CHP Grup Başkanvekili Altay Açıklaması
'Türkiye, hiç vakit kaybetmeden Doğu Kudüs'te Filistin Büyükelçiliğini açmalıdır'.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Türkiye'nin, hiç vakit kaybetmeden, Doğu Kudüs'te Filistin Büyükelçiliğini açmasını önerdi.
Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi'nden çıkan Doğu Kudüs'ün Filistin'in başkenti ilan edilmesi yönündeki kararından CHP olarak büyük memnuniyet duyduklarını belirterek, hayırlı olması temennisinde bulundu.
Kararın, İstanbul'da yapılan toplantı salonunda kalmamasını özellikle ve öncelikle temenni ettiklerini ifade eden Altay, Arap ülkelerinin Filistin ile dayanışma noktasında iyi sınav vermediğini söyledi.
Altay, İslam İşbirliği Teşkilatı kararının bir parça içlerine su serptiğini, rahatlattığını dile getirerek, Arap dünyasının Filistin ile ilgili duyarlılık göstererek, gereken yüksek refleks konusunda daha tutarlı adımlar atmasını umut ettiklerini kaydetti.
Hükümetten de hem kendilerinin hem de Müslüman dünyasının beklentilerinin bulunduğunu ifade eden Altay, Türkiye'nin Tel Aviv'de büyükelçiliği, Doğu Kudüs'te de konsolosluğu olduğunu anımsattı.
Altay, hükümetin, "Ey İsrail", "Ey Amerika" diye esip gürlemek yerine atacağı somut adamların bulunduğunu vurgulayarak, "Türkiye, derhal hiç vakit kaybetmeden, bugün Doğu Kudüs'de Filistin Büyükelçiliğini açmalıdır." dedi.
Kudüs ile ilgili hamaset yaparak, Kudüs ve Filistin ile dayanışma sağlanamayacağını belirten Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Madem bu iş geçmişteki onca BM kararına, uluslararası anlaşmalara rağmen ABD'nin densiz başkanı tarafından bu noktaya getirildi, Türkiye belki Ortadoğu'da kaybettiği itibarını da biraz daha gidermiş olabilir. İçeride AK Parti ile kavga ederiz ama Türkiye'ye yönelik dıştan gelecek her türlü tehdite, Türkiye ile ilgili olumsuzluğa karşı devletimizle hükümetle birlikte bu topraklara kol kanat germekte samimiyiz, kararlıyız.
Biz AK Parti ile kavga ediyoruz, devletle kavga etmiyoruz, etmeyeceğiz. Bu bakımdan hükümete samimi çağrımızdır; sosyal, siyasal her türlü desteğe hazırız. Türkiye'de içeride siyasiler, partiler kavga edebilir ama Türkiye'nin ulusal sorunu, bölgeyle, diğer devletler ilgili sorunu olduğunda iktidar ve muhalefet et tırnak gibidir anlayışını dünyaya hissettirmemiz lazım. Türkiye derhal hiç vakit kaybetmeden Doğu Kudüs'teki başkonsolosluğu büyükelçilik statüsüne çevirecek adımları atmalı, bunu destekliyoruz, arkasındayız. Hükümetin samimiyetini de böylece biz ve milletimiz anlamış olur."
-"Dostum Trump mı Ey Trump mı diyecek?"
Türkiye ile ABD'nin çok eski, iki müttefik ülke olduğuna işaret eden Altay, iki ülke ilişkilerinde hep, "Türkiye, ABD'nin bu coğrafyadaki jandarması, Ortadoğu'daki maşası değildir" görüşünü savunduklarını anımsattı.
Altay, Türkiye'nin, iki tarafın çıkarlarının eşitleneceği, önceleneceği ilişkileri ABD ile yürütmek zorunda olduğunu dile getirerek, "Bunu yaparken bu kadim müttefiklik ilişkisini iç siyasete malzeme yapmanın alemi yoktur. Türkiye'de var olduğu bilinen anti emperyalist anlayışı, anti Amerikancı iklimi işine geldiğinde kullanıp, sonra da 'Hiç bu kadar yakın olmadık' diye fotoğraf yayınlamanın alemi yok. Sayın Cumhurbaşkanı karar vermeli, 'Dostum Trump' mı 'Ey Trump mı' diyecek. Bir gün 'Dostum Trump', bir gün 'Ey Trump' ile ABD ilişkileri olumlanamaz. Bölgedeki gücüne, itibarına, Türk-ABD ilişkilerine zarar verir." diye konuştu.
-"Malvarlıklarına el konulmalı"
Engin Altay, Rıza Sarraf konusunda, ambargoyu delmek, kara para aklamak suçlamasından dolayı Türkiye'ye fatura, ceza kesilip, ikili ve uluslararası anlaşmalar çerçevesinde bu paranın ödenmesi istenmesi halinde hükümete tavsiyede bulundu.
Türkiye'ye ceza kesilmesinin bir ihtimal olarak önlerinde durduğunu ifade eden Altay, zararın tazmininde milletin kesesine, asgari ücretine, alın terine dokunulmamasını istedi. Altay, "Zafer Çağlayan, Muammer Güler ve Egemen Bağış'ın, kendi ve birinci derece yakınlarının mal varlıklarına el koyacağız. Buradan bu ceza ödenecekse ödenecek. Bu cezanın ödenmesi için milletin kesesine, beytülmala el uzatırsanız o eli kırarız. Sarraf'ın malvarlığına el konuldu, Hazineye gelir kaydedilecek. Bu üç bakanın malvarlığı yetmezse bu para değerlendirilir. Bu cezayı millet ödememeli." dedi.
Türkiye'nin, üçüncü çeyrekte yüzde 11 büyüdüğünü anımsatan Altay, Türkiye elbirliğiyle büyütüldüyse orta yerdeki pastanın da büyüdüğünü, bunu hak, hukuk, adalet anlayışı içinde 80 milyon ile paylaşmaları gerektiğini belirtti. Altay, asgari ücreti en az 2 bin lira yapmamak için hiçbir neden bulunmadığını ifade etti.
Bir soru üzerine Altay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, ana muhalefet partisi liderine "Sen bittin" sözlerinin, siyasi tehditten öte emrindeki kuvvetlere talimat niteliği taşıdığını öne sürdü.
İçişleri Bakanlığı bütçesinin bu cumartesi TBMM Genel Kurulunda görüşüleceğine işaret eden Altay, Soylu ile TBMM'de hesaplaşacaklarını söyledi.
Kaynak: AA
Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi'nden çıkan Doğu Kudüs'ün Filistin'in başkenti ilan edilmesi yönündeki kararından CHP olarak büyük memnuniyet duyduklarını belirterek, hayırlı olması temennisinde bulundu.
Kararın, İstanbul'da yapılan toplantı salonunda kalmamasını özellikle ve öncelikle temenni ettiklerini ifade eden Altay, Arap ülkelerinin Filistin ile dayanışma noktasında iyi sınav vermediğini söyledi.
Altay, İslam İşbirliği Teşkilatı kararının bir parça içlerine su serptiğini, rahatlattığını dile getirerek, Arap dünyasının Filistin ile ilgili duyarlılık göstererek, gereken yüksek refleks konusunda daha tutarlı adımlar atmasını umut ettiklerini kaydetti.
Hükümetten de hem kendilerinin hem de Müslüman dünyasının beklentilerinin bulunduğunu ifade eden Altay, Türkiye'nin Tel Aviv'de büyükelçiliği, Doğu Kudüs'te de konsolosluğu olduğunu anımsattı.
Altay, hükümetin, "Ey İsrail", "Ey Amerika" diye esip gürlemek yerine atacağı somut adamların bulunduğunu vurgulayarak, "Türkiye, derhal hiç vakit kaybetmeden, bugün Doğu Kudüs'de Filistin Büyükelçiliğini açmalıdır." dedi.
Kudüs ile ilgili hamaset yaparak, Kudüs ve Filistin ile dayanışma sağlanamayacağını belirten Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Madem bu iş geçmişteki onca BM kararına, uluslararası anlaşmalara rağmen ABD'nin densiz başkanı tarafından bu noktaya getirildi, Türkiye belki Ortadoğu'da kaybettiği itibarını da biraz daha gidermiş olabilir. İçeride AK Parti ile kavga ederiz ama Türkiye'ye yönelik dıştan gelecek her türlü tehdite, Türkiye ile ilgili olumsuzluğa karşı devletimizle hükümetle birlikte bu topraklara kol kanat germekte samimiyiz, kararlıyız.
Biz AK Parti ile kavga ediyoruz, devletle kavga etmiyoruz, etmeyeceğiz. Bu bakımdan hükümete samimi çağrımızdır; sosyal, siyasal her türlü desteğe hazırız. Türkiye'de içeride siyasiler, partiler kavga edebilir ama Türkiye'nin ulusal sorunu, bölgeyle, diğer devletler ilgili sorunu olduğunda iktidar ve muhalefet et tırnak gibidir anlayışını dünyaya hissettirmemiz lazım. Türkiye derhal hiç vakit kaybetmeden Doğu Kudüs'teki başkonsolosluğu büyükelçilik statüsüne çevirecek adımları atmalı, bunu destekliyoruz, arkasındayız. Hükümetin samimiyetini de böylece biz ve milletimiz anlamış olur."
-"Dostum Trump mı Ey Trump mı diyecek?"
Türkiye ile ABD'nin çok eski, iki müttefik ülke olduğuna işaret eden Altay, iki ülke ilişkilerinde hep, "Türkiye, ABD'nin bu coğrafyadaki jandarması, Ortadoğu'daki maşası değildir" görüşünü savunduklarını anımsattı.
Altay, Türkiye'nin, iki tarafın çıkarlarının eşitleneceği, önceleneceği ilişkileri ABD ile yürütmek zorunda olduğunu dile getirerek, "Bunu yaparken bu kadim müttefiklik ilişkisini iç siyasete malzeme yapmanın alemi yoktur. Türkiye'de var olduğu bilinen anti emperyalist anlayışı, anti Amerikancı iklimi işine geldiğinde kullanıp, sonra da 'Hiç bu kadar yakın olmadık' diye fotoğraf yayınlamanın alemi yok. Sayın Cumhurbaşkanı karar vermeli, 'Dostum Trump' mı 'Ey Trump mı' diyecek. Bir gün 'Dostum Trump', bir gün 'Ey Trump' ile ABD ilişkileri olumlanamaz. Bölgedeki gücüne, itibarına, Türk-ABD ilişkilerine zarar verir." diye konuştu.
-"Malvarlıklarına el konulmalı"
Engin Altay, Rıza Sarraf konusunda, ambargoyu delmek, kara para aklamak suçlamasından dolayı Türkiye'ye fatura, ceza kesilip, ikili ve uluslararası anlaşmalar çerçevesinde bu paranın ödenmesi istenmesi halinde hükümete tavsiyede bulundu.
Türkiye'ye ceza kesilmesinin bir ihtimal olarak önlerinde durduğunu ifade eden Altay, zararın tazmininde milletin kesesine, asgari ücretine, alın terine dokunulmamasını istedi. Altay, "Zafer Çağlayan, Muammer Güler ve Egemen Bağış'ın, kendi ve birinci derece yakınlarının mal varlıklarına el koyacağız. Buradan bu ceza ödenecekse ödenecek. Bu cezanın ödenmesi için milletin kesesine, beytülmala el uzatırsanız o eli kırarız. Sarraf'ın malvarlığına el konuldu, Hazineye gelir kaydedilecek. Bu üç bakanın malvarlığı yetmezse bu para değerlendirilir. Bu cezayı millet ödememeli." dedi.
Türkiye'nin, üçüncü çeyrekte yüzde 11 büyüdüğünü anımsatan Altay, Türkiye elbirliğiyle büyütüldüyse orta yerdeki pastanın da büyüdüğünü, bunu hak, hukuk, adalet anlayışı içinde 80 milyon ile paylaşmaları gerektiğini belirtti. Altay, asgari ücreti en az 2 bin lira yapmamak için hiçbir neden bulunmadığını ifade etti.
Bir soru üzerine Altay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, ana muhalefet partisi liderine "Sen bittin" sözlerinin, siyasi tehditten öte emrindeki kuvvetlere talimat niteliği taşıdığını öne sürdü.
İçişleri Bakanlığı bütçesinin bu cumartesi TBMM Genel Kurulunda görüşüleceğine işaret eden Altay, Soylu ile TBMM'de hesaplaşacaklarını söyledi.