Koyungözü Yaylası'nın Müdavimleri

Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde geçimlerini hayvancılıkla sağlayan vatandaşlar, yılın büyük bölümünü Karacadağ eteklerindeki yaylada geçiriyor Hayvanlarını otlatmak amacıyla her yıl evlerinden 50 kilometre uzaktaki yaylaya çıkan vatandaşlar, akşamları çadırda toplanarak sohbet ediyor, kaval çalıp türkü söylüyor Halil Dağtekin: 'Burada hem soğuğu hem de sıcağı yaşıyoruz. Bu yayla olmazsa hayvancılık yapamayız. Bu yayla bizim can damarımız'

ÖMER YASİN ERGİN - Diyarbakır'ın Çınar ilçesinde geçimlerini hayvancılıkla sağlayan vatandaşlar, yılın büyük bölümünde Karacadağ eteklerindeki Koyungözü Yaylası'nda kalıyor.

Harabe Mahallesi'nde yaşayan vatandaşlar, hayvanlarını otlatmak amacıyla her yıl evlerinden 50 kilometre uzakta bulunan Koyungözü Yaylası'na çıkıyor.

Yaklaşık 5 bin hayvanla Karacadağ eteklerindeki yaylaya giden vatandaşlar, yağmur, kar, soğuk ve kavurucu sıcağa rağmen yılın 7 ayını kurdukları çadırlarda geçiriyor. Vatandaşlar, getirdikleri güneş panellerinden sağladıkları enerjiyle çadırlarını aydınlatıyor, cep telefonlarını şarj ediyor.

Erkekler günün büyük bölümünde hayvanların bakımını yaparken, kadınlar da yemek, peynir, yoğurt, çökelek ve yağ hazırlıyor. Çocuklar ise ailelerine yardım etmenin dışında akranlarıyla oyun oynayarak eğleniyor.

Yaylaya çıkan vatandaşlar, akşamları bir çadırda toplanarak sohbet ediyor, kaval çalıp türkü söyleyerek vakit geçiriyor.

Harabe Mahallesi Muhtarı Halil Dağtekin (53), AA muhabirine, 23 yıl çobanlık yaptığı yaylada artık kendi sürülerini otlattığını söyledi.

Hayvancılıkla geçimlerini sağladıkları için her türlü zorluğa katlandıklarını belirten Dağtekin, 'Her yıl dedelerimiz gibi bu yaylaya gidip geliyoruz. Burada hem soğuğu hem de sıcağı yaşıyoruz. Bu yayla olmazsa hayvancılık yapamayız, yaşayamayız da. Bu yayla bizim can damarımız. Babalarımız öldü. Biz de öldüğümüzde burası çocuklarımıza kalacak.' diye konuştu.

Hamile bazı kadınların hastaneye ulaştırılamadığı için yaylada doğum yaptığını anlatan Dağtekin, yine çocuklar hastalandığında da hastaneye götürmekte zorluk çektiklerini dile getirdi.

Bahattin Dağtekin ise yaylaya geliş ve gidişlerde zorluklarla karşılaştıklarını vurgulayarak, '200 hayvanım var, hayvanları otlatmak amacıyla buradayım. Sabah erken kalkıp hayvanları otlatıyoruz, akşam da oturup çay içip, sohbet ediyoruz. Hayvancılıkla uğraşmaktan zevk alıyorum.' dedi.

Yaylada yağ, yoğurt, çökelek ve peynir üretimi yaptıklarını belirten Dağtekin, 'İlk geldiğimiz aylarda soğuk olduğu için çocuklarımız hastalanıyor ancak yine de yaylanın havası serin, burada olmaktan mutlular. Yaylanın havası hayvanlar için de çok güzel. Her yıl buraya geldiğimizde otlardan yer görünmüyordu ancak bu sene ot yok. Ot olduğunda hayvanlar güzel yetişiyor, süt veriyor.' ifadelerini kullandı.

- 'Benim tatil yerim yayla'

İkinci sınıf öğrencisi İsmail Dağtekin (8), 3 yıldır yaylaya geldiklerini, okul açıldıktan bir süre sonra döndüklerini söyledi.

Uzun süre yaylada yaşadıkları için arkadaşları ve okulundan uzak kaldığını anlatan Dağtekin, 'Burada arkadaşlarımla saklambaç oynuyorum, koyunları getiriyorum, çobanlara ve anne babama yardım ediyorum. Yaylayı çok seviyorum. Okul tatil olunca yaylaya gelmek istiyorum çünkü benim tatil yerim yayla.' diye konuştu.

Üçüncü sınıf öğrencisi Rojda Duman (9) da 2 yıldır yaylaya geldiğini belirtti.

Duman, 'Burada çobanlara yardım ediyoruz, ablalarım dereye gidip su getiriyor, ben de onlara yardım ediyorum. Bazı zamanlarda kitap okuyorum. Okul okumak istiyorum. Büyüyünce de polis olacağım.' dedi.
Kaynak: AA