İnsan Ticareti İle Mücadele - Aşama 2 Projesi
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nde görevli Göç Uzmanı Kurt: 'Türkiye, özellikle 2011 yılında Suriye’de gerçekleşen iç karışıklıklar sebebiyle yoğun bir göçle karşı karşıya kalmıştır. Ülkemizde bugün yaklaşık 3 milyon 200 bin geçici koruma altında bulunan Suriyeli bulunmaktadır. İçinde bulunduğumuz yıl içerisinde 150 binin üzerinde düzensiz göçmen hakkında işlem tesis edilmiştir. Ayrıca, uluslararası koruma amaçlı Türkiye’ye gelen yabancılar da bulunmaktadır'
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nde görevli göç uzmanı Ebubekir Kurt, "Türkiye, özellikle 2011 yılında Suriye’de gerçekleşen iç karışıklıklar sebebiyle yoğun bir göçle karşı karşıya kalmıştır. Ülkemizde bugün yaklaşık 3 milyon 200 bin geçici koruma altında bulunan Suriyeli bulunmaktadır. İçinde bulunduğumuz yıl içerisinde 150 binin üzerinde düzensiz göçmen hakkında işlem tesis edilmiştir. Ayrıca, uluslararası koruma amaçlı Türkiye’ye gelen yabancılar da bulunmaktadır." dedi.
Avrupa Birliği'nin (AB) desteğiyle Uluslararası Fransız Uzmanlık Merkezi (FEI) ve İspanya Uluslararası İdari ve Kamu Politikaları Kurumu (FILAPP) ile iş birliği içerisinde Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi (ICMPD) tarafından gerçekleştirilen İnsan Ticaretiyle Mücadele - Aşama 2 Projesi'nin kapanış ve değerlendirme toplantısında konuşan Kurt, Türkiye’nin insan ticareti ile mücadele çalışmalarını iki döneme ayırmak gerektiğini ifade etti.
Kurt, birinci dönemin, 2003 yılından 2013 yılına kadar 10 yıllık süreçte yaşandığını, ikinci dönemin ise 2013 yılından günümüze kadar olan süre olduğunu kaydetti.
Birinci dönemi özetleyen Kurt, 2003 yılında Palermo Protokolü'nün iç hukuka dahil edilmesiyle birlikte insan ticareti ile mücadele çalışmalarının hız kazandığını, bu kapsamda Başbakanlık tarafından 2003 ve 2009 yıllarında Ulusal Eylem Planı hazırlandığını, 2003 yılında kurumlar arasında koordinasyonu sağlamak üzere Ulusal Görev Gücü oluşturulduğunu anlattı.
Kurt, Türk Ceza Kanunu'nda yapılan düzenlemeyle insan ticareti yapanlara 18 ile 12 yıl arasında hapis cezası öngörüldüğünü, yine 21. yüzyılın başlarında insan ticaretinin önlenmesi amacıyla mevzuat değişikliği yapıldığını ve insan ticareti mağdurları için acil yardım hattı oluşturulduğunu bildirdi.
İkinci dönemin ise 2013 yılında Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile başladığını aktaran Kurt, şöyle devam etti:
"Özellikle bu dönemi, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu göç akımı ile birlikte değerlendirmek daha gerçekçi olacaktır. Türkiye, özellikle 2011 yılında Suriye’de gerçekleşen iç karışıklıklar sebebiyle yoğun bir göçle karşı karşıya kalmıştır. Ülkemizde bugün yaklaşık 3 milyon 200 bin geçici koruma altında bulunan Suriyeli bulunmaktadır. İçinde bulunduğumuz yıl içerisinde 150 binin üzerinde düzensiz göçmen hakkında işlem tesis edilmiştir. Ayrıca, uluslararası koruma amaçlı Türkiye’ye gelen yabancılar da bulunmaktadır. Tüm bu gerçeklikler göz önünde bulundurularak hazırlanan yeni mevzuat 2013 ve sonrasında yürürlüğe girmiştir. Yeni süreçte Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, insan ticareti alanında da sorumlu kılınmıştır. Bu kapsamda 2015 yılında Türkiye'nin illerinde ilgili birimler oluşturulmuş ve göreve başlamıştır."
Kurt, "2016 yılında Avrupa Konseyi İnsan Ticaretine Karşı Eylem Sözleşmesi'ni mevzuatımıza dahil ettik. Yine 2016 yılında Ulusal Yönlendirme Mekanizması'nı oluşturan, kurumlar arasında koordinasyonu sağlayan ve idari işlemleri tanımlayan yönetmelik yayımlanmıştır." dedi.
Kaynak: AA
Avrupa Birliği'nin (AB) desteğiyle Uluslararası Fransız Uzmanlık Merkezi (FEI) ve İspanya Uluslararası İdari ve Kamu Politikaları Kurumu (FILAPP) ile iş birliği içerisinde Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi (ICMPD) tarafından gerçekleştirilen İnsan Ticaretiyle Mücadele - Aşama 2 Projesi'nin kapanış ve değerlendirme toplantısında konuşan Kurt, Türkiye’nin insan ticareti ile mücadele çalışmalarını iki döneme ayırmak gerektiğini ifade etti.
Kurt, birinci dönemin, 2003 yılından 2013 yılına kadar 10 yıllık süreçte yaşandığını, ikinci dönemin ise 2013 yılından günümüze kadar olan süre olduğunu kaydetti.
Birinci dönemi özetleyen Kurt, 2003 yılında Palermo Protokolü'nün iç hukuka dahil edilmesiyle birlikte insan ticareti ile mücadele çalışmalarının hız kazandığını, bu kapsamda Başbakanlık tarafından 2003 ve 2009 yıllarında Ulusal Eylem Planı hazırlandığını, 2003 yılında kurumlar arasında koordinasyonu sağlamak üzere Ulusal Görev Gücü oluşturulduğunu anlattı.
Kurt, Türk Ceza Kanunu'nda yapılan düzenlemeyle insan ticareti yapanlara 18 ile 12 yıl arasında hapis cezası öngörüldüğünü, yine 21. yüzyılın başlarında insan ticaretinin önlenmesi amacıyla mevzuat değişikliği yapıldığını ve insan ticareti mağdurları için acil yardım hattı oluşturulduğunu bildirdi.
İkinci dönemin ise 2013 yılında Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile başladığını aktaran Kurt, şöyle devam etti:
"Özellikle bu dönemi, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu göç akımı ile birlikte değerlendirmek daha gerçekçi olacaktır. Türkiye, özellikle 2011 yılında Suriye’de gerçekleşen iç karışıklıklar sebebiyle yoğun bir göçle karşı karşıya kalmıştır. Ülkemizde bugün yaklaşık 3 milyon 200 bin geçici koruma altında bulunan Suriyeli bulunmaktadır. İçinde bulunduğumuz yıl içerisinde 150 binin üzerinde düzensiz göçmen hakkında işlem tesis edilmiştir. Ayrıca, uluslararası koruma amaçlı Türkiye’ye gelen yabancılar da bulunmaktadır. Tüm bu gerçeklikler göz önünde bulundurularak hazırlanan yeni mevzuat 2013 ve sonrasında yürürlüğe girmiştir. Yeni süreçte Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, insan ticareti alanında da sorumlu kılınmıştır. Bu kapsamda 2015 yılında Türkiye'nin illerinde ilgili birimler oluşturulmuş ve göreve başlamıştır."
Kurt, "2016 yılında Avrupa Konseyi İnsan Ticaretine Karşı Eylem Sözleşmesi'ni mevzuatımıza dahil ettik. Yine 2016 yılında Ulusal Yönlendirme Mekanizması'nı oluşturan, kurumlar arasında koordinasyonu sağlayan ve idari işlemleri tanımlayan yönetmelik yayımlanmıştır." dedi.