Milli Eğitim Bakanı Yılmaz Açıklaması

'Bugün itibarıyla 111'i devlet, 65'i vakıf yükseköğretim kurumu 6'sı da vakıf meslek yüksekokulu olmak üzere toplam 182 yüksek öğretim kurumumuz mevcut. Öğrenci sayımız da 7 milyon 313 bin. Bu rakamla Avrupa'da Rusya'dan sonra en fazla üniversite öğrencisine sahip ülkeyiz' 'Yüksek Öğretim Kurulumuz tarafından bölgesel kalkınma odaklı misyon farklılaşması ve ihtisaslaşması çalışması başlatıldı. Bugüne kadar 5 pilot üniversite belirlendi. Bu çalışmayı devam ettireceğiz' 'Geçen yıl 50 bin atama yaptık. 50 bin rakamı küçümsenecek bir rakam değil. Bazı ülkelerin tüm kamu görevlilerinin toplamına eşit. Bu yıl da 20 bin öğretmenin mülakatını yapıyoruz. İnşallah yakında sonuçlar açıklanacak' 'Ağustostan sonra da 10 bin öğretmen alacağız. Allah nasip ederse iki yılda atadığımız öğretmen sayısı 80 bine çıkacak'

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 'Bugün itibarıyla 111'i devlet, 65'i vakıf yüksek öğretim kurumu 6'sı da vakıf meslek yüksekokulu olmak üzere toplam 182 yüksek öğretim kurumumuz mevcut. Öğrenci sayımız da 7 milyon 313 bin. Bu rakamla Avrupa'da, Rusya'dan sonra en fazla üniversite öğrencisine sahip ülkeyiz' dedi.

Yılmaz, hayırsever iş adamları Zafer Karadeniz ve İskender Karadeniz'in anneleri Asiye Karadeniz adına, mülkiyeti Gökçeada Belediyesine ait araziye yaptırdıkları, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Gökçeada Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Asiye Karadeniz Binası'nın açılışında, insana verilecek en güzel hizmetin, eğitim alanında verilen hizmet olduğunu söyledi.

'İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır' sözünü hatırlatan Yılmaz, 'Eğitim bir ülkenin sadece bugününe değil geleceğine de yapılacak en iyi yatırımdır. Eğitimden daha hayırlı daha faydalı bir yatırım yoktur. Bu nedenle Karadeniz ailesini hayır için böyle bir tercihte bulundukları için tebrik ediyorum. Karadeniz ailesi tarafından adını ve anısını yaşatmak için yaptırılan bu okul vesilesiyle merhum anneleri Asiye Karadeniz'e Allah'tan rahmet diliyorum.' diye konuştu.

- 'YÖK Kalite Kurulu'

Yılmaz, ilimden gidilmeyen yolun sonunun karanlık olduğunu anlatarak şöyle konuştu:

'İlmin yolunu da eğitim kurumları gösteriyor. Eğitimi kurumları bulunduğu bölgeyi aydınlatıyor. Üniversite ile eğitim düzeyi yükseliyor, bölgemiz kalkınıyor, yöre insanına yeni ufuklar açılıyor. Geleceğe sağlam ve güvenle bakıyoruz. Bu bilinçle dönemimizde eğitim kurumlarının sayısını artırdık. Hem Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okulların hem de üniversitelerin sayısını artırdık. 2002'de Türkiye'deki üniversite sayısı 76'ydı, bugün neredeyse her ilimizde bir devlet üniversitesi var. Bugün itibarıyla 111'i devlet, 65'i vakıf yükseköğretim kurumu 6'sı da vakıf meslek yüksekokulu olmak üzere toplam 182 yüksek öğretim kurumumuz mevcut. Öğrenci sayımız da 7 milyon 313 bin. Bu rakamla Avrupa'da Rusya'dan sonra en fazla üniversite öğrencisine sahip ülkeyiz. Dolayısıyla 'Türkiye'nin geleceği nasıldır?' dediklerinde sadece üniversite öğrencisi sayısına bakın, sadece bu rakam bile Türkiye'nin geleceğinin aydınlık olacağını bilmek için, görmek için yeterlidir. Bu kadar üniversite arasından fark edilmek, bir adım öne çıkabilmek de önemlidir. Üniversitelerimizin birbirinin kopyası olmasını istemiyoruz. Her birinin farklı değer yaratmasını istiyoruz. Bu da üniversitelerimizin bulundukları bölgeye değer katacak şekilde farklı alanlarda ihtisaslaşmasını, misyon farklılığını gerektirmektedir.'

Üniversitelerin her birinin kendine has ayrı bir kimliğinin olması gerektiğini belirten Yılmaz, bu amaca yönelik olarak Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından bölgesel kalkınma odaklı misyon farklılaşması ve ihtisaslaşması çalışması başlatıldığını anımsattı. Söz konusu çalışmayla ilgili bugüne kadar 5 pilot üniversite belirlendiğini de aktaran Yılmaz, devam ettirecekleri bu çalışma tamamlandığında daha kaliteli üniversiteleri, daha başarılı öğrencileri olacaklarını dile getirdi.

Yılmaz, önümüzdeki dönem için yönetmeliğin de yapıldığını, YÖK Kalite Kurulu oluşturulduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Ancak istiyoruz ki idari ve mali özerkliğe sahip olsun. Üniversiteleri her bakımdan denetlesin, kalitesi artsın. Bir yasayla YÖK Kalite Kurulunu kuracağız. Yine kamunun ve özel sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağını artırmak istiyoruz. Bu amaçla YÖK ilk defa doktora öğrencilerine asgari ücretin üzerinde doktora bursu vermeye başladı. 2 bin doktora öğrencisine 100 önemli disiplinler arası alanda burs vermeye başladık. Türkiye ekonomisi, milli gelir bakımından dünyada 16. sırada. Satın alma gücü paritesi bakımından 14. sırada. Kişi başına düşen milli geliri 11 bin dolara yakın ancak satın alma gücü paritesi bakımından Türkiye'nin milli geliri 24 bin dolar civarında. Şimdi Türkiye'nin 860 milyar dolar milli geliri var ama 2023'te hedefimiz 2 trilyon dolar. Kişi başına düşen milli gelirin 25 bin dolar olmasını istiyoruz. İhracatımız şu anda 145 milyar dolar ama bunun 500 milyar dolara ulaşmasını istiyoruz. Bunu yapabilir miyiz? Yaparız, eğer ilimden gidersek, eğitimin kalitesini artırırsak. Dünyada ekonomide hangi sıradaysanız bilin ki eğitimde de o sıradasınız. Şimdi dünyada 16. sıradayız eğitimde, hedefimiz ilk 10'a çıkmak, bunu yapabilmek için de 860 milyar doları 2 trilyon dolara çıkarabilmemiz lazım. Yapar mıyız, yaparız hiç şüpheniz olmasın.'

Kendisinin 70 kişilik sınıflarda öğretim gördüğünü, Haydar Paşa Lisesinde 70 kişilik bir sınıfta eğitim aldığını anlatan Bakan Yılmaz, 'Şimdi 70 kişilik sınıf var mı? Yok. 36'ydı, biz bunu daha da aşağıya düşürdük. İnşallah başbakanımızın talimatı var. Çok göç alan büyük şehirlerimiz başta olmak üzere ikili eğitimi kaldıracağız. Yine eğitimde kaliteyi arttırmak için öğretmen başına düşen öğrenci sayısının az olması lazım.' dedi.

- 'Ağustostan sonra 10 bin öğretmen alacağız'

AK Parti hükümetleri döneminde 560 binin üzerinde öğretmen ataması gerçekleştirdiklerini anımsatan Bakan Yılmaz, 'En büyük yatırımı öğretmene yaptık. Bir çok yerde görüyorum. Öğretmen odalarında son 10 yılda atananlar elini kaldırsın diyorum, hemen hemen hepsi kaldırıyor. Dolayısıyla biz 560 binin üzerinde öğretmen ataması yaptık. Geçen yıl 50 bin atama yaptık. 50 bin rakamı küçümsenecek bir rakam değil. Bazı ülkelerin tüm kamu görevlilerinin toplamına eşit. Bu yılda 20 bin öğretmenin mülakatını yapıyoruz. İnşallah yakında sonuçlar açıklanacak. Ağustostan sonra da 10 bin öğretmen alacağız. Allah nasip ederse iki yılda atadığımız öğretmen sayısı 80 bine çıkacak. İstiyoruz ki evlatlarımız daha iyi eğitim alsın. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısını da 30'ların üzerinden 20'lerin altına düşürdük. Dolayısıyla bu noktada da iyi bir noktaya doğru gidiyoruz.' şeklinde konuştu.

Yılmaz, geçen yılki TEOG sınavında 120 sorunun 120'sini yapanların Van'ın Erciş'inden, Edremit'inden çıktığını belirtti.

Bunun çok önemli bir başarı göstergesi olduğunu kaydeden Yılmaz, şöyle devam etti:

'Bu öğrenciler, Muş'un Varto'sundan çıktı. Şırnak'ın İdil'inden çıktı. Tunceli Çemişkezek'ten çıktı. Çemişkezek'ten birisi Robert Koleje gidebiliyorsa veya Muş'un Varto'sundan taşımalı eğitimle öğrenim gören bir kişi eğitimde en yüksek dereceye gelebiliyorsa biz fırsat eşitliğinde epey mesafe aldık. Ama daha yapmamız gerekenler var mı? Tabi ki var ondan hiç şüpheniz olmasın. Eğitimde Türkiye'nin bugünü dünden kat kat iyi. Yarın gelecek, yarınımız bugünümüzden kat ve kat daha iyi olacak. İşte bu okulda yarının Gökçeadası'nda yarınının eğitimini bugünden daha iyi olacağına çok güzel bir örnektir.'

ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Yücel Acer ise Gökçeada Uygulama Bilimler Yüksekokulunun, 4 yılık bir okul olduğunu söyledi.

Okulun 261 öğrencisi bulunduğunu ifade eden Acer, 'Burada görev yapan 19 öğretim elemanı vardır. Onun yanı sıra yine ayrıca, Gökçeada'da hemen yanı başımızdaki binayı kullanan Gökçeada Meslek Yüksekokulumuz vardır. 2 yıllık yüksek okulumuzun toplam öğrenci sayısı 774'tür. Şu an hizmete açacağımız bina toplam 7 bin 250 metrekare alana oturtulmuş ve 2 bin 980 metre kare yani yaklaşık 3 bin metrekare alanı olan bir okul binasıdır. Bu bina içerisinde 18 adet akademisyen odası bulunmakta, 6 adet idari faaliyetlerde kullanacak oda bulunmakta 17 adet derslik var. 3 adet laboratuar var. Bilgisayar odası, kütüphane, kantin ve sığınak var.' diye konuştu.

İş adamı Zafer Karadeniz de ülkelerin gelişmelerinin öğrenim kalitesiyle ve bireylerin üstün başarısıy mümkün olacağını anlattı.

Bu açıdan bakıldığında ülkenin başarılı bireylere çok ihtiyacı olduğuna işaret eden Karadeniz, şöyle devam etti:

'Yaptığınız işi iyi yapanlardan olun lütfen. Bakınız Muhammed Ali Clay, boks yaparken hedefi büyük koyar, dünya şampiyonluğu hedefler. Der ki 'Ben dünya şampiyonu olacağım'. O tarihte bir zencinin Amerika'da dünya şampiyonu olmasını herkes imkansız diye geçiştirir. Ancak bu imkansız sözü, Muhammed Ali Clay'i daha da kamçılar. İmkansızı şöyle tarif eder, der ki, 'İmkansız, yaşadığı dünyayı değiştirebilecek gücü kendi içinde yüreğinde hissetmek yerine, başkalarının kendisine gösterdiği dünyada yaşamayı daha kolay bulan küçük insanların ürettiği bir kelimedir' der. Ve çalışır, çabalar dünya şampiyonu olur. Bunun için yapmanız gereken tek şey, Allah'ın verdiği aklı ve bedeni gücü, iradeyi kudreti kullanmaktır.'

Konuşmaların ardından protokol üyeleri yapılan dua ile binanın açılışını gerçekleştirdi, daha sonra bina gezildi.

Törene, eski bakanlardan Faruk Nafiz Özak, Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Gökçeada Kaymakamı Muhittin Gürel, Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin, Çanakkale İl Emniyet Müdürü Celal Sel, İl Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Necmi İnce, AK Parti Çanakkale İl Başkanı Yeşim Karadağ ile hayırsever Karadeniz ailesinin yakınları katıldı.

Bakan İsmet Yılmaz ve beraberindekiler daha sonra Gökçeada Kaymakamlığında düzenlenen il brifingine katıldı. Ardından Yılmaz, Zeytinliköyde bulunan özel Gökçeada Rum İlkokulunu ziyaret edip, okulun şeref defterini imzaladı. Daha sonra Yılmaz ve beraberindekiler oradaki bir kafeteryada dibek kahvesi içip sakızlı muhallebi yedi.
Kaynak: AA