Hıncal Uluç: Kitap konusunu iyi düşünmek gerek

Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, Çocuklar Duymasın dizisindeki kitap skandalını değerlendirdi...

Hıncal Uluç: Kitap konusunu iyi düşünmek gerek
Hıncal Uluç: Kitap konusunu iyi düşünmek gerek
Çocuklar Duymasın dizisinin geçtiğimiz günlerde yayınlanan bölümünde skandal bir olay yaşanmış, dizideki kitaplıkta FETÖ'nün kirli faaliyetlerini dünyaya tanıttığı 'Barış Köprüleri' isimli kitap izleyicilere gösterilmişti.

Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç konu hakkında köşesinde bir yazı kaleme aldı.

Yazmak için ortalığın biraz yatışmasını beklediğini söyleyen Hıncal Uluç 'Bir kitaplıkta bir kitabın bulunması tek başına hiçbir şey ifade etmez. Bir insanı damgalamaya yetmez' ifadelerini kullandı.

İşte Hıncal Uluç'un 'Kitap konusunu iyi düşünmek gerek' başlıklı o yazısı;

1975 yapımı bir film vardı, benim yaşımdakiler çok iyi hatırlar.. Çok konuşulmuş, çok yazılmış, çok da izlenmiş..
Akbaba'nın Üç Günü.. Three Days of the Condor.. Robert Redford ve Fay Dunaway baş rollerindeydi..
Robert Redford filmde bir CIA görevlisiydi. İşi okumak, en başta da kitap okumaktı.
Soğuk Savaş yılları.. Amerika dünyanın bir yarısının lideri.. Öbür yarısıyla savaşıyor. Savaşı kazanmanın baş şartlarından biri düşmanı tanımak.. Onunla ilgili her ip ucunu bulmak ve değerlendirmek..
İşte CIA'in o dairesi bu amaçla kurulmuş. Öbür taraftaki kitapları satır satır okumak ve değerlendirmek.. Düşmanı tanımanın en iyi yollarından biri bu çünkü.. Onun kitaplarını okumak, ne diyor anlamak.. En basit bir çocuk kitabında bile çok önemli şeyler bulunabilir..

***
Babam, bir Atatürk Cumhuriyetçisiydi. Sağcıydı.. Emekli olduktan sonra, kafasına da çok uyduğu için çok sevdiği Mareşal Çakmak'ın CKMP'sine girdi. Genel sekreter oldu. Sonra Alparslan Türkeş'in (Aslan Amca derdik biz çocuklar, babamın en yakın arkadaşına) partiye girişini, başkanlığa seçilmesini sağladı. Ardından partiyi MHP yaptılar. O partinin ilkelerini anlatan '9 Işık'ı babam yazdı. Eski harflerle yazar, sonra bana okur, ben daktiloya çekerdim.
Şimdi o '9 Işık' yazarı, milliyetçi Fuat Uluç'ın evdeki hepimize açık kitaplığının göbeğinde 'Kapital' vardı.. Komünizm'in manifesto kitabı Das Kapital.. Yazarı Karl Marx!..
Durun!. Hemen yanındaki kitap da 'Kavgam'dı.. Mein Kampf.. Yazarı Adolf Hitler!.
Faşizmin ve komünizmin iki kaynak kitabı, ikisinden de nefret eden babamın kitaplığında yan yana..
Babama sormuştum, 'Bunları niye aldın, okuyorsun' diye.. 'Düşmanlarını iyi tanıyacaksın.. Cumhuriyetimizin en büyük iki düşmanı, faşizm ve komünizmdir. Ne olduklarını bilmezsen nasıl savaşırsın' demişti.
Babamın kitaplığında, dünya klasiklerinin tamamı vardı. Edebiyat şaheserleri, Türk Edebiyatının hemen bütün divanları vardı, ama böyle siyasi yayınlar da vardı. Sağcı, solcu demeden önemli her kitabı alır, okur, kitaplığına da koyardı.
Zaman zaman yasaklanırdı bazıları.. Ne atar, ne yakar, ne de saklardı.
Öyle ki 'Fuat Amcanın evi basılmaz' diyen iki solcu arkadaşım, nurlar içinde yatsınlar, babamın bizden ayırmadığı Oktay Kurtböke ve Kurthan Fişek, Sıkı Yönetim dönemlerinde durmadan evler basılırken, kitaplarını getirir, babama bırakırlardı. Sağcı babam, onların solcu kitaplarını emanete alırdı yani..
***
Bu iki notu niye yazdım şimdi?.
Bir kitaplıkta bir kitabın bulunması tek başına hiçbir şey ifade etmez. Bir insanı damgalamaya yetmez..
Oysa kitaplığında bile değil, çektiği dizinin bir sahnesindeki bir dekor kitap yüzünden bir sanat adamını linç etmeye çalışıyoruz, son günlerde.. Yazmak için ortalık yatışsın diye bekledim, biraz.
Dizide bir oyuncu evindeki kitaplığın önünde konuşuyor.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ