Özel Kuvvetler Komutanlığının Ele Geçirilme Teşebbüsüne İlişkin Dava
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Gölbaşı’ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığını ele geçirme teşebbüsüne ilişkin 69 sanık hakkında açılan davada, sanık savunmalarının alınmasına devam edildi.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davaya sanıklar, taraf avukatları ve müştekiler katıldı.
Davanın ikinci celsesinde sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi. Özel Kuvvetler Komutanlığında kursiyer olan Piyade Teğmen Bilal Tosun, 2015 yılında Özel Kuvvetler Komutanlığının kursuna katıldığını, 15 Temmuz 2016 tarihinde mezun olması gerekirken bilmediği bir nedenden dolayı törenin 14 Temmuz’a alındığını söyledi.
15 Temmuz’da Sezgin Üsteğmen tarafından mesai bitmeye yakın bir tatbikatın olacağının haber verildiğini anlatan Tosun, Sezgin Üsteğmen’in evinde toplandıklarını ve konuştuklarını kaydetti.
Tosun, "Sezgin Üsteğmen’in evine gittik. Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayında tatbikat yapacağımızı söyledi.
Akşam Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına gittik. Bu tatbikatın normal bir tatbikat olduğunu düşündüm. Silah ve teçhizatı aldıktan sonra Sezgin Üsteğmen, bir terör saldırısının olduğunu ve Özel Kuvvetler Komutanlığına gitmemiz yönünde emrin geldiğini söyledi.
Özel Kuvvetler Komutanlığına gittik ve helikopter saldırısına uğradık. Özel Kuvvetler Komutanlığına giden grupta ben, Sezgin Üsteğmen, Engin Teğmen, Osman Çolak, Serkan Coşkun, Yakup Akkuş, Ramazan Kılıç ve Uğur Demirtaş vardı" diye konuştu.
Tosun, Özel Kuvvetler Komutanlığına giriş yaparken helikopterden kendilerine ateş açıldığını belirterek, "İlk defa üzerime Kobra ile atış yapıldığı için çok korktum. Arabada bekledik ve daha sonra nizamiyeye doğru ilerledik. Vural Volkan Bal kapıda bekliyordu. Sırayla araçları kontrol ederek içeriye aldı. Daha sonra bize nizamiyeye geçip emniyet almamız söylenildi. Gecenin ilerleyen saatlerinde silah sesleri duyulmaya başladı.
Orada mevzi alıp beklemeye başladık. Kimseyi yaklaştırmamak için havaya atış etme emri verildi.
Daha sonra Mihrali Atmaca timi tarafından derdest edildik" şeklinde konuştu.
Ülke genelindeki durumdan haberdar olmadığını öne süren Tosun, üzerlerinde helikopterlerin dolaşmasından dolayı tedirgin olduklarını söyledi.
Tosun, havada helikopterlerin dolaşmasının kendilerini yönlendirmediğini, tam tersine kafalarını karıştırdığını belirterek, "Biz sadece emirleri uyguladık. Başka bir çıkış yolu göremedik. Nizamiyenin dışından bir ateş geldi. Karşı taraf karanlık olduğundan kim olduğunu bilmiyorum. Sabah olduğunda karargaha doğru çekiliyoruz denildi ve orada da gözaltına alındık. Mihrali Atmaca’nın timi karargahı emniyete aldı. Bu tim günlerce o bölgenin emniyetini alıp bekledi. Buradaki birçok kişi o tim tarafından sorgulandı. 12 gün sonra bu timin darbeci olduğu, Ömer Halisdemir’i şehit ettikleri öğreniliyor. Bize ’15 Temmuz günü sen bunu neden öğrenmedin?’ deniliyor. Özel Kuvvetler Komutanlığı, 12 gün sonra bunların Ömer Halisdemir’i şehit ettiğini anlarken, bir kursiyer olarak benden bir taraf seçmemi, neden doğru tarafı seçmediğim gibi bir algı yönetiliyor. Benim kursiyer olarak buna karar vermem imkansız" ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanının iki ayrı listede Tosun’un isminin yer aldığını hatırlatması üzerine Tosun, "Tatbikatlar oluyordu. Bu tatbikatlarda yeni timlerin oluşturulmasını normal karşılıyorduk. Bu şekilde birçok tatbikata katıldık. O isimlerin o amaçla yazıldığını düşünüyorum. Mehmet Ali Çelik Yarbayımızı tanımıyorum, hiç görmedim. İsmimi listeye ne için yazdığından bilgim yok. Sezgin Üsteğmen’in üzerindeki listenin ise tatbikat amaçlı yazıldığını düşünüyorum" dedi.
Tosun, FETÖ ile hiçbir bağının olmadığını, ByLock kullanmadığını, cemaatin bankasında hesabının olmadığını iddia ederek tahliyesini talep etti.
Tutuklu sanık Piyade Uzman Çavuş Cem Sinan Yenal ise, 15 Temmuz günü nöbetçi olduğunu, muharebede görevli olduğu için telsiz, telefon ve kamera işleriyle uğraştığını söyledi.
15 Temmuz sabahı fizik tedavi görmek için GATA’ya gittiğini belirten Yenal, "Şükrü Uzman beni aradı ’Bölük komutanı seni çağırıyor’ dedi.
Fizik tedavi gördükten sonra nöbetimi tutmaya gittim ve Bölük Komutanı Gökhan Eskimez’e geldiğimi haber verdim. Öğleden sonra muharebede otururken Mustafa Koyuncu geldi. Normalde izinliydi ve 15 günlük izni vardı daha. Ne için geldiğini sorduğumuzda ’İşim vardı, o yüzden geldim’ dedi.
Neden geldiğini söylemedi. Daha sonra Gökhan Eskimez muharebe odasına geldi. Zekai Paşa çıkarken Ahmet Astsubay tarafından selam verilmemiş, kamera kayıtlarına bakmak için geldiğini söyledi.
Daha sonra Şükrü Uzman ile ben, Mustafa Koyuncu’nun geldiği bilgisini verdik. Gökhan Eskimez, ’Mustafa seni kim çağırdı? diye sorduğunda ilk önce cevap vermedi. Yine sorduğunda ’Çağırdılar işte, işim var’ dedi ve kimin çağırdığını söylemedi. Biz dışarıya çıktık ve Gökhan Eskimez ile Mustafa Koyuncu 20 dakika civarı konuştu" ifadelerini kullandı.
Yenal, 20.30 civarında bir askerin yanlarına geldiğini, midesi bulandığı için askeri revire götürdüğünü anlattı. Daha sonra telsizden haber geldiğini ve karargahtan Hidayet Başçavuş’un alınacağı bilgisinin verildiğini ifade eden Yenal, "Hidayet Başçavuşu aldım, elinde saz verdi. ’Bu sazı ne yapacaksınız’ dedim, ’Teskereli askerler varmış, saz çalacağım’ dedi.
Daha sonra Şükrü Uzman terör eylemi haberi geldiğini söyledi.
Hidayet Başçavuş ’Ortalık karışık sazı bırakalım’ dedi ve geldiği gibi gitti. Askerler terör olayı haberini duyduktan sonra dışarıdaki masaları içeriye aldı ve hazır şekilde beklemeye başladılar" diye konuştu.
21.00 sıralarında kamera odasına geçtiğini kaydeden Yenal, o saatten sonra araçların nizamiyeye girmeye başladığını anlattı. İlk etapta 3 aracın nizamiyeye girdiğini belirten Yenal, gece saatlerinde 3 aracın daha nizamiyeye girmeye çalıştığını, ancak kapının kapalı olmasından dolayı zorlandıklarını, kapının açılmasıyla birlikte içeriye alındıklarını söyledi.
Yenal, sivillerin nizamiyeye gelmeye başladığını belirterek, "Toplam 40 sivil toplanmıştı. Benim orada tanıdığım olarak Okan Albay ve Veysel Yüzbaşı vardı. Veysel Yüzbaşının elinde uzun namlulu silah vardı. Daha sonra Kobra helikopteri geldi ve sivillerin bulunduğu yere seri ateş yapmaya başladı" şeklinde konuştu.
Yenal, FETÖ terör örgütüyle hiçbir bağının olmadığını savunarak tahliyesini talep etti. Duruşma, verilen öğle arasının ardından devam edecek.
Kaynak: İHA
Davanın ikinci celsesinde sanıkların savunmalarının alınmasına devam edildi. Özel Kuvvetler Komutanlığında kursiyer olan Piyade Teğmen Bilal Tosun, 2015 yılında Özel Kuvvetler Komutanlığının kursuna katıldığını, 15 Temmuz 2016 tarihinde mezun olması gerekirken bilmediği bir nedenden dolayı törenin 14 Temmuz’a alındığını söyledi.
15 Temmuz’da Sezgin Üsteğmen tarafından mesai bitmeye yakın bir tatbikatın olacağının haber verildiğini anlatan Tosun, Sezgin Üsteğmen’in evinde toplandıklarını ve konuştuklarını kaydetti.
Tosun, "Sezgin Üsteğmen’in evine gittik. Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayında tatbikat yapacağımızı söyledi.
Akşam Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına gittik. Bu tatbikatın normal bir tatbikat olduğunu düşündüm. Silah ve teçhizatı aldıktan sonra Sezgin Üsteğmen, bir terör saldırısının olduğunu ve Özel Kuvvetler Komutanlığına gitmemiz yönünde emrin geldiğini söyledi.
Özel Kuvvetler Komutanlığına gittik ve helikopter saldırısına uğradık. Özel Kuvvetler Komutanlığına giden grupta ben, Sezgin Üsteğmen, Engin Teğmen, Osman Çolak, Serkan Coşkun, Yakup Akkuş, Ramazan Kılıç ve Uğur Demirtaş vardı" diye konuştu.
Tosun, Özel Kuvvetler Komutanlığına giriş yaparken helikopterden kendilerine ateş açıldığını belirterek, "İlk defa üzerime Kobra ile atış yapıldığı için çok korktum. Arabada bekledik ve daha sonra nizamiyeye doğru ilerledik. Vural Volkan Bal kapıda bekliyordu. Sırayla araçları kontrol ederek içeriye aldı. Daha sonra bize nizamiyeye geçip emniyet almamız söylenildi. Gecenin ilerleyen saatlerinde silah sesleri duyulmaya başladı.
Orada mevzi alıp beklemeye başladık. Kimseyi yaklaştırmamak için havaya atış etme emri verildi.
Daha sonra Mihrali Atmaca timi tarafından derdest edildik" şeklinde konuştu.
Ülke genelindeki durumdan haberdar olmadığını öne süren Tosun, üzerlerinde helikopterlerin dolaşmasından dolayı tedirgin olduklarını söyledi.
Tosun, havada helikopterlerin dolaşmasının kendilerini yönlendirmediğini, tam tersine kafalarını karıştırdığını belirterek, "Biz sadece emirleri uyguladık. Başka bir çıkış yolu göremedik. Nizamiyenin dışından bir ateş geldi. Karşı taraf karanlık olduğundan kim olduğunu bilmiyorum. Sabah olduğunda karargaha doğru çekiliyoruz denildi ve orada da gözaltına alındık. Mihrali Atmaca’nın timi karargahı emniyete aldı. Bu tim günlerce o bölgenin emniyetini alıp bekledi. Buradaki birçok kişi o tim tarafından sorgulandı. 12 gün sonra bu timin darbeci olduğu, Ömer Halisdemir’i şehit ettikleri öğreniliyor. Bize ’15 Temmuz günü sen bunu neden öğrenmedin?’ deniliyor. Özel Kuvvetler Komutanlığı, 12 gün sonra bunların Ömer Halisdemir’i şehit ettiğini anlarken, bir kursiyer olarak benden bir taraf seçmemi, neden doğru tarafı seçmediğim gibi bir algı yönetiliyor. Benim kursiyer olarak buna karar vermem imkansız" ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanının iki ayrı listede Tosun’un isminin yer aldığını hatırlatması üzerine Tosun, "Tatbikatlar oluyordu. Bu tatbikatlarda yeni timlerin oluşturulmasını normal karşılıyorduk. Bu şekilde birçok tatbikata katıldık. O isimlerin o amaçla yazıldığını düşünüyorum. Mehmet Ali Çelik Yarbayımızı tanımıyorum, hiç görmedim. İsmimi listeye ne için yazdığından bilgim yok. Sezgin Üsteğmen’in üzerindeki listenin ise tatbikat amaçlı yazıldığını düşünüyorum" dedi.
Tosun, FETÖ ile hiçbir bağının olmadığını, ByLock kullanmadığını, cemaatin bankasında hesabının olmadığını iddia ederek tahliyesini talep etti.
Tutuklu sanık Piyade Uzman Çavuş Cem Sinan Yenal ise, 15 Temmuz günü nöbetçi olduğunu, muharebede görevli olduğu için telsiz, telefon ve kamera işleriyle uğraştığını söyledi.
15 Temmuz sabahı fizik tedavi görmek için GATA’ya gittiğini belirten Yenal, "Şükrü Uzman beni aradı ’Bölük komutanı seni çağırıyor’ dedi.
Fizik tedavi gördükten sonra nöbetimi tutmaya gittim ve Bölük Komutanı Gökhan Eskimez’e geldiğimi haber verdim. Öğleden sonra muharebede otururken Mustafa Koyuncu geldi. Normalde izinliydi ve 15 günlük izni vardı daha. Ne için geldiğini sorduğumuzda ’İşim vardı, o yüzden geldim’ dedi.
Neden geldiğini söylemedi. Daha sonra Gökhan Eskimez muharebe odasına geldi. Zekai Paşa çıkarken Ahmet Astsubay tarafından selam verilmemiş, kamera kayıtlarına bakmak için geldiğini söyledi.
Daha sonra Şükrü Uzman ile ben, Mustafa Koyuncu’nun geldiği bilgisini verdik. Gökhan Eskimez, ’Mustafa seni kim çağırdı? diye sorduğunda ilk önce cevap vermedi. Yine sorduğunda ’Çağırdılar işte, işim var’ dedi ve kimin çağırdığını söylemedi. Biz dışarıya çıktık ve Gökhan Eskimez ile Mustafa Koyuncu 20 dakika civarı konuştu" ifadelerini kullandı.
Yenal, 20.30 civarında bir askerin yanlarına geldiğini, midesi bulandığı için askeri revire götürdüğünü anlattı. Daha sonra telsizden haber geldiğini ve karargahtan Hidayet Başçavuş’un alınacağı bilgisinin verildiğini ifade eden Yenal, "Hidayet Başçavuşu aldım, elinde saz verdi. ’Bu sazı ne yapacaksınız’ dedim, ’Teskereli askerler varmış, saz çalacağım’ dedi.
Daha sonra Şükrü Uzman terör eylemi haberi geldiğini söyledi.
Hidayet Başçavuş ’Ortalık karışık sazı bırakalım’ dedi ve geldiği gibi gitti. Askerler terör olayı haberini duyduktan sonra dışarıdaki masaları içeriye aldı ve hazır şekilde beklemeye başladılar" diye konuştu.
21.00 sıralarında kamera odasına geçtiğini kaydeden Yenal, o saatten sonra araçların nizamiyeye girmeye başladığını anlattı. İlk etapta 3 aracın nizamiyeye girdiğini belirten Yenal, gece saatlerinde 3 aracın daha nizamiyeye girmeye çalıştığını, ancak kapının kapalı olmasından dolayı zorlandıklarını, kapının açılmasıyla birlikte içeriye alındıklarını söyledi.
Yenal, sivillerin nizamiyeye gelmeye başladığını belirterek, "Toplam 40 sivil toplanmıştı. Benim orada tanıdığım olarak Okan Albay ve Veysel Yüzbaşı vardı. Veysel Yüzbaşının elinde uzun namlulu silah vardı. Daha sonra Kobra helikopteri geldi ve sivillerin bulunduğu yere seri ateş yapmaya başladı" şeklinde konuştu.
Yenal, FETÖ terör örgütüyle hiçbir bağının olmadığını savunarak tahliyesini talep etti. Duruşma, verilen öğle arasının ardından devam edecek.