Gümüşhane'de Cumhurbaşkanlığı Sistemi Konuşuldu
Gümüşhane’de ‘Neden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Olmalı? Ekonomik, siyasal ve Sosyal Gerçekler’ konulu konferans düzenlendi.
Etkinliği düzenleyen STK’lar adına konuşan Memur-Sen İl Temsilcisi Musa Uncu, Gümüşhane STK’ları olarak Siyonistlerin, vatan hainlerinin ve ülke üzerinde hesapları olan şer odaklarını tarihin çöp kutusuna atmak için, bir daha 15 Temmuzların yaşanmaması için ve güçlü bir Türkiye için, dış güçlerin hayallerini kursaklarında koymak için “evet” diyeceklerini söyledi.
“Artık istikrarsız hükümet sistemi olmasın”
Konferansa konuşmacı olarak katılan Maliye Bakan Yardımcısı Dr. Cengiz Yavilioğlu, mevcut anayasanın bir darbe anayasası olarak nitelendirildiğini belirterek, “Bu ülkede siyasal istikrar en önemli unsurdur. Mevcut sistemde her zaman koalisyon ihtimali ortaya çıkacaktır. Biz cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle diyoruz ki artık bu ülkede kardeşi kardeşe kırdıran, milletin iradesine baskı uygulayan istikrarsız hükümet sistemi olmasın” dedi.
1982 Anayasası’nda egemenliğin kayıtsız şartız millette olduğu ifadesinin yer aldığını belirten Yavilioğlu, “Bugüne kadar halkın seçtiği hükümetlerin dışındaki birtakım kurumlar, halkın iradesine müdahale etti. Anayasa milletindir der ama bunu bazı kurumlar kullanır der. Benim adıma karar vermesi gereken bir hükümetin yerine benim seçmediğim, atanmış olan birtakım güçler milletvekillerinin elinden bunu alır ve kullanırlar. Mesela Anayasa Mahkemesi. Anayasa Mahkemesi uzun yıllar vesayet organlarından birisi oldu. Onlarca partiyi kapattılar. İktidar olan partileri de kapattılar. Bu hükümeti millet mi düşürüyor? Hayır? Bir parti -ki çoğunlukla CHP’dir- Anayasa Mahkemesine gider ve mahkeme kapatınca o parti düşer. İkincisi Milli Güvenlik Kurulu. Sizin seçtiğiniz partinin kurduğu hükümet MGK kararıyla düşürüldü. Üçüncüsü Cumhurbaşkanlığının kendisi. 1961 ve 1982’de Cumhurbaşkanlığı makamı öyle kurgulandı ki seçilmiş hükümetler iktidara geldiğinde onların iktidarını en az onlar kadar paylaşacak güç verdi” dedi.
“Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi istikrar demektir”
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin halkın iradesine müdahale edenlerin bir daha müdahale edemeyeceği, vesayet odaklarının bir daha geri gelemeyecek şekilde silinip atılması olduğuna değinen Yavilioğlu, “15 yıldır AK Parti aracılığıyla siyasal sistemde çok ciddi dönüşümler yaşandı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olduğunda dışardakiler içeriye müdahale edemeyecekler. Elde ettiğimiz bütün özgürlükler, ekonomik kazanımlar korunmuş olacak. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi istikrar demektir” diye konuştu.
Türkiye’de geçmiş hükümet dönemlerinden karşılaştırma yaparak veriler ortaya koyan Yavilioğlu, “Rejim değişikliği yapılıyor” eleştirilerine ise, “Böyle bir şey asla söz konusu değil ve olamaz. Türkiye’nin yapısı demokrasi ekseninde cumhuriyettir. Türkiye Cumhuriyeti milleti ve ülkesiyle bölünmez üniter bir devlettir ve bu vasfı asla tartışma konusu değildir. Türkiye’nin rejimi cumhuriyettir ve asla tartışma konusu değildir. Cumhurbaşkanını da milletvekillerini de siz seçeceksiniz. Biz hükümet sistemiyle ilgili öneri getirdik” cevabını verdi.
Sunum eşliğinde diğer ülkelerden de örnekler aktaran Yavilioğlu, “Yöntemleri ve sistemleri farklı olsa da ülkelerin istedikleri tek şey istikrardır. Bizim yaptığımız da bu istikrar arayışıdır” dedi.
Türkiye’nin neden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçmesi gerektiğini anlatan Yavilioğlu, “Siyasal ve sosyal sebepler var. Mevcut sistem istikrar üretmemiştir. 24 günlük hükümetimiz var bu ülkede. Cumhurbaşkanlığı sisteminde 5 yıl süreyle kesintisiz icraat yapılacak. Bir ülkede demokrasinin can suyudur siyasi partiler” şeklinde konuştu.
Erbakan, Türkeş, Yazıcıoğlu ve Özal’ın seçim beyannamelerindeki hükümet sistemi metinlerinden de örnekler aktaran Yavilioğlu, yeni anayasa değişikliğinin neler getireceğine ilişkin ise şunları söyledi:
“Yeni sistemde en önemli konu istikrar. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri aynı günde ve 5 yılda yapılacak. Seçimden mutlaka tek başına iktidar çıkacak. Siyasi istikrar kalıcı hale gelecek. Geçmişteki hükümet krizleri tarihe karışacak. Devletin gerçek sahibi millet olacak. Hükümet icraat yapacak, meclis kanun yapacak. Hükümeti hem meclis hem de halk denetleyecek.”