellikle İstanbul'dan Ege sahillerine gitmek için ya da İpsala Sınır Kapısı'ndan yurda girenler tatmadan geçmiyor.
Keşan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Keşan satır etinin Türkiye'de etle yapılan 150 tescilli ürünün içerisinde yer aldığını, 2008 yılında coğrafi işaretle tescillendiğini söyledi.
Yapım işlemi ve lezzet açısından etin doğal halini sergilediklerini anlatan Helvacıoğlu, şunları kaydetti:
'Tadı lokum gibi. Ne bir baharat ne de bir kimyasal katkı maddesi var. Tamamen et. Eti alıyoruz kestikten sonra orijinal satırla nohut tanesi büyüklüğünde dövüyoruz. Kıyma makinesi kullanmıyoruz. Tamamen el emeği bir ürün. Bunu 250 gramlık porsiyonlarda tamamen mangal ateşinde pişiriyoruz, gelene gidene satır et ikram diyoruz. Ana yolar üzerinde bulunan ilçemizdeki restoranlar Türkiye'nin en iyi yol lokantaları oldu. O nedenle Ticaret ve Sanayi Odası olarak satır etine tescil aldık ve ulusal pazara tanıtmaya başladık. Birçok tanıtımlar yaptık. Bu çalışmalara devam ediyoruz. Ekonomik yönden ise tescil aldıktan sonra bir marka oldu ve satışı arttı. İstihdama ve ekonomiye fayda sağladı. Misafirlerimiz satır et yemek için bu yollardan geçer oldu. Çocuklarımıza ve şehrimize bir miras bırakacaksak o bölgenin en önemli ürünlerini tescillettirmek bizim boynumuzun borcudur.'
Avrupa'ya açılan İpsala Sınır Kapısı yolunun Keşan üzerinden geçtiğini dile getiren Halvacıoğlu, 'Buradan milyonlarca araç geçiyor. Bu araçlarda gelenlere satır et yemeden hoş geldin demiyoruz. Herkese satır et yediriyoruz. Yurtdışından gelen misafirlerimiz satır eti yedikten sonra biz Türkiye'ye geldik mesajı alıyorlar. Onları öyle bir misafir ediyoruz ki lokum gibi et sunuyoruz. Saros Körfezi'ne giden, İzmir'e geçen, Yunanistan'dan gelen misafirlerimiz yol boyundaki lokantalarımızda satır eti yediklerinde Türkiye'ye geldiklerin anlıyorlar.' diye konuştu.
- 'Püf noktası etin satırla dövülmesidir'
Satır et ustası Volkan Kuru, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasından öğrendiği mesleğini 20 yıldır sürdürdüğünü söyledi.
Satır etin 1950'lerden bu yana bir gelenek olduğunu belirten Kuru, 'Satır et bölgemizde özel yetişen kuzuların etinden yapılıyor. İki üç gün dinlendirildikten sonra sadece tuz koyuyoruz. Tescilli satır etimizde sebze, ekmek, soğan ve baharat gibi herhangi bir katkı maddesi yoktur. Etin satırla kıyılma kıvamını tutturmak önemli. Bu tadın ortaya çıkmasının püf noktası etin satırla dövülmesidir.' dedi.
Vatandaşları Trakya'nın tatlarını tatmaya ve doğal güzelliklerini görmeye beklediklerini ifade eden Kuru, 'Ben mesleğimi babamdan devraldım. Ailecek bölgemize gelen misafirlere lezzetli ürünler yedirmeye çalışıyoruz. İlçemizden geçerek yurt dışına, Yunanistan'a giden yada İstanbul yolunu kullanan tüm vatandaşlarımızı bir öğle ve akşam yemeği yemeye davet ediyoruz.' ifadelerini kullandı.
Kuru'nun eşi, satır et ustası Ayşe Kuru da 16 yıllık evli olduklarını ve evlendikten sonra eşinden satır et yapmayı öğrendiğini ifade etti. Kuru, evlendikten sonra restoranda çalışmaya başladığını ve eşine yardımcı olduğunu kaydetti.