FETÖ Çatı Davasında Sanık Kazım Avcı'ya '15 Temmuz' Tepkisi
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen FETÖ/PDY çatı davasının tutuklu sanıklarından Kazım Avcı, "15 Temmuz’dan sonra da çok sayıda insan öldü veya intihar olayı yaşandı. Bunlar hakkında tek kelime edilmiyor. Bunlar da bu ülkenin insanıdır" dedi. Bunun üzerine müştekilerden Ahmet Tatar, "15 Temmuz’u yapanlar bu ülkenin insanları değil. 15 Temmuz’u yapanlar birer maşaydı" diyerek Avcı’ya tepki gösterdi.
Fetullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 73 kişi hakkında açılan FETÖ/PDY çatı davasının görülmesine devam ediliyor. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davaya tutuklu sanıklar İlhan İşbilen, Alaeddin Kaya, Hidayet Karaca, Ali Çelik ve Abdülkadir Aksoy ile taraf avukatları ve müştekiler katıldı.
Tutuklu sanıklar Kazım Avcı ile Dilaver Azim, tutuklu bulundukları cezaevinden SEGBİS ile duruşmaya katıldı.
Tanık olarak ifadesi dinlenilen eski Askeri Savcı Ahmet Zeki Üçok, FETÖ’nün TSK içindeki yapılanmasını anlattı. Üçok, askeri casusluk davaları ile başlayan süreçte dava yoluyla ihraç edilemeyen çok sayıda TSK mensubunun disiplin yoluyla atıldığını belirtti.
Üçok, 2006’dan bu yana sadece Kara Harp Okulundan atılan öğrenci sayısının 4 bin civarında olduğunu, atılan öğrencilerden çoğunun orada görev yapan örgüt mensubu kişilerce atıldığını ifade etti.
"En üst rütbedeki askerler TSK’dan tasfiye edildi"
Ahmet Zeki Üçok, Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk gibi davalarla gerçekleştirilen tasfiyelere ilişkin olarak, "Türkiye Cumhuriyeti belki de İstiklal Savaşı’nda, Çanakkale Savaşı’nda vermediği kadar general, amiral, subay katliamına maruz bırakılmıştır. Balyoz ile en üst rütbedeki askerler TSK’dan tasfiye edilmiş, bu darbe girişiminde faaliyet gösteren üst rütbelilerden çoğu bu kumpaslar nedeniyle o noktalara gelmiştir. Üst rütbelerde bulunan 172 kişi FETÖ mensubu olarak tutuklanmıştır. 15 Temmuz yaşanmasaydı bunlar 3 yıl sonra daha üst rütbelere geçecekti" dedi.
TSK içine sızmak için öncelikle TSK’nın ve askerlerin itibarsızlaştırılmasına başlanıldığını vurgulayan Üçok, "General, amiral, albay veya başka bir rütbedeki askerin tasfiyesi yapılacaksa önce basın yayın kuruluşlarıyla o kişi ile ilgili alçakça ve yalan haberler üretilerek kamuoyu nezdinde o kişinin itibarının sıfırlandırılması yapılıyordu" ifadesini kullandı. Üçok, örgütün porno siteleri ile de üst rütbede bulunan askerlere kumpas kurduğunu kaydetti.
Üçok, "15 Temmuz süreci içerisinde TSK’nın neredeyse yarısı bu örgüt tarafından ele geçirildi. 2006-2015 yılları arasında askeri okullara giren öğrencilerin yüzde 80’inin sorular çalınarak TSK’nın içine sokulduğu tespit edildi. Biz her yıl 5 bin civarında askeri öğrenci alırız. TSK’ya 2006-2015 yılları arasında 40 bin civarında FETÖ mensubu asker sokuldu" diye konuştu.
Kayseri Işıkevleri davalarından sonra FETÖ’nün kendisine kumpas kurduğunu öne süren Üçok, "Benim hakkımda asılsız iddialarla suçlamalar yapıldı. Bizler yargılanırken bu Samanyolu TV, Zaman Gazetesi hukuktan habersizdi. Bütün dünyaya karşı bizim ’ne kadar aşağılık olduğumuzu’ söylediler. Bunların basınla, yayınla, gazetecilikle ilgisi yok. Bunlar örgütün suçlama aracı. Bu suç örgütünün tetikçiliğini yapan kişilerin ’özgür basın tutuklandı’ söylemlerinde bulunması ilginç" şeklinde konuştu.
Avukat Erol’dan Karaca’ya tepki
Üçok’un ifadesinin ardından sanık Hidayet Karaca söz alarak, Zir Vadisi’nde yapılan aramalarda ele geçirilen mühimmatların listesinin kazıdan 1.5 saat önce Samanyolu kanalında yayınlanıp yayınlanmadığının net olmadığını, bunun açıklığa kavuşturulmasını istedi. Bunun üzerine avukat Şule Nazlıoğlu Erol söz alarak, Karaca’ya tepki gösterdi. Samanyolu kanalının canlı yayın yaptığını vurgulayan Erol, Hidayet Karaca’nın kendini aklamak için sorular sorduğunu ancak Karaca’nın "tetikçi" ve "bu işin yöneticisi" olduğunu savundu. Karaca’nın örgütün yöneticilerinden olduğunu ifade eden Erol, "Mahkemelere talimat verildi.
Dava devam ederken, ara karar verilmeden ’tutuklandılar’ diye alt yazı geçti Samanyolu’ndan. Orası bir engizisyon tarzında mahkemeydi. O mahkemelerde benim adalet duygum zedelendi. Hakime ve savcıya karşı müthiş saygım vardı. Bunlar, bu saygıyı yok ettiler" dedi.
Duruşma salonundan bir tepki de Kazım Avcı’ya
Sanıklardan Kazım Avcı söz isteyerek, sadece 15 Temmuz darbe girişiminin konuşulduğunu, ondan önceki darbelerin konuşulmadığını belirterek, Türkiye’nin üzerinde oynanan büyük oyunun halen görülemediğini söyledi.
Avcı, sadece Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda yaşanan kayıpların konuşulduğunu söyleyerek, "15 Temmuz’dan sonra da çok sayıda insan öldü veya intihar olayı yaşandı. Bunlar hakkında tek kelime edilmiyor. Bunlar da bu ülkenin insanıdır" ifadelerini kullandı. Bunun üzerine müştekilerden Ahmet Tatar, "15 Temmuz’u yapanlar bu ülkenin insanları değil. 15 Temmuz’u yapanlar birer maşaydı" diyerek Avcı’ya tepki gösterdi. Avcı da, "Tatar benim sesim senden daha çok çıkar" diye karşılık verdi. Tatar ise, "Ne söylediğini bil Kazım" dedi.
Duruşma, verilen öğle arasının ardından tanık ifadelerinin alınmasıyla devam edecek.
Kaynak: İHA
Tutuklu sanıklar Kazım Avcı ile Dilaver Azim, tutuklu bulundukları cezaevinden SEGBİS ile duruşmaya katıldı.
Tanık olarak ifadesi dinlenilen eski Askeri Savcı Ahmet Zeki Üçok, FETÖ’nün TSK içindeki yapılanmasını anlattı. Üçok, askeri casusluk davaları ile başlayan süreçte dava yoluyla ihraç edilemeyen çok sayıda TSK mensubunun disiplin yoluyla atıldığını belirtti.
Üçok, 2006’dan bu yana sadece Kara Harp Okulundan atılan öğrenci sayısının 4 bin civarında olduğunu, atılan öğrencilerden çoğunun orada görev yapan örgüt mensubu kişilerce atıldığını ifade etti.
"En üst rütbedeki askerler TSK’dan tasfiye edildi"
Ahmet Zeki Üçok, Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk gibi davalarla gerçekleştirilen tasfiyelere ilişkin olarak, "Türkiye Cumhuriyeti belki de İstiklal Savaşı’nda, Çanakkale Savaşı’nda vermediği kadar general, amiral, subay katliamına maruz bırakılmıştır. Balyoz ile en üst rütbedeki askerler TSK’dan tasfiye edilmiş, bu darbe girişiminde faaliyet gösteren üst rütbelilerden çoğu bu kumpaslar nedeniyle o noktalara gelmiştir. Üst rütbelerde bulunan 172 kişi FETÖ mensubu olarak tutuklanmıştır. 15 Temmuz yaşanmasaydı bunlar 3 yıl sonra daha üst rütbelere geçecekti" dedi.
TSK içine sızmak için öncelikle TSK’nın ve askerlerin itibarsızlaştırılmasına başlanıldığını vurgulayan Üçok, "General, amiral, albay veya başka bir rütbedeki askerin tasfiyesi yapılacaksa önce basın yayın kuruluşlarıyla o kişi ile ilgili alçakça ve yalan haberler üretilerek kamuoyu nezdinde o kişinin itibarının sıfırlandırılması yapılıyordu" ifadesini kullandı. Üçok, örgütün porno siteleri ile de üst rütbede bulunan askerlere kumpas kurduğunu kaydetti.
Üçok, "15 Temmuz süreci içerisinde TSK’nın neredeyse yarısı bu örgüt tarafından ele geçirildi. 2006-2015 yılları arasında askeri okullara giren öğrencilerin yüzde 80’inin sorular çalınarak TSK’nın içine sokulduğu tespit edildi. Biz her yıl 5 bin civarında askeri öğrenci alırız. TSK’ya 2006-2015 yılları arasında 40 bin civarında FETÖ mensubu asker sokuldu" diye konuştu.
Kayseri Işıkevleri davalarından sonra FETÖ’nün kendisine kumpas kurduğunu öne süren Üçok, "Benim hakkımda asılsız iddialarla suçlamalar yapıldı. Bizler yargılanırken bu Samanyolu TV, Zaman Gazetesi hukuktan habersizdi. Bütün dünyaya karşı bizim ’ne kadar aşağılık olduğumuzu’ söylediler. Bunların basınla, yayınla, gazetecilikle ilgisi yok. Bunlar örgütün suçlama aracı. Bu suç örgütünün tetikçiliğini yapan kişilerin ’özgür basın tutuklandı’ söylemlerinde bulunması ilginç" şeklinde konuştu.
Avukat Erol’dan Karaca’ya tepki
Üçok’un ifadesinin ardından sanık Hidayet Karaca söz alarak, Zir Vadisi’nde yapılan aramalarda ele geçirilen mühimmatların listesinin kazıdan 1.5 saat önce Samanyolu kanalında yayınlanıp yayınlanmadığının net olmadığını, bunun açıklığa kavuşturulmasını istedi. Bunun üzerine avukat Şule Nazlıoğlu Erol söz alarak, Karaca’ya tepki gösterdi. Samanyolu kanalının canlı yayın yaptığını vurgulayan Erol, Hidayet Karaca’nın kendini aklamak için sorular sorduğunu ancak Karaca’nın "tetikçi" ve "bu işin yöneticisi" olduğunu savundu. Karaca’nın örgütün yöneticilerinden olduğunu ifade eden Erol, "Mahkemelere talimat verildi.
Dava devam ederken, ara karar verilmeden ’tutuklandılar’ diye alt yazı geçti Samanyolu’ndan. Orası bir engizisyon tarzında mahkemeydi. O mahkemelerde benim adalet duygum zedelendi. Hakime ve savcıya karşı müthiş saygım vardı. Bunlar, bu saygıyı yok ettiler" dedi.
Duruşma salonundan bir tepki de Kazım Avcı’ya
Sanıklardan Kazım Avcı söz isteyerek, sadece 15 Temmuz darbe girişiminin konuşulduğunu, ondan önceki darbelerin konuşulmadığını belirterek, Türkiye’nin üzerinde oynanan büyük oyunun halen görülemediğini söyledi.
Avcı, sadece Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda yaşanan kayıpların konuşulduğunu söyleyerek, "15 Temmuz’dan sonra da çok sayıda insan öldü veya intihar olayı yaşandı. Bunlar hakkında tek kelime edilmiyor. Bunlar da bu ülkenin insanıdır" ifadelerini kullandı. Bunun üzerine müştekilerden Ahmet Tatar, "15 Temmuz’u yapanlar bu ülkenin insanları değil. 15 Temmuz’u yapanlar birer maşaydı" diyerek Avcı’ya tepki gösterdi. Avcı da, "Tatar benim sesim senden daha çok çıkar" diye karşılık verdi. Tatar ise, "Ne söylediğini bil Kazım" dedi.
Duruşma, verilen öğle arasının ardından tanık ifadelerinin alınmasıyla devam edecek.