Mutluluğun Sırrı Doğum Hikayenizde Saklı
Uzman Psikolog Özge Genlik, “Sağlıklı olma halini her an duyumsamak ve öz mutluluğun sırrı doğum hikayenizde saklı’’ dedi.
Günümüzde artan sezaryen ameliyatları insan varlıklarının, doğal doğum sürecinde kendiliğinden vücutta salınımı gerçekleşen çok önemli hormonların bebek tarafından duyumsanmamasına neden olup eş zamanlı olarak, ilerleyen yaş döngülerinde bireyin psiko-sosyal yaşamına olumlu olmayan yaşam deneyimleri oluşturduğunun gözlemlenmekte olduğunu ifade eden Uzman Psikolog Özge Genlik, “Bilimsel araştırma sonuçlarına göre; nasıl dünyaya merhaba dediğimiz ile şu an sağlıklı olma halimiz arasında sıkı bir ilişki bulunmakta. Doğum sürecimiz bugün deneyimlemekte olduğumuz ruhsal ya da fizyolojik sağlıklı olmama hal deneyimlerimiz hakkında çok önemli ipuçları barındırıyor. Bir bireyin depresif bozukluluğa yatkınlığı, madde bağımlılığına ilişkin yatkınlığı, kişilik bozukluklarına olan yatkınlığı doğum sürecinde oluşmaktadır. Bu bağlamda her bireyin özgürce kendi seçtiği biçimde Dünya gezegenine gelmesi, doğum sürecine müdahale etmeksizin sadece bebeğin seçtiği zaman ve mekanda doğumun kendiliğinden gerçekleşmesi (herhenagi bir komplikasyon olmadığı süreçte) hayati önem arz etmektedir.” dedi.
Cinsel eylem, doğum ve ölüm süreçlerinde salınımı gerçekleşen sevgi hormonu olarak da bilinen; oksitosin ve vücudun doğal ağrı kesicisi, anne-bebek arasındaki bağlanma mekanizmasını güçlendiren ve aynı zamanda mutluluk hormonu olarak bilinen; endorfin, hormonlarının tadını duyumsamaksızın dünya gezegenine merhaba diyen bireylerin yaşam döngüleri boyunca varoluşsal bağlamda kaygı duyumsamaları (yaşamlarına anlam katmakta kolay olmayan bir süreç deneyimlemeleri) aynı zamanda depresif bozukluklar, madde ve insan bağımlılıkları, anksiyete bozuklukları, kişilik bozuklukları (bağımlı, narsist, sınırda kişilik) gibi ruhsal olarak sağlıklı olmama hal deneyimlerini deneyimleyebilmekte olduğunu kaydeden Uzman Psikolog Özge Genlik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu bağlamda ruhsal ve fizyolojik olarak sağlıklı olmama hal deneyimlerinde, bireylerin kendi doğum süreçlerinin hikayelerini şifalandırmaları sağlıklı olma halini destekleyen en önemli faktördür.”
“Doğum hikayenizi biliyor musunuz?”
Doğum anının; rahimden ayrışma ve yeni bir zemine, dış dünyaya “merhaba” dediğimiz ilk an olduğunu anlatan Uzman Psikolog Özge Genlik, şunları söyledi:
“Doğal bir doğum ile kendi istediğiniz zaman ve kendi istediğiniz gibi mi dünyaya geldiniz, yoksa başka insanların (ebeveynleriniz ve doktorlar) seçtiği, belirlediği bir zaman diliminde hiç de istemediğiniz bir şekilde mi dünyaya geldiniz? Doğum anınıza hangi duygular eşlik etti? Sevgi, kabul, güven, sevecenlik mi, yoksa travmatik korku ve kaygı duygularının eşlik ettiği bir doğum anınız mı var? İlk yaşam deneyimleri rahimden özgürleşme anındaki ve sizi dünyaya getirmeye vesile olan kişi ile olan ilk temas/buluşma bütünüyle hafızanızda canlı. Sadece bilinç dışı mekanizmanız da dolayısı ile beden hafızanızda kayıtlı, yaşam deneyimlerinizle birlikte kendisini fobiler, depresif ve kaygı bozuklukları, güven problemleri, suçluluk duyguları ile yaşamınıza karabasan gibi çöküyor olabilir. Şifalanmak ve iyileşmek için hiçbir zaman geç değildir. Doğum anınızı tekrar şimdi ve burada öz-dönüşüm (bireyleri öğrenilmiş sınırlamalardan özgürleştirmeye yönelik psikoterapi uygulaması) seansları ile yeniden canlandırabilir ve anlamlandıramadığınız hiç de işlevsel olmayan duygu ve düşüncelerinizden özgürleşerek yeniden doğumunuzu gerçekleştirmek sizin elinizde.”
Kaynak: İHA
Cinsel eylem, doğum ve ölüm süreçlerinde salınımı gerçekleşen sevgi hormonu olarak da bilinen; oksitosin ve vücudun doğal ağrı kesicisi, anne-bebek arasındaki bağlanma mekanizmasını güçlendiren ve aynı zamanda mutluluk hormonu olarak bilinen; endorfin, hormonlarının tadını duyumsamaksızın dünya gezegenine merhaba diyen bireylerin yaşam döngüleri boyunca varoluşsal bağlamda kaygı duyumsamaları (yaşamlarına anlam katmakta kolay olmayan bir süreç deneyimlemeleri) aynı zamanda depresif bozukluklar, madde ve insan bağımlılıkları, anksiyete bozuklukları, kişilik bozuklukları (bağımlı, narsist, sınırda kişilik) gibi ruhsal olarak sağlıklı olmama hal deneyimlerini deneyimleyebilmekte olduğunu kaydeden Uzman Psikolog Özge Genlik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu bağlamda ruhsal ve fizyolojik olarak sağlıklı olmama hal deneyimlerinde, bireylerin kendi doğum süreçlerinin hikayelerini şifalandırmaları sağlıklı olma halini destekleyen en önemli faktördür.”
“Doğum hikayenizi biliyor musunuz?”
Doğum anının; rahimden ayrışma ve yeni bir zemine, dış dünyaya “merhaba” dediğimiz ilk an olduğunu anlatan Uzman Psikolog Özge Genlik, şunları söyledi:
“Doğal bir doğum ile kendi istediğiniz zaman ve kendi istediğiniz gibi mi dünyaya geldiniz, yoksa başka insanların (ebeveynleriniz ve doktorlar) seçtiği, belirlediği bir zaman diliminde hiç de istemediğiniz bir şekilde mi dünyaya geldiniz? Doğum anınıza hangi duygular eşlik etti? Sevgi, kabul, güven, sevecenlik mi, yoksa travmatik korku ve kaygı duygularının eşlik ettiği bir doğum anınız mı var? İlk yaşam deneyimleri rahimden özgürleşme anındaki ve sizi dünyaya getirmeye vesile olan kişi ile olan ilk temas/buluşma bütünüyle hafızanızda canlı. Sadece bilinç dışı mekanizmanız da dolayısı ile beden hafızanızda kayıtlı, yaşam deneyimlerinizle birlikte kendisini fobiler, depresif ve kaygı bozuklukları, güven problemleri, suçluluk duyguları ile yaşamınıza karabasan gibi çöküyor olabilir. Şifalanmak ve iyileşmek için hiçbir zaman geç değildir. Doğum anınızı tekrar şimdi ve burada öz-dönüşüm (bireyleri öğrenilmiş sınırlamalardan özgürleştirmeye yönelik psikoterapi uygulaması) seansları ile yeniden canlandırabilir ve anlamlandıramadığınız hiç de işlevsel olmayan duygu ve düşüncelerinizden özgürleşerek yeniden doğumunuzu gerçekleştirmek sizin elinizde.”