Ramazan Ayında Oruç Açarken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Bilecik İl Halk Sağlığı Müdürlüğü Diyetisyeni Zerrin Delibaş, Ramazan ayının yaz sıcaklarına denk gelmesi ile 17-18 saat açlık süresinin göz önüne alındığında, oruç tutacak kişilerin tükettikleri besinlere biraz daha özen göstermeleri gerektiklerini söyledi.
Delibaş, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, açlık durumunun uzun süre devam etmesi vücut direncinin düşmesine ve kabızlık, baş ağrısı, baş dönmesi, unutkanlık, dalgınlık, dikkatsizlik, konsantrasyon bozukluğu, uykuya eğilim, sinirlilik, ani öfke patlamaları, mide de hazımsızlık, mide bulantısı, şişlik ve ekşime, kilo artışı gibi bazı sağlık sorunlarına neden olabileceğini söyledi.
Önemli sağlık sorunu ve kronik rahatsızlığı olan bireylerin, diyabetlilerin hamile ve emziren kadınların, çok yaşlı ve hasta olanların, mide rahatsızları olanların, karaciğer kalp ve böbrek hastalığı olanların ağır enfeksiyon geçirenlerin ve tansiyon hastalarının ramazan ayında oruç tutmamaları tavsiye eden Delibaş sözlerine şöyle devam etti;
“Ayrıca Ramazan boyunca tutulan oruçta uzun süre aç kalınması metabolizmayı yavaşlatır ve besinlerin yağ haline gelmesini kolaylaştırır. Oruç tutarken vücut hareketlerimiz yavaşlar ve metabolizma hızımız düşer. Bu nedenle kilo artışı olabilmektedir. Eğer Ramazan boyunca beslenme konusunda bazı noktalara dikkat edersek hem aşırı kilo alma alımını hem de bu rahatsızlıklara karşı önlemimizi almış ve sağlıklı bir ay geçirmiş oluruz. Kilo almadan sağlıklı bir Ramazan geçirmek istiyorsak, sahurda protein içerikli besinlerle ve Bilecik bölgesinde anemi sorunu ön planda olduğu için demir içeriği yüksek besinler tercih edilmelidir. Proteinli besinler; süt, yoğurt, peynir yumurta gibi besinler acıkmayı geciktirecek ve uzun süreli tokluk hissi verecektir. Demirden zengin besinler; haşlanmış yumurta, yeşil zeytin, taze yeşil biber, maydanoz, taze sıkılmış portakal suyu gibi besinlerde sahurda tüketildiğinde anemi sorunu olanlarda gün içerisinde halsizlik, bitkinlik, yorgunluk ve baş dönmesi gibi oluşan şikayetlerin azalmasına yardımcı olacaktır. Uzun bir açlık sonrası iftarı mümkünse 2 öğüne bölmeliyiz. Başlangıç olarak 1 kepçe tahıllı çorba ile başlayarak 5-10 dakika kadar yemeğe ara verilmeli, ardından ana yemeklere devam edilmelidir. Etli veya zeytinyağlı sebze yemekleri veya kurubaklagil yemekleri, tam buğday ekmeği, domatesle yapılmış bulgur pilavı, yoğurt, ayran, cacık bol yeşillikli salata veya kuru meyveden yapılmış hoşaf veya yaz mevsimine uygun taze meyvelerden yapılmış komposto gibi şif oranı yüksek alternatiflerden oluşan bir iftar yemeğinin sindirimi de daha kolay olacaktır.”
Ramazanda dikkat edilmesi gereken hususlar
Bilecik İl Halk Sağlığı Müdürlüğü Diyetisyeni Zerrin Delibaş, Ramazanda dikkat edilmesi gereken hususlara dikkat çekerek, “İftarda yaşanılan uzun süreli açlık ile mideyi çok hızlı doldurmamak gerekir. Ani mide gerginliği tansiyonunuzun yükselmesine ve mide şikayetlerinin artmasına yol açar. Bu nedenle, yemeklerinizi mümkün olduğunca yavaş ve iyi çiğneyerek tüketiniz. İftar sofranızda farklı besinlere yer vermeye çalışın. Haftada 1-2 gün kırmızı eti 1-2 gün balıketi, 1-2 gün kurubaklagil, 1-2 gün sebze yemeği beslenmenizde sağlıklı bir dengeyi kurmanızı sağlayacaktır. Tatlı tüketiminizi haftada 2-3 defa ile sınırlayın. Ağır şerbetli veya hamur işi tatlılar yerine kuru meyveler veya meyveli hafif tatlıları, sütlü tatlıları tercih ediniz. Bu tatlıların yapımında enerji alımını azaltmak adına yapay tatlandırıcılar tercih edilebilir. Günlük su ihtiyacımız 1 buçuk litre iken, sıcak aylarda bu gereksinim 2 buçuk litreye çıkmaktadır. Ramazan ayında da sıvı ihtiyacının mutlaka karşılanması gerekmektedir. Dolayısıyla su tüketiminin yanı sıra taze sıkılmış meyve suları, az şekerli veya şekersiz meyve kompostoları kavun, karpuz gibi sulu meyveler tüketilerek sıvı ihtiyacının karşılanması mümkündür” dedi.
Kaynak: İHA
Önemli sağlık sorunu ve kronik rahatsızlığı olan bireylerin, diyabetlilerin hamile ve emziren kadınların, çok yaşlı ve hasta olanların, mide rahatsızları olanların, karaciğer kalp ve böbrek hastalığı olanların ağır enfeksiyon geçirenlerin ve tansiyon hastalarının ramazan ayında oruç tutmamaları tavsiye eden Delibaş sözlerine şöyle devam etti;
“Ayrıca Ramazan boyunca tutulan oruçta uzun süre aç kalınması metabolizmayı yavaşlatır ve besinlerin yağ haline gelmesini kolaylaştırır. Oruç tutarken vücut hareketlerimiz yavaşlar ve metabolizma hızımız düşer. Bu nedenle kilo artışı olabilmektedir. Eğer Ramazan boyunca beslenme konusunda bazı noktalara dikkat edersek hem aşırı kilo alma alımını hem de bu rahatsızlıklara karşı önlemimizi almış ve sağlıklı bir ay geçirmiş oluruz. Kilo almadan sağlıklı bir Ramazan geçirmek istiyorsak, sahurda protein içerikli besinlerle ve Bilecik bölgesinde anemi sorunu ön planda olduğu için demir içeriği yüksek besinler tercih edilmelidir. Proteinli besinler; süt, yoğurt, peynir yumurta gibi besinler acıkmayı geciktirecek ve uzun süreli tokluk hissi verecektir. Demirden zengin besinler; haşlanmış yumurta, yeşil zeytin, taze yeşil biber, maydanoz, taze sıkılmış portakal suyu gibi besinlerde sahurda tüketildiğinde anemi sorunu olanlarda gün içerisinde halsizlik, bitkinlik, yorgunluk ve baş dönmesi gibi oluşan şikayetlerin azalmasına yardımcı olacaktır. Uzun bir açlık sonrası iftarı mümkünse 2 öğüne bölmeliyiz. Başlangıç olarak 1 kepçe tahıllı çorba ile başlayarak 5-10 dakika kadar yemeğe ara verilmeli, ardından ana yemeklere devam edilmelidir. Etli veya zeytinyağlı sebze yemekleri veya kurubaklagil yemekleri, tam buğday ekmeği, domatesle yapılmış bulgur pilavı, yoğurt, ayran, cacık bol yeşillikli salata veya kuru meyveden yapılmış hoşaf veya yaz mevsimine uygun taze meyvelerden yapılmış komposto gibi şif oranı yüksek alternatiflerden oluşan bir iftar yemeğinin sindirimi de daha kolay olacaktır.”
Ramazanda dikkat edilmesi gereken hususlar
Bilecik İl Halk Sağlığı Müdürlüğü Diyetisyeni Zerrin Delibaş, Ramazanda dikkat edilmesi gereken hususlara dikkat çekerek, “İftarda yaşanılan uzun süreli açlık ile mideyi çok hızlı doldurmamak gerekir. Ani mide gerginliği tansiyonunuzun yükselmesine ve mide şikayetlerinin artmasına yol açar. Bu nedenle, yemeklerinizi mümkün olduğunca yavaş ve iyi çiğneyerek tüketiniz. İftar sofranızda farklı besinlere yer vermeye çalışın. Haftada 1-2 gün kırmızı eti 1-2 gün balıketi, 1-2 gün kurubaklagil, 1-2 gün sebze yemeği beslenmenizde sağlıklı bir dengeyi kurmanızı sağlayacaktır. Tatlı tüketiminizi haftada 2-3 defa ile sınırlayın. Ağır şerbetli veya hamur işi tatlılar yerine kuru meyveler veya meyveli hafif tatlıları, sütlü tatlıları tercih ediniz. Bu tatlıların yapımında enerji alımını azaltmak adına yapay tatlandırıcılar tercih edilebilir. Günlük su ihtiyacımız 1 buçuk litre iken, sıcak aylarda bu gereksinim 2 buçuk litreye çıkmaktadır. Ramazan ayında da sıvı ihtiyacının mutlaka karşılanması gerekmektedir. Dolayısıyla su tüketiminin yanı sıra taze sıkılmış meyve suları, az şekerli veya şekersiz meyve kompostoları kavun, karpuz gibi sulu meyveler tüketilerek sıvı ihtiyacının karşılanması mümkündür” dedi.