Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra Açıklaması 'Kekemelik Tedavisinin Erken Dönemde Başlaması Önemlidir'
Dünya popülasyonunun yaklaşık yüzde 1’inde görülen konuşma bozuklukları ve kekemelik hakkında açıklamalarda bulunan, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra, “Kekemelik tedavisinin erken dönemde başlaması önemlidir” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından, kişinin söylemek istediği cümleleri söyleme sırasında oluşan istemsiz tekrarlamalar, sesteki uzatmalar ya da kesilmeler sonucu konuşmadaki ritmin bozulması olarak tanımlanan kekemeliğin genellikle 2-4 yaş arasında ve sıklıkla erkeklerde görüldüğünü söyleyen Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Pınar Tunçbilek Özmanevra ,bu konuşma bozukluğunun okul öncesi çocukların yaklaşık yüzde 3-5’inde,genç erişkinlerin ise sadece yüzde 0,7-1’inde görüldüğünü ifade etti.
“Ailede kekeme bireyler olduğunda diğer kuşaklarda da görülebilme ihtimali vardır”
Kekemelik özellikle birden fazla kelimeli cümle kurmaya başlanılan dönemde aniden ortaya çıkabilineceğine dikkat çeken Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra,”Ailede kekeme bireyler olduğunda diğer kuşaklarda da görülebilme ihtimali vardır. Çocukluk döneminde başlayan kekemeliğin olası nedenleri arasında genetik yatkınlık, nörolojik hastalıklar, orta kulakta enfeksiyon ve sıvı birikmesi, kafa travması, çocuk istismarı gibi durumlar sayılabilir. Ergenlik ya da genç erişkinlik döneminde başlayan kekemelik durumlarında ise öncelikle santral sinir sistemi patolojilerini düşünmek gerektiğine ve ilgili tetkikleri yaptırmanın önemli “ dedi.
Kekemelik tedavisi
Kekemeliğin, uzman desteği alınmaması durumunda kişilerde konuşma konusunda endişe ve kaçınma gibi davranışların geliştirilmesine, alay konusu olma ihtimali nedeniyle konuşma anksiyetesi ve sosyal fobi gelişmesine sebep olabileceğine işaret eden Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra, tedavi için öncelikle konuşma bozukluğunun tam tespiti ve sonrasında olası nedenlerin araştırılmasının önemli olduğunu belirtti.
Kekemelik tedavisinde, tespit edilen bazı nedenler için ilaç tedavileri verilebilirken, konuşma terapisinin genellikle en büyük alanı kapsamakta olduğunu kaydeden Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra, tedavinin erken dönemde başlanmasının önemini vurguladı.
Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra açıklamasının devamında şunları kaydetti: “Aile öyküsü olan kız hastalarda çoğunlukla ergenlik döneminde kendiliğinden tam düzelme görülmektedir. Düzelme durumu kekemelik derecesi ile alakalı değildir. Kekemelik görülen erkek çocuklarının ortalama yüzde 75’inin, kız çocuklarının ise ortalama yüzde 90’ının kekelemelerinin ergenlik döneminde durduğu görülmektedir.
Kekemelik hakkında yanlış bilinenler
Toplumumuzda kekemelik hakkında yerleşmiş olan bazı kanılar üzerinde de durmak ve bazı düzeltmeler yapmak gerektiğini belirten Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra, “Örneğin; kekeme olan bireyler, akıcı konuşan bireylere göre daha az ya da daha çok zeki değildirler. Kekemelikle zeka seviyesi arasında bir bağlantı yoktur. Kekeme bireylerde konuşma hızında problem olmasına karşın düşünme hızlarında bir yavaşlama yoktur. Çocukluk dönemi istismarı dışında sinirlilik, stres ve endişe kekemeliğe sebep olmaz. Akıcı konuşan her insan gibi kekemeler de tüm kişilik özelliklerini gösterebilirler. Çocuklar taklit ederek, yanlış nefes tekniği ya da davranış bozukluğu sonucu kekeme olmazlar.
Uzman tavsiyesi
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra Kekeme olan bireylere şu tavsiyelerde bulundu: Çocuklara “Sakin ol”, “Bir ara ver istersen”, “Heyecanlanmana gerek yok”, “Rahatla” gibi telkinlerde bulunmak yardımcı olmaktan öteye konuşmasının kötüye gitmesine sebep olabilir. Dinlerken mutlaka sabırla, ilgiyle ve göz teması kurarak dinlemeli, kelimeleri onlar adına tamamlamak istesek de bunu kesinlikle yapmamalıyız. Dinlerken endişeli görünmemek önemlidir, nasıl söylediğinden ziyade söylenene önem vermeli ve sabırla cümlesini bitirmesine izin verilmelidir.”
Kaynak: İHA
“Ailede kekeme bireyler olduğunda diğer kuşaklarda da görülebilme ihtimali vardır”
Kekemelik özellikle birden fazla kelimeli cümle kurmaya başlanılan dönemde aniden ortaya çıkabilineceğine dikkat çeken Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra,”Ailede kekeme bireyler olduğunda diğer kuşaklarda da görülebilme ihtimali vardır. Çocukluk döneminde başlayan kekemeliğin olası nedenleri arasında genetik yatkınlık, nörolojik hastalıklar, orta kulakta enfeksiyon ve sıvı birikmesi, kafa travması, çocuk istismarı gibi durumlar sayılabilir. Ergenlik ya da genç erişkinlik döneminde başlayan kekemelik durumlarında ise öncelikle santral sinir sistemi patolojilerini düşünmek gerektiğine ve ilgili tetkikleri yaptırmanın önemli “ dedi.
Kekemelik tedavisi
Kekemeliğin, uzman desteği alınmaması durumunda kişilerde konuşma konusunda endişe ve kaçınma gibi davranışların geliştirilmesine, alay konusu olma ihtimali nedeniyle konuşma anksiyetesi ve sosyal fobi gelişmesine sebep olabileceğine işaret eden Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra, tedavi için öncelikle konuşma bozukluğunun tam tespiti ve sonrasında olası nedenlerin araştırılmasının önemli olduğunu belirtti.
Kekemelik tedavisinde, tespit edilen bazı nedenler için ilaç tedavileri verilebilirken, konuşma terapisinin genellikle en büyük alanı kapsamakta olduğunu kaydeden Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra, tedavinin erken dönemde başlanmasının önemini vurguladı.
Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra açıklamasının devamında şunları kaydetti: “Aile öyküsü olan kız hastalarda çoğunlukla ergenlik döneminde kendiliğinden tam düzelme görülmektedir. Düzelme durumu kekemelik derecesi ile alakalı değildir. Kekemelik görülen erkek çocuklarının ortalama yüzde 75’inin, kız çocuklarının ise ortalama yüzde 90’ının kekelemelerinin ergenlik döneminde durduğu görülmektedir.
Kekemelik hakkında yanlış bilinenler
Toplumumuzda kekemelik hakkında yerleşmiş olan bazı kanılar üzerinde de durmak ve bazı düzeltmeler yapmak gerektiğini belirten Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra, “Örneğin; kekeme olan bireyler, akıcı konuşan bireylere göre daha az ya da daha çok zeki değildirler. Kekemelikle zeka seviyesi arasında bir bağlantı yoktur. Kekeme bireylerde konuşma hızında problem olmasına karşın düşünme hızlarında bir yavaşlama yoktur. Çocukluk dönemi istismarı dışında sinirlilik, stres ve endişe kekemeliğe sebep olmaz. Akıcı konuşan her insan gibi kekemeler de tüm kişilik özelliklerini gösterebilirler. Çocuklar taklit ederek, yanlış nefes tekniği ya da davranış bozukluğu sonucu kekeme olmazlar.
Uzman tavsiyesi
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra Kekeme olan bireylere şu tavsiyelerde bulundu: Çocuklara “Sakin ol”, “Bir ara ver istersen”, “Heyecanlanmana gerek yok”, “Rahatla” gibi telkinlerde bulunmak yardımcı olmaktan öteye konuşmasının kötüye gitmesine sebep olabilir. Dinlerken mutlaka sabırla, ilgiyle ve göz teması kurarak dinlemeli, kelimeleri onlar adına tamamlamak istesek de bunu kesinlikle yapmamalıyız. Dinlerken endişeli görünmemek önemlidir, nasıl söylediğinden ziyade söylenene önem vermeli ve sabırla cümlesini bitirmesine izin verilmelidir.”