Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ABD'ye YPG Tepkisi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin PYD-YPG terör örgütüne silah yardımı yapma kararını eleştirerek, “Bizler müttefiklerimizin terör örgütlerinin değil, bizim yanımızda yer almayı tercih edeceklerine inanmak istiyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi ziyaret için Türkiye’ye gelen Sierra Leone Cumhurbaşkanı Ernest Bai Koroma ile başbaşa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısında konuştu.
ABD’nin PYD-YPG’ye silah yardımında bulunma kararı almasına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye ve Irak’ta her gelişme bizim için doğrudan milli güvenlik meselesidir. Bizler müttefiklerimizin terör örgütlerinin değil, bizim yanımızda yer almayı tercih edeceklerine inanmak istiyoruz” dedi.
“FIRAT KALKANI HAREKATI DEAŞ İLE MÜCADELE İÇİN BİR BAŞKA TERÖR ÖRGÜTÜNE İHTİYAÇ OLUNMADIĞINI TÜM DÜNYAYA İSPAT ETMİŞTİR”
Türkiye’nin başından beri Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanmasından yana tavır koyduğunun altını çizen Erdoğan, “Dün akşam, ABD yönetimi tarafından alınan ve bir kısmı basına yansıyan kararlar hakkında görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Komşumuz Suriye’de 6 yıldır 1 milyon insanın hayatına mal olan, yıkıcı ve bölgeyi istikrarsız hale getiren bir iç savaş yaşanıyor. DEAŞ, El Kaide ve YPG-PYD gibi terör örgütlerinin Suriye’deki kaosu fırsata çevirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Türkiye olarak başından beri tavrımızı demokrasiden, meşruiyetten, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasından yana koyduk. Kapı komşumuzda yaşanan insani drama ve katliamlara tepkisiz kalmadık. Zira bizim Suriye’ye sınırımız 911 kilometre. Irak’a 350 kilometre. Böyle bir sınırdaş konumunda olduğumuz ülkede bizleri rahatsız eden terör eylemleri, zaman zaman tehdit oluşturan terör eylemlerine karşı uzun zaman sabrettik. Ama belli bir noktadan sonra artık sabrın sonu geldi ve atılması gereken adımları atmaya başladık. 3 milyon Suriyeliye kapısını açan Türkiye oldu. 25 milyar doların üzerinde orada yardım, gerek konteyner kentler, çadır kentler kurmak suretiyle, sağlık, eğitim, gıda sağlamak suretiyle yatırım sayılabilecek adımlar attık. Bunun yanında terör örgütleri arasında ayrım yapılmaması gerektiğini, iyi terörist, kötü terörist ayrımına gidilemeyeceğini terörizmin tanımı içinde ortaya koymaya çalıştık. Suriye’deki cinayet şebekelerinin tamamına karşı kararlı bir şekilde mücadele yürüttük, yürütüyoruz. DEAŞ terör örgütüne şuana kadar ki en büyük zayiatı verdiren Fırat Kalkanı Harekatı bu tavrımızın en somut örneğidir. Bu harekat DEAŞ ile mücadele için bir başka terör örgütüne ihtiyaç olunmadığını tüm dünyaya ispat etmiştir. DEAŞ terörü ile mücadelede tavrımız bugün de aynıdır” diye konuştu.
“BUNUN AKLISELİM İLE ÇÖZÜLMESİNDEN YANA OLDUĞUMUZU İFADE EDİYORUM”
DEAŞ terör örgütü ile mücadelenin bir başka terör örgütü ile yürütülmemesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, “Böyle bir adım Suriye ve bölgenin geleceğini tehlikeye sokacaktır. Geçmişte atılan yanlış adımların Suriye’yi getirdiği durum ortadadır. Suriye ve Irak’ta her gelişme bizim için doğrudan milli güvenlik meselesidir. Bizler müttefiklerimizin terör örgütlerinin değil, bizim yanımızda yer almayı tercih edeceklerine inanmak istiyoruz. Bu konudaki tavrımızı, alınan kararla ilgili endişelerimizi 16 Mayıs’ta Başkan Trump ile yapacağımız görüşmelerde ayrıntılı bir şekilde kendilerine de bizzat ifade edeceğim. Aynı şekilde 25 Mayıs’ta Brüksel’de toplanacak mini NATO zirvesinde müttefiklerimizle konuyu masaya yatıracağız. Bu temasların bölgenin istikrarını garanti altına alacak, Suriye’nin gerçekleri ile uyumlu bir sonuca ulaşmamıza sağlayacağına inanıyorum. Temenni ederim ki, şuana kadar ortaya konulan, ifade edilen bazı gerçeklerden Amerika’ya gitmeden, bir an önce dönülmüş olur. Bu olayları yaşayan biziz. Bu açıklamaları yapanların hiç birisinin bu olaylarla yakından uzaktan alakası yok. Suriye’de, Irak’ta ne oluyor, bunların hiç birisini onlar bilmiyor. Ama biz bunları yaşıyoruz. Bizim bütün sınır boylarındaki vilayetlerimizde şehitlerimiz oldu. Bunları tüm ailelerini birada güvenlik altına almak için bu mücadeleyi veren biziz. Biz Suriye’nin bölünmesine, parçalanmasına karşı olduğumuzu her an söyledik. Bundan sonraki süreçte bunun aklıselim ile çözülmesinden yana olduğumuzu ifade ediyorum. Temenni ediyorum ki, yanlıştan bir an önce dönülür” şeklinde konuştu.
(Derya Yetim /İHA)
Kaynak: İHA
ABD’nin PYD-YPG’ye silah yardımında bulunma kararı almasına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye ve Irak’ta her gelişme bizim için doğrudan milli güvenlik meselesidir. Bizler müttefiklerimizin terör örgütlerinin değil, bizim yanımızda yer almayı tercih edeceklerine inanmak istiyoruz” dedi.
“FIRAT KALKANI HAREKATI DEAŞ İLE MÜCADELE İÇİN BİR BAŞKA TERÖR ÖRGÜTÜNE İHTİYAÇ OLUNMADIĞINI TÜM DÜNYAYA İSPAT ETMİŞTİR”
Türkiye’nin başından beri Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanmasından yana tavır koyduğunun altını çizen Erdoğan, “Dün akşam, ABD yönetimi tarafından alınan ve bir kısmı basına yansıyan kararlar hakkında görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Komşumuz Suriye’de 6 yıldır 1 milyon insanın hayatına mal olan, yıkıcı ve bölgeyi istikrarsız hale getiren bir iç savaş yaşanıyor. DEAŞ, El Kaide ve YPG-PYD gibi terör örgütlerinin Suriye’deki kaosu fırsata çevirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Türkiye olarak başından beri tavrımızı demokrasiden, meşruiyetten, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasından yana koyduk. Kapı komşumuzda yaşanan insani drama ve katliamlara tepkisiz kalmadık. Zira bizim Suriye’ye sınırımız 911 kilometre. Irak’a 350 kilometre. Böyle bir sınırdaş konumunda olduğumuz ülkede bizleri rahatsız eden terör eylemleri, zaman zaman tehdit oluşturan terör eylemlerine karşı uzun zaman sabrettik. Ama belli bir noktadan sonra artık sabrın sonu geldi ve atılması gereken adımları atmaya başladık. 3 milyon Suriyeliye kapısını açan Türkiye oldu. 25 milyar doların üzerinde orada yardım, gerek konteyner kentler, çadır kentler kurmak suretiyle, sağlık, eğitim, gıda sağlamak suretiyle yatırım sayılabilecek adımlar attık. Bunun yanında terör örgütleri arasında ayrım yapılmaması gerektiğini, iyi terörist, kötü terörist ayrımına gidilemeyeceğini terörizmin tanımı içinde ortaya koymaya çalıştık. Suriye’deki cinayet şebekelerinin tamamına karşı kararlı bir şekilde mücadele yürüttük, yürütüyoruz. DEAŞ terör örgütüne şuana kadar ki en büyük zayiatı verdiren Fırat Kalkanı Harekatı bu tavrımızın en somut örneğidir. Bu harekat DEAŞ ile mücadele için bir başka terör örgütüne ihtiyaç olunmadığını tüm dünyaya ispat etmiştir. DEAŞ terörü ile mücadelede tavrımız bugün de aynıdır” diye konuştu.
“BUNUN AKLISELİM İLE ÇÖZÜLMESİNDEN YANA OLDUĞUMUZU İFADE EDİYORUM”
DEAŞ terör örgütü ile mücadelenin bir başka terör örgütü ile yürütülmemesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, “Böyle bir adım Suriye ve bölgenin geleceğini tehlikeye sokacaktır. Geçmişte atılan yanlış adımların Suriye’yi getirdiği durum ortadadır. Suriye ve Irak’ta her gelişme bizim için doğrudan milli güvenlik meselesidir. Bizler müttefiklerimizin terör örgütlerinin değil, bizim yanımızda yer almayı tercih edeceklerine inanmak istiyoruz. Bu konudaki tavrımızı, alınan kararla ilgili endişelerimizi 16 Mayıs’ta Başkan Trump ile yapacağımız görüşmelerde ayrıntılı bir şekilde kendilerine de bizzat ifade edeceğim. Aynı şekilde 25 Mayıs’ta Brüksel’de toplanacak mini NATO zirvesinde müttefiklerimizle konuyu masaya yatıracağız. Bu temasların bölgenin istikrarını garanti altına alacak, Suriye’nin gerçekleri ile uyumlu bir sonuca ulaşmamıza sağlayacağına inanıyorum. Temenni ederim ki, şuana kadar ortaya konulan, ifade edilen bazı gerçeklerden Amerika’ya gitmeden, bir an önce dönülmüş olur. Bu olayları yaşayan biziz. Bu açıklamaları yapanların hiç birisinin bu olaylarla yakından uzaktan alakası yok. Suriye’de, Irak’ta ne oluyor, bunların hiç birisini onlar bilmiyor. Ama biz bunları yaşıyoruz. Bizim bütün sınır boylarındaki vilayetlerimizde şehitlerimiz oldu. Bunları tüm ailelerini birada güvenlik altına almak için bu mücadeleyi veren biziz. Biz Suriye’nin bölünmesine, parçalanmasına karşı olduğumuzu her an söyledik. Bundan sonraki süreçte bunun aklıselim ile çözülmesinden yana olduğumuzu ifade ediyorum. Temenni ediyorum ki, yanlıştan bir an önce dönülür” şeklinde konuştu.
(Derya Yetim /İHA)