'Çanakkale Parası' Yeniden Hayat Bulacak
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Mehmetçik'in Çanakkale'de akıttığı kanın simgesi olan ve 'Çanakkale Parası' olarak anılan kaimeyi yeniden basacak Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Dairesi iş birliğiyle çalışmaları iki aydır devam eden 'kaime' önümüzdeki günlerde Emniyet Genel Müdürlüğüne teslim edilecek.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca, Galatasaray Lisesinde öğrenciyken gönüllü olarak Çanakkale Savaşı'na katılan 17 yaşındaki Osmanlı zabit namzeti Asteğmen Mehmet Muzaffer'in '100 Liralık Kaimesi'nin yeniden basılacağı bildirildi.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Mehmetçiğin Çanakkale'de akıttığı altından kıymetli kanın simgesi olan ve 'Çanakkale Parası' olarak anılan kaimenin, Bakanlığın restorasyon ve tıpkıbasım çalışmalarıyla yeniden hayat bulacağı aktarıldı.
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş'un, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığındaki el yazması eserlerin yenileme çalışmalarının yapıldığı laboratuvarda yaptığı incelemeler sırasında yüz yıllık mirasın tıpkıbasımının önümüzdeki günlerde tamamlanacağı müjdesini verdiği belirtilen açıklamada, bu kapsamda Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Dairesi iş birliğiyle çalışmaları iki aydır devam eden 'kaime'nin önümüzdeki günlerde Emniyet Genel Müdürlüğüne teslim edileceği bildirildi.
- 'Yüzlerce yazma eser şifa buldu'
Açıklamada, Çanakkale destanının bir parçası olan 'Çanakkale Parası'na yeniden hayat veren Yazma Eserler Kurumu Başkanlığının bugüne kadar yüzlerce yazma esere de şifa verdiği kaydedildi.
Başkanlık tarafından takip edilen 'Yazma Eserlerin Korunması Projesi' kapsamında, şifahane bünyesinde hizmet veren birimlerde 2012-2016 yılları arasında acil onarıma ihtiyacı olan eserlerden 770 yazma eserin restorasyonu, 261 bin eserin kuru temizliği, 50 bin 826 eserin durum tespitinin yapıldığı, 48 bin esere de düşük sıcaklık uygulaması gerçekleştirildiği belirtildi.
Başkanlığın, 2017 yılının ilk altı aylık döneminde ise 85 yazma eser, 48 adet ferman-berat, 2 harita ile Süheyl Ünver Koleksiyonuna ait 25 defterin restorasyonunu tamamladığı, ayrıca, 4 bin 911 eserin kuru temizliği, bin 422 eserin durum tespiti ile bin 230 esere düşük sıcaklık uygulamasının da yine aynı dönem içinde gerçekleştirilen işler arasında yer aldığı ifade edildi.
- 'Çanakkale Parası'nın hikayesi
Henüz Galatasaray Lisesi'nde öğrenciyken gönüllü olarak Çanakkale Savaşı'na katılan 17 yaşındaki Asteğmen Mehmet Muzaffer, Çanakkale'ye vardığında harp durmuştu.
Çanakkale'de birliğin alay karargahında 'zabit namzeti' olarak görev alan ve aldığı emir gereği İstanbul'a kamyon ve otomobil lastiği satın almak için gelen Mehmet Muzaffer, bunun için lazım olan parayı almak üzere Erkan-ı Harbiye'ye gitti. Burada bir kaymakamın huzuruna çıkan Muzaffer, kaymakamdan 'Ben askerin ayağına postal, sırtına kaput alacak parayı bulamıyorum. Sen otomobil lastiğinden bahsediyorsun. Para yok.' yanıtını aldı.
Elindeki iki kamyon ve iki binek arabası lastiksiz kalan ve en sonunda Karaköy'de bir Yahudi tüccarda istediklerini bulan fakat parası olmayan Muzaffer, tüccara 100 altın karşılığına gelen bir yüzlük kaime verdi.
Sonradan bu kaimenin Muzaffer'in çini mürekkebi ve boya ile gerçeğinden bir bakışta ayırt edilemeyecek şekilde yaptığı taklit para olduğu anlaşıldı. Çanakkale için ihtiyaç duyulan lastikleri almak amacıyla sahte para yapmak zorunda kalan Muzaffer, paranın üzerine bir de 'Bedeli Çanakkale'de altın olarak tesviye olunacaktır.' notunu düşmüştü.
Muzaffer'in burada 'altın' dediği, Çanakkale'de Mehmetçik'in akıttığı, altından da kıymetli kanını ifade ediyordu.
Kaynak: AA
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Mehmetçiğin Çanakkale'de akıttığı altından kıymetli kanın simgesi olan ve 'Çanakkale Parası' olarak anılan kaimenin, Bakanlığın restorasyon ve tıpkıbasım çalışmalarıyla yeniden hayat bulacağı aktarıldı.
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş'un, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığındaki el yazması eserlerin yenileme çalışmalarının yapıldığı laboratuvarda yaptığı incelemeler sırasında yüz yıllık mirasın tıpkıbasımının önümüzdeki günlerde tamamlanacağı müjdesini verdiği belirtilen açıklamada, bu kapsamda Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Dairesi iş birliğiyle çalışmaları iki aydır devam eden 'kaime'nin önümüzdeki günlerde Emniyet Genel Müdürlüğüne teslim edileceği bildirildi.
- 'Yüzlerce yazma eser şifa buldu'
Açıklamada, Çanakkale destanının bir parçası olan 'Çanakkale Parası'na yeniden hayat veren Yazma Eserler Kurumu Başkanlığının bugüne kadar yüzlerce yazma esere de şifa verdiği kaydedildi.
Başkanlık tarafından takip edilen 'Yazma Eserlerin Korunması Projesi' kapsamında, şifahane bünyesinde hizmet veren birimlerde 2012-2016 yılları arasında acil onarıma ihtiyacı olan eserlerden 770 yazma eserin restorasyonu, 261 bin eserin kuru temizliği, 50 bin 826 eserin durum tespitinin yapıldığı, 48 bin esere de düşük sıcaklık uygulaması gerçekleştirildiği belirtildi.
Başkanlığın, 2017 yılının ilk altı aylık döneminde ise 85 yazma eser, 48 adet ferman-berat, 2 harita ile Süheyl Ünver Koleksiyonuna ait 25 defterin restorasyonunu tamamladığı, ayrıca, 4 bin 911 eserin kuru temizliği, bin 422 eserin durum tespiti ile bin 230 esere düşük sıcaklık uygulamasının da yine aynı dönem içinde gerçekleştirilen işler arasında yer aldığı ifade edildi.
- 'Çanakkale Parası'nın hikayesi
Henüz Galatasaray Lisesi'nde öğrenciyken gönüllü olarak Çanakkale Savaşı'na katılan 17 yaşındaki Asteğmen Mehmet Muzaffer, Çanakkale'ye vardığında harp durmuştu.
Çanakkale'de birliğin alay karargahında 'zabit namzeti' olarak görev alan ve aldığı emir gereği İstanbul'a kamyon ve otomobil lastiği satın almak için gelen Mehmet Muzaffer, bunun için lazım olan parayı almak üzere Erkan-ı Harbiye'ye gitti. Burada bir kaymakamın huzuruna çıkan Muzaffer, kaymakamdan 'Ben askerin ayağına postal, sırtına kaput alacak parayı bulamıyorum. Sen otomobil lastiğinden bahsediyorsun. Para yok.' yanıtını aldı.
Elindeki iki kamyon ve iki binek arabası lastiksiz kalan ve en sonunda Karaköy'de bir Yahudi tüccarda istediklerini bulan fakat parası olmayan Muzaffer, tüccara 100 altın karşılığına gelen bir yüzlük kaime verdi.
Sonradan bu kaimenin Muzaffer'in çini mürekkebi ve boya ile gerçeğinden bir bakışta ayırt edilemeyecek şekilde yaptığı taklit para olduğu anlaşıldı. Çanakkale için ihtiyaç duyulan lastikleri almak amacıyla sahte para yapmak zorunda kalan Muzaffer, paranın üzerine bir de 'Bedeli Çanakkale'de altın olarak tesviye olunacaktır.' notunu düşmüştü.
Muzaffer'in burada 'altın' dediği, Çanakkale'de Mehmetçik'in akıttığı, altından da kıymetli kanını ifade ediyordu.