Kılıçdaroğlu: Partisinin genel başkanı olursa benim cumhurbaşkanım olamaz
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, amatör spor kulüp yöneticileri ve sporcularla bir araya geldi. İstanbul'da bir otelde düzenlenen gece saat 19.00'da başladı. Kılıçdaroğlu'na CHP'li milletvekilleri ve İstanbul il yönetimi eşlik etti. Referandum sürecinin haricinde sporun gündeminin de değerlendirildiği toplantıda geceye katılanlar Kılıçdaroğlu'na sorular yöneltti. Kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, sorulan sorulara yanıt verirken anayasa değişikliği ile ilgili açıklamalarda bulundu.
"GENÇLERİMİZE SAHİP ÇIKAMADIK"
Kemal Kılıçdaroğlu, siyasetçiler olarak sporculara sahip çıkamadıklarına değinerek, "Gençlerimize tesisler yapsaydık emin olun maratonda da, boksta da, güreşte de dünyanın bir markası olabilirdik. Gençlerimize sahip çıkamadık. O nedenle birileri yanlış yaptığı zaman yanlış yapanı suçlamak yerine, o çocuk yanlışı hangi gerekçeyle yaptı ve neden yaptı önce onu araştırmak zorundayız.
Siyaset kurumu spora destek verirken 'Bizim partinin sporcuları, bunlara destek verelim. Bunlar da bizim partinin sporcuları değil, bunları dışlayalım' dememeli. Bu anlayış spor dünyasında olmamalı. Siyasetçi kimliği taşıyan biri olarak ifade ediyorum, biz bütün sporculara eşit mesafedeyiz ve bütün sporcuları destekliyoruz. Var olan sorunların çözümleri için elimizden gelen her türlü çabayı göstermeye çalışıyoruz" dedi.
"DEMOKRATİK STANDARTLAR GELİŞMEMİŞSE SPORUN NESİNİ TARTIŞACAĞIZ"
Kılıçdaroğlu, spor ve sanatta gelişmenin demokrasideki gelişmeyle sağlanacağını vurgulayarak, "Var olan sorunlarımıza ortak akıl ile çözüm üreteceksek parlamenter demokratik sistemden yana tavır almak zorundayız. Bunu gayet net söylüyorum. Bunun siyasetle de bir ilgisi yok. Bu bireysel olarak her bir vatandaşımızın tavrı ve tutumu ile ilgilidir. İki tercihte bulunacağız. Demokratik parlamenter sistem mi? Otoriter tek adam rejimi mi? Bunun kişilerle de ilgisi yok. Tamamen demokrasiyle ilgili. Sporu tartışıyoruz. Eğer demokratik standartlar gelişmemişse sporun nesini tartışacağız. Hukukun üstünlüğü yoksa, haksızlığa uğrayan bir sporcu adaleti nerede arayacak? Eğer demokratik bir standart yoksa herhangi bir kişi düşüncesini özgürce nasıl ifade edebilecek?" ifadelerini kullandı.
"DEMOKRATİK STANDARTLARINIZ YOKSA SİZİN BÜYÜME ŞANSINIZ YOKTUR"
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü, "Bir ülkenin itibarı iki temel kurala bağlıdır. Birincisi hukukun üstünlüğüdür. İkinci temel kural ise o ülke üretiyor mu, üretmiyor mudur. Hukuk devleti var ve üretiyorsanız, dünyaya malınızı satıyorsanız siz itibarlı ve saygın bir ülkesinizdir. Demokratik standartlarınız yoksa sizin büyüme şansınız yoktur. Dünyanın en az gelişmiş 20 ülkesine bakın. Hepsinde başkanlık sistemi var. Hepsinde başkan çok zengin, halk fakir. Dünyanın en gelişmiş 20 ülkesine bakıyoruz. Amerika'da başkanlık sistemi var. Diğerlerinin tamamında parlamenter demokratik sistem var. Tercihimizi buna göre yapacağız. Ya üçüncü ligde yer alacağız ya da birinci ligde yer alacağız. Birinci ligde yer almanın temel hedefi hukukun üstünlüğüne inanmaktır. Üçüncü ligde olursanız elinde sopa taşıyan, konuşan herkesin kafasına vuran bir ligdir. O da tek adam rejimidir. Tek adam rejiminde antrenör siz olacaksınız. Hakem siz olacaksınız. Federasyon başkanı siz olacaksınız. Kaleci siz olacaksınız. Şutu siz çekecek, merkez hakem heyeti başkanı siz olacaksınız. Takım yenildiği zaman dönüp ne oldu diyeceksiniz. Siz mağlup olduğunuzu kabul etmeyeceksiniz. Eşitlik denen bir kavram var. Hakem dediğimiz bir kurum var."
"PARTİSİNİN GENEL BAŞKANI OLURSA BENİM CUMHURBAŞKANIM OLAMAZ"
Partili cumhurbaşkanlığının yanlış olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Şimdi biz hakemi bir tarafa bıraktık. En tepedeki kişinin taraflı olmasını istiyoruz. 80 milyonu değil sadece kendisine oy verenleri temsil etsin diye bir kural getiriyoruz, yeni anayasa değişikliğinde. Bu doğru değil. Cumhurbaşkanlığı hepimizin ortak paydasıdır. Benimde cumhurbaşkanımdır, benim gibi düşünmeyenin de cumhurbaşkanıdır. Yeni anayasa değişikliği ile aynı zamanda partisinin genel başkanı olacak. Partisinin genel başkanı olursa benim cumhurbaşkanım olamaz. Ben bu durumda tarafsız olamam. Binali bey tarafsız olabilir mi? Devlet Bahçeli tarafsız olabilir mi? Hayır" diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, siyasetçiler olarak sporculara sahip çıkamadıklarına değinerek, "Gençlerimize tesisler yapsaydık emin olun maratonda da, boksta da, güreşte de dünyanın bir markası olabilirdik. Gençlerimize sahip çıkamadık. O nedenle birileri yanlış yaptığı zaman yanlış yapanı suçlamak yerine, o çocuk yanlışı hangi gerekçeyle yaptı ve neden yaptı önce onu araştırmak zorundayız.
Siyaset kurumu spora destek verirken 'Bizim partinin sporcuları, bunlara destek verelim. Bunlar da bizim partinin sporcuları değil, bunları dışlayalım' dememeli. Bu anlayış spor dünyasında olmamalı. Siyasetçi kimliği taşıyan biri olarak ifade ediyorum, biz bütün sporculara eşit mesafedeyiz ve bütün sporcuları destekliyoruz. Var olan sorunların çözümleri için elimizden gelen her türlü çabayı göstermeye çalışıyoruz" dedi.
"DEMOKRATİK STANDARTLAR GELİŞMEMİŞSE SPORUN NESİNİ TARTIŞACAĞIZ"
Kılıçdaroğlu, spor ve sanatta gelişmenin demokrasideki gelişmeyle sağlanacağını vurgulayarak, "Var olan sorunlarımıza ortak akıl ile çözüm üreteceksek parlamenter demokratik sistemden yana tavır almak zorundayız. Bunu gayet net söylüyorum. Bunun siyasetle de bir ilgisi yok. Bu bireysel olarak her bir vatandaşımızın tavrı ve tutumu ile ilgilidir. İki tercihte bulunacağız. Demokratik parlamenter sistem mi? Otoriter tek adam rejimi mi? Bunun kişilerle de ilgisi yok. Tamamen demokrasiyle ilgili. Sporu tartışıyoruz. Eğer demokratik standartlar gelişmemişse sporun nesini tartışacağız. Hukukun üstünlüğü yoksa, haksızlığa uğrayan bir sporcu adaleti nerede arayacak? Eğer demokratik bir standart yoksa herhangi bir kişi düşüncesini özgürce nasıl ifade edebilecek?" ifadelerini kullandı.
"DEMOKRATİK STANDARTLARINIZ YOKSA SİZİN BÜYÜME ŞANSINIZ YOKTUR"
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü, "Bir ülkenin itibarı iki temel kurala bağlıdır. Birincisi hukukun üstünlüğüdür. İkinci temel kural ise o ülke üretiyor mu, üretmiyor mudur. Hukuk devleti var ve üretiyorsanız, dünyaya malınızı satıyorsanız siz itibarlı ve saygın bir ülkesinizdir. Demokratik standartlarınız yoksa sizin büyüme şansınız yoktur. Dünyanın en az gelişmiş 20 ülkesine bakın. Hepsinde başkanlık sistemi var. Hepsinde başkan çok zengin, halk fakir. Dünyanın en gelişmiş 20 ülkesine bakıyoruz. Amerika'da başkanlık sistemi var. Diğerlerinin tamamında parlamenter demokratik sistem var. Tercihimizi buna göre yapacağız. Ya üçüncü ligde yer alacağız ya da birinci ligde yer alacağız. Birinci ligde yer almanın temel hedefi hukukun üstünlüğüne inanmaktır. Üçüncü ligde olursanız elinde sopa taşıyan, konuşan herkesin kafasına vuran bir ligdir. O da tek adam rejimidir. Tek adam rejiminde antrenör siz olacaksınız. Hakem siz olacaksınız. Federasyon başkanı siz olacaksınız. Kaleci siz olacaksınız. Şutu siz çekecek, merkez hakem heyeti başkanı siz olacaksınız. Takım yenildiği zaman dönüp ne oldu diyeceksiniz. Siz mağlup olduğunuzu kabul etmeyeceksiniz. Eşitlik denen bir kavram var. Hakem dediğimiz bir kurum var."
"PARTİSİNİN GENEL BAŞKANI OLURSA BENİM CUMHURBAŞKANIM OLAMAZ"
Partili cumhurbaşkanlığının yanlış olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Şimdi biz hakemi bir tarafa bıraktık. En tepedeki kişinin taraflı olmasını istiyoruz. 80 milyonu değil sadece kendisine oy verenleri temsil etsin diye bir kural getiriyoruz, yeni anayasa değişikliğinde. Bu doğru değil. Cumhurbaşkanlığı hepimizin ortak paydasıdır. Benimde cumhurbaşkanımdır, benim gibi düşünmeyenin de cumhurbaşkanıdır. Yeni anayasa değişikliği ile aynı zamanda partisinin genel başkanı olacak. Partisinin genel başkanı olursa benim cumhurbaşkanım olamaz. Ben bu durumda tarafsız olamam. Binali bey tarafsız olabilir mi? Devlet Bahçeli tarafsız olabilir mi? Hayır" diye konuştu.