Modern Toplumların En Büyük Sorunu 'Yaşlılık'
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Güney Nair, modern toplumların en büyük sorununun yaşlılık olduğunu söyledi.
Dünya nüfusunun yaşlandığında dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Güney Nair, "Günümüz modern toplumlarının en ciddi sorunlarının başında hızla yaşlanan nüfus geliyor. Bu sanayi toplumları ve modern toplumların genel sorunu. Ülkemizde ne yazık ki sanayileşme süreci hız kazandıkça bu sorunla yüzleşiyor. 2015 verilerine göre Monaco nüfusunun Yüzde 30.4’ü altmış beş yaş üzerinde. Monaco’yu, Japonya izliyor. Onlar da yüzde 26.6’sı yaşlı nüfus. Almanya da ise bu oran yüzde 21.5" dedi.
Nair, Türkiye’nin yaşlı nüfus açısından avantajlı konumda olduğunu ve Türkiye’de 2015 verilerine göre yüzde 8.2 oranında yaşlı nüfus olduğunu söyledi.
Yaşlanan nüfus beraberinde istihdam, büyüme, işgücü, sosyal güvenlik sistemi, vergi, sağlı sistemi ve birçok alanda sosyo ekonomik sonuçlar doğurduğunu ifade eden Nair, "İş gücü kapasitesi giderek daralıyor ve iş gücü verimliliği düşüyor. Sanayi Devrimi’nden sonra hızla yaşanan kentleşme dünya toplumlarında geleneksel aileden çekirdek aileye doğru bir kaymayı gündeme getirdi. Büyük kentlerin yaşam koşullarının ağırlaşması bireyleri daha az çocuk yapmaya itti. Tabi kuşkusuz hiçbir sosyal sorunu biz tek nedenle açıklamıyoruz. Tek bir sonuçta doğurmuyor. Fakat yaşlılık sorununun günümüzdeki en önemli nedenlerinin başında doğurganlık oranlarının giderek azalması, tıptaki gelişmelere paralel olarak da ortalama insan ömrünün giderek uzaması gösteriliyor. Tabi bu işgücü konusunda ki verimlilik kayıplarının yanı sıra özelikle sosyal güvenlik politikalarında yeni yeni düzenlemeleri de beraberinde getiriyor. Avrupa Birliği ülkelerinde Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın Yüzde 10.6’sı sağlık harcamalarına ayrılıyor. Bu oran 2050’de Yüzde 12.9’a çıkacak. Bu çok yüksek bir oran. Kamu harcamalarının sürdürülebilirliği bu anlamda ciddi bir tartışma konusu. Genç çalışan nüfusa vergi yükü doğal olarak beraberinde geliyor. Yaşlanan nüfus beraberinde istihdam, büyüme, işgücü, sosyal güvenlik sistemi, vergi, sağlı sistemi ve birçok alanda sosyo ekonomik sonuçlar doğuruyor. Tabi bu süreç böyle gitmeyecek. Kuşkusuz önümüz de geçen zaman diliminde giderek büyüyen sosyal soruna bir takım çözüm önerileri de kaçınılmaz" şeklinde konuştu.
"Yaşlanan nüfus modern toplumların üzerinde yük"
Nüfusun yaşlanmasıyla sağlık harcamalarının da arttığına dikkat çeken ve bunun önüne geçilebilmesi için dünya toplumlarının çeşitli çabalar içinde olduğuna dikkat çeken Nair, "Örneğin emeklilik yaşının ülkemizde de olduğu gibi yukarıya çekilmesi, emeklilere yeniden iş olanaklarının yaratılması ya da onların iş yaşamına dahil edilmesi sosyal hizmet politikalarındaki birtakım yeni düzenlemeler yakın gelecekte sanıyorum düşünülecek veya düşünülmekte olan çözüm önerileri. Tabi bilişim teknolojilerindeki gelişmeyi de göz ardı etmemek gerekiyor. Belki verimlilik, iş verimliliği ya da istihdam konusunda robotik teknolojiler çözüm olabilecektir insanlık için. Ama hızla yaşlanan nüfusun özellikle sağlık harcamalarının toplumların ekonomik bütçelerine getirdiği yük sanıyorum bu teknolojilerle aşılacak bir sorun değil ciddi bir sorun. Yakın gelecekte ülke olarak ne yazık ki bizde bu yaşlanma sorunuyla daha fazlasıyla yüzleşeceğiz" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Nair, Türkiye’nin yaşlı nüfus açısından avantajlı konumda olduğunu ve Türkiye’de 2015 verilerine göre yüzde 8.2 oranında yaşlı nüfus olduğunu söyledi.
Yaşlanan nüfus beraberinde istihdam, büyüme, işgücü, sosyal güvenlik sistemi, vergi, sağlı sistemi ve birçok alanda sosyo ekonomik sonuçlar doğurduğunu ifade eden Nair, "İş gücü kapasitesi giderek daralıyor ve iş gücü verimliliği düşüyor. Sanayi Devrimi’nden sonra hızla yaşanan kentleşme dünya toplumlarında geleneksel aileden çekirdek aileye doğru bir kaymayı gündeme getirdi. Büyük kentlerin yaşam koşullarının ağırlaşması bireyleri daha az çocuk yapmaya itti. Tabi kuşkusuz hiçbir sosyal sorunu biz tek nedenle açıklamıyoruz. Tek bir sonuçta doğurmuyor. Fakat yaşlılık sorununun günümüzdeki en önemli nedenlerinin başında doğurganlık oranlarının giderek azalması, tıptaki gelişmelere paralel olarak da ortalama insan ömrünün giderek uzaması gösteriliyor. Tabi bu işgücü konusunda ki verimlilik kayıplarının yanı sıra özelikle sosyal güvenlik politikalarında yeni yeni düzenlemeleri de beraberinde getiriyor. Avrupa Birliği ülkelerinde Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın Yüzde 10.6’sı sağlık harcamalarına ayrılıyor. Bu oran 2050’de Yüzde 12.9’a çıkacak. Bu çok yüksek bir oran. Kamu harcamalarının sürdürülebilirliği bu anlamda ciddi bir tartışma konusu. Genç çalışan nüfusa vergi yükü doğal olarak beraberinde geliyor. Yaşlanan nüfus beraberinde istihdam, büyüme, işgücü, sosyal güvenlik sistemi, vergi, sağlı sistemi ve birçok alanda sosyo ekonomik sonuçlar doğuruyor. Tabi bu süreç böyle gitmeyecek. Kuşkusuz önümüz de geçen zaman diliminde giderek büyüyen sosyal soruna bir takım çözüm önerileri de kaçınılmaz" şeklinde konuştu.
"Yaşlanan nüfus modern toplumların üzerinde yük"
Nüfusun yaşlanmasıyla sağlık harcamalarının da arttığına dikkat çeken ve bunun önüne geçilebilmesi için dünya toplumlarının çeşitli çabalar içinde olduğuna dikkat çeken Nair, "Örneğin emeklilik yaşının ülkemizde de olduğu gibi yukarıya çekilmesi, emeklilere yeniden iş olanaklarının yaratılması ya da onların iş yaşamına dahil edilmesi sosyal hizmet politikalarındaki birtakım yeni düzenlemeler yakın gelecekte sanıyorum düşünülecek veya düşünülmekte olan çözüm önerileri. Tabi bilişim teknolojilerindeki gelişmeyi de göz ardı etmemek gerekiyor. Belki verimlilik, iş verimliliği ya da istihdam konusunda robotik teknolojiler çözüm olabilecektir insanlık için. Ama hızla yaşlanan nüfusun özellikle sağlık harcamalarının toplumların ekonomik bütçelerine getirdiği yük sanıyorum bu teknolojilerle aşılacak bir sorun değil ciddi bir sorun. Yakın gelecekte ülke olarak ne yazık ki bizde bu yaşlanma sorunuyla daha fazlasıyla yüzleşeceğiz" ifadelerini kullandı.