Cami Planlama Ve Tasarımı Projesi Çalıştayı
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Uslan, camilerin gerek mimarisi, gerekse insana sunduğu fırsatlarla yeniden birer cazibe merkezi haline geldiğini büyük bir memnuniyetle görmekte olduğunu söyledi.
Camilerin günümüz şartlarında yeniden ele alınarak toplumun her kesimine hitap edebilen, sosyal ve kültürel ihtiyaçları da karşılayabilecek eserler haline gelmesi için Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından "Cami Planlama ve Tasarımı Projesi Çalıştayı" gerçekleştirildi.
Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Gazi Üniversitesinin katkılarıyla gerçekleştirilen çalıştayın açılışına Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ve Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Uslan da katıldı.
“Camiler hayatının bir parçasıdır”
Cami kelimesinin “cem” yani toplanma, bir araya gelme kökünden geldiğini ve “cami” kelimesinin toplayan, bir araya getiren demek olduğunu belirten Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Uslan, “Adının anlamına uygun olarak bizim coğrafyamızdaki en küçüğünden en büyüğüne bütün yerleşim birimlerinin merkezinde cami olduğunu görürüz. Tüm yerleşim birimi o cami çevresinde, camiyi merkez alıp genişleyerek teşekkül etmiştir. Bir köye, kasabaya yaklaştığımızda gördüğümüz ilk yapı camilerin minareleridir. İnsanlar en basitinden yön tayinlerini dahi minarelerin şerefeye açılan kapılarına bakarak tayin ederler. Caminin önünde akan çeşmeler sadece abdest için değil, gelenin geçenin susuzluğunu gidermek için hizmet eder. Camilerin avluları dahi o mahallenin, köyün ya da kasabanın sakinleri için toplanma, muhabbet artırma mekanlarıdır. Kısacası camiler toplumla iç içe geçmiş, toplumun gündelik hayatının bir parçası haline gelmiştir. Öyle ki hayatımızdaki birçok anı ve olayı tanımlarken bile merkeze camiyi koymuştur insanımız. Eğer vaktin çok daraldığını ifade edeceksek ’eli kulağında’ deriz, şerefede ezanı okumak üzere olan müezzine atfen. Elindeki imkanlardan hangisini seçeceğine karar veremeyen bir kimseyi ’iki cami arasında kalmış beynamaz’ diye tarif eder ecdadımız. İnsanımızın gündelik hayatına pek çok yönüyle sirayet etmiş olan camilerimiz ibadet, eğitim ve öğretim, istişare mekanları olmalarının yanında İslam medeniyetine ait yüce değerleri sembolize eden yapılardır. Camiler minaresiyle, şerefesiyle, ezanıyla, kubbesiyle, mihrabıyla, minberiyle, duvarlarındaki hattıyla, bütün insanlığa çağımızda daha çok ihtiyaç duyulan sevgi, hoşgörü, estetik, tevekkül, arınma, birlik, dayanışma ve eşitlik gibi pek çok değeri her daim hatırlatırlar” ifadelerini kullandı.
"Bilinç ve duyarlılığının artması"
Yıllarca tamamen vatandaşın duyarlılığına, gayret ve fedakarlığına bırakılmış olması nedeniyle şehirlerde inşa edilen camilerde bile belli noksanlıkların, düzensizliklerin olmasının normal olduğunun altını çizen Uslan, bununla birlikte Diyanet İşleri Başkanlığının gayretleriyle pek çok şehrin sembol mekanlarında yeniden camilerin yükselmeye başladığını ve camilerin gerek mimarisi, gerekse insana sunduğu fırsatlarla yeniden birer cazibe merkezi haline geldiğini büyük bir memnuniyetle görmekte olduğunu kaydetti.
Uslan, sözlerine şöyle devam etti:
“Toplumun dini, sosyal ve kültürel bakımdan gelişmesinde önemli rolü bulunan camiler hakkında geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin daha da bilinçlenmesi için güzel adımlar atıldığını da gözlemlemekteyiz. Yaz tatillerinde çocukların zamanlarını faydalı bir şekilde değerlendirmeleri, camiye uzak kalmamaları, cami sevgisi kazanmaları, Kur’an-ı Kerim’i öğrenmeleri için en ücra mahalle camilerinin bile imam ve müezzinleriyle hizmet yarışına girdiklerini görmek bizi mutlu etmektedir. Cami bilinç ve duyarlılığının artması, camilerin akademik olarak çalışılması ve teknik altyapısının yükseltilmesi adına bugünkü ‘Cami Planlama ve Tasarımı Projesi Çalıştayı’nın gerçekleştirilmesinin de son derece yararlı olacağına inandığımı ifade etmek istiyorum. Başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ve Diyanet İşleri Başkanlığımız olmak üzere değerli akademisyenlerimize ve emeği geçen tüm katılımcılara teşekkür ediyorum."
Programda konuşmaların ardından kurdele kesilerek, Ahmet Hamdi Akseki Camii Kültür, Sanat ve Gençlik Merkezinin açılışı yapıldı ve merkez gezildi.
Kaynak: İHA
Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Gazi Üniversitesinin katkılarıyla gerçekleştirilen çalıştayın açılışına Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ve Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Uslan da katıldı.
“Camiler hayatının bir parçasıdır”
Cami kelimesinin “cem” yani toplanma, bir araya gelme kökünden geldiğini ve “cami” kelimesinin toplayan, bir araya getiren demek olduğunu belirten Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Uslan, “Adının anlamına uygun olarak bizim coğrafyamızdaki en küçüğünden en büyüğüne bütün yerleşim birimlerinin merkezinde cami olduğunu görürüz. Tüm yerleşim birimi o cami çevresinde, camiyi merkez alıp genişleyerek teşekkül etmiştir. Bir köye, kasabaya yaklaştığımızda gördüğümüz ilk yapı camilerin minareleridir. İnsanlar en basitinden yön tayinlerini dahi minarelerin şerefeye açılan kapılarına bakarak tayin ederler. Caminin önünde akan çeşmeler sadece abdest için değil, gelenin geçenin susuzluğunu gidermek için hizmet eder. Camilerin avluları dahi o mahallenin, köyün ya da kasabanın sakinleri için toplanma, muhabbet artırma mekanlarıdır. Kısacası camiler toplumla iç içe geçmiş, toplumun gündelik hayatının bir parçası haline gelmiştir. Öyle ki hayatımızdaki birçok anı ve olayı tanımlarken bile merkeze camiyi koymuştur insanımız. Eğer vaktin çok daraldığını ifade edeceksek ’eli kulağında’ deriz, şerefede ezanı okumak üzere olan müezzine atfen. Elindeki imkanlardan hangisini seçeceğine karar veremeyen bir kimseyi ’iki cami arasında kalmış beynamaz’ diye tarif eder ecdadımız. İnsanımızın gündelik hayatına pek çok yönüyle sirayet etmiş olan camilerimiz ibadet, eğitim ve öğretim, istişare mekanları olmalarının yanında İslam medeniyetine ait yüce değerleri sembolize eden yapılardır. Camiler minaresiyle, şerefesiyle, ezanıyla, kubbesiyle, mihrabıyla, minberiyle, duvarlarındaki hattıyla, bütün insanlığa çağımızda daha çok ihtiyaç duyulan sevgi, hoşgörü, estetik, tevekkül, arınma, birlik, dayanışma ve eşitlik gibi pek çok değeri her daim hatırlatırlar” ifadelerini kullandı.
"Bilinç ve duyarlılığının artması"
Yıllarca tamamen vatandaşın duyarlılığına, gayret ve fedakarlığına bırakılmış olması nedeniyle şehirlerde inşa edilen camilerde bile belli noksanlıkların, düzensizliklerin olmasının normal olduğunun altını çizen Uslan, bununla birlikte Diyanet İşleri Başkanlığının gayretleriyle pek çok şehrin sembol mekanlarında yeniden camilerin yükselmeye başladığını ve camilerin gerek mimarisi, gerekse insana sunduğu fırsatlarla yeniden birer cazibe merkezi haline geldiğini büyük bir memnuniyetle görmekte olduğunu kaydetti.
Uslan, sözlerine şöyle devam etti:
“Toplumun dini, sosyal ve kültürel bakımdan gelişmesinde önemli rolü bulunan camiler hakkında geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin daha da bilinçlenmesi için güzel adımlar atıldığını da gözlemlemekteyiz. Yaz tatillerinde çocukların zamanlarını faydalı bir şekilde değerlendirmeleri, camiye uzak kalmamaları, cami sevgisi kazanmaları, Kur’an-ı Kerim’i öğrenmeleri için en ücra mahalle camilerinin bile imam ve müezzinleriyle hizmet yarışına girdiklerini görmek bizi mutlu etmektedir. Cami bilinç ve duyarlılığının artması, camilerin akademik olarak çalışılması ve teknik altyapısının yükseltilmesi adına bugünkü ‘Cami Planlama ve Tasarımı Projesi Çalıştayı’nın gerçekleştirilmesinin de son derece yararlı olacağına inandığımı ifade etmek istiyorum. Başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ve Diyanet İşleri Başkanlığımız olmak üzere değerli akademisyenlerimize ve emeği geçen tüm katılımcılara teşekkür ediyorum."
Programda konuşmaların ardından kurdele kesilerek, Ahmet Hamdi Akseki Camii Kültür, Sanat ve Gençlik Merkezinin açılışı yapıldı ve merkez gezildi.