Adıyaman Üniversitesi Organik Üründe Çıtayı Yükseltiyor
Adıyaman Üniversitesi bünyesinde yer alan ve Tarımsal Uygulama ve Arazi Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (ADYÜTAYAM), organik ürünler yetiştirmeye devam ediyor.
Adıyaman’ın tarımla ilgili kurum, kuruluş ve çiftçilere tarımsal uygulama ve arazi yönetimi konusunda bilgiler vermek amacıyla kurulan ADYUTAYAM, böylece ülke ve bölge ekonomisine de katkı sunuyor.
Hem organik ürün yetiştirilen hem de Adıyaman’da, çiftçilerin seracılık ve bağcılık anlamında eğitimler aldığı merkezde çeşitli tarımsal projeler yürütülmeye devam ediyor. Seracılık ve bağcılık faaliyetleri yürütülen merkezde klasik bağcılık sisteminden modern bağcılık sistemine geçişin örnekleri göze çarpıyor.
ADYUTAYAM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kırpık, 2017 yılı içerisinde sera alanlarının düzenlendiğini ve kullanıma elverişli hale getirildiğini belirtti.
Yrd. Doç. Dr. Kırpık, “Hiç ilaçlama yapmadan, kimyasal kullanmadan ve gübreye gerek duymadan sırık salatalık başta olmak üzere yeşil soğan yetiştirdik. Çok güzel ürünler elde ettik. Bunun yanı sıra Kahta meslek Yüksekokulundan da aldığımız araç destekleriyle 2016 yılında 2 dekarlık alanda çilek yetiştirdik. Bunu iki şekilde yaptık. Birisi düz toprakta diğeri ise malçlama usulü ile gerçekleştirdik. Düz topraktakinin aromasının daha iyi olmasına rağmen malçlama yöntemi ile üretilen çileklerin boyutu daha iri oldu. Burada yetiştirilen ürünler üniversitemiz personeli tarafından da satın alınabilirken, merkezde tamamen doğal yani organik ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkisi olmayan tarım ürünleri yetiştirilmekte.
Amacımız 2018 yılında üretim anlamında rekor kırmaktır. Tarımsal makine ve aletleri, güneş enerji santrali, solucan gübresi üretim tesisi, sulama sistemleri ile yeni tamamlanan idari binamız ile üretime devam etmekteyiz. Ürün doğal koşullar altında yetiştirildiği için dalında erken olgunlaşıp körpeliğini kaybedebilir. Eşit büyüklükte ve göz alıcı olmayabilir. Soğuk hava depolarında bekletilmeden ve dondurulmadan sevk edildiği için taşıma esnasında zarar görebilir. Genetik organizması değiştirilmediğinden sertliği ve dayanıklılığı daha az olabilir. Her aşaması kontrollü üretildiğinden ürün sağlıklıdır. Diğer gıdalara göre daha lezzetlidir. Doğal kokusu ve tadı vardır. Genellikle ürünler mevsimine uygun olarak yetiştirilir. Hiçbir katkı maddesi kimyasal kullanılmaz” dedi.
Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kırpık, Tarımsal Uygulama ve Arazi Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezinden 2014 yılında bin TL, 2015 yılında 8 bin 893 TL, 2016 yılında 13 bin 408 TL ve 2017 yılında 7 bin 483 TL olan gelirin 2018 yılında 20 bin TL olarak hedeflendiğinin de altını çizdi.
Kaynak: İHA
Hem organik ürün yetiştirilen hem de Adıyaman’da, çiftçilerin seracılık ve bağcılık anlamında eğitimler aldığı merkezde çeşitli tarımsal projeler yürütülmeye devam ediyor. Seracılık ve bağcılık faaliyetleri yürütülen merkezde klasik bağcılık sisteminden modern bağcılık sistemine geçişin örnekleri göze çarpıyor.
ADYUTAYAM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kırpık, 2017 yılı içerisinde sera alanlarının düzenlendiğini ve kullanıma elverişli hale getirildiğini belirtti.
Yrd. Doç. Dr. Kırpık, “Hiç ilaçlama yapmadan, kimyasal kullanmadan ve gübreye gerek duymadan sırık salatalık başta olmak üzere yeşil soğan yetiştirdik. Çok güzel ürünler elde ettik. Bunun yanı sıra Kahta meslek Yüksekokulundan da aldığımız araç destekleriyle 2016 yılında 2 dekarlık alanda çilek yetiştirdik. Bunu iki şekilde yaptık. Birisi düz toprakta diğeri ise malçlama usulü ile gerçekleştirdik. Düz topraktakinin aromasının daha iyi olmasına rağmen malçlama yöntemi ile üretilen çileklerin boyutu daha iri oldu. Burada yetiştirilen ürünler üniversitemiz personeli tarafından da satın alınabilirken, merkezde tamamen doğal yani organik ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkisi olmayan tarım ürünleri yetiştirilmekte.
Amacımız 2018 yılında üretim anlamında rekor kırmaktır. Tarımsal makine ve aletleri, güneş enerji santrali, solucan gübresi üretim tesisi, sulama sistemleri ile yeni tamamlanan idari binamız ile üretime devam etmekteyiz. Ürün doğal koşullar altında yetiştirildiği için dalında erken olgunlaşıp körpeliğini kaybedebilir. Eşit büyüklükte ve göz alıcı olmayabilir. Soğuk hava depolarında bekletilmeden ve dondurulmadan sevk edildiği için taşıma esnasında zarar görebilir. Genetik organizması değiştirilmediğinden sertliği ve dayanıklılığı daha az olabilir. Her aşaması kontrollü üretildiğinden ürün sağlıklıdır. Diğer gıdalara göre daha lezzetlidir. Doğal kokusu ve tadı vardır. Genellikle ürünler mevsimine uygun olarak yetiştirilir. Hiçbir katkı maddesi kimyasal kullanılmaz” dedi.
Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kırpık, Tarımsal Uygulama ve Arazi Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezinden 2014 yılında bin TL, 2015 yılında 8 bin 893 TL, 2016 yılında 13 bin 408 TL ve 2017 yılında 7 bin 483 TL olan gelirin 2018 yılında 20 bin TL olarak hedeflendiğinin de altını çizdi.