Uludağ Üniversitesi 2035 yılında böyle olacak
Uludağ Üniversitesi’ne ilk kazma vuruluyor. Havadan görüntülenen yeni kampus 2035 yılında bittiğinde üniversite modern bir görünüme sahip olacak.
Uludağ Üniversitesi'nin proje bittiğinde nasıl olacağı orijinal olarak havadan çekilen görüntülerle görücüye çıktı. İhaleye hazırlayan firma tarafından havadan çekilen görüntüler, hazırlanan görsel grafiklerle gösterildi. 2035 yılına kadar 5 etap halinde yapılacak binalar bittiğinde Uludağ Üniversitesi modern bir kimliğe kavuşacak.
Üniversitede ilk planın 1975 yılında Ankaralı Mimar Sezen Aygen tarafından yapıldığını ifade eden Rektör Yusuf Ulcay, “Bu plana göre üniversitemizdeki gelişmeler 1985 yılına kadar devam etmiş. 1985 yılından sonra plandan vazgeçilmiş, fakat ortada yeni bir plan olmadan yönetimlerin takdiriyle ve bağışçıların tercihlerine göre üniversite ciddi bir büyüme göstermiş. Bu orijinal planda öğrenci başına 22 metre kare kapalı alan planlanmışken, göreve geldiğimizdeki rakam 8,5 metre karelere kadar düşmüş. Bu durum öğrencinin performansını olumsuz yönde etkiliyor. Bunları bir iki yıl içerisinde değiştirmemiz mümkün değil. Oturduk şehir ve bölge planlamacısı iki firmayı davet ettik. Bizlerle ve fakültelerimizin yöneticileriyle ayrı ayrı görüştükten sonra iki firma bize teklif sundu. Bir tanesi ihaleyi kazandı. 2035 yılına kadar ana kampusumuzdaki yollar, binalar, bütün planlamaları yapıldı. Bizden sonra gelecek arkadaşlar bu projelerde günün şartlarına uyumsuzluk görürlerse tabii ki değiştirme haklarına sahipler. Onların da bu işi en az 25 yıllık bir öngörüyle yapması lazım. Günü kurtarmak için o günün şartlarına göre proje değişikliği yapmamak gerekir' dedi.
'Üniversitemizi belli bir yere taşımak istiyoruz' diyen Ulcay, 'Akademik başarısı olan, daha nitelikli öğrencileri tercih eden ve daha kaliteli akademisyenleri elinde tutan bir üniversite olmak istiyorsak, topyekun mükemmelleşmeyi beraber yapabilmemiz lazım. Sadece binaları iyileştirmek yetmez. Akademisyenleri ve öğrenci niteliklerini de iyileştirmeye yönelik çalışmaları yapmamız lazım. Geçtiğimiz 2 yıl içinde bu tip çalışmaları gerçekleştirdik. Bunun sonucunda bilimsel araştırma projelerine harcadığımız parayla TÜBİTAK ve kamu kaynaklarından almış olduğumuz projelerdeki sayının ve bütçelerin artmasını görerek, kendimizi ölçme şansımız oluyor. Kendimiz başarılıyız demekle değil, bir takım rakamlarla ortaya koyduğumuz takdirde başarılı olacağımızı gösterebiliriz. Bu da öğretim üyelerimize ve öğrencilerimize motivasyon kaynağı oluyor. Bir çok aktiviteleri gerçekleştirdik. Bu yıl neredeyse her hafta bir ulusal ve uluslararası kongreye ev sahipliği yaptık. Bazen iki tanesi aynı anda yürüdü. Bu biraz yorucu, fakat üniversiteyi iyi yerlere taşımak için biraz yorulmak gerekiyor” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Üniversitede ilk planın 1975 yılında Ankaralı Mimar Sezen Aygen tarafından yapıldığını ifade eden Rektör Yusuf Ulcay, “Bu plana göre üniversitemizdeki gelişmeler 1985 yılına kadar devam etmiş. 1985 yılından sonra plandan vazgeçilmiş, fakat ortada yeni bir plan olmadan yönetimlerin takdiriyle ve bağışçıların tercihlerine göre üniversite ciddi bir büyüme göstermiş. Bu orijinal planda öğrenci başına 22 metre kare kapalı alan planlanmışken, göreve geldiğimizdeki rakam 8,5 metre karelere kadar düşmüş. Bu durum öğrencinin performansını olumsuz yönde etkiliyor. Bunları bir iki yıl içerisinde değiştirmemiz mümkün değil. Oturduk şehir ve bölge planlamacısı iki firmayı davet ettik. Bizlerle ve fakültelerimizin yöneticileriyle ayrı ayrı görüştükten sonra iki firma bize teklif sundu. Bir tanesi ihaleyi kazandı. 2035 yılına kadar ana kampusumuzdaki yollar, binalar, bütün planlamaları yapıldı. Bizden sonra gelecek arkadaşlar bu projelerde günün şartlarına uyumsuzluk görürlerse tabii ki değiştirme haklarına sahipler. Onların da bu işi en az 25 yıllık bir öngörüyle yapması lazım. Günü kurtarmak için o günün şartlarına göre proje değişikliği yapmamak gerekir' dedi.
'Üniversitemizi belli bir yere taşımak istiyoruz' diyen Ulcay, 'Akademik başarısı olan, daha nitelikli öğrencileri tercih eden ve daha kaliteli akademisyenleri elinde tutan bir üniversite olmak istiyorsak, topyekun mükemmelleşmeyi beraber yapabilmemiz lazım. Sadece binaları iyileştirmek yetmez. Akademisyenleri ve öğrenci niteliklerini de iyileştirmeye yönelik çalışmaları yapmamız lazım. Geçtiğimiz 2 yıl içinde bu tip çalışmaları gerçekleştirdik. Bunun sonucunda bilimsel araştırma projelerine harcadığımız parayla TÜBİTAK ve kamu kaynaklarından almış olduğumuz projelerdeki sayının ve bütçelerin artmasını görerek, kendimizi ölçme şansımız oluyor. Kendimiz başarılıyız demekle değil, bir takım rakamlarla ortaya koyduğumuz takdirde başarılı olacağımızı gösterebiliriz. Bu da öğretim üyelerimize ve öğrencilerimize motivasyon kaynağı oluyor. Bir çok aktiviteleri gerçekleştirdik. Bu yıl neredeyse her hafta bir ulusal ve uluslararası kongreye ev sahipliği yaptık. Bazen iki tanesi aynı anda yürüdü. Bu biraz yorucu, fakat üniversiteyi iyi yerlere taşımak için biraz yorulmak gerekiyor” diye konuştu.