Kralın 'Geyik Avı'nın Türkiye'ye İadesi İsteniyor
Malatya Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Fransa'nın Louvre Müzesi'nde sergilenen Hitit Kralı Maradas'ın atlı araba üzerinde geyik avının betimlendiği kabartmanın, UNESCO'nun 'Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Aslantepe Höyüğü'nden 1891'de çıkarıldığını tespit etti TRT'nin 1986'da hazırladığı Malatya belgeselinde de bahsedilen eserin, Türkiye'ye iade edilmesi için çalışma başlatıldı İl Kültür ve Turizm Müdürü İskenderoğlu: 'Eserin yurdumuza kazandırılması için ilk talebi yaptık. İnşallah bu eser süreç içerisinde yurdumuza kazandırılarak doğduğu topraklara yeniden döner' 'Son yıllarda çok sayıda eser Türkiye'ye döndü, dönmesi beklenen eserler var. İnşallah bunu da kazanırsak ülkemiz adına mutlu olacağız'
VOLKAN KAŞİK - Malatya Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Fransa'nın Louvre Müzesi'nde sergilenen Hitit Kralı Maradas'ın atlı araba üzerinde geyik avının betimlendiği kabartmanın, UNESCO'nun 'Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Aslantepe Höyüğü'nden 1891'de çıkarıldığını belirledi.
TRT'nin 1986'da hazırladığı Malatya belgeselinde de bahsedilen eserin, Türkiye'ye iadesi için çalışma başlatıldı.
Anadolu topraklarının zengin tarihi kültürünü yansıtan, ilk şehir devletinin kurulmasına sahne olan Malatya'daki Aslantepe Höyüğü, duvarlarına renkli figürler işlenmiş kerpiçten sarayı, 5 bin 500 yıllık geçmişe sahip tapınağı, kılıç ve mızraklarıyla tarihe ışık tutuyor.
Fırat Nehri'nin batı kıyısında, Malatya'ya 7 kilometre mesafedeki Aslantepe, yüksek tarım potansiyeli, sulak alanları ve nehrin taşkınlarından korunan yapısı sayesinde binlerce yıl insanoğluna kucak açmış tarihi mekanlar arasında bulunuyor.
Milattan önce 5 binli yıllara dayanan Geç Kalkolitik dönemden Demir Çağı'na kadar geçen tarihsel sürecin buluntularına rastlanan Aslantepe, Hititlerden Roma ve Bizans'a kadar pek çok medeniyetin de izlerini saklıyor.
Yapılan kazı çalışmalarıyla Geç Hitit dönemine ait, girişinde aslan ve devrilmiş kral heykellerinin bulunduğu höyük, yağmur drenaj hattı gibi altyapısı bulunan kerpiçten sarayı ve 2 bini aşkın mühürle ilk şehir devletinin yapılarını ortaya koyuyor.
Duvarlarında gücün tasvir edildiği renkli figürler ve işlenmiş rölyef levhalarla erken devlet sisteminin izlerini barındıran Aslantepe'de, Mezopotamya ile benzerlik gösteren çok sayıda çanak ve çömlek de kazılardan çıkan eserler arasında yer alıyor.
- 'Anadolu'nun ilk kent devleti ve bürokrasinin doğduğu yer'
İl Kültür ve Turizm Müdürü Levent İskenderoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Aslantepe Höyüğü'nün milattan önce 5 binli yıllara dayanan tarihi geçmişi bulunduğunu belirterek, Anadolu'nun ilk kent devletinin, aynı zamanda dünyanın bilinen en eski sarayının burada bulunduğunu söyledi.
Aslantepe Höyüğü'nün Anadolu'nun en önemli arkeolojik merkezlerinden olduğunu aktaran İskenderoğlu, şunları anlattı:
'Buraya Anadolu'nun ilk kent devleti denilmesinin asıl gerekçesi bulunan mühürlerdir. Bu mühürler devlet bürokrasisinin burada doğduğunun bir göstergesi çünkü her bir mühür, bir devlet memuruna ait. Kazılarda bugüne kadar yaklaşık 2 bin 200 mühür çıkarıldı. Bu, devlet adına buradaki ihtiyaçların depolandığını ve halka memurlar aracılığıyla dağıtıldığını gösteriyor. Bu anlamda biz Anadolu'nun ilk kent devleti ve bürokrasinin doğduğu yer burası diyoruz.'
İskenderoğlu, 1890'lı yıllarda Fransız arkeologlardan oluşan bir ekibin Malatya'ya geldiğini ve 1932'de de Aslantepe Höyüğü'nde kazı çalışması başlattığını ifade ederek, kazıları 1961 yılında İtalyan ekibin devraldığını, halen Roma La Sapienza Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Marcella Frangipane'nin çalışmalarını sürdürdüğünü bildirdi.
Höyükte 1930 yıllardaki kazılarda çıkan Hitit dönemine ait eserlerin, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne taşındığını, büyük bir kısmının da Malatya Arkeoloji Müzesi'nde sergilendiğini belirten İskenderoğlu, kazılarda çok önemli ve değerli olduğunu düşündükleri eserlere ulaştıklarını kaydetti.
- Arşiv taramasında tespit edildi
İskenderoğlu, Fransa'nın Louvre Müzesi'nde sergilenen Hitit Kralı Maradas'ın atlı araba üzerinde geyik avının betimlendiği kabartmanın da arşiv taramaları sırasında Aslantepe Höyüğü'nde bulunduğunu belirlediklerini dile getirerek, şu bilgileri verdi:
'Arşiv taraması yaparken, TRT'nin 1986'da Malatya'nın tanıtımıyla ilgili çektiği bir belgeselde, 1891 yılında burada bulunup Fransa'nın Louvre Müzesi'ne götürülen bir eserimizin olduğunu tespit ettik. Bu eser 1980'li yıllarda biliniyormuş ki belgesele konu olmuş ama daha sonra sanırım unutulmuş. Bu tespiti Malatya Valimiz Ali Kaban'a arz ettik. Valimiz konuyla ilgili araştırma yapmamızı istedi. Biz de ciddi bir dosya oluşturduk ve valimizin imzasıyla talebimizi Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğüne ilettik. Eserin yurdumuza kazandırılması için ilk talebi yaptık. İnşallah bu eser süreç içerisinde yurdumuza kazandırılarak doğduğu topraklara yeniden döner.'
- 'Son yıllarda çok sayıda eser Türkiye'ye döndü'
'Geyik avı' kabartması hakkında bilgiler veren İskenderoğlu, şunları kaydetti:
'Geç Hitit dönemine tarihlenen bir kabartma. Üzerinde birtakım 'Luvice' yazılar bulunuyor. Kabartmada, Hitit Kralı Maradas'ın atlı araba üzerinde geyik avı tasvir edilmiş. Oldukça enteresan bir kabartma. TRT belgeselinde Aslantepe'nin dünyaca tanınmasının bu eser sayesinde olduğu belirtiliyor. Burada yine 1894 yılına tarihlenen, neredeyse milimetrik olarak birebir aynı, sadece geyik yerine aslan olan bir kabartmamız daha var. O eser Anadolu Medeniyetler Müzesi'nde sergilenmeye devam ediyor. Bu durum 'Geyik Avı' kabartmasının da buraya ait olduğunu gösteriyor. Son yıllarda çok sayıda eser Türkiye'ye döndü, dönmesi beklenen eserler var. İnşallah bunu da kazanırsak ülkemiz adına mutlu olacağız.'
Kaynak: AA
TRT'nin 1986'da hazırladığı Malatya belgeselinde de bahsedilen eserin, Türkiye'ye iadesi için çalışma başlatıldı.
Anadolu topraklarının zengin tarihi kültürünü yansıtan, ilk şehir devletinin kurulmasına sahne olan Malatya'daki Aslantepe Höyüğü, duvarlarına renkli figürler işlenmiş kerpiçten sarayı, 5 bin 500 yıllık geçmişe sahip tapınağı, kılıç ve mızraklarıyla tarihe ışık tutuyor.
Fırat Nehri'nin batı kıyısında, Malatya'ya 7 kilometre mesafedeki Aslantepe, yüksek tarım potansiyeli, sulak alanları ve nehrin taşkınlarından korunan yapısı sayesinde binlerce yıl insanoğluna kucak açmış tarihi mekanlar arasında bulunuyor.
Milattan önce 5 binli yıllara dayanan Geç Kalkolitik dönemden Demir Çağı'na kadar geçen tarihsel sürecin buluntularına rastlanan Aslantepe, Hititlerden Roma ve Bizans'a kadar pek çok medeniyetin de izlerini saklıyor.
Yapılan kazı çalışmalarıyla Geç Hitit dönemine ait, girişinde aslan ve devrilmiş kral heykellerinin bulunduğu höyük, yağmur drenaj hattı gibi altyapısı bulunan kerpiçten sarayı ve 2 bini aşkın mühürle ilk şehir devletinin yapılarını ortaya koyuyor.
Duvarlarında gücün tasvir edildiği renkli figürler ve işlenmiş rölyef levhalarla erken devlet sisteminin izlerini barındıran Aslantepe'de, Mezopotamya ile benzerlik gösteren çok sayıda çanak ve çömlek de kazılardan çıkan eserler arasında yer alıyor.
- 'Anadolu'nun ilk kent devleti ve bürokrasinin doğduğu yer'
İl Kültür ve Turizm Müdürü Levent İskenderoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Aslantepe Höyüğü'nün milattan önce 5 binli yıllara dayanan tarihi geçmişi bulunduğunu belirterek, Anadolu'nun ilk kent devletinin, aynı zamanda dünyanın bilinen en eski sarayının burada bulunduğunu söyledi.
Aslantepe Höyüğü'nün Anadolu'nun en önemli arkeolojik merkezlerinden olduğunu aktaran İskenderoğlu, şunları anlattı:
'Buraya Anadolu'nun ilk kent devleti denilmesinin asıl gerekçesi bulunan mühürlerdir. Bu mühürler devlet bürokrasisinin burada doğduğunun bir göstergesi çünkü her bir mühür, bir devlet memuruna ait. Kazılarda bugüne kadar yaklaşık 2 bin 200 mühür çıkarıldı. Bu, devlet adına buradaki ihtiyaçların depolandığını ve halka memurlar aracılığıyla dağıtıldığını gösteriyor. Bu anlamda biz Anadolu'nun ilk kent devleti ve bürokrasinin doğduğu yer burası diyoruz.'
İskenderoğlu, 1890'lı yıllarda Fransız arkeologlardan oluşan bir ekibin Malatya'ya geldiğini ve 1932'de de Aslantepe Höyüğü'nde kazı çalışması başlattığını ifade ederek, kazıları 1961 yılında İtalyan ekibin devraldığını, halen Roma La Sapienza Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Marcella Frangipane'nin çalışmalarını sürdürdüğünü bildirdi.
Höyükte 1930 yıllardaki kazılarda çıkan Hitit dönemine ait eserlerin, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne taşındığını, büyük bir kısmının da Malatya Arkeoloji Müzesi'nde sergilendiğini belirten İskenderoğlu, kazılarda çok önemli ve değerli olduğunu düşündükleri eserlere ulaştıklarını kaydetti.
- Arşiv taramasında tespit edildi
İskenderoğlu, Fransa'nın Louvre Müzesi'nde sergilenen Hitit Kralı Maradas'ın atlı araba üzerinde geyik avının betimlendiği kabartmanın da arşiv taramaları sırasında Aslantepe Höyüğü'nde bulunduğunu belirlediklerini dile getirerek, şu bilgileri verdi:
'Arşiv taraması yaparken, TRT'nin 1986'da Malatya'nın tanıtımıyla ilgili çektiği bir belgeselde, 1891 yılında burada bulunup Fransa'nın Louvre Müzesi'ne götürülen bir eserimizin olduğunu tespit ettik. Bu eser 1980'li yıllarda biliniyormuş ki belgesele konu olmuş ama daha sonra sanırım unutulmuş. Bu tespiti Malatya Valimiz Ali Kaban'a arz ettik. Valimiz konuyla ilgili araştırma yapmamızı istedi. Biz de ciddi bir dosya oluşturduk ve valimizin imzasıyla talebimizi Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğüne ilettik. Eserin yurdumuza kazandırılması için ilk talebi yaptık. İnşallah bu eser süreç içerisinde yurdumuza kazandırılarak doğduğu topraklara yeniden döner.'
- 'Son yıllarda çok sayıda eser Türkiye'ye döndü'
'Geyik avı' kabartması hakkında bilgiler veren İskenderoğlu, şunları kaydetti:
'Geç Hitit dönemine tarihlenen bir kabartma. Üzerinde birtakım 'Luvice' yazılar bulunuyor. Kabartmada, Hitit Kralı Maradas'ın atlı araba üzerinde geyik avı tasvir edilmiş. Oldukça enteresan bir kabartma. TRT belgeselinde Aslantepe'nin dünyaca tanınmasının bu eser sayesinde olduğu belirtiliyor. Burada yine 1894 yılına tarihlenen, neredeyse milimetrik olarak birebir aynı, sadece geyik yerine aslan olan bir kabartmamız daha var. O eser Anadolu Medeniyetler Müzesi'nde sergilenmeye devam ediyor. Bu durum 'Geyik Avı' kabartmasının da buraya ait olduğunu gösteriyor. Son yıllarda çok sayıda eser Türkiye'ye döndü, dönmesi beklenen eserler var. İnşallah bunu da kazanırsak ülkemiz adına mutlu olacağız.'