Adalet Bakanı Bozdağ Açıklaması
' 'Cumhurbaşkanına öyle bir yetki veriyor ki bu anayasa, Atatürk'te bile böyle yetki yok.' Yalan, çok net, tartışmasız yalan. Öyle bir yetki vermiyor. Biz yetki vermiyoruz, olan yetkisine sınır koyuyoruz ve müeyyide getiriyoruz, keyfi kullanmasın diye' 'Hakem sizsiziniz, karar verici sizsiniz. Ben ülkemizin ve milletimizin geleceği için Türk halkının bu büyük reforma çoğunlukla 'evet' diyeceğine inanıyorum'
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ' 'Cumhurbaşkanına öyle bir yetki veriyor ki bu anayasa, Atatürk'te bile böyle yetki yok.' Yalan, çok net, tartışmasız yalan. Öyle bir yetki vermiyor. Biz yetki vermiyoruz, olan yetkisine sınır koyuyoruz ve müeyyide getiriyoruz, keyfi kullanmasın diye.' dedi.
Bozdağ, Körfez Ticaret Odasında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 2017'de büyük bir reformu hayata geçirmenin arifesinde olduğunu belirterek, 16 Nisan'ın, Türkiye'nin tarihi açısından büyük dönüşümün, büyük bir reformun yapılıp yapılmayacağına karar verileceği bir gün olduğunu vurguladı.
Önerilen hükümet sistemiyle ilgili bilgi aktaran Bozdağ, geçmişte yaşanan olaylardan örnekler vererek, bu sistem değişikliğinin devletin ve milletin yararına olduğunu kaydetti.
Bozdağ, bütün güçlerin tek elde toplanmayacağını, tek elde toplanan güçleri ayırdıklarına işaret ederek, şunları söyledi:
' 'Cumhurbaşkanına öyle bir yetki veriyor ki bu anayasa, Atatürk'te bile böyle yetki yok.' Yalan, çok net, tartışmasız yalan. Öyle bir yetki vermiyor. Efendim ne var, cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerini yeniliyormuş, zaten bizim mevcut anayasamızda bu var, 116. madde ve cumhurbaşkanı 7 Haziran seçimlerinden sonra hükümet kurulamayınca meclis seçimlerini yeniledi mi, yeniledi. 1 Kasım seçimlerini biz bu yetkiyi kullanarak yaptık mı, yaptık. Hani yoktu? Anayasada zaten var. Peki yok olup da şimdi ilk konan ne? O da şu; cumhurbaşkanı seçimleri yenileme kararı aldı ama kendi seçimini yenileme kararı almadı, kendi de seçime gitmedi. Bu anayasa değişikliği diyor ki cumhurbaşkanı meclisin seçimlerini yenileme kararı alabilir ama böyle bir karar aldığı zaman kendi de seçime gidecek. Hangisi daha iyi? Elinizi vicdanınıza koyun. Cumhurbaşkanı seçim kararı alınca ona müeyyide getiriyor. Keyfi bu kararı alma diye, 5 yıllığına seçilmiş cumhurbaşkanısın. Önünüzde 5 yıl var. Siz seçim kararı alıp 5 yıldan vazgeçebilir misiniz? Seçim kararı aldınız, bir daha aday olma ihtimaliniz var ama sizi partiniz aday yapmayabilir veya aday yapıldı, sandıktan çıkamayabilirsiniz, bu riskler varken, seçim kararı alabilir mi cumhurbaşkanı ama şimdi alabilir, hiçbir riski yok cumhurbaşkanının. Şimdi gelip bunu koyuyoruz. 'Atatürk'e verilmeyen bir yetki' diyor. Biz yetki vermiyoruz, olan yetkisine sınır koyuyoruz ve müeyyide getiriyoruz, keyfi kullanmasın diye. Bu daha doğru bir iş.'
- 'Frensiz değil'
Bakan Bozdağ, daha ileri adımlar da getirdiklerini anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Meclis kendi seçimini düzenleme kararını alarak, cumhurbaşkanı seçiminin yenilenmesini sağlayabilecek. Diğer bir ifadeyle cumhurbaşkanının görevine son verme yetkisidir meclisin. Meclis kendi seçimini yenileme kararı aldığında, cumhurbaşkanlığı seçimi otomatik yapılacak. Kötü bir şey mi bu? Anlaşamadılar, sıkıntı var. Denge; fren. Hani diyor ya 'frensiz'. Frensiz değil. Öyle bir frenleri var, balataları öyle bir güçlü ki burada bir dengesizlik olduğunda otomobili dengeye oturtacak, frensizliği ortadan kaldıracak mekanizmaları bu kendi bünyesinde sistem taşıyor. Parlamentoyu bu güçlendiriyor mu, zayıflatıyor mu? Bundan önce parlamentonun böyle bir yetkisi yok. Peki cumhurbaşkanının görevine son verme yetkisi dolaylı olarak seçim yenileme usulüyle olan bir meclis mi daha güçlü, böyle bir yetkisi olmayan meclis mi daha güçlü? Cumhurbaşkanının kendi seçiminin yenilendiği bir sistemde mi meclis daha güçlü, yoksa cumhurbaşkanının seçiminin yenilenmediği bir durumda mı meclis daha güçlü?'
- 'Kimlerin 'evet' için kimlerin 'hayır' için çalıştığına da bakılması gerekiyor'
Kimlerin 'evet' için kimlerin 'hayır' için çalıştığına da bakılması gerektiğine, millete yanlış algı operasyonlarıyla bu sözlerinin farklı gösterilmeye çalışıldığına, sözlerinin bütününe bakıldığında ne anlatmak istediğinin anlaşıldığına işaret eden Bozdağ, halkın vicdanıyla karar vereceğine inandığını aktardı.
Bozdağ, tüm terör örgütlerinin, Avrupa ülkelerinin, HDP ve CHP'nin 'hayır' kampanyası yürüttüğüne dikkati çekerek, 'Şimdi pozisyon bu. Vicdan terazisinin bir tarafına 'evet' diyenleri, bir tarafına da 'hayır' diyenleri koyun, kararınızı ona göre verin. Kimlerle aynı pozisyonda yer almak istiyorsanız ona göre karar verin. 'Evet' demek de demokratik bir haktır, 'hayır' demek de demokratik bir haktır. Bunu söylemek, 'hayır' diyenlere terörist demek değildir. Biz sadece kim 'hayır' propagandası yapıyor, kim 'evet' propagandası yapıyor, vatandaşımızın dikkatine onu getiriyoruz. Hakem sizsiziniz, karar verici sizsiniz. Ben ülkemizin ve milletimizin geleceği için Türk halkının bu büyük reforma çoğunlukla 'evet' diyeceğine inanıyorum.' ifadelerini kullandı.
- 'Seçim kanununda da siyasi partiler kanununda da değişiklik yapılacak'
Bir katılımcının 'Referandum sonrasında seçim sistemi ve partiler yasası hakkında bir değişiklik yapılacak mı?' sorusu üzerine Bakan Bozdağ, anayasa değişikliğinden sonra bir uyum dönemi başlayacağını ve bunun için seçimlerin 3 Kasım 2019 yılında yapılacağını belirtti.
Bozdağ, bu süreçte pek çok yasada da yeni sisteme uyum maksadıyla değişiklik yapılacağını vurgulayarak, şunları söyledi:
'Seçim kanununda da siyasi partiler kanununda da değişiklik yapılacak. Cumhurbaşkanlığı seçim kanununda da değişiklikler yapılacak. Bildiğiniz gibi seçilme yaşı 25'ten 18'e geliyor. Bu yansıyacak kanuna. Milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkıyor, bu yansıyacak. Aday olma konusunda 100 bin vatandaş, cumhurbaşkanı adayı gösterebiliyor. Bunlar da uyum yasası kapsamında seçim kanunlarına yansıyacak. Partili olabilecek. Bu da yansıyacak ancak seçim kanunlarıyla siyasi partiler kanunun, tamamının değişmesi mümkün. Zaten şu anda Adalet Bakanlığında geçmişte kurduğumuz bir komisyon var, çalışıyor. Şunu söylemekte fayda olduğunu düşünüyorum; siyasi partiler kanunu ve seçim kanunları siyasetin ve demokrasinin anayasası mesafesinde kanunlardır. Bu kanunların büyük bir uzlaşma içerisinde çıkması, anayasa değiştirme hassasiyeti içerisinde uzlaşmayla değiştirilmesi son derece önemlidir. Yeni dönemde bu konularda çalışılırken, bugüne kadar AK Parti dönemi iktidarları döneminde yapılan her değişiklikte biz bu alanda büyük bir konsensus bulmaya önem verdik, konsensusla değişiklik yaptık. Yüzde 100 her konuda ittifak etmedik ama yani büyük bir kısmıyla birleştiğimiz değişiklikler yaptık. Yeni dönemde de bu uzlaşmayı geniş bir şekilde arayarak bu konularda adım atılacaktır.'
Kaynak: AA
Bozdağ, Körfez Ticaret Odasında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 2017'de büyük bir reformu hayata geçirmenin arifesinde olduğunu belirterek, 16 Nisan'ın, Türkiye'nin tarihi açısından büyük dönüşümün, büyük bir reformun yapılıp yapılmayacağına karar verileceği bir gün olduğunu vurguladı.
Önerilen hükümet sistemiyle ilgili bilgi aktaran Bozdağ, geçmişte yaşanan olaylardan örnekler vererek, bu sistem değişikliğinin devletin ve milletin yararına olduğunu kaydetti.
Bozdağ, bütün güçlerin tek elde toplanmayacağını, tek elde toplanan güçleri ayırdıklarına işaret ederek, şunları söyledi:
' 'Cumhurbaşkanına öyle bir yetki veriyor ki bu anayasa, Atatürk'te bile böyle yetki yok.' Yalan, çok net, tartışmasız yalan. Öyle bir yetki vermiyor. Efendim ne var, cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerini yeniliyormuş, zaten bizim mevcut anayasamızda bu var, 116. madde ve cumhurbaşkanı 7 Haziran seçimlerinden sonra hükümet kurulamayınca meclis seçimlerini yeniledi mi, yeniledi. 1 Kasım seçimlerini biz bu yetkiyi kullanarak yaptık mı, yaptık. Hani yoktu? Anayasada zaten var. Peki yok olup da şimdi ilk konan ne? O da şu; cumhurbaşkanı seçimleri yenileme kararı aldı ama kendi seçimini yenileme kararı almadı, kendi de seçime gitmedi. Bu anayasa değişikliği diyor ki cumhurbaşkanı meclisin seçimlerini yenileme kararı alabilir ama böyle bir karar aldığı zaman kendi de seçime gidecek. Hangisi daha iyi? Elinizi vicdanınıza koyun. Cumhurbaşkanı seçim kararı alınca ona müeyyide getiriyor. Keyfi bu kararı alma diye, 5 yıllığına seçilmiş cumhurbaşkanısın. Önünüzde 5 yıl var. Siz seçim kararı alıp 5 yıldan vazgeçebilir misiniz? Seçim kararı aldınız, bir daha aday olma ihtimaliniz var ama sizi partiniz aday yapmayabilir veya aday yapıldı, sandıktan çıkamayabilirsiniz, bu riskler varken, seçim kararı alabilir mi cumhurbaşkanı ama şimdi alabilir, hiçbir riski yok cumhurbaşkanının. Şimdi gelip bunu koyuyoruz. 'Atatürk'e verilmeyen bir yetki' diyor. Biz yetki vermiyoruz, olan yetkisine sınır koyuyoruz ve müeyyide getiriyoruz, keyfi kullanmasın diye. Bu daha doğru bir iş.'
- 'Frensiz değil'
Bakan Bozdağ, daha ileri adımlar da getirdiklerini anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Meclis kendi seçimini düzenleme kararını alarak, cumhurbaşkanı seçiminin yenilenmesini sağlayabilecek. Diğer bir ifadeyle cumhurbaşkanının görevine son verme yetkisidir meclisin. Meclis kendi seçimini yenileme kararı aldığında, cumhurbaşkanlığı seçimi otomatik yapılacak. Kötü bir şey mi bu? Anlaşamadılar, sıkıntı var. Denge; fren. Hani diyor ya 'frensiz'. Frensiz değil. Öyle bir frenleri var, balataları öyle bir güçlü ki burada bir dengesizlik olduğunda otomobili dengeye oturtacak, frensizliği ortadan kaldıracak mekanizmaları bu kendi bünyesinde sistem taşıyor. Parlamentoyu bu güçlendiriyor mu, zayıflatıyor mu? Bundan önce parlamentonun böyle bir yetkisi yok. Peki cumhurbaşkanının görevine son verme yetkisi dolaylı olarak seçim yenileme usulüyle olan bir meclis mi daha güçlü, böyle bir yetkisi olmayan meclis mi daha güçlü? Cumhurbaşkanının kendi seçiminin yenilendiği bir sistemde mi meclis daha güçlü, yoksa cumhurbaşkanının seçiminin yenilenmediği bir durumda mı meclis daha güçlü?'
- 'Kimlerin 'evet' için kimlerin 'hayır' için çalıştığına da bakılması gerekiyor'
Kimlerin 'evet' için kimlerin 'hayır' için çalıştığına da bakılması gerektiğine, millete yanlış algı operasyonlarıyla bu sözlerinin farklı gösterilmeye çalışıldığına, sözlerinin bütününe bakıldığında ne anlatmak istediğinin anlaşıldığına işaret eden Bozdağ, halkın vicdanıyla karar vereceğine inandığını aktardı.
Bozdağ, tüm terör örgütlerinin, Avrupa ülkelerinin, HDP ve CHP'nin 'hayır' kampanyası yürüttüğüne dikkati çekerek, 'Şimdi pozisyon bu. Vicdan terazisinin bir tarafına 'evet' diyenleri, bir tarafına da 'hayır' diyenleri koyun, kararınızı ona göre verin. Kimlerle aynı pozisyonda yer almak istiyorsanız ona göre karar verin. 'Evet' demek de demokratik bir haktır, 'hayır' demek de demokratik bir haktır. Bunu söylemek, 'hayır' diyenlere terörist demek değildir. Biz sadece kim 'hayır' propagandası yapıyor, kim 'evet' propagandası yapıyor, vatandaşımızın dikkatine onu getiriyoruz. Hakem sizsiziniz, karar verici sizsiniz. Ben ülkemizin ve milletimizin geleceği için Türk halkının bu büyük reforma çoğunlukla 'evet' diyeceğine inanıyorum.' ifadelerini kullandı.
- 'Seçim kanununda da siyasi partiler kanununda da değişiklik yapılacak'
Bir katılımcının 'Referandum sonrasında seçim sistemi ve partiler yasası hakkında bir değişiklik yapılacak mı?' sorusu üzerine Bakan Bozdağ, anayasa değişikliğinden sonra bir uyum dönemi başlayacağını ve bunun için seçimlerin 3 Kasım 2019 yılında yapılacağını belirtti.
Bozdağ, bu süreçte pek çok yasada da yeni sisteme uyum maksadıyla değişiklik yapılacağını vurgulayarak, şunları söyledi:
'Seçim kanununda da siyasi partiler kanununda da değişiklik yapılacak. Cumhurbaşkanlığı seçim kanununda da değişiklikler yapılacak. Bildiğiniz gibi seçilme yaşı 25'ten 18'e geliyor. Bu yansıyacak kanuna. Milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkıyor, bu yansıyacak. Aday olma konusunda 100 bin vatandaş, cumhurbaşkanı adayı gösterebiliyor. Bunlar da uyum yasası kapsamında seçim kanunlarına yansıyacak. Partili olabilecek. Bu da yansıyacak ancak seçim kanunlarıyla siyasi partiler kanunun, tamamının değişmesi mümkün. Zaten şu anda Adalet Bakanlığında geçmişte kurduğumuz bir komisyon var, çalışıyor. Şunu söylemekte fayda olduğunu düşünüyorum; siyasi partiler kanunu ve seçim kanunları siyasetin ve demokrasinin anayasası mesafesinde kanunlardır. Bu kanunların büyük bir uzlaşma içerisinde çıkması, anayasa değiştirme hassasiyeti içerisinde uzlaşmayla değiştirilmesi son derece önemlidir. Yeni dönemde bu konularda çalışılırken, bugüne kadar AK Parti dönemi iktidarları döneminde yapılan her değişiklikte biz bu alanda büyük bir konsensus bulmaya önem verdik, konsensusla değişiklik yaptık. Yüzde 100 her konuda ittifak etmedik ama yani büyük bir kısmıyla birleştiğimiz değişiklikler yaptık. Yeni dönemde de bu uzlaşmayı geniş bir şekilde arayarak bu konularda adım atılacaktır.'