Kitaplardan Edindiği Bilgilerle 50 Çeşit Ürün Yetiştiriyor
Bilecik'in Gölpazarı ilçesinde oturan 56 yaşındaki Seher İpek, kitap ve tarımla ilgili televizyon programlarından edindiği bilgilerle 50 çeşit meyve ve sebze yetiştirerek, ailesinin geçimini sağlıyor İpek: 'Hepsine yetişmek zorundasın, bir gün birine yetişemediğin zaman kurur. Bir çiçek, bir meyve, çocuk gibidir. Çok su verirsin çürür, az su verirsin kurur. Toprakta çalışmak, ürün yetiştirmek çok zevkli'
HARUN KAYMAZ - Bilecik'in Gölpazarı ilçesinde oturan 56 yaşındaki Seher İpek, kitap ve tarımla ilgili televizyon programlarından edindiği bilgilerle bahçesinde 50 çeşit sebze ve meyve yetiştiriyor.
Kurşunlu köyünde erik, dut, kızılcık, şeftali, zeytin, ceviz, üzüm, armut, iğde, incir, çilek, ayva, vişne, böğürtlen, kayısı, kiraz, kavun, karpuz, biber, domates, soğan, sarımsak, kabak, fasulyenin de aralarında bulunduğu 50 çeşit ürün yetiştiren İpek, tüm gün bahçesinin bakımını yapıyor.
Üç çocuk annesi Seher İpek, AA muhabirine, anne ve babasından gördüğü çiftçiliği çok sevdiğini söyledi.
Sağlıklı, ilaçsız üretim yapmayı hedeflediğini anlatan İpek, 'Her türlü meyve ve sebzem var. Çoluğumla çocuğumla, eşimle dostumla yemesi çok güzel. Ama tabii ki bunların hepsi için bilgi gerekiyor. Ben televizyon kanallarını izliyorum, onlar yetmiyor, kitaplarım var, kitaplardan okuyup öğreniyorum.' dedi.
Üretimde zorlandığı zamanlar da olduğunu dile getiren İpek, 'Meyvelerde biraz zorlanıyorum, çünkü ilaca karşıyız. Fenni gübre zaten yok, çürüyen çürüyor, kalan kalıyor. Üzüm yaprağını da alıyorum, onlarla da bütün kış sarma sarıyorum.' diye konuştu.
İpek, 'Hepsine yetişmek zorundasın, bir gün birine yetişemediğin zaman kurur. Hepsine ayrı ayrı bakıyorsun. Bir çiçek, bir meyve, çocuk gibidir. Çok su verirsin çürür, az su verirsin kurur. Toprakta çalışmak, ürün yetiştirmek çok zevkli. Hele bir de yetiştirip onu yemeye başlarsan harika. Ürünlerimin hiçbirini çürütmem. Yiyebildiğimizi yeriz, kalanını komposto yaparım, kuruturum, kışlık hazırlarım, reçelini yaparım.' ifadelerini kullandı.
Meyve ve sebzelerin bir kısmını da satarak geçimlerini sağladıklarını bildiren İpek, ömrü yettiği sürece toprakla uğraşmaya devam edeceğini kaydetti.
İpek, 'Amacım bir inek, birkaç tavuğa bakmak. Bir de solucan gübresi üretimi eğitimini aldık. Onları da yapacağım emekli olana kadar. Çocuklarımı evlendireyim emekli olurum ama asla topraktan vazgeçmem.' dedi.
Kentte yaşayan kadınların çabuk hastalandığını belirten İpek, ' Diyorum ki 'Gelin toprakta 1-2 gün çalışın, o zaman hastalığınız aklınıza gelmez.' Asla apartman dairesinde yaşayamam. İnsanların toprağa ihtiyacı var.' şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
Kurşunlu köyünde erik, dut, kızılcık, şeftali, zeytin, ceviz, üzüm, armut, iğde, incir, çilek, ayva, vişne, böğürtlen, kayısı, kiraz, kavun, karpuz, biber, domates, soğan, sarımsak, kabak, fasulyenin de aralarında bulunduğu 50 çeşit ürün yetiştiren İpek, tüm gün bahçesinin bakımını yapıyor.
Üç çocuk annesi Seher İpek, AA muhabirine, anne ve babasından gördüğü çiftçiliği çok sevdiğini söyledi.
Sağlıklı, ilaçsız üretim yapmayı hedeflediğini anlatan İpek, 'Her türlü meyve ve sebzem var. Çoluğumla çocuğumla, eşimle dostumla yemesi çok güzel. Ama tabii ki bunların hepsi için bilgi gerekiyor. Ben televizyon kanallarını izliyorum, onlar yetmiyor, kitaplarım var, kitaplardan okuyup öğreniyorum.' dedi.
Üretimde zorlandığı zamanlar da olduğunu dile getiren İpek, 'Meyvelerde biraz zorlanıyorum, çünkü ilaca karşıyız. Fenni gübre zaten yok, çürüyen çürüyor, kalan kalıyor. Üzüm yaprağını da alıyorum, onlarla da bütün kış sarma sarıyorum.' diye konuştu.
İpek, 'Hepsine yetişmek zorundasın, bir gün birine yetişemediğin zaman kurur. Hepsine ayrı ayrı bakıyorsun. Bir çiçek, bir meyve, çocuk gibidir. Çok su verirsin çürür, az su verirsin kurur. Toprakta çalışmak, ürün yetiştirmek çok zevkli. Hele bir de yetiştirip onu yemeye başlarsan harika. Ürünlerimin hiçbirini çürütmem. Yiyebildiğimizi yeriz, kalanını komposto yaparım, kuruturum, kışlık hazırlarım, reçelini yaparım.' ifadelerini kullandı.
Meyve ve sebzelerin bir kısmını da satarak geçimlerini sağladıklarını bildiren İpek, ömrü yettiği sürece toprakla uğraşmaya devam edeceğini kaydetti.
İpek, 'Amacım bir inek, birkaç tavuğa bakmak. Bir de solucan gübresi üretimi eğitimini aldık. Onları da yapacağım emekli olana kadar. Çocuklarımı evlendireyim emekli olurum ama asla topraktan vazgeçmem.' dedi.
Kentte yaşayan kadınların çabuk hastalandığını belirten İpek, ' Diyorum ki 'Gelin toprakta 1-2 gün çalışın, o zaman hastalığınız aklınıza gelmez.' Asla apartman dairesinde yaşayamam. İnsanların toprağa ihtiyacı var.' şeklinde konuştu.