Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan gündeme ilişkin açıklamalar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de muhtarlar toplantısında konuştu. Erdoğan'ın hedefinde Kılıçdaroğlu ile CHP'li Hüsnü Bozkurt vardı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 37. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan'ın hedefinde kontrollü darbe iddiasını gündeme taşıyan Kılıçdaroğlu ile 'Evet çıkarsa hepinizi denize dökeriz' diyen CHP'li Hüsnü Bozkurt vardı.
Cumhurbaşkanı, CHP liderine 'Ya, sen şehitlerimize bu hakaret yetkisini nereden buldun. Örtülü darbeyse, zerre kadar haysiyetin varsa, zerre kadar şahsiyetin varsa çık, dosyaları ortaya koy.' diyerek seslendi. CHP'li Bozkurt'a da tepki gösteren Erdoğan, 'Ya kimsin sen. Önce haddini bil. Bu millet seni Amasya'ya sokmaz. Sizi Sivas'a sokmazlar ya. Terbiyesiz herif ya. Biz Yunan'ı denize döktük. Sen bu ülkede 'Evet' diyenleri denize dökeceksin. Senin ayakta durmaya mecalin var mı ya?' ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı, CHP liderine 'Ya, sen şehitlerimize bu hakaret yetkisini nereden buldun. Örtülü darbeyse, zerre kadar haysiyetin varsa, zerre kadar şahsiyetin varsa çık, dosyaları ortaya koy.' diyerek seslendi. CHP'li Bozkurt'a da tepki gösteren Erdoğan, 'Ya kimsin sen. Önce haddini bil. Bu millet seni Amasya'ya sokmaz. Sizi Sivas'a sokmazlar ya. Terbiyesiz herif ya. Biz Yunan'ı denize döktük. Sen bu ülkede 'Evet' diyenleri denize dökeceksin. Senin ayakta durmaya mecalin var mı ya?' ifadesini kullandı.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gabar'da 3 şehidin verilmesinden sonra 20 PKK'lı teröristin öldürüldüğünü söyledi.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
Kardeşlerim Türkiye 11 gün sonra çok önemli bir seçim için sandığa gidecek. Seçimin konusu malum anayasa değişikliğidir. Ortada 18 maddelik bir anayasa değişikliğinin kabulü veya reddi söz konusudur ancak içerik itibariyle ülkemizin yönetim sistemini değiştirecek olması bakımından bu halk oylaması tarihi bir öneme sahiptir. Özellikle de yeni sistemin en büyük özelliği, milli iradenin ülke yönetimi üzerindeki etkisini artırıyor olmasıdır. Sizler, bunun anlamını çok iyi bilirsiniz. Kaymakam ve belediye başkanı yetkileriyle donatılmış muhtarın, mahallesine getireceği hizmetleri bir düşünün. İşte 16 Nisan'da buna benzer bir değişim gerçekleştiriyoruz.
'BÖYLE YALAN MAKİNESİ GÖRMEDİM'
Kardeşlerim, fakat bunu anlamayanlar var. Ana muhalefetin başındaki zat bunu anlamış değil. Geçenlerde bir konuşma yapıyor, ne diyor? '17 Nisan'da muhtarlıkları bu cumhurbaşkanı kapatabilir'. Kardeşlerim, inanın böyle bir yalan makinesi ben görmedim. Bir defa muhtarların nasıl seçildiğini bilmiyor. Tayyip Erdoğan nasıl seçildiyse, muhtarlıklar da öyle seçiliyor sayın Kılıçdaroğlu. Aramızda fark yok. Beni de millet seçti, sizleri de millet seçti. Şimdi diyor ki, 'Bir kararname çıkaracak,muhtarlıkları kaldıracak' diyor. Ya Kılıçdaroğlu, yasal düzenlemeyle gelen, yasal düzenlemelerle gider. O yasal düzenlemelerin bağlı olduğu yer de anayasa.
'KİM NE İŞ YAPAR HABERİ YOK'
Muhtar deyip geçmeyin, adı üstünde muh-tar. Ne yazık ki muhtarları bu beyefendi hafife alıyor. Ben BM toplantısında konuşuyorum. O da burada konuşuyor. 'BM toplantısında Tayyip Erdoğan konuşurken bir yurttaş olarak utandım. Dünya liderlerine mi yoksa muhtarlara mı konuşuyor' dedi. Daha sonra çıktı 'Haddime mi?' dedi. Ya söyledin işte, kayıtlarda. Ya cumhurbaşkanı ile lokantanın ne işi var? Lokantaları belediyeler kapatır. Sayın Kılıçdaroğlu ben belediye başkanlığı yaptım, bu işleri de bilirim. Kim ne iş yapar, haberi yok. Böyle bir insana bu ülkede nasıl olacak da, böyle bir siyasi parti, üstelik ana muhalefet teslim edilecek. Demokrasilerde değerli arkadaşlarım, muhalefet çok önemli. Muhalefet gerçekten akıllı bir muhalefet yaparsa iktidara güç katar. Muhalefet, muhalefetliğini doğru yapmazsa hem kendi kaybeder, hem ülke kaybeder.
'HÜKÜMET SANDIKTA KURULACAK'
Güneş Motel'de ne pazarlıklar yapıldı. Hatırladığım kadarıyla 13 bakanlık dağıtıldı. Şimdi hükümet Meclis'te kurulmayacak. Doğrudan sandıkta, sizin tarafınızdan kurulacak. Siz, sandıkta yetkiyi veriyor musunuz cumhurbaşkanına, veriyorsunuz. Cumhurbaşkanı parlamento içinden değil, isterse oradan da kurar, ama parlamentodan aldığı kişinin vekilliği düşer. Ya ne yapacak? Dışarıdan alacak. Milletvekilliği sıfatı olmayacak, tabii isterse olur o ayrı konu. Cumhurbaşkanı, dışarıdan kurduğu kabineyle ülkesinde hizmeti sürdürecek. 'Siz o bana gidebilir misiniz?' diyor. Ya niye gidemesin. Bakanın görevi ülkeye hizmet. Cumhurbaşkanının görevi o Bakanlar Kurulu'nu çalıştırmak. 2.5 yıldır cumhurbaşkanlığı yapıyoruz. Burada da gerek hükümetle münasebetler, gerek hizmet nasıl yürütülür bunları da icra ettik. Şimdi bizim çok daha ileriye gitmemiz lazım. Bize artık bu elbise dar geliyor, dar.
'SABRİ Mİ, YOKSA KILIÇDAROĞLU MU?
Şimdi ana muhalefetin başındaki zat, 15 Temmuz'un ruhunu karalıyor. Bak ne diyor, 'Örtülü bir darbedir' diyor. Ya, sen şehitlerimize bu hakaret yetkisini nereden buldun. Örtülü darbeyse, zerre kadar haysiyetin varsa, zerre kadar şahsiyetin varsa çık, dosyaları ortaya koy. Biz de gerekeni yapalım. Siyasi hayatımda ne aldanan olduk, ne aldatan olduk. Bu millete yalan konuşma. Ben o gece, geç saatlerde Yeşilköy'e indiğimde, Atatürk Havalimanı'nda binlerce kardeşim oraya gelmişti. Saat 11.30 gibi de 'Kılıçdaroğlu geldi ve ayrıldı' dediler. Sonra öğrendik ki Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine kaçmış. 'Tankın üzerine ilk ben çıkarım' diyordu. Tank oradaydı, sen neredeydin? Bu iş lafla olmaz, yürekle olur bu iş. 36 yaşındaki Sabri'ye bak bir. Bir tank üzerinden geçiyor, ikinci tankın altına da yatıyor. Kolu bacağı kırılıyor ama, oradan yürekli bir gazi olarak çıkıyor. Şimdi soruyorum; Sabri mi, yoksa Kılıçdaroğlu mu? Sabri, Sabri.
'KESİN İHRAÇ TALEBİYLE BU ADAMI ATIN'
Çıkıyor bir milletvekili. Nasipsiz, evet diyenleri İzmir'de denize dökmekten söz ediyor. Ya kimsin sen. Önce haddini bil. Bu millet seni Amasya'ya sokmaz. Sizi Sivas'a sokmazlar ya. Terbiyesiz herif ya. Biz Yunan'ı denize döktük. Sen bu ülkede 'Evet' diyenleri denize dökeceksin. Senin ayakta durmaya mecalin var mı ya? Genel başkanları çıkıp konuşuyor, 'Doğru bulmam' diyor. Hemen kesin ihraç talebiyle bu adamı at. Atmazsan bu CHP gider. Bunun adı bölücülüktür, bunun adı bu ülkeyi parçalamaktır. Biz 'Hayır' diyenleri denize dökmeyiz. Biz 'Hayır' diyenlere inşallah özel bir siyaset müzesi kuracağız. Onları da orada sergileyeceğiz. Biz demokrasiyi böyle anladık. Ne demek denize dökmek? Bizim için 80 milyon bu ülkede saygındır. Biz 'Hayır' diyenlerin eleştirilerine anlayışla karşılık veririz. Ama kalkıp denize dökmeyiz. Ben onların çadırına gittim. Evet diyenleri de, hayır diyenleri de anlayışla karşılarım. '
'ERDOĞAN'I SEVEN VARDIR SEVMEYEN VARDIR'
Kardeşlerim, Tayyip Erdoğan'ı seven vardır, sevmeyen vardır.Hepsine de saygı duyarım. Ama Tayyip Erdoğan'ın Türkiye ve Türk milletinin aleyhine herhangi bir işe kalkışmayacağını herkesin bildiğini düşünüyorum. Beni bölücü terör örgütü sevmez. Beni FETÖ sevmez. Beni DEAŞ sevmez. Beni rantçılar sevmez. Beni Batı'da bir kısım liderler hiç sevmez. İsviçre Parlamentosu önünde portremi koyup şakağıma silah dayanlar beni sevmez. Ya onlardan zaten beni sevmelerini beklemiyoruz. Bizi halkımız sevsin, bizi Hakk kabul etsin, onun rızasını kazanalım yeter.