Sosyal Medyanın Yardımsever Fenomenleri

Ürettikleri dikkat çekici içeriklerle binlerce takipçi sayısına ulaşan sosyal medyanın yeni 'fenomen' isimleri Ruhi Çenet, Mehmet Burak Torun ve Melih Esat Açıl, sosyal sorumluluk projeleri, hastalıklara farkındalık çalışmaları ile yardım kampanyalarının geniş kitlelere duyurulmasında da etkin rol oynuyor 'Youtuber' Çenet:'Türkiye'de de çok fazla evsiz var. Özellikle evsizlerin sayısının son 5 yılda artması konuyu gündeme getirdi. Hindistan'da bulunduğum sürede, orada da çok fazla evsiz olduğunu gözlemledim. Türkiye'ye oranla burada sayı çok fazlaydı. O yüzünden empati kurmayı öğrenciyken keşfettim. Oradayken kast sistemi olduğu için evsizlere çok yukarıdan bakılıyordu. Ben de empati farkını videolarla deneyimlemiş oldum. Evsizlerin hayatlarını Türk insanına tanıtmak istedim' 'Tweet Süvarisi' Torun: 'Kurum ve sivil toplum örgütlerinin başlattığı sosyal sorumluluk projelerine ve yardım kampanyalarına her zaman destek veriyoruz. Onları kitlelere duyuruyoruz.' Melih Esat Açıl: 'Sosyal medyada yanlış bir tutum yüz binlerce insana yayılıyor ama doğru kullanım ile bir iyilik kampanyası veya bir hastalığa, bir cana farkındalık daveti de aynı şekilde yüz binlerce insana ulaşabiliyor. Bu konuda en son başlattığımız kas hastalığı farkındalığı için top sektirme davetimiz, insanların dalga dalga birbirini davet etmesi ile on binlerce insana ulaştı'

İZZET TAŞKIRAN - İnternet ortamındaki sosyal ağlarda kendi ürettikleri görsel, yazılı ve sesli içeriklerle takipçilerin dikkatini çeken bazı popüler kullanıcılar, sosyal sorumluluk projeleri, hastalıklara farkındalık çalışmaları ile yardım kampanyalarının geniş kitlelere duyurulmasında da etkin rol oynuyor.

Sosyal medyada ürettikleri özgün içeriklerle geniş kitlelere ulaşarak binlerce takipçi sayısına ulaşan ve hepsi de birer internet fenomenine dönüşen 'Youtuber' Ruhi Çenet, 'Tweet Süvarisi' Mehmet Burak Torun ve Melih Esat Açıl gibi isimler, halkın bilgilendirilmesi, sosyal sorunların çözülmesi, yardım kampanyaları ve toplumda oluşmuş bazı ön yargıların yıkılması için düzenlenen kampanyaların tanıtımına verdikleri katkıyla da dikkati çekiyor.

Video paylaşım sitelerinde 'farklılıklara empati' temalı videolarıyla bilinen Ruhi Çenet, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hindistan'da yazılım mühendisi olarak çalıştığını, Youtube'taki hareketlenmeleri ise yıllar önce keşfettiğini söyledi. Türkiye'ye dönerek sektör değiştirdiğini ifade eden Çenet, insanların kendilerinden bir şeyler gördüğü videolara imza atmanın ölmeden önce yapmak istedikleri arasında yer aldığını belirtti.

Çenet, insanların bu videoları çok sevdiğini dile getirerek, 'Daha önce bir internet sitem vardı. Bugün yaptığım videoların yazılı halini, makale olarak burada yayınlardım. Daha sonra Youtube'a birkaç gitar çalma videosu yüklemeye başladım. Bu videolarım, makalelerden daha fazla tıklandı. Videonun makaleden daha ilgi gördüğünü böylece fark ettim.' dedi.

- Evsizlerin sorunlarına dikkat çekiyor

Görsel işlerin her zaman daha fazla ilgi çektiğini gördükten sonra bu tür işlere ağırlık verdiğini kaydeden Çenet, özellikle evsiz kılığında halkın tepkisini gözlemlemek amacıyla sokaklarda çektiği videoların milyonlarca kişi tarafından izlendiğini ifade etti.

Türkiye'de de çok fazla evsiz olduğuna dikkati çeken Çenet, şöyle devam etti:

'Özellikle evsizlerin sayısının son 5 yılda artması konuyu gündeme getirdi. Hindistan'da bulunduğum sürede, orada da çok fazla evsiz olduğunu gözlemledim. Türkiye'ye oranla burada sayı çok fazlaydı. O yüzünden empati kurmayı öğrenciyken keşfettim. Oradayken kast sistemi olduğu için evsizlere çok yukarıdan bakılıyordu. Ben de empati farkını videolarla deneyimlemiş oldum. Evsizlerin hayatlarını Türk insanına tanıtmak istediğim için böyle bir video yapmak istedim. Onun dışında dünyanın çekilmiş en gizemli video kaydı da çok yoğun ilgi gördü. İnsanlar videolara bilinmeyene merakla veya eğlenmek amacıyla tıklıyorlar.. Ben de burada merak duygusunun üzerine gittim. Bu video, sitede 7,5 milyon kişi tarafından izlendi.'

Ruhi Çenet, içerik üreticisi olarak çektiği videoların internette bulunan her platformda izlendiğini söyledi. Bunu iş olarak gördüğüne dikkati çeken Çenet, 'İnsanlar her zaman video izlemeye aç olacağı için video siteleri olmasa bile başka bir sitede kitle bulurum ya da kitlemi oraya davet edebilirim. Bunu iş olarak yapan çok insan var. Buna mikroyapım stüdyosu kıvamında, içerik üreticiliği olarak bakıyorum. Kitlelere hitap etmek ve insanların vakitlerini geçirebileceği, takip etmeyi sevdikleri içerikleri üretmek olarak görüyorum.' diye konuştu.

Çenet, 'Herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacak' teorisinin sosyal medyayla doğrulandığını belirtti.

Bazı kişilerin eserlerinin nitelikli ve sürekli olmaması nedeniyle sabun köpüğü gibi kısa süreli ünlü olabildiğini anlatan Çenet, 'İnsanlar eğer ilgi duydukları, kendilerinin çok sevdiği bir şeyi sosyal medyada paylaştıkları zaman, bu 15 dakika normal bir televizyon dizisi gibi devam edebiliyor. Yurt dışında internete video yükleyen insanlar kendi kitlelerini dünya çapında bulabiliyorlar. ABD'de video yükleyen insanlar izleyicilerinin belki yüzde 60'ını Avrupa'dan, yüzde 30'unu dünyanın diğer ülkelerinden, yüzde 10'unu kendi ülkesinden elde ediyor. Biz Türkçe içerik ürettiğimiz için izleyenlerin yüzde 90'ı Türkiye'de oluyorlar.' değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'deki fenomenlerin bu nedenle lokal etki oluşturduğunu vurgulayan Çenet, buna karşın kitlelerle sıcak ve daha uzun süreli bir ilişki kurabildiklerini söyledi.

- Sosyal sorumluluk projelerine destek veriyor

Sosyal medyada 'Tweet Süvarisi' adıyla bilinen Mehmet Burak Torun, Aydın Üniversitesi Yazılım Mühendisliği Bölümünden mezun olduktan sonra sosyal medyanın gücünü keşfettiğini bildirdi. Torun, o dönemde ünlü sosyal medya sayfalarının yan hesaplarını açarak, bu işe başladığını dile getirdi.

'Kitle büyüdükten sonra kendi karakterlerimi oluşturmaya başladım.' diyen Torun, 'Tweet Süvarisi'nin bunun ilklerinden olduğunu kaydetti.

Torun, bu hesabın iki yılda 2,6 milyon takipçiye ulaştığını ifade ederek, 'Şu anda Türkiye'de 10 milyona yakın takipçi sayımız var. Kendi mesleğimi sosyal medya ile birleştiren kişilerden biri olduğumu söyleyebilirim.' dedi.

Fenomen deyince akla eğlenceli ve topluma bir faydası olmayan işlere imza atan kişilerin akla geldiğine dikkati çeken Torun, şunları kaydetti:

'Açıkçası insanlara yararlı olmak, onları mutlu etmek, bilmedikleri bilgileri paylaşmak beni en mutlu eden olaylardan bir tanesidir. Ondan kaynaklı olarak insanlarla çok sıcak temas kurabilen bir kişiyim. İnsanların sosyal medyada daha aktif olmalarını ve bu mecrayı doğru kullanmalarına yönelik paylaşımlarda bulunuyorum. Özellikle kamuda çalışıp, sosyal medyayı kötü kullanan kişiler var. Onların eksikliklerini gidermek ve kamuda çalışanların nasıl bir sosyal medya yönetimi yapmak gerektiğine yönelik bilgilendirmeler yapıyorum. Şu andaki eğitimlerin 'stand up' gösterisi havasında geçiyor. İnsanları sıkarak sunum yapmak yerine etkinliğin potansiyeline bağlı olarak doğaçlama etkinlikleriyle de tanınıyorum. 30 bin kişiyle böyle etkinliklerde buluştum.'

Torun, sosyal medya fenomeni kavramının takipçi sayısıyla ilgili olmadığını, belirli kitlenin sahiplendiğini ve ona inananların fenomen olabileceğini aktardı. Olaylara farklı bakış açılarıyla bakabilmenin önemli olduğunun altını çizen Torun, 'Sosyal medya fenomenlerinin en büyük özelliği aslında kreatif şeyler üretiyor olması. Gündemle alakalı, gerçekçi, hiç kimseye dokunmadan insanların mutlu olabileceği paylaşımlarda bulunuyoruz. Ayrıca, kurum ve sivil toplum örgütlerinin başlattığı sosyal sorumluluk projelerine ve yardım kampanyalarına her zaman destek veriyoruz. Onları kitlelere duyuruyoruz.' değerlendirmesini yaptı.

Sosyal medya araçlarının kapanması halinde yeni mecraların ortaya çıkabileceğine dikkati çeken Torun, fenomenlerin herhangi bir alanda kalıcı olması gerektiğini anlattı.

Torun, fenomenliğin herhangi bir etiketi Trend Topic yapmak olmadığını vurgulayarak, kalıcı eser bırakmak için kitap yazdığını söyledi.

Her insanın hedefini yüksek tutması gerektiğini ifade eden Torun, 'Her insan kendi işinin fenomeni olmak zorundadır' kavramından yola çıkarak, onların adımlarını kitapta anlattım.' şeklinde konuştu.

- 'Sosyal medya benim için bir amaç değil, bir araç'

Melih Esat Açıl ise Kocaeli Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi olduğunu, sosyal medyanın önemini lisedeyken sivil toplum çalışmalarına katıldığı dönemde keşfettiğini söyledi.

Açıl, milli ve manevi değerlerine bağlı gençler yetiştirmek için yapılan çalışmaları geniş kitlelere duyurmak için sosyal medya platformlarını aktif kullanmaya başladıklarını ifade ederek, 'Ben prensip olarak yaptığım işi en iyi şekilde yapmaya çalışan birisiyim. Bu platformları kullanırken de bilinçli ve etkin şekilde kullanmaya çalıştım. Günden güne çalışmalarımıza katılımın arttığını ve hatta bulunduğum diğer sivil toplum kuruluşlarının dikkati çektiğini gördüm.' dedi.

Bu sırada edindiği tecrübe ile kendi hesaplarını yönetmeye başladığını dile getiren Açıl, sosyal medyada insanların ilgisini çekmek için psikoloji bilmenin yanı sıra özgün içerik üretme becerisinin gerektiğini bildirdi.

Açıl, gündem hakkındaki görüşlerini paylaşmaya başladıktan sonra yaklaşık 500 bin takipçiye ulaştığını ifade ederek, şunları kaydetti:

'Sosyal medya benim için bir amaç değil, bir araç. Sosyal medyada tanınırlığını, doğru gördüğüm, insanların yararına olabileceğine inandığım, milli ve manevi değerlerimizi aktarıp, hatırlatabileceğim bir araç olarak görüyorum. Instagram platforumda dahi her görsel veya video paylaşımlarımın altına bir köşe yazısı uzunluğunda yazı yazarak, farkındalık oluşturmak istediğim konuyu aktarmaya özen gösteriyorum. Son olarak video paylaşım sitesi olan Youtube’da da aktif olarak video içeriği üretiyorum. Her sosyal medya platformu kendine has özellikler barındırıyor. Bu bağlamda da son 2 senedir üniversiteler, liseler ve sivil toplum kuruluşlarında bilinçli sosyal medya kullanımı ve medyada algı yönetimi konularında otuzu aşkın seminer verdim. Seminer davetlerimizin çoğu sosyal medyadaki takipçilerimizden geliyor. Her seminer benim için ayrı bir tecrübe oluyor. Ortaokul öğrencilerinden, 70 yaşındaki teyze veya amcalara kadar anlatma fırsatımız oluyor. Çünkü şu an sosyal medyayı gençler kullanır algısı kalkmış durumda. Artık her yaş grubu aktif bir şekilde kullanıyor. Hatta yaşlı fenomenler de var.'

Büyük kitleye hitap etmenin bazı sorumlulukları olduğuna da dikkati çeken Açıl, 'Sosyal medyada yanlış bir tutum yüz binlerce insana yayılıyor ama doğru kullanım ile bir iyilik kampanyası veya bir hastalığa, bir cana farkındalık daveti de aynı şekilde yüz binlerce insana ulaşabiliyor. Bu konuda en son başlattığımız kas hastalığı farkındalığı için top sektirme davetimiz, insanların dalga dalga birbirini davet etmesi ile on binlerce insana ulaştı. Bu tarz çalışmaların daha çok artmasını umuyorum.' ifadelerini kullandı.

Açıl, dünyada fenomen deyince genelde argo, eğlenceli ve muzip paylaşımların akla geldiğini, gündemi iyi tahlil eden, ciddi konulara değinen, milli ve manevi paylaşımlar yapan kullanıcıların da yer alması gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA